TKP/ML-TİKKO Rojava Komutanlığı: “Komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşı cüret ve kavga ile anıyoruz!”
18 Mayıs 1973’te Amed işkecehanelerinde düşmanın her türlü insanlık dışı işkencelerine karşı “ser verip, sır vermeyen” duruşuyla düşman kalelerinde kızıl kaleler fetheden partimiz TKP/ML’nin kurucu önderi İbrahim Kaypakkaya yoldaşı cüret ve kavga ile anıyoruz.
Kaypakkaya yoldaşı komünist önder kılan ülkede gelişen sınıf mücadeleleri, Çin Kültür Devrimi’nin ülkemiz halkı üzerinde yarattığı etkinin sonucu olarak, yeni bir dünya yeni bir gelecek için Kaypakkaya yoldaşın devrimci fikirleri üretmede yepyeni bir dönemin başlamasının maddi temellerini yaratır. Marksizm-Leninizm-Maoizm’in bilimsel dünya görüşü ışığında sosyo-ekonomik yapı, sınıflar tahlili, Kemalizm tahlili, ulusal sorun, halk savaşı, devrimimiz ve temel görevlerimiz gibi temel meselelerde Türkiye-Türkiye Kürdistanı halkının kurtuluş yolunun güzergahını ortaya koymuştur. Kaypakkaya yoldaşı dönemin önderlerinden ayırt edici yanlarından biri, Kemalizm tahlilidir. Kemalizm’in halk kitlelerine, ezilen ulus ve milliyetlere uygulanan sömürü ve baskı olduğunu en berrak şekilde ifade etmiştir. Kemalizm’in gerici faşist ideolojinin temsili olduğunu ifade ederek reformist- revizyonist akımlardan ayrışmıştır.
Kaypakkaya yoldaşı dönemin önderlerinden ayırt eden ikinci bir yan ise; ulusal meseleye dair tezleridir. Türkiye’de sadece Türk ulusunun olmadığını, aynı zamanda Kürt ulusu başta olmak üzere azınlık milliyetlerin olduğunu kabul etmiş; çeşitli ulusların varlığını kabul etmekle yetinmemiş, ulusların tam hak eşitliği perspektifiyle Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı’nı savunmuştur. Kürt ulusunun gerçek anlamda kurtuluşa ancak ve ancak Demokratik Halk Devrimi ile varacağı, bu görevin Proletarya Partisi’nin omuzlarında olduğunu bilimsel tezleriyle ortaya koymuştur. Kürt ulusuna uygulanan imha, inkar ve baskılara karşı Kürt Ulusal Hareketin faşist diktatörlüğe karşı yürüttükleri mücadelede demokratik muhteva taşıyan her türlü hak taleplerinin desteklenmesi gerektiğini en açık bir şekilde teorisi ve pratiğiyle somutlaştırmıştır. Bugün gerek Türkiye-Türkiye Kürdistanı gerekse de Rojava’da Proleterya Partisi’nin uyguladığı, önder yoldaşın çizdiği güzergahtır.
71 dönemin komünist ve devrimci önderleri; Kaypakkaya yoldaş, Mahir Çayan ve Deniz Gezmişlerin faşist diktatörlüğe karşı birbirleriyle dayanışma içerisinde olmaları halkımızın ve bizlerin bilincinde aynı dava uğruna mücadele etme, ortak mücadele örgütlülükleri oluşturma anlayışı yaratmıştır. Bugün bize bırakılan bu değerli miras Proletarya Partisi öncülüğünde halk kitleleri tarafından bir halk kültürü olarak yenilenmektedir.
Komünist önder yoldaşı andığımız bugün de 18 Mayıs 1977’de TC ajanları tarafından Antep’te katledilen Kürt Ulusal Hareketin kurucularından Haki Karer’i ve Antep, Amed’de başlayan, bugün dört parça Kürdistan’da sürdürülen Kürt ulusunun özgürlük mücadelesinde ölümsüzleşen yoldaşları saygıyla anıyoruz. Anılarını demokratik halk devrimi gerçekleştirme sözüyle yineliyoruz.
Katledilişinin 44. yıldönümünde önder yoldaşı anmak sadece bugünle sınırlı tutmuyoruz, tutulamaz da. Önder yoldaşı yaratan nesnel gerçeklerden kopuk anılamaz, yaşatılamaz. Tam da gelişen sınıf mücadelesinin içinde alınan politik-askeri taktiklerde anılır, yaşatılır. Bu nedenle önder yoldaşın bizlere devrettiği şanlı proleterya ideolojisini temsil eden partimizi korumak, büyütmek, geliştirmek ve ideali olan demokratik devrim, sosyalizm ve komünizmi gerçekleştirme en temel görevlerimizdendir. Önder Kaypakkaya yoldaşa, halkımıza olan sorumluluğumuz bunu gerektiriyor.
Kaypakkaya yoldaşı anmak, yaşatmak; canını feda ettiği proleterya ideolojisini yaşatmaktır.
Önder yoldaşı yaşatmak; Proletarya Partisi’nin politika ve taktiklerinin yaşam bulması için çaba harcamaktır.
Önder yoldaşı anmak; politik örgütsel görevlere sıkı sıkı sarılmaktır.
Önder yoldaşı anmak; onun çizdiği güzergahtan ilerlemektir.
Önder yoldaşı anmak; Vartinik kıvılcımını ülkenin dört bir yanına yaymaktır.
Önder yoldaşı anmak; halk savaşını büyütmektir.
Önder yoldaşı anmak; Aliboğazı’nda kahramanlık destanı yaratan 12’ lerin ayak izlerinden yürümektir.
Komünist önderimiz Kaypakkaya yoldaş ölümsüzdür!
Aliboğazı şehitleri savaş yeminimizdir!
Mayıs ayı şehitleri ölümsüzdür!
Kahrolsun faşizm ve her türden gericilik!
Yaşasın halk savaşı!
Son Haberler
Sayfalar
Can Serdar… /Nubar Ozanyan
Dünyayı, kim olduğunu anlamaya-tanımaya çalışan Heval Serdar, bildiğini söyleyen ve söylediğini bilen insandı. Yaşamı boyunca bir yandan bir şeyler yazdı, bir yandan yazılacak değerler bıraktı. Bu uzun ve çileli yolda bütün hakikat savaşçıları gibi büyük acılar çekip bedeller ödedi. Amed 5 No’lu Zindanı’nda gizli bir Ermeni, açık bir devrimci olarak ağır işkenceler gördü. Sağlam ve onurlu duruşundan; ezilenden ve mazlumdan yana olan, net tutumundan dolayı kalbi zulme ve soykırımlara dayanamadı.
Güzel Ana’nın öyküsüdür: ‘Dünyanın bütün anneleri birleşin’
20 Eylül 2017’de aramızdan ayrılan Güzel Ana’nın anısına…
Trump Kâbusu ve Emperyalist ABD[*]
gözyaşında Amerika akar.
Vurdularsa birini, kanı şorladıysa
bilin ki kurşunlarda Amerika var.
Kişi kişiye köle tutulduysa, asıldıysa
darağacında Amerika var.”[1]
Avrupa’da Korona virüs ve Coğrafyanın Panaroması!*
Belçika: Belçika’da hastalığa yakalananların sayısı 61.106 olarak açıklanmıştır. İyileşenlerin sayısı 16.918 iken, yaşamını yitirenlerin sayısı ise 9.731 kişi olarak kayıtlara geçmiştir.
Münih Politik Tutsaklar davasında; açığa çıkan öğretiler üzerine…
Münih TKP-ML davası, tutuklama süreciyle birlikte 5 yıl 4 ay gibi uzun bir süreci kapsadı. Ve 4 yıl 3 ay içinde de 234 duruşma yapıldı.
Her duruşma günü, ortalama 6 veya 7 saat süren oturumlarla oldu. Tüm bu zaman içerisinde hem dışarda hem de salonun izleyiciler bölümünde, büyük bir dayanışma örneği sergilendi.
Bu dayanışmaya dahil olan, yerli ve göçmen kurum, parti ve örgütlerle birlikte tek tek devrimci, demokrat ve duyarlı bireylerde bu dava sürecimizde bizleri yalnız bırakmadırlar.
Dünyaya Barış Sosyalizmle Gelecek!
"Sömürüye, doğanın yok edilmesine, kadının kurtuluşuna, halklar arası düşmanlığa son verecek sosyalizm ve komünist toplum, kalıcı barışın da tek teminatıdır"
1 Eylül 1939, II. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın başladığı tarihtir. Savaş, Alman emperyalizminin Polonya’yı işgaliyle başladı. Hitler Almanya’sı Avrupa topraklarına, Balkanlar’a, nihayetinde Sovyetler Birliği topraklarına göz dikerek dünya imparatorluğuna soyundu.
Bir “İzmirkolik”in Serüveni[*]
“Bardaktan boşanırcasına
Bir yağmurdur bizim için yaşamak.”[1]
“Geride kaldı” denilen “eski(meyen)” iç savaş günleriydi: Grev çadırlarından, namluya sürülmüş mermi gibi soluk soluğa koşuşturmalardan, civanmert fedakârlıklardan, İzmir’den (ya da Eşrafpaşa’sından) anımsıyorum ‘Baterist’i…
12 Eylül karanlıklarından sonra da, el kapılarının gri gökleri altındaki Paris’teydik; ‘Camcı Hikmet’ti lakabı...
Makina Sahipleri İşsiz Bırakır
Belki de bir gün işsiz robotlarla okeye duracağız.
Kim bilebilir.
Ama şimdilik.
Kimine göre makinalar işsiz bırakır.
Kimine göre de bırakmaz.
Bana göre de makinalar işsiz bırakmaz.
Şayet işin içine makina sahiplerini de katmazsak.
Elbette ki bana göre de makinalar işsiz bırakmaz.
Türküler(İmiz) ve Biz[*]
“Türkülerle yunmuş yıkanmış dilim
Onlarla ağlamış, onlarla gülmüşüm.”[1]
Türküler(imiz) deyince aklıma MÖ. 500’lerde yaşamış Miletli filozof Thales’in, “Halkların türkülerini yaratanlar kanunları yapanlardan daha güçlüdür,” deyişiyle; Nâzım Hikmet Ran’ın dizeleri gelir:
“İnsanların türküleri kendilerinden güzel,/ kendilerinden umutlu,/ kendilerinden kederli,/ daha uzun ömürlü kendilerinden.
Sevdim insanlardan çok türkülerini./
Kampanyaların önemi üzerine
Sınıf mücadelesinde stratejik hedefimiz sınıfsız ve sınırsız bir dünya kurmaktır. Bu azami hedefin sonunda kurulmak istenen komünist bir dünyadır. Bu hedef, her ülkenin tek tek kapitalist-emperyalist sistemden koparak, sonra birleşerek insanlığın hayal ettiği dünyayı kurmaktır.
Enternasyonal proletaryanın Türkiye kurmayı olarak proletarya partisinin asgari programı önce Demokratik Halk Devrimi’ni gerçekleştirmek ve durmaksızın sosyalizme ulaşmak, sonunda komünist topluma varmaktır. Bu proletaryanın öncü ve önder örgütünün toplamdaki stratejik hedefidir.