Çarşamba Kasım 6, 2024

TKP-ML MK SB : Şan ve Şeref Olsun Ölümsüzleşenlerimize!

Türk Kürt Uluslarından, Çeşitli Milliyet ve İnançlardan Halkımıza!

Partimizin 1. Kongresinde 9. Gündem maddesi olarak “Parti Tüzüğü” de tartışılmış ve çeşitli kararlar alınmıştır. 1. Kongremiz, esas olarak 8. PMK, özel olarak da darbeci tasfiyeci anlayışın parti tüzüğü ve işleyişimize yönelik pratiklerini değerlendirmiş ve kimi sonuçlara ulaşmıştır.

Parti tüzüğü gündeminde partimizin kadro ve üye politikası da tartışılmış ve 8. Konferans’ımızın “yeni kadro ve militan yetiştirmek” olarak formüle ettiği “kadro ve halef yetiştirme” politikamız üzerinde de durulmuştur.

1. Kongremizin, partimizin “kadro ve halef yetiştirme” politikasına dair aldığı kararlardan birisi de aşağıdaki karar olmuştur:

Karar 30: Partimizin uzunca bir süredir belirlenmiş bir kadro ve üye politikası bulunmamaktadır. 8. Konferans’ımızın yeni kadro ve militan yetiştirmek olarak tarif ettiği “kadro ve halef yetiştirme” politikasında başarısız olunmuştur. 8. MK bırakalım kadro ve halef yetiştirmeyi izlediği sekter örgütsel politika nedeniyle parti üyeliğini hak eden birçok yoldaşı örgütlememiştir.

İzlenen sekter örgütsel politika nedeniyle Partimiz, 8. Konferans sonrasında örgütsel anlamda giderek güç kaybetmiştir. Yaşadığımız darbeci tasfiyeci saldırıda açığa çıkan Parti kadro ve üye gerçekliğimiz bu sürecin ürünüdür. Darbeciliğin Partimizde karşılık bulması ve belli oranda bir Parti gücünü arkasında yedekleyebilmesi, 8. MK’nın izlemiş olduğu örgütsel politikadan bağımsız olarak değerlendirilemez. Açığa çıkan Parti kadro ve üye gerçekliğimiz, Partimizin uzunca bir süredir kitlelerle olan ilişkisinin kopukluğuna işaret etmektedir. Bu kopukluk nedeniyle Partimizde sadece darbeci tasfiyecilik değil aynı zamanda bürokratizm de gelişmiştir.

(…) Doğru bir örgütsel politika izlendiğinde, Partimiz yaralarını kısa sürede sarabilir.

Bunun için kadro ve üyelerimizin -kimi çok özel istisna özel görevlendirmeler hariç- doğrudan kitle örgütlenmeleri içinde aktif olarak örgütlenmeleri ve pratik faaliyet yürütmeleri özellikle önemsenmelidir. Parti üyelerimizin “denetimi” kitlelere verilmelidir.

Var olan örgütsel gerçekliğimiz Partimize taze kan taşınmasını, yeni üye alımlarını objektif olarak ortaya çıkarmış durumdadır. Başarmamız gereken görevlerin çokluğu, temel faaliyet alanlarımızın vazgeçilemezliği beraberinde önümüzdeki süreç açısından sistemli bir şekilde partiye üye alımını, kadro ve halef yetiştirmede belli bir politika izlemesini zorunlu kılmaktadır. Bu zorunluluk koşullara teslimiyet anlamında değildir. Bilinçli ve sistemli bir politika izlendiğinde kısa sürede bu eksiklik giderilebilir. Bunun zemini vardır.

(…) Partimiz tüzüğümüzden hareketle, bu koşulları kabul eden, hakların yanında her alanda ve yerde görev almada net olan her yoldaşı saflarına katmada özel bir çaba ve yoğunlaşma içinde olmalı, dahası bu politikasını yaşama geçirmek için somut örgütsel adımlar atmalıdır. (…) Partiye üye alımı noktasında kadro okulundan eğitim devrelerine kadar bir dizi somut pratik adım atılabilir ve atılmalıdır. Parti üyeliği başvurusunda bulunan ve koşulları olan her yoldaş, kadro okulu ve eğitim devrelerine katılmalı, Partinin andaki ihtiyacını karşılamak üzere kalıcı ya da geçici olarak bu alanda istihdam edilmelidir. (Oy birliği)

Yoldaşlar;

1. Kongremiz bu anlayış doğrultusunda partimizin izlemiş olduğu örgütsel politikaya dair geçmiş sürecin değerlendirmesini yapmış ve kongre irademize iletilen önerilerden hareketle aşağıdaki kararları almıştır.

Karar 33: Partimizin Karadeniz gerilla faaliyeti sürecinde erkek egemen düşüncenin etkisinde karar veren merkezi önderlik, kadın yoldaşlara yönelik sekter bir örgütsel politika izlemiştir. Kadın yoldaşların üyeliğini onaylayan bölge yönetiminin kararları bozulurken aynı nitelikteki erkek yoldaşlardan bazıları sırf faydacılığın ürünü olarak onaylanmıştır. Erkek egemen düşüncenin ürünü olan politika nedeniyle parti üyeliği vasfını hak eden kimi kadın yoldaşlara haksızlık yapılmıştır. Bu kapsamda Kongre irademiz, 7 Nisan 2006 tarihinde Ordu’da şehit düşen Dilek Polat yoldaşa yönelik gerçekleştirilen bu haksızlık karşısında özeleştiri vermekte ve kendisini Parti Üyesi olarak kabul etmektedir. (Oybirliği)

Karar 34: 2 Şubat 2011 tarihinde dört yoldaş ile birlikte şehit düşen Nurşen Aslan yoldaş, Parti Üyeliğine kabul edilmeli ve Parti tarihimizde bu konumla anılmalıdır. Yoldaş, şehit düştüğü süreçte Parti üyeliği vasıflarını taşımaktadır. Yoldaşın Parti Üyeliği sürecinin başlatılıp sonlandırılmaması tamamen ilgili Parti alan komitesi ile ilgilidir. Bu gerekçelerden dolayı Nurşen Aslan yoldaş Parti Üyesi olarak kabul edilmelidir. (Oybirliği)

Karar 35: 24-28 Kasım 2016 tarihinde düşmanın Dersim Aliboğazı’na yönelik saldırısında şehit düşen Yetiş Yalnız yoldaş, yaklaşık 10 yıllık bir süre boyunca Parti İleri Militanı olarak konumlanmıştır. Yoldaş, 1 Şubat 2015 tarihli yazısıyla Parti Üyeliği başvurusunda bulunmasına rağmen, ilgili Parti komitesince “eleştirel duruşu” nedeniyle üye yapılmamıştır. Bu yaklaşım her şeyden önce Parti işleyişimize, ilkelerimize ve tüzüğümüze uygun değildir. Kongre irademiz, Yetiş Yalnız yoldaşa yönelik gerçekleştirilen bu haksızlık karşısında özeleştiri vermekte ve kendisini Partimizin Üyesi olarak kabul etmektedir. (Oybirliği)

Ayrıca 1. Kongre irademiz, darbeci tasfiyeciliğin saldırıları karşısında Partimizi tavizsiz savunan Güzel Şahin ve Serdar Can yoldaşların da onur üyesi ilan edilmesini karar altına almıştır. İlgili kararlar aşağıdadır.

Karar 36: Partimizin 2015 merkezi operasyonu sonrasında karşı karşıya kaldığı darbeci tasfiyeci saldırı karşısında Partimizi sahiplenen, bu nedenle de çeşitli saldırılarla muhatap olan ancak Partiyi sahiplenme kararlılığından taviz vermeyen ve 20 Eylül 2017 tarihinde şehit düşen Güzel Anamız (Güzel Şahin) kongre irademizce Parti Onur Üyesi olarak kabul edilmiştir.  (Oybirliği)

Karar 37: Partimizin yaşamış olduğu darbeci tasfiyeci saldırı karşısında darbeci tasfiyeciliğin mahkum edilmesinde ve Partimize yönelik saldırıların bertaraf edilmesinde rol oynayan ve 17 Eylül 2017 tarihinde şehit düşen Serdar Can yoldaşımız, kongre irademiz tarafından Parti Onur Üyesi olarak kabul edilmiştir. (Oybirliği)

Dilek Polat Yoldaş Ölümsüzdür!

Nurşen Aslan Yoldaş Ölümsüzdür!

Yetiş Yalnız Yoldaş Ölümsüzdür!

Güzel Şahin Yoldaş Ölümsüzdür!

Serdar Can Yoldaş Ölümsüzdür!

Partiyle Devrime Şan Olsun 1. Kongremize!

Yaşasın Partimiz TKP-ML, Halk Ordumuz TİKKO, Kadın Örgütümüz KKB ve Gençlik Örgütümüz TMLGB!

TKP-ML MK SB

Mayıs 2019

12964

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

TKP-ML Avrupa Komitesi: Kuruluşunun 50. Yılında Partiyle Devrim Yürüyüşümüz Devam Ediyor!

1972-2022… Kesintisiz süren 50 yıllık devrim yürüyüşümüz, partimizin yol göstericiliğinde devam ediyor.

24 Nisan 1972, Türkiye ve T. Kürdistanı açısından kritik önemde bir tarihtir. Yeni bir sayfanın açıldığı bir milattır.

TKP-ML MK: 50 Yıllık Mücadelemiz, Geleceği Kazanma İrademizdir!

YAŞASIN PARTİMİZİN 50. KURULUŞ YILI!

Partimiz 50 yaşında! 24 Nisan 1972’de İbrahim Kaypakkaya önderliğinde sınırlı sayıda kadro ve militan tarafından kurulan partimiz, bugün 50. yaşını kutluyor. Bir insan için uzun ancak sınıflar mücadelesi ve toplumlar tarihi açısından kısa bir süre olan bu zaman diliminde Partimiz, önemli başarı ve zaferler kazandı. Yenilgiler aldı ve gerilemeler de yaşadı. Ancak hiçbir zaman devrim iddiasından ve Halk Savaşı ısrarından, silahlı mücadelenin gerekliliği-zorunluluğu bilincinden kopmadı.

Leninist Emperyalizm Tanımının Bulanıklaştırılması

Rusya’nın 24 Şubat (2022)’da Ukrayna’ya saldırısıyla birlikte, emperyalizm üzerine tartışmalarda sıklaştı.  Ve kendini solcu olarak adlandıran bir kısım siyasi hareket ve bazı yazarlar, Rusya’nın emperyalist olmadığını, ama emperyalist amaç güden işgalci bir güç olarak değerlendirdi. Bazıları ise, “anti-emperyalist cephede” değerlendirmeye devam ediyorlar.

İlham ve güç kaynağımız…(Sentez)

Proletarya partisinin kuruluşunun ve mücadeleye atılışının ellinci yılındayız. Bu süre içinde mücadelesini kesintisiz sürdüren proletarya partisi, bundan sonra da mücadelesini sürdürecektir. Onu var eden koşullar devam ettikçe varlığını devam ettirecektir. Sınıf bilinçli proletaryanın öncü müfrezesinin ülkemizdeki varlık nedenleri, günümüzde sistemin çöküntü içine girdiği koşullarda çok daha kendisini dayatır duruma gelmiştir.  Elbette ki o, üstlendiği tarihsel rolü yerine getirecektir. Çünkü mücadelesine yol gösteren sağlam temellere dayalı ideolojik-politik bir pusulası vardır.

Beyaz dağ’dan arta kalan çığlık dizelerinin şairi EMİR ALİ YAGANI kaybettik… Hasan Hayri Aslan

Son yıllarda Dersim’in çok değerli kültür insanlarını kaybettik. Sılo Qız, Emre Saltık, Hasan Saltık, Mehmet Çetin, Remzi Aydın…  birer yıldız gibi kayıp gittiler. Remzi Aydın için “Gri İklimden Maviye yolculuk” yazı çalışmamı yaparken 9 Şubat günü EmirAli’nin ölüm haberi ile sarsıldık. Epey zamandır yolları taşımak zor geliyor bana; ziyaret edemedim, kısa mesajlaşmalarla yetindik. 13 Kasım 2018’de söyleşi için o gelmişti bulunduğum kente. O sıra aldığım kitaplardan “Beyaz Dağda Bir Gün”ü şöyle imzalamış: “İhtiyar, ne böyle yaşanmışlıklar, ne de bu kitap olaydı!

TKP-ML MK:Yol Göstericimiz, İlham ve Güç Kaynağımızdır Partimiz!

24 Nisan 1972, İbrahim Kaypakkaya önderliğindeki bir avuç komünist tarafından, karanlığa tutulan meşalenin kurumsallaşma adımı olarak tarihe geçti. Dönemin, savaş ve direniş geleneği, Mahir ve Denizlerle birlikte örülüyordu. Anti-emperyalist kavgada yakalanan ivme, devrimci militan bir mücadele yaratmıştı. İbrahim yoldaş, savaş cephesine proletaryayı temsilen katıldı.

Zafer ve yenilgilerle dolu bir tarih! (1)

Dünyada 1965-1970 yılları arasında emperyalist-kapitalist sistemin kaynaklık ettiği ana çelişkiler giderek şiddetleniyordu. Bu başlıca çelişkiler; emperyalizm ile ezilen halklar ve uluslar arasındaki çelişki, emperyalist-kapitalist ülkelerde proletarya ile burjuvazi arasındaki çelişki ve yine çeşitli emperyalist ülkeler arasındaki çelişkilerdi.

Lorenzo Orsetti… (Nubar OZANYAN)

Yolculuk boyunca başını arabanın arka koltuğuna yaslayarak uyurdu. Yaptığımız yolculuklarda Lorenzo’yu uyanık görmek neredeyse mümkün değildi. Araç içinde uyuyarak saatlerce yolculuk yapabilirdi. Ama “yeni bir özgürlük hamlesi olacak” cümlesini duyduğunda ne gözünde uyku belirtisi ne de yorgunluktan eser kalmazdı. Barış halinden savaş haline, uyku halinden silahlı tekmil haline nasıl hızlıca geçildiğinin örneğiydi Lorenzo.

Burjuvazi Parayı, İşçiler Ekmeği Düşünüyor

Burjuva sınıfı, daha fazla kar elde etmek için daha fazla alanı kontrol altına almak ve bunun için de daha fazla silahlanmak istiyor. Ağızlarında “barış” yok ve hiç bir zamanda “barış”  kelimesini tam anlamıyla kullanmadılar. “Barış” dedikleri anda da yine kafalarında savaş vardı.

Azami kar için birbirlerine karşı savaş açarken, savaşa sürdükleri askerler yine işçilerdi. Savaşta ölenler, bombalarla param parça edilenler, evleri yıkılanlar, göç yollarına  düşenler, burjuvaların egemenlik savaşında hiç bir çıkarı olmayan, ama, onlar vasıtasıyla sürdürülen bir savaş....

Sağlam proleter karakter örneği …Ali Asker YER

Pazar günü Stuttgart Arena Kültürhaus’da evgili yoldaşımız Ali Asker YER’in anma toplantısındaydık. Salon ve çevresi sevenleri ve yoldaşlarıyla doluydu. Bu sevgi seli hiç kimseyi şaşırtmadı, çünkü o gerçekten çok sevilen gerçek bir proleter devrimciydi. Onun yaşamından kareler içeren sinevizyon gösterimi sırasında salonu derin bir sessizlik ve hüzün kapladı, çok sayıda insanın gözleri ıslak ıslaktı. Hiç birimiz onun bu zamansız gidişine katlanamamıştık.

50. Yılın Deneyimi Newroz Ateşinin Görkemiyle1 MAYIS ALANLARINA!

Başta Kürt halkı olmak üzere Mezopotamya halklarının isyan ve direniş günü olan bir Newroz’u daha geride bıraktık. 8 Mart’ta kadınların dalgalandırdığı isyan bayrağı, 21 Mart Newrozlarında başta Kürt halkı olmak üzere Türkiyeli işçi ve emekçilerin kitlesel ve coşkulu eylem ve mitinglerine sahne oldu. 2020 Newroz’u salgın bahane edilerek yasaklanmış, 2021 Newroz’u salgının etkisi altında kalmıştı.

2022 Newroz’u ise gerek Kürt ulusunun artan özgürlük talebi ve gerekse de yaşanan ekonomik krizin derinleşen etkisiyle görkemli bir katılıma neden oldu.

Sayfalar