Çarşamba Mart 19, 2025

YDG: Halk Savaşçıları Ölümsüzdür! Mücadeleniz, Mücadelemizdir!

Dersim Ovacık’ta (Pulur) 21 Ekim’i 22 Ekim’e bağlayan gece faşist TC devletinin sürdürdüğü operasyonlarda çıkan çatışmada üç TİKKO gerillası toprağa düştü. Ovacık Şahverdi köyü çevresinde saat 23.00 sıralarında başlatılan hava destekli operasyonda, yaşamını halkının bağımsızlığı ve özgürlüğüne adamış Cengiz İçli (Ünal), Hakan Çakır (Yurdal), Özgüç Yalçın (Sefkan) isimli üç halk savaşçısı şehit düştü.

TC devleti özellikle Suruç katliamından sonra “teröre karşı mücadele” adı altında devrimci ve yurtsever güçlere yönelik kapsamlı bir saldırı furyası başlattı. Suruç’ta gerçekleşen katliamda vahşi IŞİD çetelerini tetikçi olarak kullandığı alenen ortaya çıkan devlet, utanmazca gerçekleşen katliamda hiçbir suçu yokmuş gibi davranarak katliamı devrimci ve yurtsever, ilerici güçlere saldırmanın bahanesi haline getirdi.

Başlatılan operasyonlarda 3 bini aşkın insan gözaltına alındı, bini aşkın insan tutuklandı. Faşist TC devleti, buna paralel gerek sınır içinde gerekse de sınır dışında askeri operasyonlara, hava bombardımanlarına hız verdi. Kandil-Zergele’de köyleri bombalayarak bölgede yaşayan halkı katletti. Devamında Amed’den Muş’a T. Kürdistanı’nın dört bir yanında sokağa çıkma yasakları ilan ederek, keskin nişancılarla katliam politikasına başladı. Şırnak’ın Cizre ilçesinde 10 gün boyunca sokağa çıkma yasağı ve OHAL ilan ederek bölgeyi adeta İsrail’in Filistin halkına yaptığı gibi askeri işgal altında tuttu. Bu sırada aralarında küçücük çocukların ve yaşlılarında bulunduğu onlarca insanı katletti. Muş’un Varto ilçesinde yaşanan çatışmada şehit düşen Ekin Wan’ın bedenini çırılçıplak soyarak ne kadar alçalabileceğini kadın direnişinden ne kadar korktuğunu bir kez daha gösterdi.

10 Ekim günü Ankara’da Tren Garı’nda devletin yine IŞİD’i tetikçi olarak kullandığı katliamda 100’ü aşkın insan katledildi, yüzlerce insan yaralandı. Devletin kaptan köşkünde oturan AKP özellikle Ankara katliamı ile halka yönelik vahşetinde neler yapabileceğini, coğrafyamızı adeta kana bulayarak gösterdi, göstermeye de devam ediyor! Batıda her türlü eylem ve etkinliğe azgınca saldıran ve evleri basarak devrimcileri kurşunlayan devlet bir süredir T. Kürdistanı’nda şehitliklere saldırarak bombardıman gerçekleştiriyor. T. Kürdistanı’nın hemen her yerinde kapsamlı askeri operasyonlarla gerillayı etkisizleştirmeye, imha etmeye çalışıyor.

Bu kapsamdaki operasyonları sırasında bir önceki gün Dersim Pülümür’de şehitliğe yönelik hava bombardımanında üç kadın PKK gerillası şehit düştü. Tüm bu gözaltı, tutuklamaların, sokağa çıkma yasakları ile katliamların; hava bombardımanları ile gerillaya yönelik kara operasyonlarının tek bir amacı vardır: Ezilenleri, emekçi halkımızı teslim almak!

Ancak nafile! Bunu başaramayacaksınız! Ne gözaltı ve tutuklamalarınız ne de katliamlarınız, halkımızın her gün biraz daha yükselen haklı mücadelesini ve direnişini durduramaz!

Ovacık’ta toprağa düşen üç TKP/ML TİKKO gerillası bugüne kadar özgürlük, bağımsızlık ve halk demokrasisi yolunda şehit düşen tüm halk savaşçıları gibi toprakta birer tohum oldu. Onların dağların doruklarında dalgalandırdığı kızıl bayrak bugüne kadar asla yere düşmedi bundan sonrada düşmeyecek.

Onlar, işçi sınıfının, emekçi yığınların kurtuluşu ve özgürlüğü yolunda ölümsüzlüğe kanat açtı. Onlar, dili, kültürü, siyasal iradesi yok sayılan; asimilasyon, imha ve inkâr cenderesinde un ufak edilmek istenen Kürt halkının özgürlüğü uğruna savaşıyordu.

Onlar, inancı, kültürü yasaklayan, hor görülen her milliyet ve inançtan ezilenler için mücadele ediyordu. Onlar, bugün vahşete dönüşen cinayetlerde teker teker katledilen kadınların özgürlüğü için direniyordu. Onlar, baskı, şiddet ve terörle, özelleştirme ve neo-liberal saldırılarla geleceği çalınan halk gençliği için mücadele ediyordu.

Şimdi onların her biri, birer özgürlük nişanesi, direniş abidesi olarak tarihin en onurlu katındaki yerlerini aldılar. Her biri gençlik mücadelesinin her alanında emek veren, bedel ödeyen bu yoldaşlar yine gençlik mücadelesinin nişangahı olarak en ön saflarda yer alarak ölümsüzleştiler.

Cengiz, Hakan ve Özgüç... Yeni Demokrat Gençlik Hareketinin yaratılması mücadelemizde omuz omuza faaliyet yürüttüğümüz yoldaşlarımızın her biri gençliğin örgütlenmesi ve faşizme karşı militan bir güç haline gelmesi için uzun yıllar faaliyet yürüttüler. Konferanslarımızın, köy çalışmalarımızın, kampanyalarımızın örgütleyicisi ve uygulayıcısı olan yoldaşlarımız gençlik mücadelemizi harlayarak, selamlayarak; direnişle ve baş eğmezlikle ölümsüzleştiler! Onların mücadelesini, mücadelemiz bilecek, bizlere devrettikleri bayrağı daima doruklarda dalgalandıracağız!

Devrim Şehitleri Ölümsüzdür

Halk Savaşçıları Ölümsüzdür!

Yeni Demokrat Gençlik 

45185

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Partizan'dan

ALEVİLERİ İSTİSMAR ETMEKTEN VAZ GEÇİN, SAMİMİYETLE LAİKLİĞİ TALEP EDİP SAVUNUN!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, katıldığı bir etkinlik vesilesiyle, şöyle demekte: “(…) Cemevleri ile ilgili taleplerimiz yıllardır ortadayken, bir yanda bu ülkede anayasaya göre her yurttaş eşitken, Sünni bir yurttaşın ibadethanesi camilerin her ihtiyacı karşılanırken, aynı vergiyi ödeyen; vergi verirken eşit ama hizmet alırken eşit olmayan Alevi yurttaşlarımızın ibadethaneleri Cemevleri, devlet nezdinde ibadethane kabul edilip, camiye ne yapılıyorsa Cemevine de  aynısı yapılacağı güne kadar bu talebinizin sonuna kadar arkasındayım.” (T24, 21.07.2024)

Kendi topraklarında özgür yaşayamayanlar (Nubar Ozanyan)

Nasıl bir adalet, nasıl bir vicdandır ki yüzyıldır Kürtler kendi topraklarında özgür yaşayamıyor? Nasıl bir kara zulümdür ki, on binlerce gerilla canını feda etmesine, on binlerce tutsak kör hücrelerde ömür çürütürcesine özgürlüğe ellerini uzatmasına karşın karanlık iş başında kalmaya devam ediyor? Ve yüz yıldır Kürt halkı bunca büyük bedel ödemesi karşısında sanki bir şey olmamış gibi duran Devlet, utanmadan elini “kardeşlik” adına DEM’e uzatıyor? Tarihte böylesine aymaz bir düşman görülmüş mü?

Nobel Ekonomi Ödülleri Hangi "Bilimsel" Buluş İçin Verildi?

Emperyalist sistemin içinde bulunduğu durumdan liberal ekonomistler, liberal entellektüellerde memnun değiller. „Eşitsizlikler“ büyümüş, „doğanın tahribatı alarm“ veriyormuş, „demokrasiler“ gerilemiş, „ekonomiler teknolojik gelişmelerin gerisinde“ kalıyormuş. „ekonomik büyümeler yavaşlamış“ vs. vs. En büyük buluşu 2005-2006'dan beri dünyada „demokrasi“lerin gerilemesiymiş.

SAVAŞA AKTARILAN PARA, EMEKÇİYE YAŞATILAN YOKSULLUĞUN BAŞLICA NEDENLERİNDENDİR!..

“Çözüm sürecinin en önemli sonuçlarından biri de kesinlikle ekonomik göstergeler, ekonomik nedenler olacaktır. Yapılan bir hesaplamaya göre, terörün Türkiye’ye son 29 yıldaki maliyeti yaklaşık 300 milyar dolardır. Çözüm süreciyle birlikte canları tehditten kurtardığımız kadar, ekonomiye de can suyu olacak yeni bir dönemi, yeni bir süreci başlatmış olacağız.”

“Filistin’de direnişin bir yılı ve Bahçeli’nin sözleri”(Deniz Aras)

7 Ekim Aksa Tufanı hamlesinin üzerinden tam bir yıl geçti. Bu süre içinde Ortadoğu, emperyalistlerin askeri, siyasi, lojistik ve istihbarat desteğiyle adeta bir koçbaşı olarak işlevselleştirdikleri Siyonist İsrail tarafından kan gölüne çevrildi.

İmha ve İnkar Politikalarına Karşı Direniş Sürüyor

Türk devletinin kuruluş süreci aynı zamanda Kürdistan coğrafyasında imha ve inkâr politikalarına sistemlilik kazandırma sürecidir. “Tek vatan, tek bayrak, tek millet” söylemi bu ırkçı, inkârcı politikanın en açık ve özlü ifadesidir.

Ve aynı zamanda bir devlet politikasıdır. Dolayısıyla Kürt coğrafyasına dönük saldırıları dönemsel görmek veya kimi burjuva partilerinin izlemiş olduğu politikalarla açıklamaya kalkmak yanılgılı bir tutum olur.

3. Dünya Savaşı riski hâlâ “güçlü olasılık” mı yoksa artık “kaçınılmaz akıbet” mi?

Son bir yılın ve ama özellikle de son ayların olguları öyle gösteriyor ki 3. Dünya savaşı artık sadece “güçlü bir olasılık” olarak değil; “kaçınılamaz bir akıbet” olarak ele alınmayı gerektiriyor. Bu hızlı tırmanış ise esasen şu iki ana etmen üzerinden yaşanıyor: Birinci etmen Rusya-Ukrayna Savaşı iken; ikinci etmen ise İsrail saldırganlığının tırmandırdığı savaştır.

Önderlerin Ardından… (Nubar Ozanyan)

Kafkaslar’ın en ileri devrim beyni ve en güçlü çarpan sosyalist yüreği, zulmün gölgesinde yaşam bulmaya çalışan Ermeni halkının yetiştirdiği en kalifiye önder kadrolardan olan ISTEPAN ŞAHUMYAN’IN başına gelenler bütün Sovyet devrim önderlerinin başına gelenler gibi oldu. Yok sayılmak, yaşanmamış kabul edilmek, itibarsızlaştırılmak, unutturulmak, nefret, işçiler ve ezilen halklar için yaptıkları büyük fedakarlıklarının ters yüz edilmesi, kahramanların hain olarak tanıtılmaya çalışılması kötülüklerin en büyüğüdür. Acıların en derinidir.

Emperyalizm Üzerine Notlar-7

Yarı-Sömürgeciliğe“ Sığnan Sosyal Şovenist Teoriler

Başka ülkelerin işçi ve emekçilerini sömüren bir ülke yarı-sömürge olamaz. Eğer bir ülke içinde yüksek düzeyde tekelleşme gerçekleşmişse, başka ülkelere sermaye ihraç ediyor, oralarda yatırım yapıyor, işçi çalıştırıyor, maden ocakları açıp işletiyor, banka açıp mevduat topluyor, kredi veriyorsa ve  bu ülke, ML literatürde, kapitalist sistem içinde  emperyalist bir ülke olarak adlandırılır.

Düşünüş ve Hareket Tarzında Devrimcileşmek

Kürt ulusuna, diğer azınlık milliyetlere uygulanan baskı ve asimilasyon politikalarına karşı sessiz kalıp harekete geçmemek, özünde işçi ve emekçilerin birliğine, ortak yürüyüşüne zarar vermektir. Dolayısıyla bu yönlü yapılan çağrılara kayıtsızlık ya meselenin özünü yeteri kadar kavramamaktan ya da bu demokratik istemlere karşı samimi bir tutum sergilememekten kaynaklanmaktadır. Çünkü samimi bir birlik istemi, ortak mücadele anlayışı Kürt ulusunun ulusal demokratik haklarını savunmayı, bu yönlü yapılan tüm saldırılara karşı net bir tutum almayı gerekli kılmakta.

Bay Özkök gibilerinin vicdan muhakemesi

Ertuğrul Özkök; “Akıl ve vicdan Orta Doğu’yu terk etti. Geriye sadece fanatizmi bıraktı.” Sözleriyle, kendince bir durum tespiti yapıyor. Ve “Hadi artık soralım” diyerek, T24’deki yazısında soruyor: “Orta Doğu’yu kim harabeye çevirdi; İsrail F-35’leri mi, Hizbullah Fadi füzeleri mi?” (25 Eylül 2024)

Sayfalar