Salı Mart 4, 2025

Derlenin Toparlanın Yoldaslar, Bu Kavga en sonuncu Kavgamızdır!

Faşist diktatörlüğün  Ankara'da patlattığı bomba Türkiye halklarını öldürdü. Orada öldürülen hepimizdik, Faşist Türk devleti kuruluşundan ( ittahat -tarakkiden)günümüze sosyalistler,Ermeniler,Kürtler,Rumlar,Aleviler, Ezidiler yani,Türkiye halkları katledildi . Soykırımdan geçirildi. Taksim'de Maraş'ta,Çorum'da,Sivas'ta,Roboski'de,Diyarbakır'da, Suruç'ta,Ankara'da geçmişten günümüze seri ve toplu katliamları devam ettiriyorsunuz. Ermeni ve Rumların toplu katliamları yetmedi, Ağrı'da, Zilan'da,Koçgiri'de ,Diyarbakır'da, Dersim'de katliamlar yaptınız. Genlerinize işleyen saltanat ve saraya hakim olma aşkı, kanlı-kirli ellerinizi hala kanla yıkamayı gerektiriyor. O sebeple ezilen halklarımızın katletmeye , kanını akıtmaya doymuyorsunuz.

Hani  ' uzak Asya'dan' "dört nala"kaçarak, Moğolların,Cengizhan'nın azabından kurtulmak için terk ettiğiniz,"Anavatan" denen birşey bırakmadığınız ,"uğruna feda edeceği"niz birşeyler bırakmayıp,Arapların kılıçından  boyunlarınızı geçirtip zorla müslümanlaştırıldınız ya... Ve sonra boyun uçurmayı öğrenip , Asya'da, Afrika'da, Avrupa'nın bir bölümünde ve Anadolu'da halkların kanını akıta akıta geldiniz ya,kana doymadınız ,doymuyorsunuz ya, doymayacaksınız da, ya...

Bizleri Zalimce,kalleşce arkadan vurmak,savunmasız insanlarımızı kahpece hayin tuzaklarda bamba patlatarak katletmeniz sizin kitabınızda varoluşunuzdan günümüze mevcuttur. Atalarınızdan kalan genetik kanlı bir mirası bugün alcakca devam ettiriyorsunuz. Hayin tuzakları , kahpe pusularda katledilmeyi biz çokca yaşadık. Bilesinizki; ne yaparsanız yapın , hangi alçakca bombaları patlatırsanız patlatın , sırtınızı hangi emperyalist sermayeye  dayarsanız dayayın bizi yıldıramazsınız,yok edemezsiniz bugüne kadarda yok edemediniz. Emperyalist sermayenin ayaklarının altındaki toprağı eşelemeye , oymaya devamedeceğiz. Artık açığa çıkmış  bütün dünyanın duyduğu bildiği IŞID gibi islamcı faşist güruhkarı Amerika,İngiltere,İsrail  ve onlara göbekten bağımlı uşak faşist Türk devleti gibi piyonlar "eğitmekte,örgütlemekte,donatmakta,savaşa sürmektedir. Sermaye devletleri emekci halklarımız karşısında ve ulusal  bağımsızlık savaşı yürüten uluslar karşısınde hertürlü savaş oyununu oynamakta, kahpelikte üstlerine yoktur. Bugün ak olan , yarın kolayca kara oluveriyor. Kar ve eğemenlik için her yol bunlarda mevcuttur.  Besledikleri , üstümüze saldıkları ağzı salyalı  karanşık faşist güruhlarIŞID,SERDAR PAKER  vb gibileri yarın vadelwri dolduğunda  kolayca  harcayıp çöplüğüne atıvereceklerdir . Biz geçmişte bunları yaşadık , bugünde yaşamaktayız, bunun bilinçindeyiz. Bizim derdimiz , sorunumuz faşizme, emperyalizme karşı halkların birlikte mücadelesini yükseltmek , dünyayı bunlara yaşamı dar etmek , uykularını kaçırmak,yataklarında rahat uyumalarını engellemektir. Sınıf kavgamızın en son kavgasını bu emperlalist sermaye devletleriyle ve faşizmle yürüteceğiz. 

Bilinki,yaşadıklarımız,ödediğimiz bedeller boşuna gitmeyecek,hiçbirşey kader değildir. Spartaküs den  Şeh Bedrettine , Pir sultana , Çerkez hatliamına,Ermeni soykırımına  ve günümüze kadar hep kırdınız , katlettiniz, ama yok edebildinizmi? Sırca  saraylarınızda  rahat uyuyabildinizmi,kahpe karanlıktan rahat yüzü gördünüzmü? Hayır , hayır , bin kere hayır. Ne yaparsanız yapın , hangi faşist kolluk kuvvetini , itinizi,mit,Işıd gibi besleme katil çetelerinizi üstümüze salarsanız salın geri adım atmayacağız. Yürüyeceğiz üstünüze üstünüze taki ;halklarımızın bağımsızlığını, özgürlüğünü, eşitliğini ve kardeşliğini yaratana kadar sizinle  dişediş mücadele ederek , saltanatınızı yıkacağız . Bu gerçeğe inanıyoruz , gelecek zafer pek uzak değil. Ve biz o zaman halklarımız arasında gerçek barışı kuracağız. 

Selçuklu'dan günümüze girdiğiniz her karış toprakta (işgal-istila)  kadın, çocuk, ihtiyar genç demeden katlettiniz,kan akıttınız. Kendinizden olmayanları, yaptığınız zulmün biat etmeyenleri ötekileştirdiniz.Türklüğü,ırkcılığı miladı insanlık dışı vahşet olan İslam'la boyalayıp kana kan diye diye günümüze zulmü taşıdınız. Ey  kanlı  Osmalı mirascıları dönün bir arkanıza bakın,Sarayınız-Saltanatınız atalarınızın,kardeşlerinizin,analarınızın,bacılarınızın kanlarıyla kirlidir. Saray ve saltanat uğruna  babasını öldüren,kardeşini boğduran,kendi öz evladını gözleri önünde infaz eden karanlık,komplocu bir geleneğe sahipsiniz.  Kin , intikam ve mevki hırsı sizlere Selçuklulardan-Orhan Gaziden,Barbarlığıyla ünlü Osman gaziden mirastır. Bu miras atalarından kalmış faşizmin başı, hasta Cumhurbaşkanına ve şürakasına... Yediyüz , neredeyse sekizyüz yıllık kanlı tarihinize bir bakın , hangi gün barış içerisinde kardeşce yaşadınız?Kendi oğluna düşman olan,ailesini katleden , genlerinde kendini dahi sevmeyen, kendinden dahi şüphelenen ,Saltanat ve Saray yöneten hasta şizofren"sultanların sonu hep aynı olmuştur. yaptıkları zulme karşın rahat yüzü görmemişler , birbirlerini boğazlamakla,asıp -kesmekle , sermayeye kul- köle olmakla nam salmışlardır.

Hani,"tek bir terörist kalıncaya kadar" bombalamaya , öldürmeye,asmaya , kesmeye,ölü bedenlerimize işkence etmeye, tomaların arkasında boğazımıza kement geçirerek sürüklemelerinize , korku toplumu yaratarak sineceğimizimi  sandınız...Asla  bin kere  hayır. Bugüne kadar vurmakla,asmakla , kesmekle , bombalamakla bitiremediniz , bitiremeyeceksiniz. Unutmayın döktüğünüz kan denizinde boğulacaksınız,kimse sizi kurtaramayacak. Faşist saltanatınızın sonu dünden daha yakın bizlere... Bizki ölümlerden doğarak bugünlere geldik,bizi öldürmekle bitiremezsiniz. Yaptığınız her katliam ve zülme karşı dahada dirençli güçlü , kitlesel karşınıza çıkıyoruz, çıkacağız.

Bizlere ağlamayı unutturanlar,gözyaşı pınarlarımızı kurutanlar,çocuklarımızı,gençlerimizi ellerimizden kahbece koparıp alanlar , yani faşist katil  Türk devleti seni seni asla ve asla af etmeyeceğiz. Bugüne kadar yaptığınız zulmü asla ve asla  utmayacağız. Yaptıklarınızın hesabını mutlaka ama mutlaka soracağız. Sizlerle asla barışmayacağız,taki yaptıklarınızın hesabını soruncaya kadar,saltanatınızı başınıza yıkıncaya kadar faşizmle mücadelemizi yürüteceğiz.

Bilinsinki; korkunun ecele faydası yoktur,korkuyu kabüllenmek kölece yaşamayı peşinen kabül etmektir. Faşizm bir asırdır bizlere  korku toplumunu kabüllenmemizi dayatıyor,kabül etmedik , kabül ettiremeyecekler. Çünkü bizler yıktık tüm korku çemberlerini,ölümden ötesi yoktur...Kaybedeceğimiz ise canımızdan başka birşeyimiz kalmadı. O sebeple direne direne güçleneceğiz,kazanacağız . Kayıplarımız çok,acılarımız büyük , yas tutmayacağız,acılarımızı sınıf kavgasının denizinde  yoğuracağız, çelikleşeceğiz. Yeniden derlenip toparlanma zamanı dostlar,kardeşler,yoldaşlar.

Öldürülenlerimiz faşizme karşı mücadelede halkların özgürlüğü,bağımsızlığı,eşitliği,kardeşliği ve barışı için öldüler. Hakkımız yok onların matemini tutmaya. Eğerki;onların uğruna canlarını verdikleri sınıf kavgamıza sahip çıkarsak,bu kavgamızı  elden ele , ülkelerden ülkelere taşırsak, özgürlük ve bağımsızlık türkülerini dilden dile söylersek eğer, ozaman  hakkımız var yeniden doğmaya...Bedeli ne olursa olsun toprağa düşen bütün canlarımıza gelecek özgür güzel günleri mutlaka  müjdeleyeceğiz. Buna inanmalıyız , emperyalizme , faşizme ve onların piyon maşa örgütlerine karşı zafer eninde sonunda Türkiye ve Kürdistan halklarının olacaktır.

46147

Son Haberler

Sayfalar

Derlenin Toparlanın Yoldaslar, Bu Kavga en sonuncu Kavgamızdır!

Hangi Sınıfın Cumhuriyeti Yaşasın?

Feodal aristorkrasiye karşı burjuvazinin iktidara gelmesi ve feodalizmi yıkması tarihsel olarak ilericiydi. O dönemde “ kahrolsun feodalite, yaşasın cumhuriyet” sloganı ileri bir hedefi gösteriyordu. Bu tarihsel dönüşüm Fransız burjuvazisinin 1789 burjuva devrimiyle başarıldı. Bu, toplumlar tarihinin geri döndürülemez diyalektik gelişimiydi. Feodal aristokrasi, ne kadar çaba harcarsa harcasın, gelişen üretici güçlerin önünde daha fazla direnemezdi ve kendinden önceki toplumların başına gelen kendisinin de başına gelmişti: Toplumlar tarihinin çöplüğündeki yerini aldı.

Zorunlu Açıklama!

Kısa bir süre önce; "Bir İşkencehane Olarak Sansaryan Han ve Süleyman Cihan." başlıklı bir yazı yazmıştım. Yazının giriş bölümünden de anlaşılacağı gibi bu yazı, Anayasa Mahkemesi'nin Sansaryan Han’a ilişkin kararı vesile yapılarak yazılmıştı.

Sosyal medyayı ve malum platformları aktif olarak takip etmediğimden; yazıya ilişkin kimlerin ne türden değerlendirmeler de bulunduğunu bilmiyorum. Bu çok ta önemli değil; elbette her okurun kendine göre değerlendirme, beğeni ve yergileri de olacaktır.

Ali Haydar Dersim’e (Nubar Ozanyan)

Değerli bir komutanı daha kaybettik. Dersim halkının bağrından çıkıp, dağlara sevdalanan, özgürlüğü zirvelerde arayan bir komutanı yitirdik. Büyük bir yürek acısı daha yaşadık.

„Holodomor „ Yalanı Üzerine

Başta Avrupa emperyalist burjuvazisi olmak üzere, bütün gerici devletler, emperyalist Rusya'nın Ukrayna'ya saldırı ve işgalini bahane ederek, tüm SSCB kazanınlarını, anıtlarını yok etmenin yanında, yeni yeni kararlarla, Stalin önderliğindeki SSCB'ni ve sosyalizmi karalamak için her türlü yalana baş vurmaya hız verdiler. Burjuvazinin, sosyalizm ve onu anımsatan herşeye düşmanlığı, kapitalizm ayakta kaldığı sğrece devam edecektir. Bu nedenle, burjuvazinin bütün yalanlarını açığa çıkarmakta devrimci mücadelenin en önemli ayaklarından biridir.

Liberallerin ve Ulu“sol”cuların Solculuğu-2 Kemalizm Sol Değildir!

AKP-MHP faşist ittifakı süresince siyasal İslamcılığın karşısına da alternatif olarak Kemalist ideoloji çıkarılıyor. Kendine “sol” diyenlerin siyasal İslamcılığın alternatifi olarak Kemalizm’i yeğlemeleri kabul edilebilir bir siyasi tutum değildir.

Bir İşkencehane Olarak Sansaryan Han Ve Süleyman Cihan!

Dün, Sansaryan Han’a ilişkin bir haber okudum gazetelerde: “92 yıl sonra Sansaryan Han için tarihi karar.” başlığı altında, özetle, şunlar aktarılmaktaydı: 

 

Ermeni fakir çocukların eğitim masraflarının karşılanması amacıyla vakfedilen ancak 1930 yılında devlet tarafından el konulan ve uzun yıllar İstanbul Emniyet Müdürlüğü olarak kullanılan Sansaryan Han, Anayasa Mahkemesi kararıyla 92 yıl sonra Ermeni vakfına geri verilecek.”[1]

 

Uluslararası İşçi Sınıfı İçin Büyük Bir Kayıp! Jose Maria Sison'u Sonsuzluğa Uğurladık

Filipin Komünist Partisi'nin (FKP)  kurucu önderi, Yeni Halk Ordusu (YHO) ve Filipin Ulusal Demokratik Cephe'nin (FUDC) danışmanı ve  Uluslararsı Halkların Mücadele Birliği'nin (ILPS) kurucularından ve başkanı, Filipin proletaryasının ölümsüz militanı Jose Maria Sison'u (yoldaşlarının Joma'sı) 16 Aralık 2022 tarihinde kaybettik.

Hızır

Hdp'liler katı atık tesisinin yeri değiştirilmesi konusunda öneri gelirse destekleyeceklermiş.

Demek ki gelmese...

De gurban... aha çevreci projeniz... aha boğuniz... aha siz...

Sütlüce'ye akmasın... kendi içimize... köyümüze.... aksın diyorsanız...

De... hadi...

Sütlüce'ye katı atık tesisi kurulmasın.... kendi köyümüze kurulsun... diye önerge getirinde sizi görem.

De.... Hadi kurban...

De.... Hadi...

Gerçekten çok akıllıca.

Gerçekten çok sinsice.

Liberallerin ve Ulu“sol”cuların Solculuğu-1- (Sentez)

"İşçi sınıfının devrimciliğine karşı çıkanlara sol denebilir mi? Ya da bunlar gerçekten sol olabilir mi?"

Sınıflı bir toplumda, bu toplumun alternatifi olarak sınıfsız toplumu öngören ve bunun mücadelesini veren Marksizm-Leninizm-Maoizm’in eleştirilmemesi, özellikle de mülk sahibi sınıfların ideolojik ve siyasal temsilcilerinin eleştirileri ve demagojik saldırılarına maruz kalmaması düşünülemez.

Barbara ve Sara olma zamanı! (Nubar Ozanyan)

Emekçi kadınlar birçok şeyden mahrumdur. Yoksun olduğu esas şeyler, özgürlük ve örgütlülüktür. Faşist devlet şiddeti, feodal baskı, Türk şovenizmi, egemen erkek zihniyeti, işgal ve saldırı, erkek adalet, aile ve din, dışlanma, aşağılanma vb. Saymakla ve yazmakla bitmiyor. 

KKB’li TİKKO Savaşçısı:Kobanê Ruhuyla Rojava’yı Savun!

Faşist TC içindeki klikler, Kobanê zaferinden bu yana dillerden düşmeyen bir yarasında birleşti.

Milli birlik ve beraberliğe ihtiyaç duydukları böylesi günlerde sağdan soldan TC faşizmi her zaman birleşmiştir. Bu bazen masa altından olur, bazen kapalı kapılar ardında, bazense öylece aleni. Burjuvazinin kalbini korkudan hoplatan bir işçi direnişi olabilir, emperyalist tekellere geçit vermeyecek bir çevre direnişi olabilir, faşizmi zayıflatacak bir demokrasi talebi olabilir, ataerkiyi ve heteroseksizmi titretecek bir adım olabilir bu gizli ya da açık el sıkışmaların sebebi.

Sayfalar