Çarşamba Nisan 23, 2025

TKP/ML TİKKO Kobanê: Newroz'u Kuşan, İsyanı Harmanla!

"Newroz'u Kuşan, İsyanı Harmanla!

Bu yıl halkımızın direniş ve serhildanlarının günü olan Newroz bayramını karşılarken, Kobanê direnişi, 6-7 Ekim serhildanı ve bütün Rojava direnişi tüm sıcaklığıyla Newroz’a doğru akmaktadır. Direniş bayrağı diktiğimiz Kobanê sokaklarından, başta Amed, Dersim, İstanbul olmak üzere tüm şehirlere, Newroz’un isyan şiarıyla sesleniyoruz;

Halkımız,

Köleci toplumdan beridir, yüzyıllarca, destansı direnişler yaşanmış ve bu direnişler Newroz gibi dünya halkları nezdinde farklı cisimleşmiştir. Sömürü ve zulüm boyunduruğu altındaki ezilen halklar isyanlarla, direnişlerle vücut bulmuş ve bu tarih ile sembolleşerek günümüze kadar süregelmiştir. Newroz bir halkın zalimlere karşı verdiği mücadele, isyan, direniş bayrağının sembolüdür. Newroz, Rojava’da, Kobanê’de halkımızın emperyalist saldırganlık ve DAİŞ vahşetine karşı verdiği mücadelenin kendisidir. Newroz, bir ulusun yok sayılmasına, imha, inkârına karşı gelişmiş ve ortaya çıkmış haklı bir öfkedir. Newroz, ezilenlerin emperyalizme ve o’nun yerli uşaklarına attığı tokattır. Newroz, Gezi’dir, Paris’tir, Stalingrad’dır, Madrid’dir, Kobanê’dir, Filistin’dir…

Türk, Kürt, Ermeni, Rum, Boşnak, Macar milliyetlerinden halkımızın yani biz ezilenlerin isyan bayrağıdır. Nasıl ki dünyanın dört bir yanında ismi değişse de yaşanan Newrozlar gibi. Bu anlamda isyan bayrağımızı kuşanarak, alanları zapt edelim.

Yoldaşlar,

Sizlere çağrımızdır;

Newroz’un yakıcı sıcaklığıyla kavrulan zulüm ve sömürü efendilerine karşı öncü misyonumuzu dünden daha fazla azimli, daha fazla kararlı ve daha fazla inatçı bir şekilde yerine getirmeliyiz. Bugün dünyanın her karış toprağından, topraklarımızı satan, doğamızı yok sayan, sömüren, ezen, katleden bir avuç asalak takımına karşı öfke yükselmekte ve devrimci durum dalga dalga büyümektedir. Görevlerimize sıkı sıkıya bağlanalım, Newroz’u kuşanalım ve isyanı harmanlayalım.

Newroz’un bu sene önemi halihazırda politik gerçeklik nedeniyle ortadadır.  Bir yandan yüzyıllardır bir imha, inkâr politikasının devamı olan, yüzyıllardır bir imha-inkâr politikasının devamı olan, boğulmaya çalışılan Rojava gerçekliği öte yandan ülkemizde iç güvenlik paketleriyle, katliamlarla, hırsızlıklarla bunlara binaen politik bir dizi argümanlarla yaratılmak istenen korku imparatorluğuna karşı daha gür bağırmalıyız; "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!"

Newroz ile birlikte, Kobanê direnişi bütünleşmiştir. Gelin, Newroz'un sıcaklığıyla Kobanê inşasında sesimizi daha gür duyuralım. Avrupa, Türkiye-T.Kürdistanı'ndan Kobanê'de yaşamın inşasında sesimizin olması direnişin bir parçasını oluşturmaktadır. Bu anlamda, sendikalara, DKÖ'lere bu direnişin bir parçası olma, bu direnişin sesi olma çağrısında bulunuyoruz.

Bijî 21'ê Adarê, Bijî Newroz, Bijî Berxwedana Kobanê!

Bijî Marksîzm, Lenînîzm, Maoîzm!

Bijî Partî Me TKP/ML,  Artêşê Gel TÎKKO, TMLGB!                                                                       

TKP/ML TİKKO Kobanê Komitesi"

 

59882

SİBEL ÖZBUDUN – TEMEL DEMİRER 2014

Hayaller(imiz)le, cüret(imiz)le, umut(larımız)la yolumuzu açacağız 2014’te de sen/siz orada biz burada; Cemal Süreya’nın, “Artık hayallerim suya düşecek diye/ kaygılanmıyorum./ Çünkü, onlar düşe düşe/ yüzmeyi öğrenmişler,” dizelerini terennüm edeceğiz inat ve ısrarla…

İT DALAŞINDA TARAF OLUNMAZ, SINIFIN NET TAVRI KONUR

Sınıfsal mücadele yaşadığımız coğrafyada belirleyici özellik taşıyor. Bölgemiz  Türkiye’deki örgütlü sınıf mücadelesinin seyrine göre şekil alacaktır. Ezilenlerin başkaldırışı da    göre ilerleme veya gerileme gösterecektir. Bu gerçek Kürdistan için de geçerlilik taşımaktadır.

Sermaye, Siyaseti Çıkarlarıyla Örtüştürür[1]

“AKP-Gülen Savaşı” içinde yolsuzlukların çok az bir kısmının dışa vurumundan sonra, siyaset, bu kirli güçler arasındaki savaşıma odaklandı. Bunun böyle olması doğal. Bu olay, özellikle Haziran (GEZİ) Ayaklanması’ndan sonra hızlanan ve beklenen bir durmdu. Daha önce yazdığım “üç vakte kadar” başlıklı bir yazıda, hükümet açısından “iki vaktin” bittiğini, “üçüncü vaktin” ise içinde olunduğunu yazmıştım. Bu herkes tarafından da bilinen bir gerçekti. Haziran Ayaklanması var olan süreci hızlandırmış ve daha kaçınılmaz bir hale getirmiştir.

Katliamlar Diyarı Şırnak

Röportajda Vali Mustafa Malay 15 Ağustos 1992 tarihli olayda asker ve PKK'lilerin öldürüldüğünü söylüyor. Belleği kendisini yanıltıyor herhalde. Olayda asker ya da PKK'li kimse ölmemişti.

Ben o tarihte Şırnak milletvekiliydim.

15 Ağustos gecesi Şırnak'ı harabeye çeviren silahlı saldırıyı gelen telefonlarla haber aldım. Hükümetin oralarda hiçbir yetkisinin olmadığını biliyordum. Ancak bir ümit yine de İçişleri Bakanı İsmet Sezgin'i aradım ve duruma müdahale etmesi istedim.

İsmet Sezgin PKK'in saldırdığını ve çatışmaların devam ettiğini söyledi.

Fettullah Gülen hareketi hakkında

“Yeminine bakıp insana inanma,insana bakıp yeminine inan.”[2]

 

Ahmet Şık, “Dokunan yanar” diye uyarmıştı Fettullah Gülen (FG) hakkında herkesi; karanlık(lar)ın büyük yangınlar ile aydınlanacağı vurgusuyla başlamalıyım diyeceklerime…

Türk(iye) İslâmının dünden bugüne hülasası olarak yorumlanması mümkün olan FG, yeni bir tarihsel blok ve hegemonya hareketi girişimidir.

Türk(iye) İslâmı’nda kadın olmak

“her put, yıkılmak için dikilir.”[2]

Yerel Seçimler ve Siyaset

Proletarya, hiç bir olaya ve hiç bir siyasal gelişmeye tarafsız kalamaz. Onun “tarafsız”lığı bile taraf olmaktır. Örneğin her hangi bir olayı boykot etmek tarafsız bir siyaset gibi gözükmesine karşılık aktif bir taraf olmaktır. Ya da iki burjuva (örneğin Ergenekon davaları vb.) kliği arasındaki mücadele de birinden birini desteklemeyip “tarafsız” olmak, iki burjuva kliğine karşı aynı tavırı almak anlamındadır.
 
Bütün burjuva partileri hızlı bir şekilde yerel seçimlere hazırlanıyor.

KDP,PKK...Tez,antitez ...sentez?

Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesinde KDP bir tezdir.Emperyalizm ve sömürgecilikle mücadelede yarı-modern bir başlangıç.Kurulduğu dönemdeki emperyalizmin ve işbirlikçisi yerel sömürgeciliğin ittifaklı çullanmışlığından kaynaklı parçacı bir tez.Toplumsal gelişmenin düzeyine bağlı olarak aşiretler/aileler ittifakı temelinde politika örgütleyen bir tez.Parçacılığı o kadar belirgindir ki, Doğu Kürdistan’da Süleyman Muini ve Kuzey Kürdistan’da Saitler komplolarındaki rollerini gözardı edebilmemizi,  ne Barzani ailesine ne de yüzyıllık direnişlerine duyduğumuz saygı sağlaya

“Postmodern zamanlar"da din (ve islam)

“de omnibus dubitandum est.”[2]

 

“Din: Teorisi/ Pratiği, Dünü, Bugünü” Sempozyumu’nun Ankara ayağındaki “Dini- Eleştirel Olarak Anlayabilmek” oturumunda öncelikle bir saptamamı sizinle paylaşmama izin verin.

Sempozyumun pratik örgütlenmesi sürecinde, kendini sosyalist/ komünist olarak niteleyen kimi çevrelerin, “dinin tartışılması”na bir hayli soğuk ve mesafeli yaklaştıklarına şahit oldum.

“Cujus regio , ejus religio !” [*] [1]

“Kralların kutsal olduğu, antropolojik ve tarihsel bir malumun ilamıdır; ne ki onlar öyle doğmazlar; ancak hükmettikleri eliyle kutsallaştırılırlar.”[2]

“Din” ile “iktidar” ilişkilerini, konu başlığındaki “iktidar” kavramının farklı yorumları çerçevesinde farklı biçimlerde ele almak mümkün, kuşkusuz: günlük yaşamın kılcal damarlarına nüfuz etmiş gündelik iktidar ilişkilerinin din tarafından tahkim ediliş tarzı; bizatihî dinsel iktidar (ve hiyerarşi) biçimleri ya da siyasal iktidar ile din ilişkileri.

Biz Seni Bekledik Zeki Yoldaş. Dört Gözle, Büyük Umut ve Heyecanla Bekledik/Hasan Aksu

 

Yetmişli yılların başı ve ortalarında Zeki yoldaşı sıkıyönetim mahkemelerinde dik duruşlarıyla, faşizmi yargılayışlarıyla tanıdık. Partili ideolojik, siyasal, savunusunu faşizmi yargılarken izledik. Faşizmi kendi kalelerinde yargılarlarken ülkemizde Partizan hareketinin tanınmasında, kavranmasında önemli etkileri oldu. Zeki yoldaş ve diğer yoldaşları şahsen tanımazdık belki ama onların çabaları, örnek tavırları bizleri Kaypakkaya çizgisinde buluşturmuştu.

 

Sayfalar