Salı Mayıs 14, 2024

Savaşmayan kirlenir

Savaşmayan kirlenir. Bugün yaşanan olumsuzlukların ve başarısızlıkların, küçülme ve gerilemelerin, kitlelerden kopmanın önemli bir yerinde yeterince savaşamamak, bir örgüt olarak bir bütün savaşamamak vardır. Özneleri ve zamanları değişen ancak sayısız pratik sonuçlarıyla değişmeyen sürekli bir şekilde kendini tekrar eden dar pratiklerin temelinde burjuva ideolojisiyle uzlaşmak, onun çeşitli düzeylerdeki etkisinden kurtulamamak vardır. 

Devrimci savaş ideolojik-politik-kültürel-askeri-iradi alanda burjuva-feodal sisteme karşı yürütülen bütünlüklü çatışmanın adıdır. Onu parça-parça alt ederek, üstünlük-hâkimiyet sağlamanın güvenceli yoludur. Devrimci savaş aynı zamanda kadro ve militanları burjuva ideolojisinden-yaşam tarzından- alışkanlıklarından, kirlerinden arınma, kurtulma ve köklü bir TEMİZLENME hareketidir. Hiçbir şey devrimci savaş kadar komutan ve savaşçıların burjuva–feodal sistemin kirlerinden- lekelerinden etkili şekilde arındırıp temizleyemez, eğitemez.

Düşmana ait düşünce-yaşam-duygu ve alışkanlıklarından arınıp kurtulmaya çalışmayan, kısaca savaşma konusunda netleşemeyen uzun süreli ve etkili bir savaşım sürdüremez. Düşmana ait olanları saflarında, içinde barındırıp-taşıyanlar bir biçimiyle burjuvaziyle uzlaşır. Devrimci savaş dıştaki düşmandan çok içteki düşmanla yani içimizdeki burjuvaziye ait olana karşı çok yönlü savaşımın kendisidir. Savaşımın ağırlıklı bölümü ve zamanın en fazlasını içte olan düşmana (burjuva) karşı yürütülen mücadele alır. 

Savaşmayan düşmanını yeterince tanıyamaz. Dolayısıyla onun etkisinden kurtulma mücadelesini güçlü veremez. Yol ve yöntemini bulamaz. Düşmanı darbelemek, alt etmek amacıyla konumlanan-mevzilenen düşmana yakınlaşan, gözleyen, izleyen, takip eden en zayıf yanını tespit ederek beklenmedik anında en etkili darbeyi vuranlar düşmanı gerçek anlamda tanıma olanaklarını yakalayabilir. Düşman gerçekliğini, ne yapmaya çalıştığı hakkında bilgi sahibi olmaya başlar. Düşmanla her karşılaşma-çatışma aynı zamanda kendi içindeki eksikliği, yetersizlik ve örgütsüzlük halini de ortaya çıkarır örgütün kendini daha iyi anlama-tanıma- olanaklarını ortaya çıkarır ve devrimcileşme ihtiyacını güçlendirir.  

Savaşan devrimci örgütün kadro-militanları, komutan ve savaşçıları her türlü bencillikten bireycilikten kurtulmayı en fazla başaranlardır. Samimiyet-dürüstlük-alçakgönüllülük-fedakârlık-adanmışlık-bağlılık-kısaca özgürlüğe devrime gerçekliğe ait devrimci olan özellik ve nitelikleri en ileri düzeyde kuşananlardır. Devrimci duruşa ve kişiliklere en fazla sahip olanlardır. Savaşmayan, yeterince savaşmayan, örgüt olarak bir bütün olarak savaşmayan örgütün kadro ve militanları, komutan ve savaşçıları kibirli, bireyci, kendini beğenmiş, bencil, dar görüşlü, ben bilirimci, statükocu, bürokrat, ben merkezci, tutarsız olmaktan kurtulamaz. Savaşmayan örgütün kadro ve militanları gerçeklerle, düşmanla değil dedikoduyla-sahte olanla, yalanla uğraşırlar.

Devrimci savaşın komutan ve savaşçıları sağlam güvenilir kişiliklerdir. Duruş-yürüyüşleri-savaş kapasiteleri ve güçleriyle güçlü bir idealin soylu bir amacın devrimci duruşlarıdır. İşçiler-emekçiler-ezilenler düşmana karşı savaşma istek ve kararlılığını sınırsız fedakârlığı ve devrime olan sonsuz bağlılığı onlardan öğrenirler. Düşmana karşı devrimci temelde savaşanlar burjuvaziye ait leke ve kirlerden kurtulamadıkça savaşamayacaklarını bilirler. Bundandır ki bir yandan düşmana karşı savaşırken diğer yandan burjuvaziye ait olan kirlerden, lekelerden kurtulmak için ideolojik eğitimi elden bırakmaz. Devrimci savaşı ve ideolojik eğitimi birlikte iç içe beraber ele alır. Savaşırken eğitilir, eğitilirken savaşır. Birine uzanırken diğerinden vazgeçmez. Devrimci savaşın kadro ve savaşçıları yaptıklarını anlatmayı kendilerinden bahsetmeyi konum ve mevkilerini örgüt içinde kendi çıkarları için kullanmayı, emek ve savaşımlarıyla değil de yetkileriyle iş yaptırmayı, halkı-yoldaşlarını ciddiye almayıp küçümsemeyi küçüklük kabul ederler.         

Devrimci savaş aynı zamanda örgüt içindeki dogmatizme-felsefi idealizme-metafizik düşünme tarzına, bürokratizme-statükoculuğa, dar pratikçiliğe, kitlelerden kopmalara, dar grupçuluğa burjuva bürokrat önderlik tarzına ve kişiliklerine karşı savaşımdır. Örgüt ancak gerilla savaşı içinde kendini dev aynasında değil sınıf savaşımının gerçekliğinde ölçerek-biçerek-görüp değerlendirerek- düzelme-devrimcileşme yolunu açar. Devrimci savaş onlarca akademi-kültür merkezi-yüzlerce açıklama-bildiri onlarca kâğıt üzerinde kalan ve yerine getirilemeyen sözlerden çok daha etkili- eğitici-öğretici-örgütleyici ve düzenleyicidir.

Silahlı savaşa dürüst-samimi yaklaşan bütün yönetici kadro ve savaşçılarıyla gerilla savaşının gelişip güçlenmesi sağlamlaşıp yaygınlaşması için çalışanlar kirlerinden arınır. TEMİZLENİR. Sınıf savaşımının denizine bütün samimiyetiyle atılmayanlar çürüme ve yozlaşmanın içinde kaybolmaktan kurtulamaz. Devrimci savaş özgürleştirir. Özgürleşen devrimcileşir, insanlaşır. Savaşmayan köleleşir, kirlenir ve çirkinleşir. Devrimci savaş burjuva-feodal sistemden köklü ve radikal kopuşun en devrimci, güvenceli yoludur. Devrimci savaşı yürütmede ideolojik netlik, sağlam irade ortaya koyamayan sistemin kölesi olmaktan kurtulamaz, kirlenir ve çirkinleşir. (Bir Partizan) 

46533

Hangi Sınıfın Cumhuriyeti Yaşasın?

Feodal aristorkrasiye karşı burjuvazinin iktidara gelmesi ve feodalizmi yıkması tarihsel olarak ilericiydi. O dönemde “ kahrolsun feodalite, yaşasın cumhuriyet” sloganı ileri bir hedefi gösteriyordu. Bu tarihsel dönüşüm Fransız burjuvazisinin 1789 burjuva devrimiyle başarıldı. Bu, toplumlar tarihinin geri döndürülemez diyalektik gelişimiydi. Feodal aristokrasi, ne kadar çaba harcarsa harcasın, gelişen üretici güçlerin önünde daha fazla direnemezdi ve kendinden önceki toplumların başına gelen kendisinin de başına gelmişti: Toplumlar tarihinin çöplüğündeki yerini aldı.

Zorunlu Açıklama!

Kısa bir süre önce; "Bir İşkencehane Olarak Sansaryan Han ve Süleyman Cihan." başlıklı bir yazı yazmıştım. Yazının giriş bölümünden de anlaşılacağı gibi bu yazı, Anayasa Mahkemesi'nin Sansaryan Han’a ilişkin kararı vesile yapılarak yazılmıştı.

Sosyal medyayı ve malum platformları aktif olarak takip etmediğimden; yazıya ilişkin kimlerin ne türden değerlendirmeler de bulunduğunu bilmiyorum. Bu çok ta önemli değil; elbette her okurun kendine göre değerlendirme, beğeni ve yergileri de olacaktır.

Ali Haydar Dersim’e (Nubar Ozanyan)

Değerli bir komutanı daha kaybettik. Dersim halkının bağrından çıkıp, dağlara sevdalanan, özgürlüğü zirvelerde arayan bir komutanı yitirdik. Büyük bir yürek acısı daha yaşadık.

„Holodomor „ Yalanı Üzerine

Başta Avrupa emperyalist burjuvazisi olmak üzere, bütün gerici devletler, emperyalist Rusya'nın Ukrayna'ya saldırı ve işgalini bahane ederek, tüm SSCB kazanınlarını, anıtlarını yok etmenin yanında, yeni yeni kararlarla, Stalin önderliğindeki SSCB'ni ve sosyalizmi karalamak için her türlü yalana baş vurmaya hız verdiler. Burjuvazinin, sosyalizm ve onu anımsatan herşeye düşmanlığı, kapitalizm ayakta kaldığı sğrece devam edecektir. Bu nedenle, burjuvazinin bütün yalanlarını açığa çıkarmakta devrimci mücadelenin en önemli ayaklarından biridir.

Liberallerin ve Ulu“sol”cuların Solculuğu-2 Kemalizm Sol Değildir!

AKP-MHP faşist ittifakı süresince siyasal İslamcılığın karşısına da alternatif olarak Kemalist ideoloji çıkarılıyor. Kendine “sol” diyenlerin siyasal İslamcılığın alternatifi olarak Kemalizm’i yeğlemeleri kabul edilebilir bir siyasi tutum değildir.

Bir İşkencehane Olarak Sansaryan Han Ve Süleyman Cihan!

Dün, Sansaryan Han’a ilişkin bir haber okudum gazetelerde: “92 yıl sonra Sansaryan Han için tarihi karar.” başlığı altında, özetle, şunlar aktarılmaktaydı: 

 

Ermeni fakir çocukların eğitim masraflarının karşılanması amacıyla vakfedilen ancak 1930 yılında devlet tarafından el konulan ve uzun yıllar İstanbul Emniyet Müdürlüğü olarak kullanılan Sansaryan Han, Anayasa Mahkemesi kararıyla 92 yıl sonra Ermeni vakfına geri verilecek.”[1]

 

Uluslararası İşçi Sınıfı İçin Büyük Bir Kayıp! Jose Maria Sison'u Sonsuzluğa Uğurladık

Filipin Komünist Partisi'nin (FKP)  kurucu önderi, Yeni Halk Ordusu (YHO) ve Filipin Ulusal Demokratik Cephe'nin (FUDC) danışmanı ve  Uluslararsı Halkların Mücadele Birliği'nin (ILPS) kurucularından ve başkanı, Filipin proletaryasının ölümsüz militanı Jose Maria Sison'u (yoldaşlarının Joma'sı) 16 Aralık 2022 tarihinde kaybettik.

Hızır

Hdp'liler katı atık tesisinin yeri değiştirilmesi konusunda öneri gelirse destekleyeceklermiş.

Demek ki gelmese...

De gurban... aha çevreci projeniz... aha boğuniz... aha siz...

Sütlüce'ye akmasın... kendi içimize... köyümüze.... aksın diyorsanız...

De... hadi...

Sütlüce'ye katı atık tesisi kurulmasın.... kendi köyümüze kurulsun... diye önerge getirinde sizi görem.

De.... Hadi kurban...

De.... Hadi...

Gerçekten çok akıllıca.

Gerçekten çok sinsice.

Liberallerin ve Ulu“sol”cuların Solculuğu-1- (Sentez)

"İşçi sınıfının devrimciliğine karşı çıkanlara sol denebilir mi? Ya da bunlar gerçekten sol olabilir mi?"

Sınıflı bir toplumda, bu toplumun alternatifi olarak sınıfsız toplumu öngören ve bunun mücadelesini veren Marksizm-Leninizm-Maoizm’in eleştirilmemesi, özellikle de mülk sahibi sınıfların ideolojik ve siyasal temsilcilerinin eleştirileri ve demagojik saldırılarına maruz kalmaması düşünülemez.

Barbara ve Sara olma zamanı! (Nubar Ozanyan)

Emekçi kadınlar birçok şeyden mahrumdur. Yoksun olduğu esas şeyler, özgürlük ve örgütlülüktür. Faşist devlet şiddeti, feodal baskı, Türk şovenizmi, egemen erkek zihniyeti, işgal ve saldırı, erkek adalet, aile ve din, dışlanma, aşağılanma vb. Saymakla ve yazmakla bitmiyor. 

KKB’li TİKKO Savaşçısı:Kobanê Ruhuyla Rojava’yı Savun!

Faşist TC içindeki klikler, Kobanê zaferinden bu yana dillerden düşmeyen bir yarasında birleşti.

Milli birlik ve beraberliğe ihtiyaç duydukları böylesi günlerde sağdan soldan TC faşizmi her zaman birleşmiştir. Bu bazen masa altından olur, bazen kapalı kapılar ardında, bazense öylece aleni. Burjuvazinin kalbini korkudan hoplatan bir işçi direnişi olabilir, emperyalist tekellere geçit vermeyecek bir çevre direnişi olabilir, faşizmi zayıflatacak bir demokrasi talebi olabilir, ataerkiyi ve heteroseksizmi titretecek bir adım olabilir bu gizli ya da açık el sıkışmaların sebebi.

Sayfalar