Pazar Eylül 22, 2024

TKP-ML Merkez Komite: Pratiğimizde Bilinç, Bilincimizde Rehberdir İbrahim Kaypakkaya!

Coğrafyamız komünist önderi ve Demokratik Halk Devrimi’nin sönmez meşalesi İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Amed Hapishanesi’nde katledilmesinin 51. yılındayız. Önder yoldaşımızın 18 Mayıs 1973’te katledilmesinden sonraki yarım asırlık zaman diliminde Türkiye ve Türkiye Kürdistanı toplumsal mücadeleleri tarihinin gelişim seyri, İbrahim Kaypakkaya’nın görüşlerini sadece doğrulamakla kalmamış aynı zamanda güncel kılmıştır.

Bunun nedeni İbrahim Kaypakkaya’nın, Marksizm-Leninizm-Maoizm bilimiyle, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin ulaştığı aşamayı başarıyla sentezleyebilmiş olmasıdır. İbrahim Kaypakkaya’yı çağdaşlarından farklı kılan onun ideolojik duruşudur. Çağımızın en ileri bilimi olan Marksizm-Leninizm-Maoizm’dir. Bundandır ki, İbrahim Kaypakkaya’nın görüşleri coğrafyamız işçi sınıfı ve emekçi halkının demokratik halk devrimi ve sosyalizm mücadelesinin bizatihi kendisidir!

Bu nedenle, kazanılacak devrim, “İbrahim”ce kazanılacaktır! Sömürüden kurtuluş, özgürlük ve halk demokrasisi mutlaka ama mutlaka “Kaypakkaya”ca olacaktır. Çünkü İbrahim Kaypakkaya adı ve pratiği, coğrafyamız işçi sınıfının, köylülerinin, gençliğin, soykırıma uğratılan Ermeni halkının, inkar ve imha edilen Kürdün, inancı aşağılanan Alevi’nin özlem ve taleplerinin kendisidir. Bunun nedeni İbrahim Kaypakkaya’nın, görüşlerini sınıf mücadelesinin engin denizinde oluşturmasıdır, pratikten damıtmasıdır.

Çünkü İbrahim Kaypakkaya adı ve pratiği cepheden bir tavır alış, eğilip bükülemez bir duruş, düzen içine çekilemez bir çizgidir. Coğrafyamızda komünizm adına söz söyleyip pratik eyleyen herkes, ölçüyü Kaypakkaya’dan almak zorunluluğuyla karşı karşıyadır. Kaypakkaya’nın dostu olmak, devrimin dostu olmaktır. Kaypakkaya’dan uzağa düşmek, komünizmle mesafeli olmaktır.

İbrahim Kaypakkaya’nın coğrafyamız koşullarında komünist bir önder olarak ortaya çıkışında, enternasyonal proletaryanın ve ezilen dünya halklarının binlerce yıllık mücadelelerinin bilimsel temelde ifadesi olan Marksizm-Leninizm biliminin Maoizm aşamasına evrilmesi ve coğrafyamız sınıflar mücadelesinin ulaştığı aşama belirleyici önemdedir. İbrahim Kaypakkaya’nın coğrafyamız devrimci hareketinin komünist yüzünü temsil etmesi bu yüzdendir.

Bu anlamıyla İbrahim Kaypakkaya, gücünü bizzat kendisinin de içerisinde yer aldığı kitlelerin eylemlerini çağının en ileri bilimi olan Marksizm-Leninizm-Maoizm bilimiyle başarılı bir şekilde sentezleyebilmesinden alıyordu.

Başkan Mao önderliğinde Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin enternasyonal proletarya ve ezilen dünya halklarının mücadeleleri üzerindeki güçlü etkisinin coğrafyamız sınıflar mücadelesine doğrudan yansımasının ürünü olan İbrahim Kaypakkaya ve partisi TKP-ML; Türkiye ve Türkiye Kürdistanı komünist hareketinin yeniden tarih sahnesine çıkmasının adı olmuştur. İbrahim Kaypakkaya ve TKP-ML, coğrafyamız sınıflar mücadelesinde bir dönüm noktası olan 1971 devrimci çıkışının komünist yüzünü oluşturmuştur.

Türk, Kürt uluslarından, çeşitli milliyet ve inançlardan işçi sınıfı ve emekçi halkın komünist öncüsünün İbrahim Kaypakkaya önderliğinde kurulmasının tarihsel önemi aynı zamanda sınıf düşmanlarımızın Kaypakkaya’yı “ihtilalci komünizmin en tehlikeli temsilcisi” olarak tanımlamalarına neden olmuştur. Bu net ideolojik tanımlama, Kaypakkaya’nın neden katledildiğini de açıklar.

Türk hakim sınıfları, bu genç komünist önderin tezlerinde ve pratiğinde kendi sonlarını görmüş ve çareyi onu katletmekte bulmuşlardır.

İbrahim Kaypakkaya’yı TC devleti açısından “ihtilalci komünizmin en tehlikeli temsilcisi” yapan sadece Türk hakim sınıflarının devletinin soykırım temeli üzerinde kurulmuş olduğunu, Kemalist faşist bir diktatörlük olduğunu dile getirmesi ve Kürt ulusal sorununa dair tezleri vb. değildir. O, TC devletinin niteliğinden sosyo-ekonomik yapıya, sınıfların mevzilenişinden silahlı mücadeleye, komünist partisine ve sosyalizmde sömürüye kadar bir dizi konuda son derece önemli tezler ileriye sürmüştür. Bu anlamıyla Kaypakkaya, Türk ve Kürt uluslarından, çeşitli milliyet ve inançlardan işçi sınıfı ve emekçi halkımıza kurtuluşun yolunu göstermekle kalmamış, kurtuluşun yolunun hakim sınıfların herhangi bir kliğinin peşine takılmakta değil, kendi partisi, halk ordusu ve birleşik cephesinin örgütlenmesinden geçtiğine işaret etmiştir.

Bu tespitler uzun süredir “seçim kıskacı”nda boğulmaya çalışılan sınıf mücadelesi ve siyasi öznelerinin yürümesi gereken yolu da göstermektedir. Ama aynı zamanda örneğin Türk hakim sınıfları arasında şimdilerde propaganda edilen “yumuşama”, “normalleşme” tartışmalarına da yanıt olmaktadır. Hakim sınıf kliklerinin kendi aralarında iktidar dalaşı verirken her daim işçi sınıfı ve emekçi halka karşı birleşmiş olmalarının nedenlerini en berrak şekilde Kaypakkaya’nın Türk hakim sınıflarının ve TC devletinin tahlilinde bulmak mümkündür. Bu tahlillere bakıldığında “yumuşama” diye bahsedilenin, hakim sınıfların devrimci durumu baskılamaya, işçi sınıfı ve emekçi halk kitlelerinin rejime-sisteme yönelik öfkesini sindirmeye yönelik kendi aralarındaki bir paslaşma olduğu rahatlıkla anlaşılabilir. Hala bu söylemlerden medet umanlar, son olarak yıllardır süren “Kobanê İntikam Davası”nda verilen toplam 417 yıllık hapis cezasına bakabilirler. Nitekim bugüne kadarki coğrafyamız sınıflar mücadelesinin tarihsel tecrübesi de bu gerçeğe fazlasıyla işaret etmektedir. Dahası günümüz Türkiye ve Türkiye Kürdistanı’nı sosyal ve ulusal kurtuluş mücadelelerinin pratik tecrübesi, tekrar tekrar İbrahim Kaypakkaya’nın ileriye sürdüğü görüşlerin haklılığını kanıtlamaktadır.

Bu anlamıyla İbrahim Kaypakkaya, bir istisna değil, Halk Savaşı, Demokratik Halk Devrimi, Sosyalizm ve Komünizm mücadelesinin ana halkasıdır. Devrim, sosyalizm ve komünizm mücadelesinin bilincidir.

Katledilişinin 51. yılında İbrahim Kaypakkaya bilincimizde yaşıyor, sınıflar mücadelesinde önderlik etmeyi sürdürüyor!

İbrahim Kaypakkaya Ölümsüzdür!

TKP-ML Merkez Komite

Mayıs 2024

3784

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

24 Haziran seçimlerine giderken AKP, seçimler ve parlamento üzerine

AKP, topluma saldığı korku üzerinden ülkeyi yeniden dizayn etmek isterken, işlerin istediği gibi gitmediğinin, köşeye sıkışmışlığının farkında olarak, tüm aktörleri hazırlıksız yakalamak ve ters köşe yapmak üzere seçimleri erkene almış oldu. 

AKP, “Başkanlık” sistemini esas alan ana-yasa referandumundan hileyle istediği sonucu aldıktan sonra şimdi de kamuoyunda“baskın seçim kararı” olarak nitelenen 24 Haziran 2018’de yapılacak çoklu seçimde başta cumhurbaşkanlığı olmak üzere parlamento ve belediye seçimlerini kazanarak 2023 yılına doğru ilerl

Karl Marx 200 Yaşında

Karl Marx 5 Mayıs 1818 yılında Almanya’nın Trier şehrinde doğdu. Bu 5 Mayıs’ta Karl Marx 200 yaşına basacak.

Karl Marx’ın mavi tulumlu komünist hayaleti burjuvazinin üzerinde dolaşmaya devam ediyor. Burjuvazi, Marx’ı öldürmek istedikçe, Marx daha da büyüdü ve bütün uluslararası işçi sınıfının ve ezilen halkların kurtuluş umudu oldu. Onların eylemlerinde, düşlerinde mücadelelerinde, kavgalarında, yenilgilerinde ve zaferlerinde yaşadı ve yaşamaya devam ediyor.

Ermeni Sorunu ve Tarihle Yüzleşmek – Hasan Köse

Osmanlı imparatorluğu çok uluslu bir yapıya sahipti. Devlet sınırları içinde yaşayan farklı inanç ve etnik kökene sahip topluluklara karşı büyük bir hoşgörü ve eşit haklar temelinde yaklaşıldığı yönündeki propogandalar büyük bir yalandır. Benzeri çok uluslu devletler gibi Osmanlı da, bir halklar hapihanesi konumundaydı. Bu basit gerçeği görmek için, Muslüman olmayan topluluklara ve Alevilere karşı izlenen ayrımcı ve aşağılayıcı politikalara bakmak yeterlidir. Osmanlı imparatorluğunda hiç bir zaman bütün halklar eşit konumda olmamıştır.

TKP/ML-TİKKO ROJAVA KOMUTANLIĞI:103 YILDIR UNUTULMAYAN ERMENİ SOYKIRIMINI LANETLİYORUZ.

Aradan 103 yıl geçti. 103 yıl geride kaldı. Yaşanan Ermeni soykırımı unutulmadı, acıları yok olmadı. Kapanmayan toplumsal bir yara olarak  günümüze dek yaşanmaya devam ediyor. Suçsuz günahsız kadın ve çocuk bedenleri “Der-zor, Mergede,Endivar,Şedade,Serekaniye”de Suriye’nin-Rojava’nın çöllerinde kum taneciklerine dönüştü. Soykırım anıları toz olup uçmadı. Geride kalanların hafıza ve yüreklerinde  silinmez acı olarak kaldı.  

TKP/ML Ortadoğu Parti Komitesi :“Bugün temel görev partinin etrafında kenetlenerek örgütlenmektir!”

Şan olsun partimiz TKP/ML’nin 46. kuruluş yılına!

24 Nisan devrimin gerçek yoludur!

Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist (TKP/ML) Örgütlenme Komitesi: “46. yılında partimizi hak ettiği yere, hak ettiği sınıfın ellerinde getireceğiz”

46. yılında partimizi hak ettiği yere, hak ettiği sınıfın ellerinde getireceğiz!

Proletarya Partisi’nin kuruluşunun 46. yılındayız. 24 Nisan 1972’de komünist önder Kaypakkaya yoldaş tarafından kuruluşu ilan edilen partimiz TKP/ML, Türkiye devrimi açısından bir dönüm noktası olmuş, çığır açmıştır. İhtilalci devrimin ilk adımı olan 24 Nisan 1972, aynı zamanda elli yıllık suskunluğun yerle bir edildiği tarihi bir mirasın komünistlerin ellerinde yukarıya çekilen kızıl bayrağı oldu.

Protest müziğe yeni bir nefes; SUSMA…

“Bir miIIeti tutsak etmek isterseniz,müziğini çürütün…” Confucius

103 Տարի Չի Կարող Մորանալ

Ապրիլ 24-ի Ցեղասպանությունը Դատապարտում Ենք

Քաղաքակրթությունների Պատմության մեջ, ազգերի եղելությունն կարելի է ջնջել, սակայն մեր օրերում չի հորխնել ցավը գրած հեդքերի վերացնել ու ջնջել․  Մեկ դար ու մեկ դարի անցել կատարված ցեղասպանությունից․ 103 դարի է անցել․

Սակայն մշտական քաղաքացիական տառապանքը շարունակում է, շարաունակում ե նաև խորը հետքեր դողնելով․ անմեղ ու անմեղ մարմիններ Դեր-Զեր ի անապատներում ավազահատիկ են վերածվել․

KALIN!

Nereye gidiyorsunuz?

Daha karpuz kesecektik.

Rüya son bulurken

Aşağıda sizi bekliyorduk.

Siyasete hâkim olan partiniz

Artık sizi taşıyamıyor mu?

Komprador ve Emperyalistler

Zincirinizi kısaltmaya mı karar vermiş.

İçinizden birkaç Komprador çıkarabildiğiniz için

Kendinizi mutlu sayarak teselli bulabilirsiniz.

Yediklerinizi bal(dindarlık)

İçtiklerinizi kaymak (milliyetçilik)

Sayabilirsiniz.

Ama halkın bedduası tarih boyunca hep tutmuştur.

Kursağınıza dizilir boğulursunuz.

Lütfen KALIN!

NUBAR OZANYAN ÖLÜMSÜZDÜR | Orhan anısına: Hayalini kurduğumuz dünyaya seni taşıyacağız!

   Okşayıp okşayıp geçiyoruz birbirimizi

Nasıl mı?

Tabi ki kanatlarımızla.

Aynı kandanız çünkü.

Uzaktan da olsa

Birbirimize değdikçe

Anlıyoruz...

(Maria Rilke)

...

'' Patron benim ''

''Ülke küçük ama pasta büyük''

Sayfalar