TKP/ML Enternasyonal Büro:Ulusal ve Sınıfsal kurtuluşun Kahramanları Ölümsüzdür!
Gün olmuyor ki acı haberler almayalım. Emperyalistler, onların bölgedeki gerici, faşist iktidarları ve onların örgütlediği katil sürüleri her gün birçok kahraman komutan ve savaşçıları aramızda almaktadırlar.
Başta PKK ve PYD olmak üzere Kürt ulusal hareketi her gün düşmanlarına kayıp verdirdiği gibi, dört parçaya bölünmüş Kürdistan'da, dağlarda ve kentlerde kayıplar da almaktadır. Bu boyutta olmasa da devrimci, sosyalist hareketler de mücadelelerinde kayıplar almaktadır. Ne yazık ki kayıpsız mücadele olmaz; kayıpsız, bedelsiz hedeflere ulaşılamaz. Mücadelenin kazanım ve zaferi verilen bedeller ve toprağa düşen kahramanların omuzların da yükselmektedir.
Aldığımız bir haberle yüreğimiz bir kez daha dağlandı. Devrimci Komünarlar Partisi kurucusu ve MK üyesi Gökhan Taşyakan, IŞİD çetelerine karşı savaşırken ölümsüzleştiğini öğrenmiş bulunuyoruz. BÖG'un kurulmasında büyük emeği geçen, HBDH'nin kurulmasında katkıları hiçbir zaman unutulmayacak olan Gökhan Taşyakan'ı unutmayacağız. DKP'nın Kobane komutanlarından olan Gökhan Taşyakan kaybından dolayı başta partisi ve ailesine başsağlığı mesajlarımızı iletiyoruz.
IŞİD çetelerine karşı Rojova'da başlatılan hamle ile oldukça hareketli günlerin yaşandığı bu süreçte, Partimiz TKP/ML'nin Rojova komutanın görevleri sırasında yitirilmesinden iki hafta geçmeden, Rojova kantonunda Minbic'in kurtuluşunda önemli rol oynayan ön plandaki komutan Ebu Leyla'nın ardıllarından Menbiç Askeri Meclis Komutanı Ednan Ebu Emced, IŞİD katil sürülerinin zulmü altındaki Raka'yı özgürleştirme savaşında bir operasyon sırasında, savaşçılar Kemal Ebdulqadir Bêş Elo (Baran Tirkmanî), Emîr Enîr (Ebû Heleb) ve Hisên Eleş Ebdullah (Yekta) ile birlikte 29 Ağustos 2017 günü yitirdik. Aynı gün MLKP/FESK Kürdistan Kır Birliği Komutanlarından Hüseyin Akçiçek (Alişêr Deniz) ve PKK gerillası Oğuz Aksu ile birlikte Maraş'ın Nurhak ilçesinde TC devleti ile son mermilerine kadar çatışmada yitirdik. Yoldaşları, aileleri ve halkımız, bu acıları mücadelede yaşatacaktır. Bu farklı parti ve örgütlerdeki ölümsüz kahramanlar, herkes kendi siyasal hedefleri ekseninde, asgari birliktelikler de buluşarak, ortak düşmanlara karşı birlikte mücadele de aramızda ayrıldılar.
Bu ölümsüz kahramanlarımız, zayıflamış devrimci dayanışma ve birlikteliği fiziki ölümleriyle yeniden canlandırma işlevi ve çağrısını örmeleri yönüyle de yol göstermiş oldular. Deniz'lerin, Mahir'lerin, Kaypakkaya'ların, Kemal Pir'lerin, Mazlum Doğan'ların mücadele ruhundaki kararlılığı, dayanışmayı, ortak yönleri ve ortak değerleri sahiplenmeyi canlandırma ve büyütmenin bir çağrısı olarak anlaşılmalıdır...
Ölümsüzleşen kahramanlarımızın, düşmanlarına karşı ölümüne, yürekli ve cüretli mücadelesi, sadece bizlere yol göstermekle kalmıyor; uyuşturulmuş, sersemleştirilmiş, duyarsız, sağırlaştırılmış, ilgisiz, bakar görmeyen, duyguları körelmiş, şaşkın, devrimlerin lafını edip içinde yer almayan, onun gereklerine ve yükünü omuzlamaya yanaşmayanları da uyarıp sarsma, basınç altında bırakma yönüyle de yol göstermeye devam edecektir.
Bedenen aramızdan ayrılan her kahramanlarımızın toprağa düşmesi aynı zamanda geride kalanlara bir savaş çağrısıdır: Safları sıklaştırın! Yerlerimizi doldurun! Güçleri birleştirin ve birliktelikleri yakalayın! Daha yüksek bir moral, kararlık ve cüretle mücadeleyi yükseltin! Bağımsızlığı, özgürlüğü ve siyasi iktidarı başkaları bağışlamayacak, onu kendi irademiz ve bileğimizin gücüyle sağlayacağız! çağrısında bulunmaktadırlar. Onların çağrısına layık olacağız ve bizlere verdiği onuru daima gururla taşıyacağız. Anıları ve mücadeleleri bizlere yol göstermeye devam edecektir!
TKP/ML Enternasyonal Büro 13 Eylül 2017
Son Haberler
Sayfalar
Hangi Sınıfın Cumhuriyeti Yaşasın?
Feodal aristorkrasiye karşı burjuvazinin iktidara gelmesi ve feodalizmi yıkması tarihsel olarak ilericiydi. O dönemde “ kahrolsun feodalite, yaşasın cumhuriyet” sloganı ileri bir hedefi gösteriyordu. Bu tarihsel dönüşüm Fransız burjuvazisinin 1789 burjuva devrimiyle başarıldı. Bu, toplumlar tarihinin geri döndürülemez diyalektik gelişimiydi. Feodal aristokrasi, ne kadar çaba harcarsa harcasın, gelişen üretici güçlerin önünde daha fazla direnemezdi ve kendinden önceki toplumların başına gelen kendisinin de başına gelmişti: Toplumlar tarihinin çöplüğündeki yerini aldı.
Zorunlu Açıklama!
Kısa bir süre önce; "Bir İşkencehane Olarak Sansaryan Han ve Süleyman Cihan." başlıklı bir yazı yazmıştım. Yazının giriş bölümünden de anlaşılacağı gibi bu yazı, Anayasa Mahkemesi'nin Sansaryan Han’a ilişkin kararı vesile yapılarak yazılmıştı.
Sosyal medyayı ve malum platformları aktif olarak takip etmediğimden; yazıya ilişkin kimlerin ne türden değerlendirmeler de bulunduğunu bilmiyorum. Bu çok ta önemli değil; elbette her okurun kendine göre değerlendirme, beğeni ve yergileri de olacaktır.
Ali Haydar Dersim’e (Nubar Ozanyan)
Değerli bir komutanı daha kaybettik. Dersim halkının bağrından çıkıp, dağlara sevdalanan, özgürlüğü zirvelerde arayan bir komutanı yitirdik. Büyük bir yürek acısı daha yaşadık.
„Holodomor „ Yalanı Üzerine
Başta Avrupa emperyalist burjuvazisi olmak üzere, bütün gerici devletler, emperyalist Rusya'nın Ukrayna'ya saldırı ve işgalini bahane ederek, tüm SSCB kazanınlarını, anıtlarını yok etmenin yanında, yeni yeni kararlarla, Stalin önderliğindeki SSCB'ni ve sosyalizmi karalamak için her türlü yalana baş vurmaya hız verdiler. Burjuvazinin, sosyalizm ve onu anımsatan herşeye düşmanlığı, kapitalizm ayakta kaldığı sğrece devam edecektir. Bu nedenle, burjuvazinin bütün yalanlarını açığa çıkarmakta devrimci mücadelenin en önemli ayaklarından biridir.
Liberallerin ve Ulu“sol”cuların Solculuğu-2 Kemalizm Sol Değildir!
AKP-MHP faşist ittifakı süresince siyasal İslamcılığın karşısına da alternatif olarak Kemalist ideoloji çıkarılıyor. Kendine “sol” diyenlerin siyasal İslamcılığın alternatifi olarak Kemalizm’i yeğlemeleri kabul edilebilir bir siyasi tutum değildir.
Bir İşkencehane Olarak Sansaryan Han Ve Süleyman Cihan!
Dün, Sansaryan Han’a ilişkin bir haber okudum gazetelerde: “92 yıl sonra Sansaryan Han için tarihi karar.” başlığı altında, özetle, şunlar aktarılmaktaydı:
“Ermeni fakir çocukların eğitim masraflarının karşılanması amacıyla vakfedilen ancak 1930 yılında devlet tarafından el konulan ve uzun yıllar İstanbul Emniyet Müdürlüğü olarak kullanılan Sansaryan Han, Anayasa Mahkemesi kararıyla 92 yıl sonra Ermeni vakfına geri verilecek.”[1]
Uluslararası İşçi Sınıfı İçin Büyük Bir Kayıp! Jose Maria Sison'u Sonsuzluğa Uğurladık
Filipin Komünist Partisi'nin (FKP) kurucu önderi, Yeni Halk Ordusu (YHO) ve Filipin Ulusal Demokratik Cephe'nin (FUDC) danışmanı ve Uluslararsı Halkların Mücadele Birliği'nin (ILPS) kurucularından ve başkanı, Filipin proletaryasının ölümsüz militanı Jose Maria Sison'u (yoldaşlarının Joma'sı) 16 Aralık 2022 tarihinde kaybettik.
Hızır
Hdp'liler katı atık tesisinin yeri değiştirilmesi konusunda öneri gelirse destekleyeceklermiş.
Demek ki gelmese...
De gurban... aha çevreci projeniz... aha boğuniz... aha siz...
Sütlüce'ye akmasın... kendi içimize... köyümüze.... aksın diyorsanız...
De... hadi...
Sütlüce'ye katı atık tesisi kurulmasın.... kendi köyümüze kurulsun... diye önerge getirinde sizi görem.
De.... Hadi kurban...
De.... Hadi...
Gerçekten çok akıllıca.
Gerçekten çok sinsice.
Liberallerin ve Ulu“sol”cuların Solculuğu-1- (Sentez)
"İşçi sınıfının devrimciliğine karşı çıkanlara sol denebilir mi? Ya da bunlar gerçekten sol olabilir mi?"
Sınıflı bir toplumda, bu toplumun alternatifi olarak sınıfsız toplumu öngören ve bunun mücadelesini veren Marksizm-Leninizm-Maoizm’in eleştirilmemesi, özellikle de mülk sahibi sınıfların ideolojik ve siyasal temsilcilerinin eleştirileri ve demagojik saldırılarına maruz kalmaması düşünülemez.
Barbara ve Sara olma zamanı! (Nubar Ozanyan)
Emekçi kadınlar birçok şeyden mahrumdur. Yoksun olduğu esas şeyler, özgürlük ve örgütlülüktür. Faşist devlet şiddeti, feodal baskı, Türk şovenizmi, egemen erkek zihniyeti, işgal ve saldırı, erkek adalet, aile ve din, dışlanma, aşağılanma vb. Saymakla ve yazmakla bitmiyor.
KKB’li TİKKO Savaşçısı:Kobanê Ruhuyla Rojava’yı Savun!
Faşist TC içindeki klikler, Kobanê zaferinden bu yana dillerden düşmeyen bir yarasında birleşti.
Milli birlik ve beraberliğe ihtiyaç duydukları böylesi günlerde sağdan soldan TC faşizmi her zaman birleşmiştir. Bu bazen masa altından olur, bazen kapalı kapılar ardında, bazense öylece aleni. Burjuvazinin kalbini korkudan hoplatan bir işçi direnişi olabilir, emperyalist tekellere geçit vermeyecek bir çevre direnişi olabilir, faşizmi zayıflatacak bir demokrasi talebi olabilir, ataerkiyi ve heteroseksizmi titretecek bir adım olabilir bu gizli ya da açık el sıkışmaların sebebi.