Çarşamba Kasım 6, 2024

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi;Ölümsüzlüğünün 2. yılında daha fazla savaş, daha fazla “Ozanyanlaş”

Partimiz TKP-ML’nin üyesi, ordumuz TİKKO’nun Rojava Komutanı Nubar Ozanyan yoldaşı ölümsüzlüğünün ikinci yılında ideallerine ve savaş kararlılığına bağlı kalacağımız sözümüzü yineleyerek anıyoruz.

Nubar yoldaş yaklaşık yarım asrını Partiye ve devrime adamış bir komünist olarak nerede zulüm varsa orada konumlanmış, Partimiz nerede ihtiyaç duyduysa hiç tereddütsüz en önde orada yer almıştır. Partinin ve devrimin ihtiyaçlarını çok iyi kavramış bir yoldaş olarak Filistin kamplarından Ermenistan’a, Avrupa’ya, Dersim’e oradan Irak Kürdistanı’na Rojava’ya uzanan bir devrim köprüsü olmuştur. Ait olduğu Ermeni milliyetinin fedai geleneğinin çağdaş devamcısı olmuş, komünizmin örnek kişiliğini kendisinde yaşatmıştır.

Onda bahane ve gerekçe yoktur, “yapamam” sözcüğü yoktur. Her zaman önünde duran tüm engelleri aşarak, “nasıl yapabilirim”in arayış ve çabası içerisinde olmuştur. İleri yaşına rağmen hiçbir dışsal nedeni kendisine engel yapmadan dağın zorlu yaşamını en iyi yaşayan ve dokunduğu herkeste derin izler bırakan bir devrimci olmuştur.

Yine Kürt, Arap, Türkmen ve Hristiyan halkların eşit ve özgürce yaşayabilecekleri, bu olanakların yaratıldığı devrimin topraklarına Rojava’ya giderek, DAİŞ çeteleriyle girilen çatışmalarda kahramanca savaşmış, gösterdiği direnişle onlarca genç yoldaşın yüreğinde büyük bir yer açmıştır.

Partimiz TKP-ML, gerçekleştirdiği 1. Kongresini Nubar Ozanyan yoldaşa atfederek, “Ozanyanlaşmak” şiarını öne çıkarmış, tüm militan ve kadrolarımıza komünist bir kişiliğin nasıl olması gerektiğini ve yaşadığımızın zorlu süreçleri nasıl aşacağımızı göstermiştir.

Nubar Ozanyan yoldaş, Partimizin içerisinden çıkan darbeci tasfiyeciliğe karşı en başından itibaren en kararlı tavrı almıştır. Özellikle Rojava Devrimi’ne yönelik her türden sosyal şoven anlayışlara karşı devrimciliğe sınır konulamayacağı anlayışıyla Rojava halkının yanında yer almış ve savaşmıştır.

Faşist AKP iktidarı başta işçiler, emekçiler, kadınlar, LBGTİ+’lar, Kürtler ve her kesimden ezilenlere yönelik terörünü sürdürmekte, yaşadığı ekonomik ve siyasi krizi aşmanın bir yolu olarak “terörle mücadele” yalanı üzerinden kendisini yaşatmaya çalışmaktadır. Irak Kürdistanı’na yönelik işgal operasyonları sürerken, Rojava’ya yönelik işgal tehditleri de devam etmektedir. Bugün her zamankinden daha fazla savaşmaya, daha fazla “Ozanyanlaşma”ya ihtiyacımız vardır. Bugün yapamamanın gerekçelerinden, bahanelerimizden kurtulup, yapmaya çabalamaya ihtiyacımız vardır.

Türkiye Devrimci Hareketi’nden sayısız öncü önder komutanları şehit verdiğimiz, on binlerce şehidin kanıyla harç yapılmış, halkların büyük emek ve fedakarlığıyla yoğrulan Rojava Devrimi’ni her türlü saldırıya karşı korumak Nubar Ozanyan, Ulaş Bayraktaroğlu, Bayram Namaz gibi on binlerce özgürlük sevdalısı siperdaşımızın ve komutanımızın ideallerine sahip çıkmaktır. Faşist TC devletinin Türkiye ve Türkiye Kürdistanı’nda emekçi halkımıza yönelik saldırılarına cevap olmalı, HBDH’yi büyüterek birleşik mücadeleyi ilerletmeli ve şehit yoldaşlarımızın ideallerini gerçekleştirmeliyiz.

Şan Olsun Ölümsüzlerimize, Şan Olsun Komutan Nubar Yoldaşa!

Partimizle Birlikte Daha Fazla Savaş, Daha Fazla “Ozanyanlaş”!

Şan Olsun Partimiz TKP-ML’ye, Önderimiz Kaypakkaya Yoldaşa!

Yaşasın Partimiz TKP-ML, TİKKO, KKB, TMLGB!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi                                                        

14 Ağustos 2019

4994

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Proletarya Partisi

ALEVİLERİ İSTİSMAR ETMEKTEN VAZ GEÇİN, SAMİMİYETLE LAİKLİĞİ TALEP EDİP SAVUNUN!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, katıldığı bir etkinlik vesilesiyle, şöyle demekte: “(…) Cemevleri ile ilgili taleplerimiz yıllardır ortadayken, bir yanda bu ülkede anayasaya göre her yurttaş eşitken, Sünni bir yurttaşın ibadethanesi camilerin her ihtiyacı karşılanırken, aynı vergiyi ödeyen; vergi verirken eşit ama hizmet alırken eşit olmayan Alevi yurttaşlarımızın ibadethaneleri Cemevleri, devlet nezdinde ibadethane kabul edilip, camiye ne yapılıyorsa Cemevine de  aynısı yapılacağı güne kadar bu talebinizin sonuna kadar arkasındayım.” (T24, 21.07.2024)

Kendi topraklarında özgür yaşayamayanlar (Nubar Ozanyan)

Nasıl bir adalet, nasıl bir vicdandır ki yüzyıldır Kürtler kendi topraklarında özgür yaşayamıyor? Nasıl bir kara zulümdür ki, on binlerce gerilla canını feda etmesine, on binlerce tutsak kör hücrelerde ömür çürütürcesine özgürlüğe ellerini uzatmasına karşın karanlık iş başında kalmaya devam ediyor? Ve yüz yıldır Kürt halkı bunca büyük bedel ödemesi karşısında sanki bir şey olmamış gibi duran Devlet, utanmadan elini “kardeşlik” adına DEM’e uzatıyor? Tarihte böylesine aymaz bir düşman görülmüş mü?

Nobel Ekonomi Ödülleri Hangi "Bilimsel" Buluş İçin Verildi?

Emperyalist sistemin içinde bulunduğu durumdan liberal ekonomistler, liberal entellektüellerde memnun değiller. „Eşitsizlikler“ büyümüş, „doğanın tahribatı alarm“ veriyormuş, „demokrasiler“ gerilemiş, „ekonomiler teknolojik gelişmelerin gerisinde“ kalıyormuş. „ekonomik büyümeler yavaşlamış“ vs. vs. En büyük buluşu 2005-2006'dan beri dünyada „demokrasi“lerin gerilemesiymiş.

SAVAŞA AKTARILAN PARA, EMEKÇİYE YAŞATILAN YOKSULLUĞUN BAŞLICA NEDENLERİNDENDİR!..

“Çözüm sürecinin en önemli sonuçlarından biri de kesinlikle ekonomik göstergeler, ekonomik nedenler olacaktır. Yapılan bir hesaplamaya göre, terörün Türkiye’ye son 29 yıldaki maliyeti yaklaşık 300 milyar dolardır. Çözüm süreciyle birlikte canları tehditten kurtardığımız kadar, ekonomiye de can suyu olacak yeni bir dönemi, yeni bir süreci başlatmış olacağız.”

“Filistin’de direnişin bir yılı ve Bahçeli’nin sözleri”(Deniz Aras)

7 Ekim Aksa Tufanı hamlesinin üzerinden tam bir yıl geçti. Bu süre içinde Ortadoğu, emperyalistlerin askeri, siyasi, lojistik ve istihbarat desteğiyle adeta bir koçbaşı olarak işlevselleştirdikleri Siyonist İsrail tarafından kan gölüne çevrildi.

İmha ve İnkar Politikalarına Karşı Direniş Sürüyor

Türk devletinin kuruluş süreci aynı zamanda Kürdistan coğrafyasında imha ve inkâr politikalarına sistemlilik kazandırma sürecidir. “Tek vatan, tek bayrak, tek millet” söylemi bu ırkçı, inkârcı politikanın en açık ve özlü ifadesidir.

Ve aynı zamanda bir devlet politikasıdır. Dolayısıyla Kürt coğrafyasına dönük saldırıları dönemsel görmek veya kimi burjuva partilerinin izlemiş olduğu politikalarla açıklamaya kalkmak yanılgılı bir tutum olur.

3. Dünya Savaşı riski hâlâ “güçlü olasılık” mı yoksa artık “kaçınılmaz akıbet” mi?

Son bir yılın ve ama özellikle de son ayların olguları öyle gösteriyor ki 3. Dünya savaşı artık sadece “güçlü bir olasılık” olarak değil; “kaçınılamaz bir akıbet” olarak ele alınmayı gerektiriyor. Bu hızlı tırmanış ise esasen şu iki ana etmen üzerinden yaşanıyor: Birinci etmen Rusya-Ukrayna Savaşı iken; ikinci etmen ise İsrail saldırganlığının tırmandırdığı savaştır.

Önderlerin Ardından… (Nubar Ozanyan)

Kafkaslar’ın en ileri devrim beyni ve en güçlü çarpan sosyalist yüreği, zulmün gölgesinde yaşam bulmaya çalışan Ermeni halkının yetiştirdiği en kalifiye önder kadrolardan olan ISTEPAN ŞAHUMYAN’IN başına gelenler bütün Sovyet devrim önderlerinin başına gelenler gibi oldu. Yok sayılmak, yaşanmamış kabul edilmek, itibarsızlaştırılmak, unutturulmak, nefret, işçiler ve ezilen halklar için yaptıkları büyük fedakarlıklarının ters yüz edilmesi, kahramanların hain olarak tanıtılmaya çalışılması kötülüklerin en büyüğüdür. Acıların en derinidir.

Emperyalizm Üzerine Notlar-7

Yarı-Sömürgeciliğe“ Sığnan Sosyal Şovenist Teoriler

Başka ülkelerin işçi ve emekçilerini sömüren bir ülke yarı-sömürge olamaz. Eğer bir ülke içinde yüksek düzeyde tekelleşme gerçekleşmişse, başka ülkelere sermaye ihraç ediyor, oralarda yatırım yapıyor, işçi çalıştırıyor, maden ocakları açıp işletiyor, banka açıp mevduat topluyor, kredi veriyorsa ve  bu ülke, ML literatürde, kapitalist sistem içinde  emperyalist bir ülke olarak adlandırılır.

Düşünüş ve Hareket Tarzında Devrimcileşmek

Kürt ulusuna, diğer azınlık milliyetlere uygulanan baskı ve asimilasyon politikalarına karşı sessiz kalıp harekete geçmemek, özünde işçi ve emekçilerin birliğine, ortak yürüyüşüne zarar vermektir. Dolayısıyla bu yönlü yapılan çağrılara kayıtsızlık ya meselenin özünü yeteri kadar kavramamaktan ya da bu demokratik istemlere karşı samimi bir tutum sergilememekten kaynaklanmaktadır. Çünkü samimi bir birlik istemi, ortak mücadele anlayışı Kürt ulusunun ulusal demokratik haklarını savunmayı, bu yönlü yapılan tüm saldırılara karşı net bir tutum almayı gerekli kılmakta.

Bay Özkök gibilerinin vicdan muhakemesi

Ertuğrul Özkök; “Akıl ve vicdan Orta Doğu’yu terk etti. Geriye sadece fanatizmi bıraktı.” Sözleriyle, kendince bir durum tespiti yapıyor. Ve “Hadi artık soralım” diyerek, T24’deki yazısında soruyor: “Orta Doğu’yu kim harabeye çevirdi; İsrail F-35’leri mi, Hizbullah Fadi füzeleri mi?” (25 Eylül 2024)

Sayfalar