Perşembe Mayıs 2, 2024

Zindanlar direnişte ses ver

Bugün Süresiz Açlık Grevinin 58. günü...

T.C. nin  hapishanelerinde eksik olmayan eylem biçimi  Açlık Grevi bugün 58. gününü tamamladı.Ve bu Açlık Grevindeki insanlarımız ' eşiği aşma ' sınırındalar.

Yani yaşam için geriye dönüşün eşiğindeler...

T.C. hapishanelerinde bir süre de olsa kalanlar -özellikle de 12 eylül ve devamındaki süreçte- yaşadıklarından dolayı iyi bilirler 60 lı günlerde geriye-yaşama dönüşün ne denli sancılı,sıkıntılı olduğunu..

Bizim ülkemizin insanları-barıştan,onurdan,insanlıktan,özgürlükten yana olanları-çok çektiler faşizmin zindanlarında...

12 mart 1971,12 eylül 1980 ve sonrasında demokrasiden,mücadeleden ,devrimden yana olan gencecik insanlarımız dolduruldukları/kapatıldıkları faşizmin zindanlarında öğrendiler yaşamlarını  bir silah olarak faşizmin cellatlarının karşısına koymayı,direnmeyi ve kazanmayı...

12 eylülün en karanlık günlerinde Diyarbekir,Metris ... Açlık grevleriyle ,ölüm oruçlarıyla dikildiler faşizmin karşısına...

Onlarca şehit ,yüzlerce sakat pahasına direnerek onurluca kazandılar haklarını...

Türkiye devrimci hareketi ve Kürt Ulusal hareketi böyle bir şanlı geleneğe sahip.

Evet bugün yine T:C. zindanlarındaki Kürt Politik Tutsaklar 15 şubattan bu yana 20 hapishanede Açlık Grevi sürdürüyorlar...

Tam 190 Kürt politik Tutsak 58 gündür Açlık Grevindeler...

Türkiye bu günlerde tam anlamıyla 'halklar açık hapishanesi' durumundadır.

Ülkemizin yönetiminde yer alan faşist diktatörlüğün AKP kliği veonun başı RTE emekçiler,işçiler,ilericiler,devrimciler,Kürtler üzerinde devlet terörü uygulayarak bir savaş suçu işlemektedir.

Türkiye ve T.Kürdistanında 20 hapishanede tecrite,izolasyona,hakaretlere,işkenceye karşı 20 hapishanede süren Açlık Grevlerine karşı kendisine insanım diyen herkesin bir duyarlılık göstermesi gerekiyor.

Açlık Grevindeki Kürt Politik Tutsakların taleplerinin kabul edilerek bir an önce Açlık Grevlerinin sonlandırılması için sesimizi yükseltmeliyiz.Sokağa çıkarak

Açlık Grevindeki tutsakların sesi olmalıyız.Basın açıklamaları ve çeşitli eylemliliklerle onların çığlığına/direnişine ses katmalıyız.

Devrimci Tutsaklara Özgürlük talebimizi daha gür haykırmalıyız...

Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur diyorsak onurumuza sahip çıkmalıyız...

Ve zaman...

Onuru için ,özgürlük için direnenleri sahiplenme ve onlar için birşeyler yapma zamanıdır..   

43905

Çetin Çetin

Çetin Çetin sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Çetin Çetin

Kürtlere Kadın, çocuk, yaslı ayrımı dahi yapmadan topyekün saldıran katil devlet …

Türkiye Cumhuriyeti Devleti topraklarını ilhak ettiği ve zulmettiği Kürtlere nasıl da saldırıyor?.. Nasıl da katmerli baskı ve tahakküm uyguluyor?.. Uyguladığı zorbalığı nasıl da en üst boyutlara tırmandırıyor?.. Tüm bunların sonucu devlet sokağa çıkma yasağı ilan ederek, topuyla, tankıyla, her türlü silahla Kürtlerin evlerini, barklarını yakıyor, yıkıyor, yağmalıyor…  Binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan Kürtler böylesi kanlı bir tehcire zorlanıyor… 

Kentsel dönüşüm

Kentsel dönüşüm, kentin tarihince oluşan denetim dışı alanların düzenlenmesi ve yaşayan insanları bu düzenlenmeye göre biçimlendirme ereğidir. Kentin, sistemin ve geleceğinin planlanmasının bir adımı olarak sunulan bu yaklaşım; egemenlerin ideolojik, politik, ekonomik ve idari ihtiyaçlarının karşılanmasını hedefler. Bu hedefin gerçekleşmesi için öncelikli olarak bunun bir ihtiyaç haline gelmesi yada ihtiyaç olduğunun ön kabulünü koşul lamasıdır. Bu ön koşullar dizisi olmadan süreç başlatılamamaktadır.

Hendek Birliği

Kürt halkı yenilsin yenilmesin, iyi direndi ve iyi direniyor. Kitleler şehirlerde kendilerini savunmak istediklerinde, zorunlu olarak barikata ve hendeğe baş vururlar. Bazı aydınların hendeklere karşı çıkmasının, hendeklerin kapatılmasını talep etmesinin hiçbir anlamı yoktur. Kürtler hendeklerde sadece kendi ulusal hakları için değil,

Türkiye'nin demokratikleşmesi için de direniyorlar. Devrimciliğin ve demokratlığın bugünkü mihenk taşı hendeklerdir. Hendeğin hangi tarafında duruyorsun? Hendeği kazanların tarafında mı, kapatmak isteyenlerin tarafında mı? 

Katliam bir devlet geleneği ise isyan da bir halk geleneğidir

7 Haziran seçimlerine HDP'nin parti olarak gireceğini açıklaması ile başlayan katliamlar bugün AKP'nin iktidarını koruma yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. 7 Haziran'dan önce çıktığı her meydanda yapacağı katliamların propagandasını yapan, dört bir yana tehditler savuran AKP hükümeti bugünlerde tehditlerini hayata geçirmiştir.

Katliam bir devlet geleneğidir

FAŞİZME KARŞI BİRLİK OLUP MÜCADELE ETMENİN KAÇINILMAZLIĞI

Yalan, demagoji ve artan ölçüde devlet terörü ve korku, faşizmin en temel özellikleri arasındadır. Halkı, bu taktiklerle korkutur, sindirir ve ezer. Ve bununla beraber, “vatan haini” demagojisiyle, ilerici olan kesimlere karşı geri yığınları peşinden sürüklemeyi başarabilir. Ve böylece, geniş bir kitle desteğini de arkasına alarak, sermayenin çıkarları doğrultusunda ülkenin aydınlık yüzüne karşı savaş açar. Bugün ülkemizde fazlasıyla yaşanan da budur.

ADİLOŞ BEBE'DEN , MİRAY BEBE'YE

''..bunlar, engerekler ve çıyanlardır,bunlar, aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır, tanı bunları , tanı da büyü...'' diyerek Kürt halkının çocuklarının henüz kundakta başlayan acı ve dramını anlatan Ahmet Arif'in şiirine yansıyan gerçekleri hiç değişmeden bugün de aynen Miray bebek şahsında yaşıyoruz.Ama maalesef daha tanımadan öldürüldü.

Önce eşitlik, sonra Kardeşlik! DTK Kongresi ve Özerkliğe dair

Osmanlının son sürecinde ortaya çıkan ittihat ve terraki adlı Jön Türk hareketi olan milliyetçi  türkçü akım önce 1915 Ermeni/ Süryani soykırımını gerçekleştirmiş ve 1920 TC`nin kuruluşunun hemen sonrasında da  TKP Önderleri Mustafa Suphi,Ethem Nejat ve yoldaşlarını hunharca Karadeniz sularında katlettirmiş ve 1925 den bu yana da Kürtlere karşı imha ve inkar politikalarına girişmiştir.

TKP/ML: “Ölüm; Özgürlük, Devrim Ve İdeallerimiz İçin” Diyenlere Bin Selam Olsun!

“Al, yüreklerinden bir parça koy yüreğine

kokuları serin bir bahar rüzgarı gibi

çek içine.

şafak vakti dağın ardında selamla onları

söz ver,

başarılacak de,

de ki gülümsesinler

de ki arkada kalmasın gözleri.”

Türk, Kürt Uluslarından Ve Çeşitli Milliyetlerden Emekçi Halkımıza;

Soykırımın yeni adı: "Kürtleri Çökertme-Çöktür."

        Faşizm her coğrafyada aynı karakteristik özelliklere sahiptir. Çünkü aynı ideolojik kaynaktan beslenmekte, yasalar çıkarmakta, yürürlüğe koymakta, katliam ve soykırımlar yapmaktadır. 12 Eylül askeri faşist yasalarıyla yönetilen sözde parlamenter sistem, 12 Eylül faşizminin devam ettiricisidir. Bugün artık ülkemizde faşizm tanımı üzerinde tartışmanın bir gerekliliği yoktur ve kalmadı da. Faşizm bir devlet biçimidir. Faşizme, faşist zulme, baskıya katliamlara karşı çıkan herkes ," düşman, hain, terör yandaşı, terörü destekleyen güruh" olarak  damgalanmaktadır.

Faşizm kadın devrimcilerden intikam alıyor - Ziya Ulusoy

Erdoğan faşizmi, generalleri ve polis şeflerini, kadın devrimcilerin katledilmesine seferber etti.

Yalnızca son aylarda İstanbul'da Günay, Dilek, Dilan,Yeliz, Şirin, Kürdistan'da Güler, Sakinelerin öldürülüşünün yıl dönümünde Seve, Fatma, Pakize yoldaşları katletti. Ayrıca, çocuk büyük demeden çok sayıda kadını da kuşatma altına aldığı Kürt ilçelerinde öldürdü.

Ergenekoncu Perinçek Faşizmin Kelle Avcılığına soyundu

   Türkiye devrimci hareketine elli yılı aşkın musallat olan, bir koluna Kemalist  faşizmi takan, diğer koluna ise devrimcileri takmaya çalışan  Doğu Perinçek devletin en sadık elamanı, akıl hocası ve tetikçisidir. Bugün teorik   faşizmin ve devletin teorisyenliğini yapan karşı devrimci faşist güruhun başını çeken çok önemli bir elemanıdır. Geçmişte İbrahim Kaypakkaya’yı öldürtmek istemiştir. Ama görevlendirdiği kişiler Kaypakkaya'yı tanıyan, Kaypakkaya’ya güvenen çıkınca Perinçek ve ekibinin katletme planı tutmamış, boşa çıkarılmıştı. İrfan Çelik bu komplonun canlı tanığıdır.

Sayfalar