Salı Mayıs 28, 2024

Sen susuyorsun çünkü...

Seni Cizre, Silopi, Nusaybin, Diyarbakır Sur, Şırnak ve Dargeçit halkıyla empati kurmaya çağırmayacağım. Çünkü sen ölmüşsün. Bu düzen sana makam ve rahat bir hayat vererek ruhunu esir almış, öldürmüş seni. Ölmüş bir ruh gömüldüğü mezarda dışarıdaki seslere sağırdır.

Sevgili okur, bu sözlerim sana değil, siyasetçileredir.

Bu gece içime taş gibi oturan bir utanç ve suçluluk duygusuyla Silopi'li bir tanıdığımı aradım. Söze nasıl başlayacağımı bilemez bir telaşla, 'Durumunuz nasıl?' diye sordum.  Yorgun, yaralı bir sesle, "Vallah perişanız, "dedi. Evinin güvende olup olmadığını merak ettiğimi söyledim. "Evim savaşın tam ortasında, top atışlarından başımızı dışarı çıkaramıyoruz, "dedi. Ne diyeceğimi bilemedim, aramıza giren tedirgin bir sessizlikten sonra bana telefonda silah seslerini dinletti.

Toplar vahşi gümbürtülerle kim bilir hangi binanın alnında patlarken, makineli tüfekler takırdayarak meçhul hedeflere hışım gibi mermi yağdırıyorlardı. Silah sesleriyle sarsılarak telefonun başında donup kaldım. Nefesimi tutmuş, geceyi cehenneme çeviren patlamaları dinliyordum. İçimde uğuldayan bir çırpınmayla Silopi'ye gitmek istediğimi söyledim. "Gelirsen misafirimiz olursun; ama yardım için geleceksen boşuna gelme, " dedi.

Geceyi kalbimde yıldırımlar gibi patlayan o top atışları ve makineli tüfek takırtılarıyla isyanla dolarak geçirdim.

Telefonda dinlediğim sesler ölümün hoyrat sesiydi,  devletin şoför koltuğuna oturan AKP'nin halka karşı ilân ettiği savaşın sesi…  

Ey mikrofon gerillası siyasetçi, AKP savaş ilân ederken, peki sen neden alternatif olarak halkın önüne geçip ÖZGÜRLÜK ÇAĞRISI yapmıyorsun? Neden bu düzenle bir türlü restleşmiyorsun, neden?! Bu savaş ilânını neden bir devrim fırsatına dönüştürmüyorsun? Neden devletin savaş çarkını durduracak projeler oluşturmuyorsun?

Ey kürsü kahramanı siyasetçi, devlet seni iyi tanıyor ve senin neyi yapmayacağını çok iyi biliyor. Şehirleri yakıp yıkma ve katliam yapma cesaretini aslında senden alıyor. Yoksa Tayyip Erdoğan bu savaş ilânının kendi iktidarının sonu olduğunu bilse böyle kanlı bir yola girer miydi?

Ey demagog siyasetçi, neden susuyorsun? Susuyorsun çünkü… Beslendiğin bu düzenin ölümcül yaralar almasını istemiyorsun, çünkü bu düzenle esastan bir çelişkin yok. Kaçak güreşerek bu düzenle boğuşmayı gençlere bırakıyorsun.  Böylece kan dökülerek açılacak meydanlara şatafatlı kürsüler kurup özgürlük nutukları atmayı hesaplıyorsun.

Süslü sözlerle hendekleri savunan gençleri kutluyorsun. Bak, o hendeklerin ardında boy boy gençler ölüyor! Direnişe çağırdığın o gençler başlarına yağdırılan bombalarla paramparça edilerek öldürülürken, peki sen neredesin ey siyasetçi? Madem o gençleri hendeklerde direnmeye çağırıyorsun, neden sen de orada değilsin? O hendeklerde can veren gençlerden biri senin çocuğun olsaydı, acaba yine böyle rahat nutuk atar mıydın? Tayyip Erdoğan şehit edebiyatıyla yoksulun asker çocuğunu savaşa gönderirken, oğlu Bilâl para denizinde saltanat hayatı sürüyor. Direniş çağrısı yapıp kenara çekilen sen ey siyasetçi, bu konuda Tayyip Erdoğan'la farkın ne, onu söyle!

Nedense her direniş çağrın mutlaka ölümle sonuçlanıyor, ama sen ortada yoksun.

Gel bize bir iyilik yap ve halkın bu düzene karşı gelişmiş olan haklı tepkisini düzenin kokuşmuş bataklıklarında çürütmekten vazgeç.  Dizginleri kastığın artık yeter!

Bak, şehirler katlediliyor; insanlar ölüyor, gençler, kadınlar, çocuklar kurşunlanıyor. Bu ölüm filmini sonlandıracak bir projen var mı?

            Yoksa, peki bu sahnede işin ne? alinakmahmut@hotmail.com

62360

Mahmut Alınak

Eski kürt milletvekillerindendir.Çeşitli kitapları bulunmaktadır.Aralık 2011 yılına kadar sitemizde sürekli yazılar yazan Mahmut Alınak,Aralık 2011'de KCK tutuklamalarına maruz kalarak tutsak edilmiştir.Temmuz 2012'de tahliye edilmiş olup,zaman zaman yazıları ile okur kitlesine ulaşmaktadır.

alinakmahmut@hotmail.com

Mahmut Alınak

Haksiz emperyalist savaslara karsi, halklarimizin hakli ozgurluk ve bagimsizlik savasinin yaninda olalim!!! Hasan Aksu

Haksiz emperyalist savaslara karsi, halklarimizin hakli ozgurluk ve bagimsizlik savasinin yaninda olalim!!!

OLASI BİR YAĞMA SAVAŞI ve “ÜÇ VAKTE KADAR”

 

6/7 Eylül 1955 kan-gözyaşı ve ölüm

               Ermeni soykırımı tarihinin ilk evresi, Osmanlı imparatorluğu hakimiyeti altında yaşayan Ermenilere karşı Abdülhamit döneminde uygulanan katliam ve baskılar ile başlamaktadır.1896 yılına kadar birçok vilayette yapılan katliamlarda yüzbinlerce insan öldürülmüştür.Bir ulusun yok edilmesinin ikinci evresi 1915 yılında İttihat-Terakki hükümetinin 1,5 milyon insanın ölümüne sebep olan yeni bir yüzyılın başlangıcında ilk SOYKIRIM olayıdır.Üçüncü ve son devresi ise Ulus devleti inşasında kurulan TC,yani Kemalist Türkiye'sinde azınlıklara karşı uygulanan politikalar sonunda  b

İzzettin Doğan asimilasyoncu bir düşkündür

 

Fethullah Gülen’le hangi menfaatler ve çıkarlar karşılığında olduğu belli olmayan bir ortaklığa soyunup, aynı arazi üzerinde Cami, Cemevi ve Aşevi yapılması işbirliğini gururla anlatan, asimilasyonun gönüllü bir neferi olan İzzettin Doğan bir düşkündür. 

Kapitalizmin Sosyalizmi İçerden Ele Geçirme Çizgisi Olarak Modern-Revizyonizm Ve Dust Bowl Sendromu

 
 

 

 

 

PİR SULTAN ABDAL'IN SUÇU?

 

1. Pir Sultan, dinsizdir, namaz kılmaz, ramazan orucu tutmaz.

 2- Şeriata aykırı söz söylüyor ve davranış sergiliyor.

 3- Müslümanlara Yezit diyor ve şarap içiyor.

 4-Ayin-i Cem adında gizli toplantılar yapıyor.

 5- Safevi taraftarı ve Kızılbaş taifesinden, Devlet-i Ali düşmanıdır.

 6- Rafızi kitaplar bulunduruyor, okuyor ve okutuyor.

BARIŞ NE YANA DÜŞER USTA ...

 

Emperyalist ABD haydudu ve beraberindeki kan emiciler, Suriye’ye saldırı hazırlığı içindeyken, "barış”tan söz etmek abesle iştigaldir. Etrafin emperyalist ve kapitalist haydut devletlerle sarılmış ve kan emici kapitalist sistem yaşatılmaya devam edilirken, "kardeşlikten", "barıştan" söz etmek büyük bir aldatmacadır. Emperyalist ve gericiliğin vahşi saldırılarıyla içiçe yaşayan, kitlesel katliamlara uğrayan ezilen halklar ile dalga geçmek demektir.

Emperyalist Saldırıya da, Savaşa da Hayır!

Bu ülkenin Başbakanı önceleri ismi “Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)” olan ve daha sonra hedefi, kapsamı, amacı genişletilerek adı “Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi(1)” olarak değiştirilen emperyalist paylaşımcı projenin Eşbaşkanlarından birisidir ve dolayısıyla da ABD emperyalizminin en başta gelen işbirlikçilerindendir. 

Yaşadığımız bu son süreçte bu projenin bir aşaması gerçekleştirilmek isteniyor.

Nasıl mı? Suriye’ye savaş ilan edilerek.

Gerekçe? O da hazır. “Kimyasal silah kullanıldı” 

Ermeni Sorunu’nun Doğuşu ve Osmanlı Bankası Baskını

 

19.yüz yılın sonunda 500 yıldır hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu artık son evresine gelmiş yok olmakla karşı karşıya bulunuyordu. Avrupa'da kapitalizmin gelişmesi, ulusal uyanışlar, bağımsızlık hareketleri,1789 Fransız devriminin yankıları, Balkanlarda ulusal kopuşlar Anadolu'da yaşayan Ermeni ve Rum toplumlarında da oluşmaya başlamıştır.

Osmanlı, iktidarı altında yaşayan Ermenilere, azınlıklara ibadet özgürlüğü, mülklerinin güvence altına alınması, reformlar, yasa önünde, vergi alanında eşitlik vaat ediyordu.

Türki entergasyon dinamikleri ve anadilde egitim

TC’nin Lozan sonrası Kürdistan’a ilişkin programı askeri işgal,asimilasyon ve entegrasyon temelli olmuştur.  Kürdistanlılar askeri işgale ve asimilasyona karşı ciddi isyanlar geliştirmiş,mücadeleler vermiş ve bedel ödemişlerdir.Kuzey Kürdistan’da askeri işgale karşı belli gerilla alanları haricinde herhangi bir kazanım elde edilememiş,ancak asimilasyona karşı yürütülen mücadele hedefine tam ulaşamasa da belli sonuçlar üretmiştir. 

Gülfikâr Aksu'nun Anısına/ Hasan Aksu

Gülfikâr Aksu'nun Anısına: "Cocuglar Bize Oyle Ogrettiler. Ne Bilek Hakim Beg; Biz İbocuyuk, Tikkocuyuk!"/ 

Ben Annemi 18 Mayıs 2000 yılında yitirdim. Annem her Anne gibi önce Kadın’dı. Doğurgan özelliğinden gelen koruma, kollama, her şart altında sahiplenme esasıydı. Erkek egemen toplumunda kadın olduğundan dolayı, cins ayrımcılığına uğradı. Baskı ve şiddet gördü. Kürt olduğundan dolayı ulusal baskıya uğradı. Alevi olduğundan dolayı dinsel, mezhepsel baskılara maruz kaldı, aşağılandı.

Sayfalar