Salı Mayıs 21, 2024

Axparig Hrant /Nubar OZANYAN

Ocak, özgürlüğümüz ve kurtuluşumuz için umut ve gelecek vaadeden sevdiklerimizi kaybettiğimiz aydır. Ocak, buz içinde açan ve açmaya devam edecek olan kırmızı güllerimizi andığımız aydır. Devrimci hayaller yaşatılmadan idealler büyütülemez. Devrimci ideallerimizi süsleyen hayallerimizin orta yerinde çocukluk anılarımız gelir. Ocak’ta ölümsüzleşen her yoldaşla birlikte çocukluğumun koridorlarında dolaşırım.  

Bitlisli, Şırnaklı, Amedli, Malatyalı, Kayserili, Sivaslı Ermeni (Hay) çocuklar toplanırdı, Üsküdar’ın Ermeni Lisesi’nde. İstanbul’un Ermeni ilk okullarından mezun olup orta okula kaydını yaptırmaya çalışan öğrenciler, yeni bir okulla tanışmanın çekingenliği ve ürkekliğini yaşardı. Etraflarına biraz şaşkınlıkla ve kendilerinden yaşça büyük axpariglerine hayranlıkla bakarlardı.

En iyi futbol, voleybol, ping-pong, satranç oynayan, en çalışkan ve en cesur olanlar çocukların ilgisini en fazla çeken axparigler olurdu. Her genç öğrencinin gönlünde en çok sevdiği bir axparigi olurdu. Çocuk dünyamızın hayalleri böyle şekillenirdi. Hrant Dink, kendisinden yaşça küçük öğrencilerin en fazla sevgi ve hayranlığını çeken axpariglerdendi.

Çocuk dünyamızın en çok sevilen axparigi, yıllar sonra düşün ve özlem dünyamızın öncüsü oldu. Hrant denildiğinde Armenak Bakır akla gelir. İkisini bir arada görmediğimiz zamanlar çok az olurdu. Sanki ikiz kardeş gibiydiler. Lise sıralarında aralarında oluşan sevgi ve dostluk bağı, devrimci dünyalarında da devam etti. İkisi de Ermeni halkının yetiştirdiği onurlu, cesur öncülerdi.

Okul yıllarımızda gerici saldırılara uğradığımızda, ilk karşı koyuşun ön safında ikisi olurdu. Başımıza bir bela, beklenmeyen bir tehlike gelse bizleri koruyacak çocuk dünyamızın iki büyük Ermeni fedai kahramanı vardı: Armenak Bakır ve Hrant Dink... İkisi de gençlik yıllarımızın, devrimci hayallerimizin öncüleriydi. İkisi de sonuna kadar ideallerine bağlı kaldı. Son nefeslerine kadar özgürlük için mücadele ettiler. Hayallerimizi kırmadılar, duygularımızı incitmediler. İki büyük devrimci, halkımızın da cesur ve onurlu öncüleri oldu.

Armenak Bakır yoldaşın, 13 Mayıs 1980’de Karakoçan’da ölümsüzleştiği an, devrimci mücadelemize verilmiş sözümüz oldu. Öfkemiz bitmedi, bilincimiz asla kararmadı. Soykırıma uğratılmış, her gün tehditle sindirilmeye ve ölümle korkutulmaya çalışılan mazlum bir halkın fedaileri büyük olur. İsmini bir Ermeni fedaisinden alan Armenak, ideallerine ve değerlerine yakışır bir duruş gösterdi.

Hrant’ın devrimci yaşamında Armenak’ın çok önemli bir yeri vardır. Armenak’ın şehit düşmesi, onun mücadele yolunu nasıl çizmesi gerektiğinin belirlenmesinde önemli bir dönüm noktası oldu. Onu, özgürlük fikirleriyle ilk tanıştıran kadim yoldaşı Armenak’tı. Onu unutmadı. Anısına bağlı kaldı. İlk gençlik yıllarımızın iki büyük devrimci fedaisi Armenak Bakır ve Hrant Dink, karanlıklar içinde söylenen ezgimiz, dağları uyandıran türkülerimiz oldu.

Axparig Hrant, herkesin canını sıkan, tarihin derinliklerinde saklı bir soruna dokunma cesareti gösterdiği için katledildi. Uygarlıklar yaratmış, silinmeyen izler bırakmış, varlığını yitirmiş bir halkın soykırım davasının hesabını sormaya çalıştığı için hedef seçildi. Yaşamları sürgün, yaşamları yetim ve parasız olanların nasıl korlar altından küller içinden çıkıp yeniden bir yaşam yarattıklarının tanıklığını yaptığı için dışlanmaya çalışıldı.  Ermeni halkının tarifi zor acılara tutunarak nar taneleri gibi her tarafa dağılmış olsa da nasıl bir direnç gösterdiğini anlatmaya çalıştığı için kabul edilmedi. Ermeni halkının katliam fiyatıyla yaşamlarını kuranları yargıladığı için katledildi. Ermeni halkının acısını kendi mutluluk fiyatı yapanları affetmediği için delik ayakkabısıyla yere serildi. Hrant’ı saatlerce yere serili halde bekletmeleri Ermeni halkına verilmek istenen bildik bir korku mesajıydı. Ancak nafile! Armenak ve Hrantlar çoktan büyüdü.   

Hrant Dink, Ermeni halkının acısının birilerin gülüşüne sebep olmaması için mücadele etti. Halkların acısını anlamak için harflere ihtiyaç olmadığını gösterdiği için, başkalarının acılarına kendi acısı gibi baktığı için haramilerin canını sıktı. Hrant, tıpkı Armenak gibi özgürlük mücadelesinde ölümle karşılaşmanın kaçınılmaz olduğunu bilerek bedel ödemeyi göze aldı. Hrant, dün olduğu gibi bugün de çocuk hayallerimizde yaşamaya devam ettiği için ölüm yok oldu karşısında.

2124

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)

Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.

Beylere ve devlete karşı olmak (Nubar Ozanyan)

Artsahk (Karabağ) sekiz aydır kuşatma ve abluka altında. Elektrik, gaz, akaryakıttan yoksun; açlığa ve dermansızlığa mahkum edilmiş bir şekilde teslim olması bekleniyor. Soykırımın günümüzde almış olduğu en utanç verici ve acımasız hali yaşatılmaktadır halka.

Ne uluslararası Adalet Divanı’nın kararı ne sekiz aydır çalınan diplomatik kapılar, Karabağ’da yaşayan Ermeni halkının yaşamsal sorunlarına çare, derdine derman oldu. Yapılan sayısız görüşme, müracaat ve iletişimden hiçbir sonuç çıkmadı.

“Bir Tek Mücadele Kaybedilir; O Da Terk Edilen Mücadeledir.” (Kadınların birliği)

Cumartesi Annelerinin eylemi, bu ülkenin en uzun soluklu mücadelesidir… Birçok kez engellendi, saldırıya uğradı, sürekli hale gelen polis saldırısı nedeniyle 1999’dan 2009’a kadar ara verildi, pandemi döneminde online olarak yapıldı ama ne olursa olsun Cumartesiler, 1995 yılından bu yana yani 28 yıldır “kaybolan” çocuklarını, eşlerini, babalarını, annelerini, arkadaşlarını, yakınlarını arayan insanların ama en çok da annelerin eylem günü oldu.

Yeni Emperyalistler Eski Emperyalistlere Karşı

Kapitalizmin; gelişmesi, genişleyerek yoğunlaşması ve üretimin her geçen gün artmasıyla ortaya çıkan tekelleşme ve uluslararası yönünün esas hale gelmesi, onu daha saldırgan bir aşama olan emperyalist bir aşamaya ulaştırdı. Bu gelişme, sınıfların netleştiği ve sınıflar arası mücadelenin keskinleştiği kapitalist ekonomik sisteminin diyalektik gelişiminin bir karakteristiğidir. Kapitalizm derinlemesine ve enlemesine geliştikçe yeni emperyalist ülkeler ortaya çıkacak ve bu da  emperyalistler arası çelişmeyi artan ölçüde derinleşecektir.

BRICS'in Johannesburg'da zirve toplantısı

Çin yeni emperyalist konumunu genişletiyor

Bugün Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde Vladimir Putin'in yalnızca sanal olarak katıldığı yeni emperyalist BRICS ülkelerinin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) zirve toplantısı sona eriyor.

Altı ülke eklendi

Tartışmaların merkezinde 14 yıl önce kurulan BRICS grubunun "BRICS Plus" olarak genişletilmesi yer alıyordu.

“ECDAT” HİKÂYELERİ[*]

 

“Geçmiş içinde yaşanacak bir şey değildir.

Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip

çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur.”[1]

 

KADINLARIN BİRLİĞİ | Halk Okulu Devrimcilik Adı Altında LGBTİ+ Düşmanlığı Yapmaya Devam Ediyor!

Bir süredir Halk Okulu’nda LGBTİ+lar ve LGBTİ+ mücadelesi üzerinden genelde ilerici, devrimci harekete özelde proletarya partisine yönelik “değerlendirme”lerde bulunulmaktadır.

Bu “değerlendirmelerin” temel anlayışına ve üslubuna, devrimci kamuoyu da bizler de aşinayız.

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

Sayfalar