Cumartesi Şubat 22, 2025

Yel Değirmenlerine Karşı Savaşa Katıl; Akıma kapılma:Atomu Parçalayacağız!-1


DHF ve MKP cevresinden arkadaslar "cok partili sosyalizmi' tartisiyorlarmis...


Birakalim tartissinlar; fikir egsersizleridir. Leninde ilk once sosyalizmi oyle tarif etmisti...Ekim devriminden sonra secimler yapildi; Sosyalist devrimciler 1. parti..Bolsevikler 2. parti..Mensevikler 3.parti olmustu...kizil orduya,polise de karsiydi lenin...sonra ne oldu?...Hayattan cikti teori; bir zihinde sekillenen programa gore gitmedi...Leninizm dediginiz sey tam da budur zaten; hayattan cikan teoriyi esas almak; dogmatizmi degil..Lenini buyuk yapan da buydu; hayatla kendi programi catisitiginda, kendini degil hayati esas almak, marksizmi pratigin teorisi olarak kavramak!...Sinif programini hayata geciririken, sinif mucadelesinin ortaya cikarttigi yeni bicimleri asacak politikalar uretmek, ve programi dumduz, basmakalip degil; canli, sinif mucadelesinin pratigi icinde yaratici tarzda ele almak. Idealler ile gercekleri birlikte dusunmek.

 

Sinif mucadelesi her tarihsel asamada acik iki cizgi yaratir..Burjuvazi ve Proleterya....Normal donemlerde de bu iki cizgi vardir; ama fludur daha...Ancak devrimin kimi tepe asamalarinda bu iki cizgi, acik iki sinif savasi seklini alir;..ve oyle de oldu...Ic Savas ve isyanlar patlak verdi...iIk bastaki Paris Komunu esaslarina gore tarif edilen isci devleti..Savas Komunizmi devleti olarak orgutlenmek zorunda kaldi...


Beyaz ordu kuran isyancilara mensevizm-car-sol sosyalistler ve bir cok silahli isyanciya karsi mecburen kizil ordu kuruldu....Hayat ve Marksizm dialektigi boyle bir seydir...Ama ilginctir Burjuvaziye karsi devrime, devrimci siddete karsi cikan Mensevikler, isci iktidarina karsi Kadetler Partisi altinda, Car artiklarinin Beyaz Muhafizlarina katilmaktan ve ic savasta Bolseviklere karsi savasmaktan kacinmadilar...Burjuvaziye karsi demokrat olanlar, Proletryaya karsi o cok da karsi ciktilari devrimci siddeti, Karsi-Devrimci Siddet olarak uygulamaktan imtina etmediler....Ic savasta yenilen Mensevizm, geri ceklidi ve Stalin olur olmez Kruscev-Brejnev olarak tekrar geldi ve Bolsevik partiyi tepeden ele gecirdi....Kruscev 'Proleteryanin degil butun halkin partisi', 'Proleteryanin degil butun halkin devleti', 'devrimci siddet sadece burjuvaziyi guclendirir', 'emperyalizmle baris icinde yaris' tezleri olarak Mensevizmin Stalinin olumu sonrasi Partiyi ele gecirmesinden baska bir sey degildi...Ve Kruscevin bugunku uzantilari Putin, Gorbacov, Yeltsin, Aliyev de Sosyalizmde son noktayi koydular....Bugun cok partili sosyalizm tartismalarinin ozu aslinda Bolsevizm-Mensevizm ayrilmasinin gunumuzdeki bicimidir...Cok partili sistemi savunanalarin ozu Proleterya Diktatorlugune karsi olmak fikridir..Marksizmde Devrimci olani atmak, Marksizmi Mensevik tarzda yorumlayip, Marksi bir ekonomik el kitabi haline getiren gunumuz Post-Marksistlerin cizgisini Maoizmin saflarina sokmaya calisiyorlar.Bunu yaparken de Sosyalist Burokrasiye mucadele slogani altinda bunu yapiyorlar.


Evet sosyalist burokrasi sorunu vardir.Ancak;


Bizim cevabimiz var Sosyalist Burokrasiye karsi; Maoizmdir..Ama bunu sosyalizmin ilk insaa asamasina indirgersek bu trockizm olur..Bu tipiktir Trockizm icin..tek ulkede sosyalizm yasiyamaz inancidir arkasinda yatan...Ama gordukki sosyalist insaa yapilabildi..O asamaya kadar partiye kizil orduya,devrimci iktidara ihtiyac var...Ama Sosyalizmin ust asamasinda parti tanimi yeniden degisecektir...Tekrar Lenin ilk yapmak istedigi sekle donecegiz..Yani silahlanmis isci iktidarina, milis ordusuna...Ama iki farkli donemi Sosyalist Devrim, Sosyalist Insaa surecinin politikasi ile, Sosyaliszmin ust asamasinin politikasini birbirine karistirmak Revizyonizmdir...Parti, ordu,devlet Kapitalizmden Komunizme geciste, Kapitalizmden odunc aldigimiz ve bir donem icin zorunlu oldugumuz kurumlardir. Devrimci siddet yoksa Sosyalist mulkiyet dunyasini kuramazsiniz; Kapitalizmi tasfiye edemezsiniz...Bu acidan parti,ordu bir donem icin Proleteryanin hizmetinde olmak zorundadir...Iste mesele neyin ne zamana kadar ilerici-devrimci bir rol oynadigini, ne zamandan sonra artik gereksiz ve gerici-Burjuva bir rol haline geldigini dogru tespit etmektedir...Sosyalizmin ust asamasi artik yeni bir parti ve isci iktidari tanimi ve yeni bir ordu-milis ordusu tanimi yapacagimiz donemdir..Maoizm bunun cevabidir...Ama!...Sosyalist insanin politikasini ve sosyalist mulkiyet donusumu sonrasi Proleteryanin politikasini karistirirsaniz, demokrasi ve merkeziyetcilik silahlarini ters yuz edersiniz...

 

Demokratik Merkeziyetcilik varsa, KP varsa bu zaten hem burjuvazinin hem de proleteryanin varligi demektir...KP lerde demokrasi burjuvaziyi, merkeziyetcilik ise Proleteryayi temsil eder...Sosyalist insaanin son evresi, artik Leninin ilkbasta planladigi cizgiye geri donmek asamasidir..Paris Komunu tipi bir Proleter doneme....O asamaya kadar Proleterya Diktatorlugu sinif mucadelesinin asamalarina gore devrimci siddeti kaldirip atamaz....Ki Paris Komunu asmasinda bile sinif mucadelesi ve devrimci siddet bir butun olarak ortadan kallmiyacaktir, ama KP artik silahlanmis kir ve sehir Proleterlerin iktidarina donusecektir...Emperyalist kusatmaya karsi ise butun bir sinifin ordu haline getirilmesi, milis ordusuna donusmesi surecidir...Komunizm bir dunya sistemidir; dunyanin herhangi bir yerinde kapitalizm yasadigi surece geriye donusler tehlikesi her zaman olacak ve Komunizm silahlarini tasiyacaktir.

 

 

M-L-M tum dunyada Demokratik Devrimi gercek kilmak; Sosyalist Devrimi gercek kilmak; Sosyalist Insaayi gercek kilmakta sorunsuz-mukemmel,dogrulugu pratikte kanitlanmis tezlerdir..Hayata uygulanmis,sonuc vermis, dogrulugu pratikte pek cok kez kanitlanmisir...

 

Teorimizin Sosyalizmin ust asamasi, sosyalist insaanin gercek olmasindan sonraki kismi eksiktir; bu problemdir; cozulmesi gereken budur..

 

Trockizm, Liberalizm, Burjuvazi der ki 'teorinizin hepsi yanlisti, sinif teoriniz yanlisti; mesele budur.''...(!)

Bizde diyoruz ki dogrulugu kanitlanmis teorileri tartismak bile abestir. Bir teori gelip dayandigi en son noktanin yeniden uretilmesi ile asilir.

Bir atom fizikcisi, atomu parcalama deneyinde ilk basarisiz oldugunda, hemen ise 'yercekimi kanunu, suyun kaldirma kuvveti, matematik modellerinin kendisi, mukavemet-kuvvetler teorisi' vs vs tum fizik yasalari tartisilmalidir; bilim bir butun olarak yanlistir; tum bugune kadar bilime dair edindigimiz teorilerin hepsi yanlistir' diye yaklasmaz..

Yaklasirsa ona gulerler; mesele artik atomu parcalama asamasina kadar varmis bilimin seviyesi ile, atomu neden parcalayamadigimiza bir baska perspektifle yaklasma sorunu Bu NOKTADA analiz etme haline gelmistir.

Benim Maoizmim bu soruna cvp uretmektir...Devrim yapmakta,devrimi insaa etmekte, sosyalizmi insaa etmekte dogrulugu kanitlanmis bilim felsefelerini kaldirip atin diyen Trockizm, Liberalizm, Burjuvazi yalan soyluyor....

Burjuvazi kaldirin atin diyorsa zaten, ondan-MLM den korktugu icin 'kaldirip atin, meseleye tum bir MLM felsefe yanlistir gozuyle bakin' diyor...

Korkmasa, isine gelmese, oyle devam edin ey isciler derdi....

Bu durumda iki salaklik var..Ya bizi salak yerine koymaya calisan Burjuvazi ya da biz salagiz!....

Her sinif kendine akilli,dusmanina salaktir!

 

Proleterya Diktatorlugunu Savunmak Marksizmi Savunmaktir

Burjuva siniflarin kendiliginden bir aydin tavri ile komunizmi benimseyip, mulkiyet haklarindan vazgecegini dusunecek kadar saf degilseniz eger; burjuva mulkiyetin tasfiyesinde Proleterya Diktatorlugunun neden kacinilmaz oldugunu fikrine karsi durmak, hem Komunizm saflarindaymis gibi gorunmek, hem de burjuvazinin mulkiyet hakkini korumaktan baska birsey degildir....

Mensevizm ile Bolsevizm, Devrimci-Marksizm ile Revizyonizmin arasindaki temel ayrim budur.

Burjuvazinin uuslararasi planda post-marksizmi gelistirmek istemesinin nedeni de budur...Burjuvazi yeni Mensevizmi Post-Marksizm olarak gelistirmek istiyor.

Marksizmde Devrimci olani atmak, iktidar ve ekonomik duzeni degistirmek fikrini atmak, Marksi bir ekonomi el kitabi haline getirmeye calismaktir yeni Mesevizmin cizgisi olan Post-Marksizm.

Mensevikler teorik olarak soyalizme karsi degillerdi, onlar Devrimci Sosyalizme-Bolsevizme karsilardi.

Ayni Menseviklerin, burjuvaziye karsi bu kadar demokrat olan menseviklerin, daha sonra Kadetler partisi olarak, devrim sonrasi ic savasta Carin Beyaz Muhafizlarina katilmasi ve Isci Iktidarina karsi elde silah savas katilmalarindan ogrenin.

Mensevizm, Post-Marksizm burjuvazidir.

Marksist olmak icin sinif mucadelesini kabul etmek yetmez...Burjuvazide sinif mucadelesini kabul eder.

Marksist olmak sinif mucadelesinin kabulunu, Proleterya Diktatorlugunun-burjuva mulkiyet uzerinde zorla el koyma eyleminin kabulune kadar vardirmaktir.

Maoizm bu klasik kabulun, Sosyalist insaanin sonrasindaki donem icin de sinif mucadelesinin kabulu seviyesini yukselen yeni Proleter bilincin adidir...Sosyalist Burokrasi sorununu ele alacaksiniz bu seviyede ele alin.

Proleterya Diktatorlugunu Savunmayan, Marksist-Komunist Olamaz!

 

http://dino-ibrahim.blogspot.nl/

 

100066

İbrahim Dinç

Site yazarlarımızdan olup teorik ve politik yazılar yazmaktadır.

İbrahim Dinç

ALEVİLERİ İSTİSMAR ETMEKTEN VAZ GEÇİN, SAMİMİYETLE LAİKLİĞİ TALEP EDİP SAVUNUN!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, katıldığı bir etkinlik vesilesiyle, şöyle demekte: “(…) Cemevleri ile ilgili taleplerimiz yıllardır ortadayken, bir yanda bu ülkede anayasaya göre her yurttaş eşitken, Sünni bir yurttaşın ibadethanesi camilerin her ihtiyacı karşılanırken, aynı vergiyi ödeyen; vergi verirken eşit ama hizmet alırken eşit olmayan Alevi yurttaşlarımızın ibadethaneleri Cemevleri, devlet nezdinde ibadethane kabul edilip, camiye ne yapılıyorsa Cemevine de  aynısı yapılacağı güne kadar bu talebinizin sonuna kadar arkasındayım.” (T24, 21.07.2024)

Kendi topraklarında özgür yaşayamayanlar (Nubar Ozanyan)

Nasıl bir adalet, nasıl bir vicdandır ki yüzyıldır Kürtler kendi topraklarında özgür yaşayamıyor? Nasıl bir kara zulümdür ki, on binlerce gerilla canını feda etmesine, on binlerce tutsak kör hücrelerde ömür çürütürcesine özgürlüğe ellerini uzatmasına karşın karanlık iş başında kalmaya devam ediyor? Ve yüz yıldır Kürt halkı bunca büyük bedel ödemesi karşısında sanki bir şey olmamış gibi duran Devlet, utanmadan elini “kardeşlik” adına DEM’e uzatıyor? Tarihte böylesine aymaz bir düşman görülmüş mü?

Nobel Ekonomi Ödülleri Hangi "Bilimsel" Buluş İçin Verildi?

Emperyalist sistemin içinde bulunduğu durumdan liberal ekonomistler, liberal entellektüellerde memnun değiller. „Eşitsizlikler“ büyümüş, „doğanın tahribatı alarm“ veriyormuş, „demokrasiler“ gerilemiş, „ekonomiler teknolojik gelişmelerin gerisinde“ kalıyormuş. „ekonomik büyümeler yavaşlamış“ vs. vs. En büyük buluşu 2005-2006'dan beri dünyada „demokrasi“lerin gerilemesiymiş.

SAVAŞA AKTARILAN PARA, EMEKÇİYE YAŞATILAN YOKSULLUĞUN BAŞLICA NEDENLERİNDENDİR!..

“Çözüm sürecinin en önemli sonuçlarından biri de kesinlikle ekonomik göstergeler, ekonomik nedenler olacaktır. Yapılan bir hesaplamaya göre, terörün Türkiye’ye son 29 yıldaki maliyeti yaklaşık 300 milyar dolardır. Çözüm süreciyle birlikte canları tehditten kurtardığımız kadar, ekonomiye de can suyu olacak yeni bir dönemi, yeni bir süreci başlatmış olacağız.”

“Filistin’de direnişin bir yılı ve Bahçeli’nin sözleri”(Deniz Aras)

7 Ekim Aksa Tufanı hamlesinin üzerinden tam bir yıl geçti. Bu süre içinde Ortadoğu, emperyalistlerin askeri, siyasi, lojistik ve istihbarat desteğiyle adeta bir koçbaşı olarak işlevselleştirdikleri Siyonist İsrail tarafından kan gölüne çevrildi.

İmha ve İnkar Politikalarına Karşı Direniş Sürüyor

Türk devletinin kuruluş süreci aynı zamanda Kürdistan coğrafyasında imha ve inkâr politikalarına sistemlilik kazandırma sürecidir. “Tek vatan, tek bayrak, tek millet” söylemi bu ırkçı, inkârcı politikanın en açık ve özlü ifadesidir.

Ve aynı zamanda bir devlet politikasıdır. Dolayısıyla Kürt coğrafyasına dönük saldırıları dönemsel görmek veya kimi burjuva partilerinin izlemiş olduğu politikalarla açıklamaya kalkmak yanılgılı bir tutum olur.

3. Dünya Savaşı riski hâlâ “güçlü olasılık” mı yoksa artık “kaçınılmaz akıbet” mi?

Son bir yılın ve ama özellikle de son ayların olguları öyle gösteriyor ki 3. Dünya savaşı artık sadece “güçlü bir olasılık” olarak değil; “kaçınılamaz bir akıbet” olarak ele alınmayı gerektiriyor. Bu hızlı tırmanış ise esasen şu iki ana etmen üzerinden yaşanıyor: Birinci etmen Rusya-Ukrayna Savaşı iken; ikinci etmen ise İsrail saldırganlığının tırmandırdığı savaştır.

Önderlerin Ardından… (Nubar Ozanyan)

Kafkaslar’ın en ileri devrim beyni ve en güçlü çarpan sosyalist yüreği, zulmün gölgesinde yaşam bulmaya çalışan Ermeni halkının yetiştirdiği en kalifiye önder kadrolardan olan ISTEPAN ŞAHUMYAN’IN başına gelenler bütün Sovyet devrim önderlerinin başına gelenler gibi oldu. Yok sayılmak, yaşanmamış kabul edilmek, itibarsızlaştırılmak, unutturulmak, nefret, işçiler ve ezilen halklar için yaptıkları büyük fedakarlıklarının ters yüz edilmesi, kahramanların hain olarak tanıtılmaya çalışılması kötülüklerin en büyüğüdür. Acıların en derinidir.

Emperyalizm Üzerine Notlar-7

Yarı-Sömürgeciliğe“ Sığnan Sosyal Şovenist Teoriler

Başka ülkelerin işçi ve emekçilerini sömüren bir ülke yarı-sömürge olamaz. Eğer bir ülke içinde yüksek düzeyde tekelleşme gerçekleşmişse, başka ülkelere sermaye ihraç ediyor, oralarda yatırım yapıyor, işçi çalıştırıyor, maden ocakları açıp işletiyor, banka açıp mevduat topluyor, kredi veriyorsa ve  bu ülke, ML literatürde, kapitalist sistem içinde  emperyalist bir ülke olarak adlandırılır.

Düşünüş ve Hareket Tarzında Devrimcileşmek

Kürt ulusuna, diğer azınlık milliyetlere uygulanan baskı ve asimilasyon politikalarına karşı sessiz kalıp harekete geçmemek, özünde işçi ve emekçilerin birliğine, ortak yürüyüşüne zarar vermektir. Dolayısıyla bu yönlü yapılan çağrılara kayıtsızlık ya meselenin özünü yeteri kadar kavramamaktan ya da bu demokratik istemlere karşı samimi bir tutum sergilememekten kaynaklanmaktadır. Çünkü samimi bir birlik istemi, ortak mücadele anlayışı Kürt ulusunun ulusal demokratik haklarını savunmayı, bu yönlü yapılan tüm saldırılara karşı net bir tutum almayı gerekli kılmakta.

Bay Özkök gibilerinin vicdan muhakemesi

Ertuğrul Özkök; “Akıl ve vicdan Orta Doğu’yu terk etti. Geriye sadece fanatizmi bıraktı.” Sözleriyle, kendince bir durum tespiti yapıyor. Ve “Hadi artık soralım” diyerek, T24’deki yazısında soruyor: “Orta Doğu’yu kim harabeye çevirdi; İsrail F-35’leri mi, Hizbullah Fadi füzeleri mi?” (25 Eylül 2024)

Sayfalar