Çarşamba Mayıs 22, 2024

Axparig Hrant /Nubar OZANYAN

Ocak, özgürlüğümüz ve kurtuluşumuz için umut ve gelecek vaadeden sevdiklerimizi kaybettiğimiz aydır. Ocak, buz içinde açan ve açmaya devam edecek olan kırmızı güllerimizi andığımız aydır. Devrimci hayaller yaşatılmadan idealler büyütülemez. Devrimci ideallerimizi süsleyen hayallerimizin orta yerinde çocukluk anılarımız gelir. Ocak’ta ölümsüzleşen her yoldaşla birlikte çocukluğumun koridorlarında dolaşırım.  

Bitlisli, Şırnaklı, Amedli, Malatyalı, Kayserili, Sivaslı Ermeni (Hay) çocuklar toplanırdı, Üsküdar’ın Ermeni Lisesi’nde. İstanbul’un Ermeni ilk okullarından mezun olup orta okula kaydını yaptırmaya çalışan öğrenciler, yeni bir okulla tanışmanın çekingenliği ve ürkekliğini yaşardı. Etraflarına biraz şaşkınlıkla ve kendilerinden yaşça büyük axpariglerine hayranlıkla bakarlardı.

En iyi futbol, voleybol, ping-pong, satranç oynayan, en çalışkan ve en cesur olanlar çocukların ilgisini en fazla çeken axparigler olurdu. Her genç öğrencinin gönlünde en çok sevdiği bir axparigi olurdu. Çocuk dünyamızın hayalleri böyle şekillenirdi. Hrant Dink, kendisinden yaşça küçük öğrencilerin en fazla sevgi ve hayranlığını çeken axpariglerdendi.

Çocuk dünyamızın en çok sevilen axparigi, yıllar sonra düşün ve özlem dünyamızın öncüsü oldu. Hrant denildiğinde Armenak Bakır akla gelir. İkisini bir arada görmediğimiz zamanlar çok az olurdu. Sanki ikiz kardeş gibiydiler. Lise sıralarında aralarında oluşan sevgi ve dostluk bağı, devrimci dünyalarında da devam etti. İkisi de Ermeni halkının yetiştirdiği onurlu, cesur öncülerdi.

Okul yıllarımızda gerici saldırılara uğradığımızda, ilk karşı koyuşun ön safında ikisi olurdu. Başımıza bir bela, beklenmeyen bir tehlike gelse bizleri koruyacak çocuk dünyamızın iki büyük Ermeni fedai kahramanı vardı: Armenak Bakır ve Hrant Dink... İkisi de gençlik yıllarımızın, devrimci hayallerimizin öncüleriydi. İkisi de sonuna kadar ideallerine bağlı kaldı. Son nefeslerine kadar özgürlük için mücadele ettiler. Hayallerimizi kırmadılar, duygularımızı incitmediler. İki büyük devrimci, halkımızın da cesur ve onurlu öncüleri oldu.

Armenak Bakır yoldaşın, 13 Mayıs 1980’de Karakoçan’da ölümsüzleştiği an, devrimci mücadelemize verilmiş sözümüz oldu. Öfkemiz bitmedi, bilincimiz asla kararmadı. Soykırıma uğratılmış, her gün tehditle sindirilmeye ve ölümle korkutulmaya çalışılan mazlum bir halkın fedaileri büyük olur. İsmini bir Ermeni fedaisinden alan Armenak, ideallerine ve değerlerine yakışır bir duruş gösterdi.

Hrant’ın devrimci yaşamında Armenak’ın çok önemli bir yeri vardır. Armenak’ın şehit düşmesi, onun mücadele yolunu nasıl çizmesi gerektiğinin belirlenmesinde önemli bir dönüm noktası oldu. Onu, özgürlük fikirleriyle ilk tanıştıran kadim yoldaşı Armenak’tı. Onu unutmadı. Anısına bağlı kaldı. İlk gençlik yıllarımızın iki büyük devrimci fedaisi Armenak Bakır ve Hrant Dink, karanlıklar içinde söylenen ezgimiz, dağları uyandıran türkülerimiz oldu.

Axparig Hrant, herkesin canını sıkan, tarihin derinliklerinde saklı bir soruna dokunma cesareti gösterdiği için katledildi. Uygarlıklar yaratmış, silinmeyen izler bırakmış, varlığını yitirmiş bir halkın soykırım davasının hesabını sormaya çalıştığı için hedef seçildi. Yaşamları sürgün, yaşamları yetim ve parasız olanların nasıl korlar altından küller içinden çıkıp yeniden bir yaşam yarattıklarının tanıklığını yaptığı için dışlanmaya çalışıldı.  Ermeni halkının tarifi zor acılara tutunarak nar taneleri gibi her tarafa dağılmış olsa da nasıl bir direnç gösterdiğini anlatmaya çalıştığı için kabul edilmedi. Ermeni halkının katliam fiyatıyla yaşamlarını kuranları yargıladığı için katledildi. Ermeni halkının acısını kendi mutluluk fiyatı yapanları affetmediği için delik ayakkabısıyla yere serildi. Hrant’ı saatlerce yere serili halde bekletmeleri Ermeni halkına verilmek istenen bildik bir korku mesajıydı. Ancak nafile! Armenak ve Hrantlar çoktan büyüdü.   

Hrant Dink, Ermeni halkının acısının birilerin gülüşüne sebep olmaması için mücadele etti. Halkların acısını anlamak için harflere ihtiyaç olmadığını gösterdiği için, başkalarının acılarına kendi acısı gibi baktığı için haramilerin canını sıktı. Hrant, tıpkı Armenak gibi özgürlük mücadelesinde ölümle karşılaşmanın kaçınılmaz olduğunu bilerek bedel ödemeyi göze aldı. Hrant, dün olduğu gibi bugün de çocuk hayallerimizde yaşamaya devam ettiği için ölüm yok oldu karşısında.

2130

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

DİSİPLİN ANLAYIŞIMIZA ELEŞTİREL BİR BAKIŞ - I

Aslında bu konuyu yıllar önce kaleme aldığım “Dersim Dağlarında” ve “Mao Zedung Değerlendirmeleri” isimli kitaplarımda, yaşanan somut örnekler üzerinden irdeleyip, kendimce, genel yaklaşımın ne olması gerektiğini, özlü bir perspektif olarak ortaya koymuştum. Ancak ne var ki bu kitaplarda ki tüm diğer konular olduğu gibi, bu konu da ‘meşru muhatapları’ olması gereken kişi ve yapılarca; ‘üç maymun’ seçeneğiyle karşılanmaya devam ediyor.

TKP-ML Merkez Komite: Pratiğimizde Bilinç, Bilincimizde Rehberdir İbrahim Kaypakkaya!

Coğrafyamız komünist önderi ve Demokratik Halk Devrimi’nin sönmez meşalesi İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Amed Hapishanesi’nde katledilmesinin 51. yılındayız. Önder yoldaşımızın 18 Mayıs 1973’te katledilmesinden sonraki yarım asırlık zaman diliminde Türkiye ve Türkiye Kürdistanı toplumsal mücadeleleri tarihinin gelişim seyri, İbrahim Kaypakkaya’nın görüşlerini sadece doğrulamakla kalmamış aynı zamanda güncel kılmıştır.

Selahattin Demirtaş'a ve bütün tutsaklara...

"YÜREĞİN UMUT ETTİĞİ O ADRESTE" "LI DILÊ KU DIL HÊVÎ DIKE"

Düşkünlüğün, alçaklığın, düzenbazlığın, bağnazlığın, ırkçılığın, sefilliğin, çürümüşlüğün, bencilliğin, rezilliğin ve vurdumduymazlığın rağbet gördüğü bu topraklar sana göre değil dostum.

Yıllardır tanırım seni.

Hani, yüz yüze görüşmüşlüğümüz olmasa da, beraber oturup bir bardak çay içmemiş, tek kelime sohbet etmemiş olsak da, sen hep aşinaydın bana.

Bir aralar bu aşinalığa bir isim bulayım dedim ama inan hiçbir yere oturtamadım.

Akraba desem, değil.

Komşu desem, hiç değil.

TKP-ML MK Siyasi Büro Üyesiyle Röportaj: “Partimiz 53. Mücadele Yılında Faşizme Karşı Savaşını Kararlılıkla Sürdürecektir”

” Kitlelerin hakim sınıfların siyasetinden bağımsız, kendi siyasetini örgütlenmesi ve dahası bir güç olarak ortaya çıkmasını önemsiyoruz. Bu anlamıyla başta İstanbul 1 Mayıs Taksim alanı olmak üzere, işçi sınıfının, emekçilerin, kadınların ve halk gençliğinin 1 Mayıs’ta Alanlara çağrısını değerli ve anlamlı buluyoruz.”

– Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

– İsmim Özgür Aren. TKP-ML MK, Siyasi Büro üyesiyim.

Tayyip'i, tayyip'e olan güvende yendi

Ah... kuzucuğum ah...

Ne oldu bize böyle.

Ne oldu.

Her şey tıkırında giderken...

Neler yaşadık böyle.

Bu seferde kediler chp'nin lehine mi trafoya girdi ne

Veyahut da.... veyahut da...

"Sizin siyasetçiler bizim sermayeden bir kaç kişiyi yemeye niyetlenirde  bizde hemide hala iktidardayken sizlerden daha fazlasını ham... ham... etmeyiz mi ha..." demenin yarattığı korku uzlaşısı dolu komplo teorileriyle mi  bundan sonraki seçimleri açıklayacağız.

Yoksa... yoksa...

Daha dün bir; bu gün iki

1 Mayıs'ı Taksim'e Mahkum Etmek!

1 Mayıs; sıradan bir gün değil, sınıfın ortaya çıkışından bu yana, ulusal ve evrensel düzeyde, burjuvaziye karşı verdiği mücadele deneyiminin toplam deneyim ve birikimlerini içeren ve onu yaşatmak için ortaya koyduğu kavganın adıdır. Bu nedenle de 1 Mayıs Uluslararası işçi sınıfının mücadele ve dayanışma günüdür.

"Legal parti sorunu" Üzerine

Legal parti sorunu, aslında hem Uluslararası Komünist Hareket ve hem de Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketi açısından hiçte yeni ya da ‘bakir’ bir sorun sayılmazken; ama nedense devrimci hareketin ‘radikal sol’ olarak addedilebilecek kimi kesim ve yazarlarınca, böyleymiş gibi sunulmaya çalışılmakta.

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Sayfalar