Cuma Mayıs 17, 2024

TKP/ML TİKKO Militanlarından Eylem

Elimize e-posta yoluyla ulaşan bir açıklamaya göre TKP/ML TİKKO’nun kuruluşunun 42. savaş yılını selamlayan militanlar, İstanbul’da; Gazi, Sarıgazi, Yenidoğan ve Gülsuyu Mahallelerinde eylemler gerçekleştirdiler. Açıklamayı güncelliğinden ve haber değeri taşıdığı için paylaşıyoruz:

Faşist Kemalist diktatörlük, uyguladığı baskı ve zorbalığı Taksim’i işçi ve emekçilere kapatarak boyutlandırmış; ezilenlerin isyanını ve mücadelesini kapsamlı bir saldırganlıkla ezmeyi hedeflemiştir. On binlerce polisine ve tüm saldırılarına karşın sokaklar isyanın, direnişin ve kavganın adresi olmuştur. Partimiz militanlarıyla barikat başlarında, sokak çatışmalarında ezilenlerin isyanı ve öfkesinden güç alarak faşizmin tüm kuşatma ve saldırılarına yanıt olmaya çalışmıştır.

Partimizin 42. savaş ve mücadele yılıyla buluşan 1 Mayıs çatışmaların örgütlenen eylem ve pratiklerle karşılanmıştır. Kuruluşumuzun 42. yılı Gazi Mahallesi’nde militanlarımızın pankart asma eylemiyle kutlanmıştır. “Şan olsun 42. savaş yılına” TKP/ML TİKKO imzalı bomba süsü verilmiş pankart düşmanın bomba imha ekipleri tarafından fünyeyle patlatılarak indirilmiştir. İşçi ve emekçilere umut, düşmana korku olan kuruluşumuzla ilgili eylem, halkımız tarafından ilgiyle karşılanmıştır.

Sarıgazi ve Yenidoğan Mahallelerinde Partimizin kuruluşu gerçekleştirilen yazılamalarla işçi ve emekçilere duyurulmuştur.

Faşist TC devletinin 1 Mayıs günü geliştirdiği azgın saldırı ve kuşatmaya karşı sokak çatışmalarında direnişi sürdüren Partimize ve TMLGB’ye bağlı militanlar Sarıgazi’de gerçekleştirdikleri korsan bir eylemle saldırılara cevap vermiş; kaymakamlığı ve belediyeyi hedef alan eylemlerle kutlamışlardır. Partimizin 42. savaş ve mücadele yılı, eylemde taşınan pankartla duyurulmuş, eylemimiz işçi ve emekçilere umut olmuştur.

Eylemlerimizin bir diğer adresi Maltepe-Gülsuyu Mahallesi olmuştur. Devletin halk üzerindeki baskısını devreye soktuğu çeteler vasıtasıyla sürdürdüğü mahallede Partimiz saflarında örgütlenme çağrısının yapıldığı bir pankart eylemi yapılmıştır. 1 Mayıs’a, uyanılacak sabaha Partimizin saflarında sokakları tutuşturmaya çağıran eylemimiz “1 Mayıs’ta TKP/ML TİKKO saflarına” şiarını taşımış, halk arasında coşku ve ilgiyle karşılanmıştır. Okul durağına asılan pankart, bomba imha ekiplerinin fünyeyle patlatılması sonucu indirilebilmiştir. 

97017

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Rosa özgürlüğün ta kendisiydi

“Hareket etmeyenler, zincirlerin

ne kadar ağır olduğunu bilmezler.”[1]
 
“… Bu zehirli kaltak, bir maymun kadar zeki olmakla birlikte sorumluluk duygusundan tümüyle yoksun olduğu ve tek motifi kendini haklı çıkarma yolunda neredeyse sapkınca bir istek olduğu için daha çok zarar verecek,” diye yazıyordu Victor Adler August Bebel’e 5 Ağustos 1910 tarihli mektubunda.

İbrahim KAYPAKKAYA'nın Ölümünün 50. yılı Vesilesiyle

 

“CEHENNEMİN GİRİŞ KAPISI”NI YIKAN KAYPAKKAYA

VE

ONUN ÖĞRETTİKLERİ...

Yusuf KÖSE

İBRAHİM KAYPAKKAYA’DAN ÖĞRENMEK[*]

 

“İşçi sınıfının

ekmekten çok

onura ihtiyacı var.”[1]

 

Patika Dergisi (PD): İbrahim Kaypakkaya’nın katledilmesinin üzerinden 50 yıl geçti. 50. yılında Kaypakkaya’yı özgün kılan nedir?

 

Sibel Özbudun (SÖ): İbrahim Kaypakkaya’nın 68 devrimci hareketi içerisindeki, onu hem kendi bağlamı, hem de günümüz açısından “özgün” kılan, bence “süreklilik içinde kopuştan kopuş”u temsil etmesidir.

Sosyalizm/Komünizm Nedir? (MLPD Programı)

Sosyalizm ve komünizm hakkında düşündüklerinde birçok insanın aklından geçen sorulara bazı yanıtlar.

Sosyalizm nedir ki?

 Sosyalizm, kapitalizmin toplumsal alternatifidir. Günümüzün devlet-tekel kapitalizminde, uluslararası tekeller kendilerini tamamen devlete tabi kılmış ve tekelci sermayenin organları devlet aygıtının organlarıyla birleşmiştir. Tüm toplum üzerinde çok yönlü egemenliklerini kurmuşlardır. Aynı zamanda, hakim olan uluslararasılaşmış üretim tarzı, dünyanın birleşik sosyalist devletleri için maddi hazırlığı tamamlamıştır.

Dinci-Faşist Gericiliğin Merkezi: Emperyalist Türk Devleti

Özellikle son 15 yıldır dinci (müslüman) gericiliğin merkezi olduğu rahatlıkla söylenebilir. ABD'nin Afganistan ve Irak'ı işgali ve peşinden Kuzey Afrika ülkelerindeki 2010 ayaklanmaları ve Mısır'da geçici olarak Müslüman Kardeşler örgütünün iktidara gelmesi ve peşinden Suriye'de geliştirilen olaylar, Türk devletine, dinci AKP'nin de iktidarda olması, yeni bir emperyalist yayılma politikasını benimsetmiştir.

KAYPAKKAYA’DAN KALAN…[*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Türkiye’nin geleceği çelikten yoğruluyor;

belki biz olmayacağız ama

bu çelik aldığı suyu unutmayacak.”[1]

 

18 MAYIS | Umudu Büyütmeye Devam Ediyoruz

"Kaypakkaya'nın kurduğu parti ve oluşturduğu program etrafında elli yıldan fazla bir süredir kavgasını sürdüren yoldaşları büyük bir mücadele ve direniş geleneği yarattılar. Kaypakkaya'nın görüşlerini büyük bedeller ödeyerek bu günlere taşıdılar, taşımaya devam ediyorlar..."

 

Tam 50 yıl önce 1973’ün 18 Mayıs’ında 1971 silahlı devrimci çıkışının “komünist yüzü” İbrahim Kaypakkaya, Amed Hapishanesi’nde Kemalist faşist diktatörlük tarafından katledildi.

“Cabbar”laşan Ermeni (Nubar Ozanyan)

Sonu gelmez Ermeni-Kürt düşmanlığı üzerinden yaratılan büyük korku, bilinçleri kuşatıp yürekleri tutsak almaya devam ediyor. Aradan 108 yıl geçmesine karşın Ermenilerin baskı görme, işini kaybetme vb. korkularından dolayı kendilerini inkar ederek kimliklerini gizlemelerinin trajik hikayeleri yazılmaya devam ediyor. Her an baskı görecekleri endişesiyle güvercin tedirginliği içinde yaşamaya devam ediyorlar.

Soykırımlara Karşı Direnişi Büyütelim!

 

Seçim Tavrı(Mız): Oyumuz Devrime![*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Vekil inançların

raf ömrü kısadır.”[1]

 

Umudun Adı ve Devrime Çağırıydı Yılmaz Güney[1]

“Bir pratik,

bir ideolojinin aracılığıyla

ve bir ideolojinin içinde vardır.”[2]

 

Reis Çelik’in, “Düzene başkaldırmış korkusuz bir devrimci”[3] diye betimlediği Onu; hayatının her alanında uçlarda yaşayan korkusuz, sahici insanı; hakikât savaşçısı komünist Yılmaz Güney’i nasıl anlatabiliriz? Bunu çok düşündüm. Sorumun yanıtını da yine Yılmaz Güney’in üç karesindeydi…

Sayfalar