TKP/ML TİKKO Kobanê: Newroz'u Kuşan, İsyanı Harmanla!

"Newroz'u Kuşan, İsyanı Harmanla!
Bu yıl halkımızın direniş ve serhildanlarının günü olan Newroz bayramını karşılarken, Kobanê direnişi, 6-7 Ekim serhildanı ve bütün Rojava direnişi tüm sıcaklığıyla Newroz’a doğru akmaktadır. Direniş bayrağı diktiğimiz Kobanê sokaklarından, başta Amed, Dersim, İstanbul olmak üzere tüm şehirlere, Newroz’un isyan şiarıyla sesleniyoruz;
Halkımız,
Köleci toplumdan beridir, yüzyıllarca, destansı direnişler yaşanmış ve bu direnişler Newroz gibi dünya halkları nezdinde farklı cisimleşmiştir. Sömürü ve zulüm boyunduruğu altındaki ezilen halklar isyanlarla, direnişlerle vücut bulmuş ve bu tarih ile sembolleşerek günümüze kadar süregelmiştir. Newroz bir halkın zalimlere karşı verdiği mücadele, isyan, direniş bayrağının sembolüdür. Newroz, Rojava’da, Kobanê’de halkımızın emperyalist saldırganlık ve DAİŞ vahşetine karşı verdiği mücadelenin kendisidir. Newroz, bir ulusun yok sayılmasına, imha, inkârına karşı gelişmiş ve ortaya çıkmış haklı bir öfkedir. Newroz, ezilenlerin emperyalizme ve o’nun yerli uşaklarına attığı tokattır. Newroz, Gezi’dir, Paris’tir, Stalingrad’dır, Madrid’dir, Kobanê’dir, Filistin’dir…
Türk, Kürt, Ermeni, Rum, Boşnak, Macar milliyetlerinden halkımızın yani biz ezilenlerin isyan bayrağıdır. Nasıl ki dünyanın dört bir yanında ismi değişse de yaşanan Newrozlar gibi. Bu anlamda isyan bayrağımızı kuşanarak, alanları zapt edelim.
Yoldaşlar,
Sizlere çağrımızdır;
Newroz’un yakıcı sıcaklığıyla kavrulan zulüm ve sömürü efendilerine karşı öncü misyonumuzu dünden daha fazla azimli, daha fazla kararlı ve daha fazla inatçı bir şekilde yerine getirmeliyiz. Bugün dünyanın her karış toprağından, topraklarımızı satan, doğamızı yok sayan, sömüren, ezen, katleden bir avuç asalak takımına karşı öfke yükselmekte ve devrimci durum dalga dalga büyümektedir. Görevlerimize sıkı sıkıya bağlanalım, Newroz’u kuşanalım ve isyanı harmanlayalım.
Newroz’un bu sene önemi halihazırda politik gerçeklik nedeniyle ortadadır. Bir yandan yüzyıllardır bir imha, inkâr politikasının devamı olan, yüzyıllardır bir imha-inkâr politikasının devamı olan, boğulmaya çalışılan Rojava gerçekliği öte yandan ülkemizde iç güvenlik paketleriyle, katliamlarla, hırsızlıklarla bunlara binaen politik bir dizi argümanlarla yaratılmak istenen korku imparatorluğuna karşı daha gür bağırmalıyız; "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!"
Newroz ile birlikte, Kobanê direnişi bütünleşmiştir. Gelin, Newroz'un sıcaklığıyla Kobanê inşasında sesimizi daha gür duyuralım. Avrupa, Türkiye-T.Kürdistanı'ndan Kobanê'de yaşamın inşasında sesimizin olması direnişin bir parçasını oluşturmaktadır. Bu anlamda, sendikalara, DKÖ'lere bu direnişin bir parçası olma, bu direnişin sesi olma çağrısında bulunuyoruz.
Bijî 21'ê Adarê, Bijî Newroz, Bijî Berxwedana Kobanê!
Bijî Marksîzm, Lenînîzm, Maoîzm!
Bijî Partî Me TKP/ML, Artêşê Gel TÎKKO, TMLGB!
TKP/ML TİKKO Kobanê Komitesi"
Son Haberler
Sayfalar

Emperyalist Saldırıya da, Savaşa da Hayır!
Bu ülkenin Başbakanı önceleri ismi “Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)” olan ve daha sonra hedefi, kapsamı, amacı genişletilerek adı “Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi(1)” olarak değiştirilen emperyalist paylaşımcı projenin Eşbaşkanlarından birisidir ve dolayısıyla da ABD emperyalizminin en başta gelen işbirlikçilerindendir.
Yaşadığımız bu son süreçte bu projenin bir aşaması gerçekleştirilmek isteniyor.
Nasıl mı? Suriye’ye savaş ilan edilerek.
Gerekçe? O da hazır. “Kimyasal silah kullanıldı”

Ermeni Sorunu’nun Doğuşu ve Osmanlı Bankası Baskını
19.yüz yılın sonunda 500 yıldır hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu artık son evresine gelmiş yok olmakla karşı karşıya bulunuyordu. Avrupa'da kapitalizmin gelişmesi, ulusal uyanışlar, bağımsızlık hareketleri,1789 Fransız devriminin yankıları, Balkanlarda ulusal kopuşlar Anadolu'da yaşayan Ermeni ve Rum toplumlarında da oluşmaya başlamıştır.
Osmanlı, iktidarı altında yaşayan Ermenilere, azınlıklara ibadet özgürlüğü, mülklerinin güvence altına alınması, reformlar, yasa önünde, vergi alanında eşitlik vaat ediyordu.

Türki entergasyon dinamikleri ve anadilde egitim
TC’nin Lozan sonrası Kürdistan’a ilişkin programı askeri işgal,asimilasyon ve entegrasyon temelli olmuştur. Kürdistanlılar askeri işgale ve asimilasyona karşı ciddi isyanlar geliştirmiş,mücadeleler vermiş ve bedel ödemişlerdir.Kuzey Kürdistan’da askeri işgale karşı belli gerilla alanları haricinde herhangi bir kazanım elde edilememiş,ancak asimilasyona karşı yürütülen mücadele hedefine tam ulaşamasa da belli sonuçlar üretmiştir.

Gülfikâr Aksu'nun Anısına/ Hasan Aksu
Gülfikâr Aksu'nun Anısına: "Cocuglar Bize Oyle Ogrettiler. Ne Bilek Hakim Beg; Biz İbocuyuk, Tikkocuyuk!"/
Ben Annemi 18 Mayıs 2000 yılında yitirdim. Annem her Anne gibi önce Kadın’dı. Doğurgan özelliğinden gelen koruma, kollama, her şart altında sahiplenme esasıydı. Erkek egemen toplumunda kadın olduğundan dolayı, cins ayrımcılığına uğradı. Baskı ve şiddet gördü. Kürt olduğundan dolayı ulusal baskıya uğradı. Alevi olduğundan dolayı dinsel, mezhepsel baskılara maruz kaldı, aşağılandı.

Kürtler Ve Burjuva Yalanlar
Burjuva siyasal iktidar, iktidarini korumak, işçileri bölmek, birbirine düşürmek, kendi şoven-kirli siyasetinin bir parçası olarak, işçileri kullanmak için her türlü ideolojik silahını kullanıyor.

Güncel Sanatın Vahim Hâl(sizliğ)i[*]
Pablo Picasso’nun, “Her çocuk sanatçıdır. Ama sorun; büyüdüğünde geriye nasıl bir sanatçı kalacağıdır,” saptaması sanat ve insan ilişkisinin en net betimlemelerinden biriyken; bu da biz(ler)e sanatın “Anne bak kral çıplak” diye haykıran çocuksu naifliğinden beslenen isyancı niteliğini anımsatır. Bu elbette işin bir yanıdır.

Kürt Kerbelası
Boyunlarına ip geçirerek bir duvarın üzerine dizdikleri küçücük çocukları aşağı itip boşlukta sallandırarak boğuyorlar. Çocuklar çırpına çırpına can verirken o vampirler, "Allah Allah" naraları ile onların can çekişini seyrediyorlar.

Bu oyunu zor bozar
Tarihte, zorun rolü üzerine çok şeyler söylenmiştir. Özellikle sınıfsal zorun ortaya çıkışı, varlığı ve uygulanması konusunda, burjuvazinin ideologlarıyla Marksistler arasında ciddi bir ayrım konusu yaşanmış ve yaşanmaktadır. Burjuvazi, kendi sınıfsal zorunu meşru görürken, ezilenlerin, özellikle de işçi sınıfının burjuvaziye karşı uyguladığı devrimci zorun adını bile duymak istemediği gibi, bunu “toplumsal etik dışı” olarak, son yılların burjuva moda deyimiyle, “terörist” eylemler olarak kriminalize etmeye çalışır.

On İki İmamlar Alevi Olabilir mi ? 1-2
“…Bir insanın arınmışlık düzeyi en güzel sahip olduğu hoşgörüyle, anlayış ile ölçülebilir. Arınmış insan başkalarını yargılamaktan uzak, olayları ve insanları çok geniş bir bakış açısı ile görebilen, hoşgören, olaylar karşısında sukunetini yitirmeyen, her şeyi doğallıkla kabul eden bir yapıdadır. İyi yada kötü diye ayrımları yapmaktan kaçınır, sevgisi bütüne, herkese ve her şeyedir. Hoşgörüsündeki yükseklik, onun bu sevgiyi bu şekilde eksiksizce ve adilce aktarabilmesini sağlar. Korku ve endişelerden hemen hemen tamamen uzaklaşmıştır.

Minaresiz Camiler ve Alevi Asimilasyonu
Dedeler var hoca olmuş bir nevi
İhtirasa kurban edilmiş sevi
Minaresiz cami gibi cemevi
Aleviyi namaz kılarken gördüm
(Ozan Emekçi)

Bazı Milliyetçi Ermeni Aymazlara Zorunlu Cevap! Hasan Aksu.
İnsan eğer ırkçılık, milliyetçilik ve şovenizmden ideolojik gıda alıyorsa; her şart ve koşulda diğer ulus ve azınlıklara kin nefret ve kan kusarak nemalanıyorsa; adı ne olursa olsun sosyalizm ve de komünizm düşmanlığı yapıyor demektir. Çünkü her türlü milliyetçilik yaşanan örnekleriyle hepimizin malumudur.