Cumartesi Mart 1, 2025

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi;Ölümsüzlüğünün 2. yılında daha fazla savaş, daha fazla “Ozanyanlaş”

Partimiz TKP-ML’nin üyesi, ordumuz TİKKO’nun Rojava Komutanı Nubar Ozanyan yoldaşı ölümsüzlüğünün ikinci yılında ideallerine ve savaş kararlılığına bağlı kalacağımız sözümüzü yineleyerek anıyoruz.

Nubar yoldaş yaklaşık yarım asrını Partiye ve devrime adamış bir komünist olarak nerede zulüm varsa orada konumlanmış, Partimiz nerede ihtiyaç duyduysa hiç tereddütsüz en önde orada yer almıştır. Partinin ve devrimin ihtiyaçlarını çok iyi kavramış bir yoldaş olarak Filistin kamplarından Ermenistan’a, Avrupa’ya, Dersim’e oradan Irak Kürdistanı’na Rojava’ya uzanan bir devrim köprüsü olmuştur. Ait olduğu Ermeni milliyetinin fedai geleneğinin çağdaş devamcısı olmuş, komünizmin örnek kişiliğini kendisinde yaşatmıştır.

Onda bahane ve gerekçe yoktur, “yapamam” sözcüğü yoktur. Her zaman önünde duran tüm engelleri aşarak, “nasıl yapabilirim”in arayış ve çabası içerisinde olmuştur. İleri yaşına rağmen hiçbir dışsal nedeni kendisine engel yapmadan dağın zorlu yaşamını en iyi yaşayan ve dokunduğu herkeste derin izler bırakan bir devrimci olmuştur.

Yine Kürt, Arap, Türkmen ve Hristiyan halkların eşit ve özgürce yaşayabilecekleri, bu olanakların yaratıldığı devrimin topraklarına Rojava’ya giderek, DAİŞ çeteleriyle girilen çatışmalarda kahramanca savaşmış, gösterdiği direnişle onlarca genç yoldaşın yüreğinde büyük bir yer açmıştır.

Partimiz TKP-ML, gerçekleştirdiği 1. Kongresini Nubar Ozanyan yoldaşa atfederek, “Ozanyanlaşmak” şiarını öne çıkarmış, tüm militan ve kadrolarımıza komünist bir kişiliğin nasıl olması gerektiğini ve yaşadığımızın zorlu süreçleri nasıl aşacağımızı göstermiştir.

Nubar Ozanyan yoldaş, Partimizin içerisinden çıkan darbeci tasfiyeciliğe karşı en başından itibaren en kararlı tavrı almıştır. Özellikle Rojava Devrimi’ne yönelik her türden sosyal şoven anlayışlara karşı devrimciliğe sınır konulamayacağı anlayışıyla Rojava halkının yanında yer almış ve savaşmıştır.

Faşist AKP iktidarı başta işçiler, emekçiler, kadınlar, LBGTİ+’lar, Kürtler ve her kesimden ezilenlere yönelik terörünü sürdürmekte, yaşadığı ekonomik ve siyasi krizi aşmanın bir yolu olarak “terörle mücadele” yalanı üzerinden kendisini yaşatmaya çalışmaktadır. Irak Kürdistanı’na yönelik işgal operasyonları sürerken, Rojava’ya yönelik işgal tehditleri de devam etmektedir. Bugün her zamankinden daha fazla savaşmaya, daha fazla “Ozanyanlaşma”ya ihtiyacımız vardır. Bugün yapamamanın gerekçelerinden, bahanelerimizden kurtulup, yapmaya çabalamaya ihtiyacımız vardır.

Türkiye Devrimci Hareketi’nden sayısız öncü önder komutanları şehit verdiğimiz, on binlerce şehidin kanıyla harç yapılmış, halkların büyük emek ve fedakarlığıyla yoğrulan Rojava Devrimi’ni her türlü saldırıya karşı korumak Nubar Ozanyan, Ulaş Bayraktaroğlu, Bayram Namaz gibi on binlerce özgürlük sevdalısı siperdaşımızın ve komutanımızın ideallerine sahip çıkmaktır. Faşist TC devletinin Türkiye ve Türkiye Kürdistanı’nda emekçi halkımıza yönelik saldırılarına cevap olmalı, HBDH’yi büyüterek birleşik mücadeleyi ilerletmeli ve şehit yoldaşlarımızın ideallerini gerçekleştirmeliyiz.

Şan Olsun Ölümsüzlerimize, Şan Olsun Komutan Nubar Yoldaşa!

Partimizle Birlikte Daha Fazla Savaş, Daha Fazla “Ozanyanlaş”!

Şan Olsun Partimiz TKP-ML’ye, Önderimiz Kaypakkaya Yoldaşa!

Yaşasın Partimiz TKP-ML, TİKKO, KKB, TMLGB!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi                                                        

14 Ağustos 2019

5882

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Somut Duruma Dair Bazı Gerçekler

Gerek uluslararası planda ve gerekse yaşadığımız coğrafyada devrimci ve komünist hareket emperyalizm ve dünya gericiliğine karşı mücadelede geniş emekçi yığınların desteğine sahip değildir. Yine kendiliğinden gelişen kitle hareketlerini örgütlemede ve uluslararası dayanışmayı geliştirip büyütmede de yetersizdir.

Diktatör 'Reis' çıkış arıyor ..

Malum olduğu üzere T.C.

NATO, SAVAŞ KIŞKIRTICISI BİR ODAKTIR; DERHAL DAĞITILMALIDIR!

Başını ABD’nin çektiği, emperyalist bir saldırganlık paktı olarak kurulan ve icraatlarıyla bunun gereğince davranan NATO’nun 75. Kuruluş yıl dönümü vesilesiyle gerçekleştirilen zirvede, ABD Başkanı Biden, NATO’nun: “Saldırganlığa ve saldırganlık korkusuna karşı bir kalkan yaratma umuduyla kurulduğunu” söylüyorsa da ama tarihsel gerçekler bunun külliyen kaba bir yalandan ve de arsızca bir manipüle edişten ibaret olduğunu kolayca gözler önüne serer.

Bozkurt’un anlamı (Nubar Ozanyan)

Yoksullar ve ötekiler için her yer ölüm kokan mayın tarlasına döndü. Türk olmayanların, -ötekilerin- Türkiye’de soluk alması ve yaşaması zulme dönüştü. Öteki olarak yaşamak, çalışmak, kendi ana dilinde Kürtçe, Arapça konuşmak, şarkı söylemek, yasak ve suç olan bir ülkede demokrasiden, özgürlükten, insan haklarından bahsedilebilir mi?

Seçimler ve siyasi parti konusunda proletaryalarla sohbet

İstanbul'u kazanan türkiye'yi kazanır.

Nedir bu tayyip'in sözleriyle vücut bulan yaklaşım.

Bir hayel mi yoksa bir gerçeklik mi?

Veyahut da burjuvaların içerisinde bir insanın söyledikleri hala dört nala giden atlarıyla şehirlerin surlarını yıkabileceğini düşünen bizim insanların söylediklerinden daha gerçekçi sözler mi?

Gerçekten noelibarel politikaların en yoğun olarak hissedildiği şehirleri kazanmak türkiye'yi kazanmak mı demek?

Peki bunu böyle kabul etmek kolay mı?

DEVRİMCİ SİYASAL MÜCADELEYİ ANIN SOMUT GÜNCEL TOPLUMSAL SORUNLARI ÜZERİNDEN ÖRGÜTLEMEK.

Temel hedefleri, mevcut kurulu düzeni devrimci bir kitlesel kalkışmayla tasfiye edip, yerine sosyalist bir sistem kurmak olan devrimci sol-sosyalist ve komünist güç ve yapıların, devrimi gerçekleştirebilmeleri esasen, devrim öncesi süreci, devrimi örgütleyebilme hedefiyle ele almalarına ve bundaki performans ve başarılarına bağlıdır.

ADİL OLAMASINI BECEREMEYECEKSEK; BU SİSTEMİ YIKMAYA NE GEREK VAR Kİ?

Bugün, Devletin “üst aklı” denilen birimlerince organize edilip, şeriat özlemcisi dinci yobaz karanlık güçlerce gerçekleştirilen Sivas-Madımak vahşetinin 31. Yıl dönümü. Tam iki gün sonra da yine devletin aynı karanlık derin güçlerinin bir şekilde yönlendirdiği besbelli olan bir başka vahşetin, Erzincan-Başbağlar katliamının 31. Yıl dönümü.

BUGÜN ARTIK ÇOK DAHA AÇIK BİR HÂL ALAN ŞERİAT TEHDİDİNE KARŞI LAİKLİĞİ SAVUNMAK, SÜRECİN ÖNE ÇIKAN ACİL VE ÖNEMLİ GÖREVLERİNDENDİR.

Kendisini “Anayasal Hukuk Devleti” olarak tanımlayan bir devlet düşünün ki Anayasasında hâlâ; “Türkiye Cumhuriyeti, (…), demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” İlkesi yürürlükteyken; bu ülkede şeriat propagandası yapmak serbest olsun ve ama dayanağını mevcut Anayasa ve yasalardan alan, şeriata karşı çıkmak ve de laikliği savunmak suç olsun! 

Oy Zemano (Nubar Ozanyan)

Her yönüyle çürümüş sistemin katilleri, Kürdistan topraklarını yakmaya devam ediyor. Amed ve Merdin’de hem insanları hem de buğday ve mısırları yaktı. Evlat kokan Kürdistan toprakları şimdi duman kokuyor. Ateş ve dumanla yazılı TC’nin yüz yıllık tarihi “yakma ve yıkma”nın tarihidir. Bilmeyenler bilsin, duymayanlar duysun. Dün Ermeni kadın ve çocukları kiliselerde, Alevileri inanç ve ibadet mekanlarında, Kürtleri mağaralarda, köylerde yakanlar bugün yine Kürdü kadim topraklarında yakıyor.

CHP’NİN “Türkiye yüzyılı maarif modeli ”Ve kürtlerin iradesinin gaspı karşısında laisizm ve hukuk sınavı.

İslamo-faşist Erdoğan diktatörlüğünün, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ile yapmaya çalıştığının, tam olarak,eğitim ve öğretim sistemininSunni İslamcı dini esasları üzerine oturtulması olduğu, daha önceki iki yazıda ve keza Kürtlerin iradesine karşı bir sömürge siyaseti olan kayyum uygulaması da bir başka yazıda özetlenmişti.

Kadro Olmak Aynı Zamanda Kendimize Karşı da Kadro Olmak Demektir

Bir kadronun ihtiyaç duyduğu nitelikler bugün sürekli ideolojik saldırı altındadır. Burjuvazi sadece protestoları, teoriyi, örgütleri değil aynı zamanda doğrudan tek tek kadroları da hedef almakta ve onları ideolojik etki yoluyla etkisizleştirmeye ya da kendi tarafına çekmeye çalışmaktadır.

Sayfalar