Pazar Mayıs 19, 2024

Kürt Kerbelası‏

 

Boyunlarına ip geçirerek bir duvarın üzerine dizdikleri küçücük çocukları aşağı itip boşlukta sallandırarak boğuyorlar. Çocuklar çırpına çırpına can verirken o vampirler, "Allah Allah" naraları ile onların can çekişini seyrediyorlar.

            Erkeklik organlarını kestikleri erkekleri boğazlarına sopalar sokarak kan deryaları içinde bağırta bağırta öldürüyorlar. Kelimelerin anlatmakta kifayetsiz kaldığı o canlı görüntüleri dişleriniz kenetlenerek, gözyaşları ile sarsılarak seyrederken o kan gölünün sizi içine çekip boğduğunu hissederseniz. Vahşi baskınlardan kaçan köylüleri arazide silahla tarayıp katlediyorlar. Öldürülenlerin çoğu kadın ve çocuk; koca düzlük bir ceset tarlasına dönüşüyor, yakınları cesetlerin başında feryat feryada  dövünüyor, saçlarını yoluyor.

            Bu canavarlığı hiçbir hayvan yapmaz, yapamaz. Çünkü böyle bir potansiyelleri yok. Ancak vampirleşmiş insanlar gerçekleştirebilir bu vahşeti. Timsahlar şerefli kalır bu insanlık düşmanı yaratıkların yanında. Tayyip Erdoğan'ın hışmından korkan Türk medyası bu görüntüleri vermiyor, veremiyor. Bazı medya mensupları da şoven duygulara esir düştükleri için ilgisiz kalıyorlar. Enternasyonal Türk çevreler de ne yazık ki seslerini duyuramıyorlar.  

            Dünya kör ve sağır bu Kürt Kerbelası'na. Orada katledilenler AKP'ye yakın insanlar olsaydı -boş bardağı dolu göstermede epey maharetli olan- Tayyip Erdoğan acaba yine böyle mezar taşı gibi sessiz mi kalacaktı? Onlar Kürt değil de İngiliz, Fransız, Alman, Rus ya da Türk olsalardı acaba dünya şimdiki gibi umursamaz mı davranacaktı? Yeryüzünde böyle talihsiz kaç halk var, bileniniz var mı?

            Gün gibi açıktır ki, El Nusra adlı bu insanlık düşmanı tetikçiler, AKP'nin de içinde olduğu uluslar arası gericilik tarafından destekleniyor, besleniyor ve insanların üzerine salınıyor. İçinde Kürt ve Türk Hizbullahçıları, Afgan, Arap ve Çeçen gibi her halktan ruh hastası maşalar var.

            AKP'nin biricik müttefiki Mesut Barzani'nin katliama uğrayan bu insanlara sınırı kapatıp ambargo uygulaması apaçık cinayet yandaşlığıdır. Milliyetçiliğin -Kürt milliyetçiliği de öyle- egemenlerin ideolojisi olduğu Barzani'nin bu korkunç tavrı ile bir kez daha gün ışığına çıkıyor.

            Polisin gaz bombaları ile saldırdığı sokak protestoları AKP'nin faşist politikalarını geriletmeye yetmiyor.

            Yeni bir yol ve yeni yöntemler bulunmalı. AKP'nin soluğunu kesecek ve onu geriletecek yeni sivil projelere ihtiyaç var. Bu projeler AKP'nin canına okumak için hevesle bizi bekliyor.

alinakmahmut@hotmail.com

Twitter: Mahmut Alınak

102599

Mahmut Alınak

Eski kürt milletvekillerindendir.Çeşitli kitapları bulunmaktadır.Aralık 2011 yılına kadar sitemizde sürekli yazılar yazan Mahmut Alınak,Aralık 2011'de KCK tutuklamalarına maruz kalarak tutsak edilmiştir.Temmuz 2012'de tahliye edilmiş olup,zaman zaman yazıları ile okur kitlesine ulaşmaktadır.

alinakmahmut@hotmail.com

Mahmut Alınak

Bu oyunu zor bozar

 

 

Tarihte, zorun rolü üzerine çok şeyler söylenmiştir. Özellikle sınıfsal zorun ortaya çıkışı, varlığı ve uygulanması konusunda, burjuvazinin ideologlarıyla Marksistler arasında ciddi bir ayrım konusu yaşanmış ve yaşanmaktadır. Burjuvazi, kendi sınıfsal zorunu meşru görürken, ezilenlerin, özellikle de işçi sınıfının burjuvaziye karşı uyguladığı devrimci zorun adını bile duymak istemediği gibi, bunu “toplumsal etik dışı” olarak, son yılların burjuva moda deyimiyle,  “terörist” eylemler olarak kriminalize etmeye çalışır.

On İki İmamlar Alevi Olabilir mi ? 1-2

“…Bir insanın arınmışlık düzeyi en güzel sahip olduğu hoşgörüyle, anlayış ile ölçülebilir. Arınmış insan başkalarını yargılamaktan uzak, olayları ve insanları çok geniş bir bakış açısı ile görebilen, hoşgören, olaylar karşısında sukunetini yitirmeyen, her şeyi doğallıkla kabul eden bir yapıdadır. İyi yada kötü diye ayrımları yapmaktan kaçınır, sevgisi bütüne, herkese ve her şeyedir. Hoşgörüsündeki yükseklik, onun bu sevgiyi bu şekilde eksiksizce ve adilce aktarabilmesini sağlar. Korku ve endişelerden hemen hemen tamamen uzaklaşmıştır.

Minaresiz Camiler ve Alevi Asimilasyonu

 

Dedeler var hoca olmuş bir nevi
İhtirasa kurban edilmiş sevi
Minaresiz cami gibi cemevi
Aleviyi namaz kılarken gördüm

(Ozan  Emekçi)

 

Bazı Milliyetçi Ermeni Aymazlara Zorunlu Cevap! Hasan Aksu.‏

 

İnsan eğer ırkçılık, milliyetçilik ve şovenizmden ideolojik gıda alıyorsa; her şart ve koşulda diğer ulus ve azınlıklara kin nefret ve kan kusarak nemalanıyorsa; adı ne olursa olsun sosyalizm ve de komünizm düşmanlığı yapıyor demektir. Çünkü her türlü milliyetçilik yaşanan örnekleriyle hepimizin malumudur.

T.“C”NİN HÜLASASI: “HAYATA DÖNÜŞ” HAREKÂTI’NDAN ROBOSKÎ’YE![1]

 

“Acı veriyorsa geçmiş;

geçmemiş demektir.”[2]

 

“Geçmiş” diye sunulan ama bugünden, yani T.“C” hülasasına denk düşen “Hayata Dönüş” harekâtı’ndan Roboskî’ye uzanan vahşetten söz etmek; egemen hukuk(suzluk), zorbalık, şiddet tarihinin sayfalarında gezinmektir.

Kolay mı?

BE ZİMAN JÎYAN NA BE![1]

 

“Yaradılış gözyaşı vermiş bize,

acıma çılgınlığı vermiş,

İnsan artık dayanamaz gibiyse,

 üstelik

Ezgiler, sözler bağışlamış bana, yaramı

Bütün derinliğiyle dile getireyim diye;

Ve acıdan dili tutulunca insanın,

bir Tanrı

Çektiğimi anlatayım diye

bana dil vermiş.”[2]

 

Paris katliamının failleri ve düşünülmeyenler

 

KÜRT MESELESİNDE EVRİM Mİ KANSIZ DEVRİM Mİ?

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hayret verici çalımının gölgesinde süren Devlet-Öcalan görüşmesi -bana ümit vermese de- tereddütsüzce desteklenmelidir. Desteklenmelidir, çünkü anlaşma sağlanırsa hiç değilse savaş duracak ve artık gençler ölmeyecek. Bir de cezaevlerindeki binlerce insan dışarı çıkacak. Sadece bu iki nedenle de olsa görüşmelerin mutabakatla sonuçlanması için taraflar adım atmaya teşvik edilmelidir.

 

KÜÇÜK BURJUVAZİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ ARADIĞI YER

Küçük burjuva aydınları sosyalizmi sevmezler. Gerçekte, onların sevdiği düzen, kapitalist sistemdir. Kapitalist sistemin kendilerine dokunmamasını isterler. Onların tek istekleri; “özgürce yazmak”, “özgürce sanatlarını gerçekleştirmek”... Ancak, bu kutsal “özgürlüğün” içinde, kapitalist sistem tarafından ezilen işçi ve emekçilerin özgürlüğü yoktur. Onlara göre, işçi ve emekçilerin görevi; kapitalist iş bölümü gereği sermaye sahibine artı-değer üretmek...

İSLÂMCI-MUHAFAZAKÂRIN ZİHİN HARİTASINDA BİR GEZİNTİ: “NASIL BİR KADIN(LIK)”?[*]

 

“Biri kurbağa öper,

biri yüzyıllarca uyur,

biri 7 cüceyle yaşar,

biri kuleye kapatılır.

Bir masal prensesi olsan bile

kadınlık zor.”[1]

 

1. Arap-İslâm İmgeleminde Kadın: Arzu ve Tehlike

 

ZİNDANLARDAKİ ÇIĞLIK, BÜYÜK ÇIĞI OLUŞTURACAK…[1]

 

“Tarih, gelecek için

kavga verip, yitirmiş bile olsa,

insanlık için vuruşanları

hiç unutmaz.”[2]

 

Şu an elim tuttuğum 29 Ekim 2012 tarihli mektup Erzurum H-Tipi Kapalı Cezaevi’nin B-Blok’undaki 4. Odadaki Muzaffer Yılmaz’dan geldi…

Sayfalar