Cumartesi Eylül 21, 2024

Bozkurt’un anlamı (Nubar Ozanyan)

Yoksullar ve ötekiler için her yer ölüm kokan mayın tarlasına döndü. Türk olmayanların, -ötekilerin- Türkiye’de soluk alması ve yaşaması zulme dönüştü. Öteki olarak yaşamak, çalışmak, kendi ana dilinde Kürtçe, Arapça konuşmak, şarkı söylemek, yasak ve suç olan bir ülkede demokrasiden, özgürlükten, insan haklarından bahsedilebilir mi?

Kendi ırkını, dilini, bayrağını ötekilerden üstün görme, onları düşman görme ve aşağılama ideolojisi tarihin çöplüğüne atılmış çürümüş gerici bir ideolojidir. Bu ideolojinin yegane yaratıcıları ve sahipleri İttihat-Terakki’den günümüze dek Kemalistler olmuştur. Bugün AKP-MHP faşist iktidarı, toplumu Türk şovenizmiyle zehirleyip kutuplaştırıp düşmanlaştırmıştır. Türk toplumunun hatırı sayılı bir bölümü Türklük ideolojisiyle zehirlenmiştir.

Herkesin herkese düşman olduğu bir toplum yaratılmıştır.

Zehirlenmiş iktidar ve toplum kötülük üreten, yayan, her yeri yakmaya, öteki olanları öldürmeye hazır hale getirilmiştir. Bu toplumda Türk olmayanlara, ötekilere ölüm ve kandan başka bir seçenek bırakılmamaktadır. Irkçılığın neden olup yarattığı düşmanlıkları öven, kutsayan, destekleyip sahiplenen çok sayıda siyasetçi, aydın, gazeteci, solcu kötülükleri büyüten bir rol oynamaktadır.

Ülkenin tüm zenginliklerin yegane sahibi ve tek hakimi olma fikri ve eylemi yıkıcı bir şekilde sürmektedir. Egemen zihniyet “Türkiye Türklerindir”, “Ne mutlu Türk’üm diyene”, “Bir Türk dünyaya bedeldir” vb. ırkçı kafatasçı söylemler üzerinden sürmektedir.

Türk olmayan, devlet diliyle konuşmayan herkesi öteki ve düşman gören bir zihniyet; kendinden olmayana ve somutta Kürtlere, Araplara karşı yapılacak saldırıyı, linci meşru ve doğal görür. Pogroma ve soykırıma katılmayı haklı görür. Beyni ırkçılıkla kirlenenlerin elleri elbette ki kanlı olur.

Kayseri’de yaşanan ırkçı saldırılarla saha da yapılan bozkurt işaretleri aynı merkezden beslenen faşizmin kapsamlı bütünlüklü saldırılarıdır. Ne galeyana gelmiş başıbozukların hareketleri ne de heyecana gelmiş şarlatan futbolcunun fevri hareketidir. Bunlar tamamen Türk devlet eliyle yürütülen politikadır.

Kürtleri düşman gören Arapları dost görür mü? Kürtleri, Arapları düşman gören göçmen emekçileri dost görür mü? Her yerin Türk bayraklarıyla donatıldığı, dağa taşa ırkçı sloganların yazıldığı, her sabah çocuk beyinlerin ırkçı marşlarla kirletildiği topraklarda özgürlük, kardeşlik, dostluk olur mu?

Okulların, askeri kışlaların, cami ve evlerin Türkleştirildiği Türkiye’de sahalar ve futbolcular temiz kalır mı? Türk ırkçılığı devlet eliyle yaratılmış ve sürdürülmüştür. Halk düşmanı faşist bir suç örgütünün işaretinin “ulusal değer” olarak propaganda edilmesi ancak ve ancak merkezi bir devlet aklıyla açıklanabilir. Kendi ulusal marşını dahi devrimci tutsaklara ve muhaliflere işkence aracı olarak kullanan bir faşist aklın; halkı katleden, uyuşturucu başta olmak üzere her türlü kriminal suçla ilişkisi sabit olan, kontrgerilla artığı bir örgütlenmenin işaretinin “ulusal değer” olarak hararetle propaganda edilmesi ancak ve ancak faşist bir siyasetin ürünü olacağı açıktır.

TC devleti varlığını sürdürmek için, ırkçılığı ve şovenizmi ustalıkla kullanmaktadır. Kendine İslamcı diyen ve “ümmet” propagandası yapan bir iktidar dahi gerçekte Türk ırkçılığını, faşizmi ve şovenizmi uygulamaktadır. Türk hakim sınıfları, ırkçılığı ve şovenizmi, -tıpkı din gibi- ustalıkla kullanmakta ve halkın yoksulluğunun nedeni olarak ötekini göstermektedir. Bu bir devlet politikasıdır.

Dolayısıyla sahada bozkurt işareti yapan futbolcuyla Kayseri’de Arap göçmenlere saldıranlar arasında bir fark bulunmamaktadır. Aynı merkezden yönlendirilmektedir. Amed ve Merdin’de devlet eliyle gerçekleşen yangınlara sevinenlerin sahada bozkurt işareti yapan ülkücü faşistten farkı var mıdır? Her yer her şey ötekileştirilip düşmanlaştırılıyor. Aşağılama, ayrımcılık, nefret söylemi ve kana susamış eller her yerde açıktan dolaşıyor.

Futbol kitleleri en etkili uyutma silahıdır. Irkçılık ise ötekiye, Kürtlere, Araplara, göçmenlere karşı en çirkin saldırı silahıdır. Her şeyi çalan ve devşiren Türk faşistleri bozkurt işaretiyle kini, nefreti, düşmanlığı büyütürken özgürlükten, eşit koşullarda birlikte yaşamı hakkını savunanlar zafer işaretini büyütmelidir.

2657

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

24 Haziran seçimlerine giderken AKP, seçimler ve parlamento üzerine

AKP, topluma saldığı korku üzerinden ülkeyi yeniden dizayn etmek isterken, işlerin istediği gibi gitmediğinin, köşeye sıkışmışlığının farkında olarak, tüm aktörleri hazırlıksız yakalamak ve ters köşe yapmak üzere seçimleri erkene almış oldu. 

AKP, “Başkanlık” sistemini esas alan ana-yasa referandumundan hileyle istediği sonucu aldıktan sonra şimdi de kamuoyunda“baskın seçim kararı” olarak nitelenen 24 Haziran 2018’de yapılacak çoklu seçimde başta cumhurbaşkanlığı olmak üzere parlamento ve belediye seçimlerini kazanarak 2023 yılına doğru ilerl

Karl Marx 200 Yaşında

Karl Marx 5 Mayıs 1818 yılında Almanya’nın Trier şehrinde doğdu. Bu 5 Mayıs’ta Karl Marx 200 yaşına basacak.

Karl Marx’ın mavi tulumlu komünist hayaleti burjuvazinin üzerinde dolaşmaya devam ediyor. Burjuvazi, Marx’ı öldürmek istedikçe, Marx daha da büyüdü ve bütün uluslararası işçi sınıfının ve ezilen halkların kurtuluş umudu oldu. Onların eylemlerinde, düşlerinde mücadelelerinde, kavgalarında, yenilgilerinde ve zaferlerinde yaşadı ve yaşamaya devam ediyor.

Ermeni Sorunu ve Tarihle Yüzleşmek – Hasan Köse

Osmanlı imparatorluğu çok uluslu bir yapıya sahipti. Devlet sınırları içinde yaşayan farklı inanç ve etnik kökene sahip topluluklara karşı büyük bir hoşgörü ve eşit haklar temelinde yaklaşıldığı yönündeki propogandalar büyük bir yalandır. Benzeri çok uluslu devletler gibi Osmanlı da, bir halklar hapihanesi konumundaydı. Bu basit gerçeği görmek için, Muslüman olmayan topluluklara ve Alevilere karşı izlenen ayrımcı ve aşağılayıcı politikalara bakmak yeterlidir. Osmanlı imparatorluğunda hiç bir zaman bütün halklar eşit konumda olmamıştır.

TKP/ML-TİKKO ROJAVA KOMUTANLIĞI:103 YILDIR UNUTULMAYAN ERMENİ SOYKIRIMINI LANETLİYORUZ.

Aradan 103 yıl geçti. 103 yıl geride kaldı. Yaşanan Ermeni soykırımı unutulmadı, acıları yok olmadı. Kapanmayan toplumsal bir yara olarak  günümüze dek yaşanmaya devam ediyor. Suçsuz günahsız kadın ve çocuk bedenleri “Der-zor, Mergede,Endivar,Şedade,Serekaniye”de Suriye’nin-Rojava’nın çöllerinde kum taneciklerine dönüştü. Soykırım anıları toz olup uçmadı. Geride kalanların hafıza ve yüreklerinde  silinmez acı olarak kaldı.  

TKP/ML Ortadoğu Parti Komitesi :“Bugün temel görev partinin etrafında kenetlenerek örgütlenmektir!”

Şan olsun partimiz TKP/ML’nin 46. kuruluş yılına!

24 Nisan devrimin gerçek yoludur!

Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist (TKP/ML) Örgütlenme Komitesi: “46. yılında partimizi hak ettiği yere, hak ettiği sınıfın ellerinde getireceğiz”

46. yılında partimizi hak ettiği yere, hak ettiği sınıfın ellerinde getireceğiz!

Proletarya Partisi’nin kuruluşunun 46. yılındayız. 24 Nisan 1972’de komünist önder Kaypakkaya yoldaş tarafından kuruluşu ilan edilen partimiz TKP/ML, Türkiye devrimi açısından bir dönüm noktası olmuş, çığır açmıştır. İhtilalci devrimin ilk adımı olan 24 Nisan 1972, aynı zamanda elli yıllık suskunluğun yerle bir edildiği tarihi bir mirasın komünistlerin ellerinde yukarıya çekilen kızıl bayrağı oldu.

Protest müziğe yeni bir nefes; SUSMA…

“Bir miIIeti tutsak etmek isterseniz,müziğini çürütün…” Confucius

103 Տարի Չի Կարող Մորանալ

Ապրիլ 24-ի Ցեղասպանությունը Դատապարտում Ենք

Քաղաքակրթությունների Պատմության մեջ, ազգերի եղելությունն կարելի է ջնջել, սակայն մեր օրերում չի հորխնել ցավը գրած հեդքերի վերացնել ու ջնջել․  Մեկ դար ու մեկ դարի անցել կատարված ցեղասպանությունից․ 103 դարի է անցել․

Սակայն մշտական քաղաքացիական տառապանքը շարունակում է, շարաունակում ե նաև խորը հետքեր դողնելով․ անմեղ ու անմեղ մարմիններ Դեր-Զեր ի անապատներում ավազահատիկ են վերածվել․

KALIN!

Nereye gidiyorsunuz?

Daha karpuz kesecektik.

Rüya son bulurken

Aşağıda sizi bekliyorduk.

Siyasete hâkim olan partiniz

Artık sizi taşıyamıyor mu?

Komprador ve Emperyalistler

Zincirinizi kısaltmaya mı karar vermiş.

İçinizden birkaç Komprador çıkarabildiğiniz için

Kendinizi mutlu sayarak teselli bulabilirsiniz.

Yediklerinizi bal(dindarlık)

İçtiklerinizi kaymak (milliyetçilik)

Sayabilirsiniz.

Ama halkın bedduası tarih boyunca hep tutmuştur.

Kursağınıza dizilir boğulursunuz.

Lütfen KALIN!

NUBAR OZANYAN ÖLÜMSÜZDÜR | Orhan anısına: Hayalini kurduğumuz dünyaya seni taşıyacağız!

   Okşayıp okşayıp geçiyoruz birbirimizi

Nasıl mı?

Tabi ki kanatlarımızla.

Aynı kandanız çünkü.

Uzaktan da olsa

Birbirimize değdikçe

Anlıyoruz...

(Maria Rilke)

...

'' Patron benim ''

''Ülke küçük ama pasta büyük''

Sayfalar