Cuma Mayıs 10, 2024

Sahte yurtseverler ve çoban yıldızı aydınlar

Tarihin defalarca doğrulanmış tanıklığı ile bilinmektedir ki, sahte yurtsever siyasetçilerin peşinden giden toplumların sonu yılan kaynayan kuyuların dipsiz karanlığıdır. Para, makam ve şöhret bataklığına saplanan o sahte yurtseverler adları üstünde sahtekârdırlar. Marazlı ruhlarını yurtseverlik ve halkçılık gibi cazibeli sözlerle perdelemede ve sinsi yüzlerini  saklamada oldukça ustadırlar; halkı tilkice hileler ve makyajlanmış yalanlarla aldatmada üstlerine yoktur. Şarlatandırlar; sesleri gerçek yurtsever aydınlardan hep daha gür çıkar. Ancak saman alevinden hiçbir farkları yoktur, pis kokular yayarak parlar, sonra da uzun toplum yaşamında bir iz bırakmadan sönüp giderler.

Gerçek yurtsever aydınlar ise toplumların Çobanyıldızı'dırlar, insanlığın semalarında hep ışıldayıp dururlar. Mal, mülk, para ve statü komik bir hikâyedir onlar için. Nasıl ki Çobanyıldızı gecelerin ufuksuz karanlığında yolunu kaybetmişlere yoldaşlık ediyorsa, onlar da toplumlara yönlerini bulmada kılavuzluk ederler. Yurtlarına ve insanlığa öyle yakıcı bir aşkla bağlıdırlar ki, kendilerini yerdeki bir karıncanın esenliğinden bile sorumlu tutarlar. 

Değil yaşadıkları sokakta ve kentte, dünyanın en ücra bir köşesinde bile bir insan acı çekiyorsa onlar o insanla kardeşmiş gibi acı çeker, onun için gözyaşı dökerler. Sadece kendi yurtlarında değil, Asya'da, Afrika'da ya da başka bir kıtada tek bir insan bile aç ve açıkta ise onlar dünya heveslerine kapılmayı kendileri için alçaklık ve insanlıktan çıkma hali olarak görürler. 

 Onlar; yalansız günlük ilişkileri, güvenilirlikleri, barışçılıkları, sağlam karakterleri, gösterişsiz sade yaşamları, adaletten şaşmazlıkları, dürüstlükleri, dayanışmacılıkları, karşılıksız fedakârlıkları, yüksek empati güçleri ve toplumun bilincinde çimlendirdikleri ışıklı düşünceleriyle insanlığı kötülüklerden, kavgalardan, dünya hırslarından ve bencilliklerden arınmaya, sevgiye ve temiz ahlâka çağırırlar. Sözden çok yaptıklarıyla toplumu etkilerler. Toplumlar eğer gelecekte sevgiyle bezenen paylaşımcı büyük ailelere dönüşeceklerse, bu, onların nurlu varlıkları sayesinde gerçekleşecektir.

Bu özellikleri taşıyan gerçek rehber aydınlara sahip olmayan toplumlar zindanların nemli karanlığında zincirlere vurulmuş talihsiz mahkûmlardan farksızdırlar. Hele hele sahte yurtsever siyasetçiler o toplumlara hükmediyor ve onları arkalarından sürüklüyorlarsa, vay onların haline!

Geçen hafta HDP milletvekili İdris Baluken önemli bir soruna parmak basarak gençlerin madde bağımlılığı hakkında Meclis'e bir önerge verdi. Meclis önergeyi gündemine alırsa kürsüde yine o alışıldık cafcaflı konuşmalar yapılacak, böylece Meclis'in halk için çalıştığı masalı bir defa daha haber bültenlerini süslemiş olacak.

Yüksekova Haber sitesi önergeyi, "Kürt illerinde her üç çocuktan biri madde bağımlısı," başlığı ile okurlarına duyurdu. Önergede,"Türkiye Uyuşturucu İzleme Merkezi'inin 2013 raporuna göre Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde madde bağımlılığı yaşı 12’ye düşmüş. Ayrıca her üç çocuktan birinin madde bağımlılığına yakalandığı da raporda yer almıştır,"denilmiş.

Kürt okurların yoğun olarak takip ettikleri sitenin bu haberine ürpertici pek çok yorum yapıldı. Sözde yurtsever siyasetçiler elde mikrofon "vatan, millet…" nutukları çekerken, bu acı yorumlar tokat gibi patlıyor insanın suratında.

                İşte o yorumlardan birkaçı:

Sorumsuz sorgusuz: "Birde gever (Yüksekova) esnafını nasıl sümürdüklerini neden kimse bahs etmiyor .senede 2 kez zam yapmaya çalışan eroin satıcısının önünü ne belediye nede vekillerimiz neden gündemlerine almıyorlar. sayın vekilim.geverde ailece içici duruma düşenleri şimdiye kadar neden analiz edemediniz.bir kamu oyu çalışmasını kendi halkınız olan geverde başlasanıza. serhıldanlerın kalesinin şimdi madde bağımcıların haline dünüştüğünü biliyormusunuz Gelişlerinizde neden fakirin sıcak çorbası içilmez neden hep aynı evler de yemekler yeniliyor.hani emek ten yana mazlumdan yana duruşunuz.biz halk olarak artık o samimiyeti göremiyoruz.halk ile bütünleşin artık..."28 Mayıs 2014 

 "Kimi kime şikayet ediyorsun sayin vekil? Kürt çocuklarının bağımlısı olduklari esrarin büyuk bir kismi nin lice kirsalinda yetiştiğini biliyorsunuzdur herhalde sayin vekil..." 28 Mayıs 2014 Çarşamba 

 "Allah rızası için partimizin bu konuya el atıp kökten çözüm için seferberlik başlatmalı.sadece Feqıye teyranda basın açıklaması yapmakla yetinmeyelim.WAN gençlerinin büyük bir kısmı esrarkeş oldu. Sanat sokağında aleni bi şekilde esrar satılıyor.Kent yöneticileri artık bişeyler yapmalı.  NOT:Erek mahallesi Şure diye bilinen arazi, Kurt tepesi,akköprü tren rayları kısmı,hacıbekir mah. nuda kültr merkezi cıvarı toplu esrar partisi düzenleniyor. Allah rızası için buralara bi el atatım..."28 Mayıs 2014

Günaydın -Gavan Adıyaman: "Günaydın milletvekili de, sormazlar mı size "Yeni mi farkına vardınız" bu konuda fikriniz ne..Çok çok geç kalınmış bir açıklama yumurta kapıya dayandı...." 28 Mayıs 2014 Çarşamba 21:16

 Niye engel olmuyoruz? Mitridates : "Uyuşturucu işinden para kazananları az çok biliyoruz veya tahmin ediyoruz değilmi? Kimimizin akrabası, kimimizin aşireti, kimimizin tanıdığı veya yakını... Yarın öbürgün polis bunları yakalasa toplanırız ve kahrolsun devlet deriz. Gene bu adamları gider biz savunuruz. Trafikten şikayet ederiz ama trafik polisi ceza yazmak istese polisi taşa tutarız. Bunu bilen devlet bizi tam anlamıyla biz bize bıraktı. Ne haliniz varsa görün dedi...." 28 Mayıs 2014 Çarşamba 

 Simko 5634:  "devlet bu uyuşturucuya önlem almıyor kanımca çıkarı vardır.onun için çok zor...." 28 Mayıs 2014 Çarşamba

Tarihin İntikamı Çetin Olur. xwenyas :"… Gelecek nesiller, onyıllar sonrası Kürt gençliği, Kürt kadını ve Kürt toplumu kime benzeyecek, nasıl olacak, ne vaziyet içinde yaşayacak, Kürt aile yapısı ne olacak hiç düşünen var mı? Tarih ve toplum kimlere hesap soracak, eminim hepiniz biliyorsunuz...."28 Mayıs 2014 Çarşamba 

 Kral çıplak -geveri 30 : "sayın vekil hepimizin bildiği bir konuyu paylaşmış. uzun zamandır kürt gençlerini apolitize etmeye çalışan sistem, madde bağımlılığı, futbol fanatizmi gibi yöntemler kullanmıştır. kaldı ki son dönemler de madde kullanımı ve madde ticareti bu bölgede çok doğal bir uğraş alanı ve çok doğal bir alışkanlık gibi görülmeye başlandı… sistem tarafından konulan ve Parti tarafından geliştirilen bu toz ticaretinin bölgemize çok zarar verdiği ortada. ve acilen bir zihniyet değişiminin yaşanması gerekiyor....."28 Mayıs 2014 Çarşamba 18:35

 "Laf çok icraat yok,klasik siyasetçi söylemi.Gerçi suçlu belli devlettir,kapitalizmdir vs vs işte klasik şeyler..." 29 Mayıs 2014 Perşembe 00:31

 "Soruyorum size Bunun üretim ve satışı kimin elinde ? Hadi korkmadan söyleyin bakalım. Vekilin var mı bunu dillendirmeye cesareti ? Gerçeğinle yüzleş az biraz. ...."29 Mayıs 2014 Perşembe

   Yaşanan korkunç gerçeği dünyaya haykıran yorumlar böyle!

  İnsanlar feryat ediyor, çocuklar esrar ve eroin kapanında mum gibi eriyorlar. Bir nesil adeta yok oluyor. Meclis ve onun yurtsever milletvekilleri ise vatan kurtarıyorlar, çocukların mutlu geleceği ve annelerle babaların refahı için geceyi gündüze katarak proje üretiyorlar!  İşler yolunda ve halk emin ellerde! Sahte yurtseverleri alkışa devam…                                                                                                  ***

    Acıklı manzara ortada. Yoksa insanlığın vicdanı olacak bir aydın hareketine mi ihtiyaç var? Siz ne dersiniz?

            7/ 6/ 2014         alinakmahmut@hotmail.com

94653

Mahmut Alınak

Eski kürt milletvekillerindendir.Çeşitli kitapları bulunmaktadır.Aralık 2011 yılına kadar sitemizde sürekli yazılar yazan Mahmut Alınak,Aralık 2011'de KCK tutuklamalarına maruz kalarak tutsak edilmiştir.Temmuz 2012'de tahliye edilmiş olup,zaman zaman yazıları ile okur kitlesine ulaşmaktadır.

alinakmahmut@hotmail.com

Mahmut Alınak

Enkaz Yaratan Çürük Düzeninizi Yıkacağız; Seçim Kurtuluşunuz Olmayacak!

6 Şubat depremleri sonrasında on binlerce insan taammüden katledildi, yüz binlercesi yaralandı ve milyonlarcası temel yaşam koşullarından mahrum bırakıldı. -Bir değil, iki değil, üç değil- on binlercemiz kendileri için bir mezar haline getirilen evlerinde öldürüldü. Sadece depremler nedeniyle değil enkaz altında kurtarılmayı beklerken yardım edilmediği için donarak öldürüldü. İnsanların yardım edin çığlıklarına, “Nerede bu devlet?” haykırışları eşlik etti.

Halkın İçinde Olmak (Sentez)

Halka dair söylenenler, devrimciliğe dair biçilenler, bireye dair yapılan sorgulamalar, bir politik öznenin hayatın içinde olup olmamasına dair yapılan vurgular, sömürenler ve onların devleti, bunların siyasi iktidarı ve muhalefeti, ordusu, sivil uzantısı her şey ama her şey mücadelenin tarihiyle kıyaslandığında kısacık denilebilecek bir zaman diliminde, yoğunlaştırılmış bir şekilde tartışmaya açıldı, tüm bunlarda yeni derinlikler kazanıldı, yeni bakışlar edinildi, ufuklar genişledi, renklilik geldi.

“İstibdat”tan Kurtulmak İçin Kürdü Çağırmak!

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri öncesi Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlere ilişkin HDP ile bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantı çıkışı basın önünde bir açıklama yaptılar. CHP lideri K.Kılıçdaroğlu da HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar da TBMM’nin önemine, halk iradesinin temsiliyetine dikkat çektiler! Basın önünde verdikleri mesaj “Hiçbir sorun çözümsüz değil, TBMM çatısı altında Türkiye’nin her sorununu çözmek olası…” biçiminde özetlenebilir.

Vicdan ve ahlak mı dediniz? (Ertan İldan)

Aslında Türkiye'de 50 gün sonra yapılacak seçimler hakkında daha fazla konuşmak niyetinde değildim. Tüm sermayesini bu muharabe'nin sonuçlarına yatırmış ve temelde iki kutupa ayrılmış bir toplumsal psikolojide aykırı bir görüşün yankı bulmayacağını bilirim. Daha da önemlisi muhtemel bir yenilgide akli melekelerini yitirmiş ve umutlarını tüketmiş bir kesimin hışmına uğramak tehlikesi de yok değil. Oysa benim "gemileri yakmak" gibi bir mecburiyetim yok. Demokrasi, özgürlük, eşitlik ve adalet isteyen toplum kesimleri ile ilişkilerimi ve görüş alışverişimi sürdürmek isterim.

Kaypakkaya ve Kemalist Cumhuriyet

Bu yıl İbrahim Kaypakkaya’nın faşist Türk devleti tarafından katledilişinin 50. yıldönümüdür.

Ve faşist TC’nin de kuruluşunun yüzüncü yılıdır. Kaypakkaya yoldaşın siyasal yaşamı bu tekçi, inkarcı, katliamcı tarihle hesaplaşmakla geçmiştir. Hiç kuşkusuz onun analizleri yalnız geçmişi değil geleceği de içeriyor. Dolayısıyla cumhuriyetin yüz yıllık tarihini sorgularken onun görüşleri bize yol göstermeye devam ediyor.

2023 Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin boykot tavrı neden doğru değildir

Çünkü öncelikle içinden geçilmekte olunan tarihi momentin realitesi; “Burjuva faşist düzen partileri ve ittifaklarının adaylarını boykot et, devrimci demokrat adayları destekle!” (MKP-SB. Bk. Halkın Günlüğü gazetesi) şiarında dile getirilen bu yaklaşımla örtüşür değildir. Neden değildir? Çünkü öncelikle içinden geçilmekte olunan süreç, ‘normal-olağan’ rutin bir süreç olmayıp; yönetimsel olarak sistemde niteliksel değişimin yaşanacağı bir süreçtir.

Delirmeye Az Kaldı Doktorum Nerede

Mahlukatlar içerisinde, kendisi gibisini, yaratabilecek tek canlı insanlardır. (Albert Ergün Einstein)

Ah.... çocuklar... ahh....

Memleketteki partilerin zayıflıklarını öne sürerek her türlü burjuva partileriyle bir araya gelenler....

İş dünya proletaryalarının burjuva renkleriyle bir araya gelmeye gelince....

Dünya proletarya partilerin zayıflıklarını öne sürerek bir araya gelmeyi ret etmekteler.

Ve bu insanlar örgütlüler biz proletaryalar örgütsüz.

Ve bu insanlar örgütlüler biz proletaryalar örgütsüz.

Ve tc’nin okul sıralarında olsa dahil...

Ermeni Devrimcilerin İttifak Deneyiminden Hareketle “YÜRÜ BE KEMAL…”

6 Şubat depremleri sonrasında on binlerce can kaybının ardından 14 Mayıs 2023 tarihinde “Başkanlık” ve “Milletvekilliği Genel Seçimleri”nin “yenilenme”si kararı alındı. Depremler ve ardından yaşanan sellere rağmen ülke seçim sath-ı mahalline girmiş bulunuyor. Seçim, iktidardaki AKP-MHP partilerinin oluşturduğu “Cumhur İttifakı” ve ona eklemlenen partiler ile CHP-İYİ Parti’nin başını çektiği “Millet İttifakı”nın oluşturduğu iki ana siyasi kampın iktidar mücadelesi biçiminde gelişiyor.

ATAERKİL SİSTEME KARŞI MÜCADELE SORUNU, EZEN-EZİLEN CİNS ÇELİŞMESİNİN ÇÖZÜMÜ SORUNUDUR

Sorunların doğru çözümü, öncelikle onların özünün tam olarak ne olduğu veya neye tekabül ettiğinin eksiksiz olarak ortaya konulmasıyla doğrudan bağlantılıdır. Yani sorun aslında tıpkı şuna benziyor: Doğru ve isabetli tedavi ancak ki doğru teşhis ile mümkün olabilir.

“Kadın sorunu” olarak tanımlanan sorun da böyledir. Sorunun özü bir kez gözden kaçırıldımıydı, sorunun kendisi de çözümü adına ileri sürülenler de isabetli ve doğru olarak ortaya konma şansını yitirir esasen.

Azaduhi (Nubar Ozanyan)

Herkesin anlatılacak bir hikayesi, yazılacak bir yaşamı vardır. Liceli Azaduhi’nin hikayesi, soykırım yaşamış bir Ermeni kadının Lice’den Diyarbakır’a, İstanbul’dan Hollanda’ya uzanan sürgün hikayesidir. Doğduğu yerde yaşayamadığı gibi ölemeyenlerin hikayesidir. Onun hikayesi kolay taşınamaz acıların, tanımlanması zor hüzünlerin hikayesidir. İyilik yapmaktan başka bir şey bilmeyen, ekmeğini paylaşmaktan başka bir şey düşünmeyen, direngen Liceli bir Ermeni kadının hikayesidir.

Katledilişinin 50. Yılı Vesilesiyle KAYPAKKAYA ve TKP-ML

Faşist T.C. Devleti tarafından, bundan 50 yıl önce bir komünist önder, aylarca süren işkenceli sorgular ardından hunharca katledildi. Buradan bir kez daha bu cinayeti kınıyor ve Türkiye-

K. Kürdistan devrimci hareketinin ender yetiştirdiği bu komünist önderi saygıyla anıyor ve ideallerine bağlı kalacağımızın sözünü yineliyorum.

Onun katli, “işkence sonucu ölüme sebebiyet verme” şeklinde olmayıp; bizzat devletin ilgili ve yetkili kurum ve kişilerince, “devletin ulvi çıkarları adına” karar altına alınan bilinçli ve iradi bir cinayettir.

Sayfalar