Mustafa Kahya'da gitti
“O güzel insanlar, o güzel atlara binip gittiler.
Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık.”[1]
Azalarak çoğalıyoruz…Mustafa Kahya da gitti; bugün, az önce, sabah saat 05 sularında.
Tuncay (Atmaca)’dan hemen sonra…
Gel de “Anan öle ölüm/ Mirin, diya te bimire” diye haykırma!
Gel de Enver Gökçe’nin, “Gâvur Müslüman demezdi/ Kendisi için bir şey istemezdi/ Yatak ölümü beklemezdi/ Gitti vadesiz, gencecikken/ Yiğitken, güzelken, incecikken// Ölüm, adın kalleş olsun!” dizelerini terennüm etme yüreğinin başı ezilerek!
* * * * *
Kahya, gitti…
Murathan Mungan’ın, “Kimdi giden kimdi kalan/ Aslında giden değil/ Kalandır terk eden/ Giden de/ bu yüzden gitmiştir zaten,” dizelerini terennüm edercesine sessiz ve sakin…
Kahya, gitti…
Edip Cansever’in, “Ölümün anlamı ne?” sorusunun yanıtını vererek…
* * * * *
O günün gelmesi için yaşadı, dövüştü ve gitti O…
“O günü” şöyle tarif ederdi Vitezslav Nezval, ‘O Gün Gelince’de:
“O gün bir gelsin bak, bize artık aç kalmak yok./ Geçeceğiz vitrinlerin, sergilerin önünden, küçülmeden.
Portakalları yığacağım önüne senin, tepeleme,/ şarapları yığacağım, etli börekleri, salamları.
Elden geçireceğiz hepsini bir bir, unutalım diye/ senin çektiğin acıları, benim gördüğüm işkenceleri.
Sevgili işçi kadın, şapka yapan makine,/ artık bu elbiseler kaça diye sorma.
Kumaşı dokudun, elbiseyi diktin ya, giyinmek de hakkın./ Artık kunduracı da yürümeyecek yalnayak karda.
İpekli gömlekler uçuracak bizi rüzgârda kuş gibi./ Lâfta kalacak sanma, taş çatlasa bunlar olacak.
Bir kurtulalım hele tüm asalaklardan,/ nasıl seveceğiz birbirimizi, şiirler okuya okuya!
Çekip gidince soyguncular, bir başka dünya kuracağız./ Yaşamak neymiş, yaşamak, sen o zaman gör bak!”
* * * * *
Evet, gitti…
Ama ardında Nâzım Hikmet’in, “Yok, öyle umutları yitirip, karanlıklara savrulmak;/ Unutma aynı gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak”
Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın, “Bu adam ölmüştür ama,/ Düşmedi toprağa henüz vakit/ Hayatını devrettik ağaçlara/ Kalbi kimlere ait”
Hasan Hüseyin Korkmazgil’in, “yaprak döker bir yanımız;/ bir yanımız bahar bahçe”
dizelerini bırakarak…
* * * * *
Evet, mahzun, kederli olduğumuz doğrudur!
Haksız da değiliz! Kolay mı?
“Her şeyden biraz kalır diyor birileri,/ çoğulluk haklılıktır./ Kavanozda biraz kahve,/ kutuda biraz ekmek,/ insanda biraz acı,” demez miydi Turgut Uyar?
* * * * *
Gitti, bizi biraz mahzun ve boynu bükük bırakıp, “...ama artık gitmek geliyor içimden,/ Bir sabah masmavi bir bulutun peşinden.../ Dönüşü olmayan yerlere,” dizelerini mırıldanarak Ataol Behramoğlu’nun…
* * * * *
“Gitmek” dediğimiz; “ölüm”…
Hani Edip Cansever’in, “kimsenin öldüğü yok/ yaşadığı da/ herkes biraz var;/ o kadar”;
Ineborg Bachmann’ın, “İnsanın gerçek ölümü hastalıklardan değildir, insanın insana yaptıklarındandır”;[2]
Amin Maalouf’un, “Ölüme gidebileceğin için, onu yedekte tut; sonuna kadar”;[3]
Jean-Paul Sartre’ın, “İnsan ya erken ölür ya da geç”;
Murathan Mungan’ın “İnsan ne yaşarsa yaşasın,/ sonunda her şey bir günbatımına bakıyor” diye tarif ettikleri…
* * * * *
Ölüm elbette bir kayıptır. Ama aslı büyük kayıp, yaşarken içimizde ölenlerdir.
Kahya’nın içindeki hiçbir şey ölmedi. Hep çoğaldı, diri kaldı…
Bir gün ölmek için, hergün yaşıyorken; aslolan yaşarken ne yaptıklarımız ve nasıl yaşadığımız değil miydi ki?
Elbette…
Herakleitos’un, “Bir ölüm şanlı olursa en büyük ödülünü kazanmış demektir,” uyarısındaki gibi bir gitmek (ya da ölüm) yaşamaya yeniden çoğalarak başlamaktır…
* * * * *
Çoğalarak/ çoğaltarak gitmesine gitti ama değişen bir şey yok…
Latife, Rosa, sevdası ve kavgası hâlâ yerli yerinde…
Tıpkı Cemal Süreya’nın, “Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,/ Bir yanlışı düzeltircesine açmış,” dizelerindeki üzere…
* * * * *
Evet, evet Friedrich Engels gibi, “Önce siz ateş edin mösyö burjuvazi,” diyenlerdendi O…
Fırtınanın şiddeti ne olursa olsun, eğilmeyenlerden, teslim alınamayanlardandı…
Kendi ifadesiyle “Proletarya sosyalisti”ydi, “Enternasyonalistti”/ “İhtilalci”ydi…
12 Eylül’ün “mağduru değil muhatabı”ydı O; 12 Eylül soruşturması kapsamında, 12 Eylül döneminde cezaevinde gördüğü işkenceleri savcıya anlattı, İstanbul’daki Siyasi Şube’de kendisine işkence yapanlar arasında Mehmet Ağar ve eski OHAL valisi Ünal Erkan’ın da olduğunu açıkladı.
12 Eylül döneminde cezaevinde gördüğü işkencelerle ilgili anlatımlarının tamamı savcı tarafından tutanağa aktarılan Kahya, 13 Nisan 1982 tarihinde tutuklandıktan sonra İstanbul Gayrettepe’deki emniyet binasında 44 gün sorgulandığını anlatıp, “Sorgu sırasında Kurtuluş isimli birini soruyorlardı. Tanımadığımı söyleyince sürekli işkence yaptılar. Gördüğüm işkencelerden dolayı ayaklarım şiştiğinde kangren olmayım diye ayaklarımın şiş olan bölümlerine jilet atıp keserek, kesik bölümlere beyaz bir merhem sürüyorlardı. Gayrettepe’de bulunduğum sırada sigaranın yanan tarafını ağzıma sokarak yanmasını sağladılar,” demişti.
44 gün sonra Antalya Siyasi Şube’ye teslim edildiği vurgusuyla şöyle devam etmişti Kahya, “İstanbul Siyasi Şube’de gördüğüm işkencelerde gözlerim bağlı olduğu için işkence yapan kişilerin kim olduklarını bilmiyorum. Ama daha sonra o dönemde siyasi şube müdürü Ünal Erkan ve müdür yardımcısının ise Mehmet Ağar olduklarını öğrendim…”
İzmir Buca Cezaevi’nde yaşadıklarını da şöyle anlatmıştı Kahya, “Orada tek tip elbise uygulaması gündeme geldi. Kabul etmediğimiz için benim de bulunduğum 13 kişiyi çırılçıplak soyup yeraltında bulunan hücrelere koydular. Hücrelerde ikişer kişiydik. Ölmemek için birbirimizi ısıtma yöntemi bulmuştuk. Birimiz yüzükoyun yatıyor diğeri de sırtüstü onun üzerine uzanıyordu. Bu şekilde hücrede 13 gün kaldık. Doktorlar ‘bunlar ölecek’ dediği için elbiselerimizi verdiler.”[4]
Her şey karşın ve asla vazgeçmeden ütopyaları, sevdaları için yaşadı, dövüştü inatla…
Hiç yaşlanmadı; kızı Roza ile dövüştü omuz omuza, James Brewer’in “İnsanda hayallerin yerini anılar almaya başlamışsa, yaşlılık başlamış demektir,” uyarısını bir an dahi unutmadan!
* * * * *
Evet, O’nu en iyi Karl Marx’ın, “Ne kadar azsan, yaşamını ne kadar az görkemli kurmuşsan o kadar çoksun demektir ve görkemli yaşamın da o denli büyüktür,” sözü betimler…
* * * * *
Güle güle Kahya Yoldaş…
Güle güle… “Alnını dağ ateşiyle ısıtan/ yüzünü kanla yıkayan dostum/ senin/ uyurken dudağında gülümseyen bordo gül/ benim kalbimi harmanlayan isyan olsun/ şimdi dingin gövdende/ uğultuyla büyüyen sessizlik/ bir gün benim elimde/ patlamaya sabırsız mavzer olsun,” Arkadaş Z. Özger’in dediği gibi…
SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER
17 Eylül 2014 11:47:24, Ankara.
N O T L A R
[1] Yaşar Kemal.
[2] Ineborg Bachmann, Malina, çev: Ahmet Cemal, YKY., 1993, s.8.
[3] Amin Maalouf, Doğunun Limanları, Çev: Esin Talu-Çelikkan, YKY., 2013.
[4] Mesut Hasan Benli, “12 Eylül’de Mehmet Ağar İşkencecimdi”, Radikal, 15 Kasım 2011, s.16.
Temel Demirer
Hakkında
Objektifiz ama tarafsız değiliz. Tarafsız olmak korkaklıktır. Çünkü insan doğru ve yanlış arasında tarafsız olamaz.BiyografiKendimden söz etmenin pek anlamlı ve “şık” olmadığına inanan biri olarak çok düşündüm...Ne yazacağımı kestiremedim...
Ve nihayet şunları diyebilmenin en doğrusu olduğuna karar kıldım...
“İnsana ait hiçbir şey bana yabancı değil,” diyen(lerden);
dünyaya aşağıdan bakan(lardan);
kendi kuşağımla müthiş bir serüveni yaşayan(lardan);
yaşadıklarımdan asla pişman olmayan(lardan);
ve hatta yaşadıklarımı yaşamış olmayı bir onur ve şans addeden(lerden);
John Maxwell’in, “İnsanlar, onları ne kadar umursadığımızı bilmedikçe, ne kadar bildiğimizi umursamazlar...”; Bertolt Brecht’in, “Yenilgilerimiz, rezalete karşı savaşa katılanlarımızın yeterince kalabalık olmadığından başka bir anlama gelmez”; V. İ. Lenin’in, “Silah kullanmasını öğrenmeyen, silah elde etmeye çalışmayan bir ezilen sınıf, ancak köle muamelesi görmeye layıktır,” sözlerine müthiş değer veren(lerden);
sevdasız kavga, kavgasız sevda olmaz diyen(lerden);
bir afet-i devrana aşık olan(lardan);
hâlâ “tek yol devrim” gerçeğine bağlı olan(lardan);
ve nihayet “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek!” diyen(lerin) safındaki sıradan, vasıfsız, herhangi biriyim...
54 tevellütlüyüm... Kemal’den olma Necla’dan doğmayım... Çorum ili Kale mahallesi nüfusuna kayıtlıyım...
Okur yazarım...
Ve nihayet hâlen “sakıncalı” dedikleri(nden) ve GBT’lerindeyse sabıkalıyım...
11.01.2004 14:32:09, Ankara.
TÜRKİYE’DE YAYINLANAN KİTAPLARIM
* GÖZ GÖRMEZ BİLİNÇ GÖRÜR, Hazırlayan: Mehmet Özer, Nota Bene Yay., 2012, 152 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* ORTADOĞU: YALANCI BAHAR, Derleyen: Babür Pınar-Recai Ulutaş, Nitelik Kitap, 2012, 448 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* ALMANAK-2009 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2011, 434 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* BEYOND GLOBALIZATION – WORLD LEARNING/ INTERNATIONAL HONORS PROGRAM TURKEY READER 2011/12, Derleyenler: Yücel Demirer - Sibel Özbudun, 2011, 476 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif), (“Geopolitics of Turkey in the US-EU-Mideast Triangle”- Temel Demirer)
* EMPERYALİZM VE ULUSAL SORUN, Derleyen: Babür Pınar-Muzaffer İlhan Erdost, Nitelik Kitap, 2011, 335 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* İSMAİL BEŞİKÇİ, Derleyenler: Barış Ünlü-Ozan Değer, İletişim Yay., 2011, 589 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* SESİNİ YİTİREN ŞEHİR SİVAS, Editör: Mehmet Özer, Çankaya Belediyesi Yay., Temmuz 2011, 304 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* ALMANAK-2009 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2010, 659 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* KRİZ, KAPİTALİZM, İSYAN, Ütopya Yay., 2010, 559 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* KRİZ VE HAYAT YAZILARI: BİR TAŞ DA SİZ ATIN, Ütopya Yay., 2010, 464 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* ASLOLAN DEVRİMİN GÜNDEMİDİR, Kaldıraç Yay., 2010, 784 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* TEKEL DİRENİŞİ DERSLERİ 2010-SENDİKALARIMIZI GERİ ALACAĞIZ, Kaldıraç Yay., 2010, 206 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* LATİN AMERİKA: İSYAN HEP VARDI!, Sibel Özbudun (der.), Kaldıraç Yay., Ocak 2010, 661 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* KUŞATMAYI YARMAK: EĞİTİM, BİLİM VE AYDINLAR, Kaldıraç Yayınevi, Ekim 2009, 392 sayfa, Temel Demirer-Sibel Özbudun.
* ALMANAK-2008 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2009, 608 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* HAK(SIZLIK), HUKUK(SUZLUK) MU? “SUÇUMUZ İNSAN OLMAK”!, (Sibel Özbudun’un önsözüyle), Kardelen Yay., Nisan 2009, 365 sayfa, Temel Demirer.
* HRANT’IN KATİL(LER)İ… (Sait Çetinoğlu’nun önsözüyle), Pêrî Yayınları, Şubat 2009, 336 sayfa, Temel Demirer.
* LİBERALİZM/MUHAFAZAKÂRLIK KISKACINDA KADIN, Kaldıraç Yayınevi, Şubat 2009, 237 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* ALMANAK-2007 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2008, 456 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* “HAYIR, EVET’TEN ÖNCE GELİR”! HUKUK(SUZLUK) YAZILARI, Ütopya Yay., Mayıs 2008, 496 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* “SÖYLENECEK YALAN KALMADI” İNSAN HAK(SIZLIK)LARI, Ütopya Yay., Mayıs 2008, 510 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* LATİN AMERİKA’DA İSYANIN TARİHİ, Hazırlayan: Sibel Özbudun, Ütopya Yay., 2008, 549 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* KÜRESEL KAPİTALİZMİ MEŞRULAŞTIRAN SÖYLEMLER, Editör: Fikret Başkaya, Özgür Üniversite Kitaplığı: 67, Maki Yay., 2008, 218 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* YABANCILAŞMA VE..., Ütopya Yay., 2008, 316 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* ALMANAK-2006 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2007, 654 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* MİLLİYETÇİLİK, YURTSEVERLİK VE SOL, Editör: Fikret Başkaya, Özgür Üniversite Kitaplığı: 65, Maki Yay., 2007, 212 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* LATİN AMERİKA’DAKİ GELİŞMELER, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, Ankara-2007, 34 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* KÜRESELLEŞME, KADIN VE ‘YENİ’-ATAERKİ, Ütopya Yayınevi, Ankara-2007, 228 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* İMPARATORUN SOYTARISI EGEMEN MEDYA, Ütopya Yayınevi, Ankara-2007, 319 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* ALMANAK-2005 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2006, 439 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* “DERİN” MİLLİYETÇİLİĞİN SİYASAL İKTİSADI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2006, 384 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* MAFYA NARKOEKONOMİ VE SUSURLUK / ŞEMDİNLİ, Ütopya Yayınevi, Ankara-2006, 379 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* AVRUPA BİRLİĞİ VE “ÇOKKÜLTÜRCÜLÜK YALANI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2006, 444 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* EĞİTİM ÜNİVERSİTE YÖK VE AYDIN(LAR), Ütopya Yayınevi, Ankara-2006, 543 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* KIYAMETE ÇEYREK KALA! EKOLOJİ YAZILARI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2006, 501 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* DÜNYAYI ISITAN LATİN ATEŞİ, Özgür Üniversite Kitaplığı, Maki Yayınevi, Ankara-2006, 302 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* LATİN AMERİKA YERLİLERİ: TEK BİR HAYIR, YÜZLERCE EVET, Anahtar Kitaplar Yayınevi, İstanbul-2006, 368 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* KAVRAM SÖZLÜĞÜ-SÖYLEM VE GERÇEK (1), Özgür Üniversite Kitaplığı, Maki Yayınevi, Ankara-2005, 709 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* ALMANAK-2004 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2005, 464 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* LATİN AMERİKA BAŞKALDIRIYOR, Ütopya Yayınevi, Ankara-2005, 416 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* ELVEDA NİSYAN, MERHABA İSYAN, Ütopya Yayınevi, Ankara-2005, 558 sayfa, Temel Demirer.
* KÜRESEL İNTİFADA, Ütopya Yayınevi, Ankara-2005, 592 sayfa, Temel Demirer.
* “YENİ DÜZEN(SİZLİK)”DEN BAŞKALDIRIYA, Ütopya Yayınevi, Ankara-2005, 592 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* YENİ ROMA: TERÖRİST ABD-IV. KİTAP, Tohum Yayınevi, İstanbul-2004, 270 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* KÜRESELLEŞME VE İMPARATORLUK: “YENİ EKONOMİ”DEN ÖNLEYİCİ SAVAŞA...-III. KİTAP, Tohum Yayınevi, İstanbul-2004, 382 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* KÜRESELLEŞMENİN TİRANLIĞI: NE, NİÇİN, NASIL?-II. KİTAP, Tohum Yayınevi, İstanbul-2004, 384 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* YENİ MUHAFAZAKÂRLIK YOĞUNLAŞIRKEN KÜRESEL VAHŞET-I. KİTAP, Tohum Yayınevi, İstanbul-2004, 334 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* ABD SALDIRGANLIĞI: IRAK VE ÖTESİ-III. KİTAP, Ütopya Yayınevi, Ankara-2004, 304 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* 11 EYLÜL’DEN AFGANİSTAN’A ABD İMPARATORLUĞU-II. KİTAP, Ütopya Yayınevi, Ankara-2004, 287 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* KOVBOYUN SÖMÜRGE İMPARATORLUĞU-I. KİTAP, Ütopya Yayınevi, Ankara-2004, 346 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* SAKLANMAYA ÇALIŞILAN BİR MEŞALE: İBRAHİM KAYPAKKAYA, Umut Yayıncılık, İstanbul-2003, 232 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* İSYANIN ADI: FİLİSTİN-İNTİFADA KAZANACAK!, Ütopya Yayınevi, Ankara-2002, 479 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* XXI. YÜZYILLA GELENLER: SÖYLENCELER VE GERÇEK, Ütopya Yayınevi, Ankara-2002, 447 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* SOSYALİST MÜCADELE ETİĞİ, Özgür Üniversite Kitaplığı, Maki Yayınevi, Ankara-2001, 336 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* KÜRESELLEŞME VE TERÖR (TERÖRİZM, SALDIRGANLIK, SAVAŞ) II. KİTAP, Ütopya Yayınevi, Ankara-2001, 334 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* KÜRESELLEŞME VE TERÖR (TERÖR KAVRAMI VE GERÇEĞİ) I. KİTAP, Ütopya Yayınevi, Ankara-2001, 364 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* AMERİKA: RÜYA MI, KÂBUS MU? YANKEE İMPARATORLUĞU, Ütopya Yayınevi, Ankara-2001, 368 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* ÖDP YAZILARI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2001, 316 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* KÜRESELLEŞMENİN EKOLOJİK SONUÇLARI, Özgür Üniversite Kitaplığı, Maki Yayınevi, Ankara-2000, 190 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* EKOLOJİ POLİTİK, Özgür Üniversite Kitaplığı, Maki Yayınevi, Ankara-2000, 136 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* AVRUPA BİRLİĞİ ve SOSYALİSTLER: AKINTIYA KARŞI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2000, 384 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* GERİCİLİK KÜRESELLEŞİRKEN FAŞİZM!.. YENİDEN Mİ?.., Ütopya Yayınevi, Ankara-2000, 299 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* KADIN YAZILARI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2000, 170 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* MARKSİZM VE EKOLOJİ, Öteki Yayınevi, Ankara-2000, 481 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* TERÖR NE? TERÖRİST KİM? (AVRUPA ASYA ve ORTADOĞU), Cilt:2, Ütopya Yayınevi, Ankara-2000, 384 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* TERÖR NE? TERÖRİST KİM? (ABD EMPERYALİZMİ ve LATİN AMERİKA), Cilt:1, Ütopya Yayınevi, Ankara-2000, 284 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* EĞİTİM: NE İÇİN? ÜNİVERSİTE: NASIL? YÖK: NEREYE?, Ütopya Yayınevi, Ankara-1999, 264 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* NEO-LİBERAL SALDIRI KRİZ ve İNSANLIK, Ütopya Yayınevi, Ankara-1999, 494 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* “YDD” KISKACINDA ÇEVRE ve KENT, Ütopya Yayınevi, Ankara-1999, 473 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* CHE FİDEL KÜBA, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1999, ikinci baskı, 135 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* YABANCILAŞMA, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1999, ikinci baskı, 112 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* MEDYA ELEŞTİRİSİ ya da HERMES’İ SORGULAMAK, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1999, ikinci baskı, 176 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* DÜNYANIN BALKONUNDAKİ İSYANCILAR, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1998, ikinci baskı, 304 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* ÖDP: İMKÂNLAR ve SORU(N)LAR, Öteki Yayınevi, Ankara-1998, 576 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* MAYALARIN DÖNÜŞÜ, Anahtar Kitaplar Yayınevi, İstanbul-1998, 311 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* POSTMODERN MÜDAHALE ve BAŞKALDIRI İMKÂNI (BRECHT “BİTTİ” FUTBOL “VERELİM”!), Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1998, 528 sayfa, Temel Demirer.
* SOKAKTA ve DUVARDA 1968, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1998, 207 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* VE KİRLENDİ DÜNYA..., Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1997, 319 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* SOKAK’TAKİNE NOTLAR, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1997, 456 sayfa, Temel Demirer.
* ÖDP’YE KENAR NOTLARI, İnsancıl Yayınları, İstanbul-1997, 88 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* KOYUNLAR KURTLAR KÖPEKLER (YENİ DÜNYA DÜZENSİZLİĞİ EMPERYALİZM ve UMUT), Anahtar Kitaplar Yayınevi, İstanbul-1997, 160 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* KARA PARA KİRLİ SAVAŞ (TÜRKİYE’DE MAFYA ve DEVLET), Özgür Üniversite Yayınları, 171 sayfa, Ankara-1996, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* İSPANYA’DAKİ II. KITALARARASI BULUŞMA İÇİN “YDD”YE KARŞI TEZLER - II. KITALARARASI BULUŞMA İÇİN EKOLOJİK KIYAMET TEZLERİ, Özgür Üniversite Yayınları, 56 sayfa, Ankara-1996, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* YENİ DÜNYA DÜZENİ AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE, Dev. Maden-Sen Yayınları, 64 sayfa, Ankara-1996, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* CANAVARLAŞAN MEDYA, 1996-İstanbul, Yorum Yayınevi, 287 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* YENİ DÜZENİ ya da DÜZENSİZLİĞİ, 1996-İstanbul, Pelikan Yayınları, 304 sayfa, Temel Demirer.
* SOLAN FOTOĞRAFLARDA BİTEN VE BAŞLAYAN, 1993-İstanbul, Sorun Yayınları, 248 sayfa, Temel Demirer.
* GERİCİLİK DÖNEMİNDE DÜNYA ve TÜRKİYE, 1993-İstanbul, Sorun Yayınları, 190 sayfa, Temel Demirer.
* DİSK’İN “ÖREN TEZLERİ” ve SOSYALİST TAVIR, 1992-İstanbul, Sorun Yayınları, 189 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* TOPLUMSAL DİNAMİKLER ve ÖRGÜTLENME EKSENLERİ, 1992-İstanbul, Sorun Yayınları, 270 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* SOSYALİZM “YENİ DÜNYA DÜZENİ” TÜRKİYE, 1992-İstanbul, Sorun Yayınları, 192 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* SOSYALİZMİN SORUNLARI ÜZERİNE AÇILIM TARTIŞMALARI, 1992-İstanbul, Sorun Yayınları, 256 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* YOL BALADI, 1988-Ankara, Ekin Yayınları, 61 sayfa, Temel Demirer.
* T.B.“K”.P PROGRAM TASLAĞININ ELEŞTİREL ANALİZİ, 1988-İstanbul, Sorun Yayınları, 86 sayfa, Temel Demirer.
İletişim:
temeldemirer@kaypakkaya-partizan.net(Hazırlanıyor)
http://www.facebook.com/TemelDemirer
https://twitter.com/temeldemirer
Son Haberler
Sayfalar
TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: YAŞASIN TİKKO KONFERANSIMIZ!
DEVRİMCİ SAVAŞTA İLERİYE DOĞRU BİR HAMLE!
YAŞASIN TİKKO KONFERANSIMIZ!
DEVRİMİN ZAFERİ İÇİN HALK SAVAŞI’NDA DERİNLEŞ, GERİLLADA UZMANLAŞ!
Ömer Koç'un „Üzüntüsü“; Kapitalizmin Yeni Eğilimidir
Uluslararası tekel Koç Holding’in şefi Ö. Koç, TÜSİAD'ın 13 Ocak 2022 tarihinde düzenlediği „Dijitalleşme Türkiye Konferansı“nda yaptığı konuşmada, Uluslar arası tekellerin iki kaygısını dile getiriyor. Birinicisi, işgücü nüfus üretiminde zorlandıkları ve ikincisi ise, mesleki olarak „yetişmiş işgücün“ün başka ülkeler tarafından „çalınması“.
Koç şöyle diyor:
Dedef ve Dersim’in fethi (Ava Neşe KALP)
29 Aralık 2021 ile 2 Ocak 2022 tarihleri arasında İstanbul Yenikapı’daki 5 günlük "Tunceli Tanıtım Günleri" adlı organizasyon sonrası yaşanan eleştirilerle ilgili bir iki söz söylemenin vaktidir sanırım.
Yeni Bir Mücadele Yılına Girerken: Ölümsüzlerimizle Yürüyoruz!
2021 yılını geride bıraktık. Yeni bir mücadele yılına girerken gerek dünyada ve gerekse de ülkemizde başta sınıfsal çelişkiler olmak üzere bir dizi çelişkinin giderek keskinleşmesi 2022 yılının sınıf mücadeleleri açısından hareketli geçeceğini göstermektedir. Küçük bir örnek olması açısından MESS grup sözleşmesinde sefalet zammını kabul etmeyen ve iş bırakan Birleşik Metal-İş üyesi Çimsataş işçilerinden 25’i, SMS’le işten çıkarılınca direnişe geçtiler. Yeni yılda bu türden örneklerin artacağı öngörülebilir.
Katledilişinin 15. Yılında Bir Kez Daha; Hrant Ahparig
Ermeni yazar, gazeteci Hrant Dink’in katledilişinin üzerinden 15 yıl geçti. 15 yıldır Hrant, başta Agos gazetesinin önünde olmak üzere birçok yerde “Ahparig” denilerek “Buradayız” şeklinde verilen mesajla anılmaya devam ediliyor.
Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de Şişli’de Halâskârgazi Caddesi üzerindeki Agos Gazetesi’nin çıkışında, 14.54’te, arkasından ve çok yakın mesafeden yapılan üç el silah atışıyla katledildi.
Kürtleri boğmak (Nubar OZANYAN)
İşgalci, soykırımcı Türk devleti ve çeteleri, Rojava’ya ve bir bütün olarak Kürtlere karşı saldırılarına ara vermeden yoğunlaştırıyor. Gün yok ki, haber ajanslarına Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırı haberleri geçmesin. Gün yok ki, toplu insan kaçırmalar, hırsızlık, doğa katliamı, su depolarına yönelik suikast haberleri ajanslara yansımasın. Uluslararası ve bölgesel anlaşmaları, insanlık hukukunu çiğneyerek son 15 gün içinde havan, obüs ve tanklarla tam 225 saldırı gerçekleştirdi.
Faşist şef Amed’e giremez (Selahattin ERDEM )
- JİTEM esasta bir MHP örgütlenmesi oluyor.
- Aslında orman kurma değil, soykırımın zaferi ilan edilmek istenmektedir.
- Peki Amed böyle bir hakaret ve saldırıyı kabul edecek midir?
- Amed halkı 1975’de Alpaslan Türkeş’e karşı direndi ve kazandı, şimdi de Devlet Bahçeli’ye karşı direnecek ve kazanacaktır.
Türkiye’deki Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) NATO’nun süper gladyosu tarafından kurulduğunu çok iyi biliyoruz.
Tek Yol Birleşik Devrim-Taylan Ateş
Biliyoruz, makalenin başlığı bilindik, bir o kadar da klasik oldu. Ama ne yaparsınız, Türkiye ve Kürdistan emekçi sınıfları en pespaye görüşlerle, sokaktaki insanın bile artık inanmadığı öneri ve düşüncelerle aldatılmaya çalışılırsa ve bunda ısrar edilirse bize düşen de devrimci çözüm biçimini ısrarla ve defaatle öne sürmektir.
Dünden bugüne enternasyonalizm ve enternasyonal faliyetlere kısa bir bakış
Bu belgede ortaya koyacağımız düşünceler dünden bugüne enternasyonal çalışmalara bakışımızı yeniden özetler niteliktedir. Bu nedenle hem geçmiş belgelerimizden geniş aktarmalar yapacağız hem de güncel bağlamda nasıl bir enternasyonal çalışma yürütmemiz gerektiği sorusuna yanıt vermeye çalışacağız. Elbette ki kendi cephemizde ortaya koyacağımız düşünceleri diğer kardeş parti ve örgütlerle tartışacağız. Bu noktada her türlü eleştiri ve öneriye açığız.
İnanlar unutulmasın! (İsmail Cem Özkan)
12 Eylül öncesi devrimcileri gerçekten devrim olacağına inanıyordu, inandığı için hayatını ortaya koymuş, bulunduğu mahallelerin dışına gidip, dayanışmayı canıyla ortaya koyardı. Sabahlara kadar yazılan kuşlamalar, belirlenen meydanlarda havaya atılır ya da otobüsün havalandırılmasına bırakılır, otobüs hareket edince durak ve yol kuşlama kağıdı ile dolardı. Mesaj halka verilmiş olurdu bu suretle.
Sosyalizm Kazanacaktır!
2021’nin son yazısı olarak bazı nesnel olguları kısa başlıklar halinde belirteceğim.
Öncelikle, kapitalist-emperyalist dünya sisteminin bugünkü kısa özetini verelim: