Salı Mayıs 7, 2024

TKP/ML TİKKO: “Kobanê Direnişi Direnişimizdir!”

 

TKP/ML TİKKO Ortadoğu Bölge Komitesi yaptığı açıklamayla Kobanê Direnişini selamlayarak Direnişi sahiplenme çağrısında bulundu. “Kobanê Direnişi direnişimizdir” diyen TKP/ML TİKKO, tüm örgütlü güçlerine ve devrimci-demokrat kesimlere de direnişin aktif parçası olma çağrısında bulundu.

DAİŞ çetelerinin emperyalistler ve onun uşaklığını sürdüren TC Devleti tarafından finanse edildiğine ve desteklendiğine dikkat çeken TKP/ML TİKKO Ortadoğu Bölge Komitesi açıklamasında “DAİŞ çetelerinin Rojava'daki Kürt ulusal demokratik kazanım ve mevzilerini yok etmek amacıyla Kobanê Kantonunu kuşatması ve faşist insanlık dışı ve bu faşist insanlık dışı çetelerin ağır silahlardan güç alarak halkı katletme girişimi bütün dünya insanlığının gözleri önünde devam etmektedir” dedi.

DAİŞ çetelerinin  doğrudan emperyalistlerin eliyle kurulduğunu ancak gelinen aşamada “bugün bu beladan kurtulmak istendiğini” belirten TKP/ML TİKKO Ortadoğu Bölge Komitesi, bunun da yine kendi emperyalist çıkarlarına uygun şekilde yapılmaya çalışıldığını ifade ettiği açıklamasına ayrıca şu ifadelere yer verdi:

“Dün DAİŞ çetelerini bölgesel çıkarları için var eden emperyalist haydutlar bugün de bu beladan kurtulma planlarından söz ederken, yapılan hiçbir şeyde ve atılan hiçbir adımda bölge halklarının, Kürt ulusunun, Rojava'nın ve Kobani'nin güvenliği, özgürlüğü söz konusu değildir. Süreç ve attıkları bütün adımlar emperyalist çıkarlarının bölgesel uşak-gerici rejimlerin ihtiyaç duyduğu verili statükonun devamı ve çıkarlarıyla belirlenmeye çalışılıyor.

Ne var ki gerek emperyalist haydutlar gerekse de bölgedeki uşak güçler hesap edemedikleri iradeyle yüz yüze bulunmaktadırlar. Bu irade özgürlüğüne ve onuruna tutkuyla bağlı bir halkın iradesidir. Kürt halkının Rojava'da, Kobani'de sınırlı imkanlara ve kuşatılmışlığa karşın sergilediği ve bütün bedelleri ödeme pahasına ortaya koyduğu kahramanca direniş yüzlerce, binlerce evladının özgürlüğü uğruna feda etmekten geri durmadığı büyük yaşam ve kurtuluş isteğidir.

Kobani halkının silahlı birlikleri YPG, YPJ öncülüğünde sergilediği bu yiğitçe direniş aynı zamanda tüm dünya halklarına ve ülkemizin işçi ve emekçilerine özgürlüğün, zulümden kurtuluşun ve onurluca yaşamın yolunu bir kez daha göstermektedir. Geçtiğimiz ay Şengal ve Maxmur'da ortaya çıkan ve DAİŞ katliam planlarını engelleyen özgürlük ve direniş iradesi, halka karşı sınır tanımayan fedakarlık ve cesaret bu kez Kobani'de Kürt halkının yiğit kadın ve erkeklerince bir kez daha sergileniyor.

Ortaya konulan bu soylu direnişi kendi direnişimiz olarak görüyor ve halklarımızın özgürlük, demokratik yaşam ve sosyalizm mücadelesinin bir parçası olarak bütün devrimciliğimizle selamlıyoruz. Ülkemizin bütün sokakları, kentlerimizin varoşları, bütün mücadele alanlarımız, Dersim, Erzincan, İstanbul vb bütün kentlerimiz, tüm yoldaşlarımız ve bütün devrimci demokratlar Kobani'de ortaya çıkan Devrimci - Direnişçi iradeden ilham almalı ve yalnızca kalpleri ile değil sergileyecekleri pratikleriyle de bu direnişin bir bileşeni olarak cesaretlice bir duruş sergilemelidirler

Kaynak: Fırat Haber Ajansı (ANF)

 

 

 

 


84697

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Proletarya Partisi

Halka Nasıl Yaklaşacağız?

Milyonlar açlık ve yoksulluk içinde, demokratik haklardan yoksun, özgürlük kırıntılarına bile muhtaç bir durumda yaşıyor. Haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik karşısında kitleler ya seslerini yeterince yükseltememekte ya da sınırlı sayıda insanla zulüm karşısında direnmeye çalışmaktadır. Birbirinden bağımsız, sınırlı direniş güçlerinin mücadele ettiği süreci yaşıyoruz. Damlaların derelere, derelerin nehirlere, nehirlerin bendlerini yıkacak duruma gelme ihtiyacı var.

“Kuruluşunun 100. Yılında TC’nin Diğer Yüzü Türkiye’de Ulusal Azınlıklar Sorunu”*

Türkiye’de ulusal sorun ve azınlıklar meselesini incelerken nasıl bir ülkede yaşadığımız, ülkeyi hangi sınıfların yönettiği, ulusların hangi tarihi koşullarda ortaya çıktığı, ulusal sorunun ekonomik ve politik nedenlerini açıklamak durumundayız.

Ulus, tarihsel olarak meydana gelmiş, ortak bir dil, ortak bir pazar, ortak bir kültür birliği ve ortak bir ruhi şekillenmende ifadesini bulan istikrarlı bir insan topluluğudur. Ulus, sadece tarihi bir kategori değil bir çağın, yükselen kapitalizm çağının ortaya çıkardığı bir olgudur.

Yüz yıllık çakma Türk devleti (Nubar Ozanyan)

Aradan bir asır geçmesine, tarihin yaprakları değişmesine karşın Türkiye Cumhuriyeti temelde bir değişime gitmeden dün olduğu gibi imha ve inkar zihniyetiyle yaşamaya, Orta Çağ’ın karanlığında kalmaya devam ediyor.

Fetih ve işgallerden, zulüm ve soykırımdan başka övünülecek bir tarihi, Hitler faşizmine örnek olmaktan başka bir başarısı olmayan TC, ceberut devlet olma niteliğinden hiçbir şey kaybetmeden yüzüncü yılını kutluyor.

Aşk Her Şeyi Affeder mi - Partiler Neden Diktatör / ERGÜN ASLAN

Klasik emperyalizmle modern emperyalizm arasında çeşitli proletaryaların ve (komprador) sınıfların olduğu bir memlekette modern proletaryaların partisinin birliğinin ve özgürlüğünün yegane (ve yegane) güvencesinin yerel yönetimlerin özerkliğe varabilecek kadar geniş demokratik haklara sahip olmaları olduğu bilgisini kim inkar edebilir ki.

Üüüü.... üüüü....

Ya.... ya...

Bir insan aldığı görevden başka her şeyi konuşur mu.

Hom... hom.. hom...

Bunlar... bunlar... daha çok....

 Filelerin sultanlarını karşımıza çıkarırlar.

 Daha çok...

Rojava, Filistin, Karabağ: İşgal, Yıkım ve Direniş (Yorum)

Ortadoğu tarihi boyunca yer küremizin en çatışmalı bölgelerinden biri olmuştur. Bölgenin stratejik konumu, uygarlığın gelişim düzeyi, baskıya, sömürüye dayalı dış müdahaleler için güçlü zeminler sunmuştur. Kuşkusuz bölgedeki iç çelişkiler ve çatışmalar da her zaman dış müdahaleleri kolaylaştırmıştır. Özellikle dinsel ve mezhepsel çatışmalar hem çağdaş temelde toplumsal gelişmeleri frenlemiştir hem de bölgeyi dış saldırılara açık hale getirmiştir. Bu nesnel zemin üzerinde toplumsal çürümeler, işbirlikçi ilişkiler ve itaat kültürü bir yaşam tarzına dönüştürülmüştür.

“Hamas-İsrail Çatışmasında” İtidal Çağrısı Yapmak…(Polemik)

Filistinli 14 direniş örgütünün, 7 Ekim günü “Aksa Tufanı” adıyla İsrail devletine yönelik operasyonu, başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Hamas gibi İslamcı örgütlerin yanısıra ve de Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi gibi Marksist eğilimli hareketlerin de yer aldığı hamle, Siyonist İsrail’in tarihi boyunca aldığı en büyük darbelerden biri olarak kayıtlara geçti. Sözkonusu direniş, kısa sürede dünyanın dört bir yanında devrimci, ilerici güçler nezdinde çok ciddi saflaşmaları da beraberinde getirdi.

“Çizgimiz Nubar Ozanyan’dır!” (Deniz Aras)

7 Ekim sabahı Filistin Ulusal Direnişi’nin Siyonist İsrail işgalciliğine ve zulmüne karşı “Aksa Tufanı Operasyonu” başlatması başta siyonizm olmak üzere bölge gerici devletleri ve siyonizme koşulsuz destek veren emperyalistlerde şok etkisi yarattı.

Hamas öncülüğünde başlatılan ve aralarında Filistin Ulusal Hareketi’nin tarihsel öznelerinden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi devrimci örgütlerin de yer aldığı “Operasyon Odası” tarafından yönetildiği açıklanan bu hamle, tüm dünyada olduğu gibi coğrafyamızda da tartışmalara yol açtı.

Yerini Bulan Her Vuruş Acı Verir!

Komünist partileri yaptıkları eylemleri kamuoyuna açıkladıkları gibi, yanlış yaptıkları eylemleri de kamuoyuna açıklar ve özeleştirisini yaparlar. Yanlış eylemlerin özeleştirisinin yapılması, o partinin dürüstlüğünü gösterir ve bu tür özeleştiriler kitlelere ve parti kamuoyuna güven verir.

Arif Alıç, 1978 yılında Hıdır Aykır ile Bayrampaşa  Hapishanesinden kaçtı. Parti tarafından kırsal (Dersim) alana gönderildi. 1981 yılının ortalarında, TKP/ML üyesi bir kişi tarafından öldürüldü.

Bu makaleyi, yazarken ölüm haberini aldığım, sevgili yoldaşım Turan Talay'ın anısına adıyorum.

Türk Tekelleri Afrika'yı Çok Çooook Sevdi!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:Faşizm Ve Siyonizm Kaybedecek, Filistin ve Rojava Kazanacak!

Ortadoğu ezilen halklarının ezeli düşmanları olan Faşist T.C. ve Siyonist İsrail devletlerinin halklara yönelik saldırıları ile ezilen Rojava ve Filistin halklarının direnişine şahit oluyoruz. Bu gerici güçler, tüm teknolojik üstünlük ve emperyalist devletlerden tam destek görmelerine rağmen, Filistin ve Rojava halklarının direncini, mücadele kararlılığını kıramıyorlar. Egemenlerin tüm saldırılarına rağmen belirleyici olan yine halkın öz direnişi ve kararlılığı oluyor. Filistin ve Kürdistan halkları; İsrail Siyonizmine, T.C.

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Sayfalar