Yel Değirmenlerine Karşı Savaşa Katıl; Akıma kapılma:Atomu Parçalayacağız!-1

DHF ve MKP cevresinden arkadaslar "cok partili sosyalizmi' tartisiyorlarmis...
Birakalim tartissinlar; fikir egsersizleridir. Leninde ilk once sosyalizmi oyle tarif etmisti...Ekim devriminden sonra secimler yapildi; Sosyalist devrimciler 1. parti..Bolsevikler 2. parti..Mensevikler 3.parti olmustu...kizil orduya,polise de karsiydi lenin...sonra ne oldu?...Hayattan cikti teori; bir zihinde sekillenen programa gore gitmedi...Leninizm dediginiz sey tam da budur zaten; hayattan cikan teoriyi esas almak; dogmatizmi degil..Lenini buyuk yapan da buydu; hayatla kendi programi catisitiginda, kendini degil hayati esas almak, marksizmi pratigin teorisi olarak kavramak!...Sinif programini hayata geciririken, sinif mucadelesinin ortaya cikarttigi yeni bicimleri asacak politikalar uretmek, ve programi dumduz, basmakalip degil; canli, sinif mucadelesinin pratigi icinde yaratici tarzda ele almak. Idealler ile gercekleri birlikte dusunmek.
Sinif mucadelesi her tarihsel asamada acik iki cizgi yaratir..Burjuvazi ve Proleterya....Normal donemlerde de bu iki cizgi vardir; ama fludur daha...Ancak devrimin kimi tepe asamalarinda bu iki cizgi, acik iki sinif savasi seklini alir;..ve oyle de oldu...Ic Savas ve isyanlar patlak verdi...iIk bastaki Paris Komunu esaslarina gore tarif edilen isci devleti..Savas Komunizmi devleti olarak orgutlenmek zorunda kaldi...
Beyaz ordu kuran isyancilara mensevizm-car-sol sosyalistler ve bir cok silahli isyanciya karsi mecburen kizil ordu kuruldu....Hayat ve Marksizm dialektigi boyle bir seydir...Ama ilginctir Burjuvaziye karsi devrime, devrimci siddete karsi cikan Mensevikler, isci iktidarina karsi Kadetler Partisi altinda, Car artiklarinin Beyaz Muhafizlarina katilmaktan ve ic savasta Bolseviklere karsi savasmaktan kacinmadilar...Burjuvaziye karsi demokrat olanlar, Proletryaya karsi o cok da karsi ciktilari devrimci siddeti, Karsi-Devrimci Siddet olarak uygulamaktan imtina etmediler....Ic savasta yenilen Mensevizm, geri ceklidi ve Stalin olur olmez Kruscev-Brejnev olarak tekrar geldi ve Bolsevik partiyi tepeden ele gecirdi....Kruscev 'Proleteryanin degil butun halkin partisi', 'Proleteryanin degil butun halkin devleti', 'devrimci siddet sadece burjuvaziyi guclendirir', 'emperyalizmle baris icinde yaris' tezleri olarak Mensevizmin Stalinin olumu sonrasi Partiyi ele gecirmesinden baska bir sey degildi...Ve Kruscevin bugunku uzantilari Putin, Gorbacov, Yeltsin, Aliyev de Sosyalizmde son noktayi koydular....Bugun cok partili sosyalizm tartismalarinin ozu aslinda Bolsevizm-Mensevizm ayrilmasinin gunumuzdeki bicimidir...Cok partili sistemi savunanalarin ozu Proleterya Diktatorlugune karsi olmak fikridir..Marksizmde Devrimci olani atmak, Marksizmi Mensevik tarzda yorumlayip, Marksi bir ekonomik el kitabi haline getiren gunumuz Post-Marksistlerin cizgisini Maoizmin saflarina sokmaya calisiyorlar.Bunu yaparken de Sosyalist Burokrasiye mucadele slogani altinda bunu yapiyorlar.
Evet sosyalist burokrasi sorunu vardir.Ancak;
Bizim cevabimiz var Sosyalist Burokrasiye karsi; Maoizmdir..Ama bunu sosyalizmin ilk insaa asamasina indirgersek bu trockizm olur..Bu tipiktir Trockizm icin..tek ulkede sosyalizm yasiyamaz inancidir arkasinda yatan...Ama gordukki sosyalist insaa yapilabildi..O asamaya kadar partiye kizil orduya,devrimci iktidara ihtiyac var...Ama Sosyalizmin ust asamasinda parti tanimi yeniden degisecektir...Tekrar Lenin ilk yapmak istedigi sekle donecegiz..Yani silahlanmis isci iktidarina, milis ordusuna...Ama iki farkli donemi Sosyalist Devrim, Sosyalist Insaa surecinin politikasi ile, Sosyaliszmin ust asamasinin politikasini birbirine karistirmak Revizyonizmdir...Parti, ordu,devlet Kapitalizmden Komunizme geciste, Kapitalizmden odunc aldigimiz ve bir donem icin zorunlu oldugumuz kurumlardir. Devrimci siddet yoksa Sosyalist mulkiyet dunyasini kuramazsiniz; Kapitalizmi tasfiye edemezsiniz...Bu acidan parti,ordu bir donem icin Proleteryanin hizmetinde olmak zorundadir...Iste mesele neyin ne zamana kadar ilerici-devrimci bir rol oynadigini, ne zamandan sonra artik gereksiz ve gerici-Burjuva bir rol haline geldigini dogru tespit etmektedir...Sosyalizmin ust asamasi artik yeni bir parti ve isci iktidari tanimi ve yeni bir ordu-milis ordusu tanimi yapacagimiz donemdir..Maoizm bunun cevabidir...Ama!...Sosyalist insanin politikasini ve sosyalist mulkiyet donusumu sonrasi Proleteryanin politikasini karistirirsaniz, demokrasi ve merkeziyetcilik silahlarini ters yuz edersiniz...
Demokratik Merkeziyetcilik varsa, KP varsa bu zaten hem burjuvazinin hem de proleteryanin varligi demektir...KP lerde demokrasi burjuvaziyi, merkeziyetcilik ise Proleteryayi temsil eder...Sosyalist insaanin son evresi, artik Leninin ilkbasta planladigi cizgiye geri donmek asamasidir..Paris Komunu tipi bir Proleter doneme....O asamaya kadar Proleterya Diktatorlugu sinif mucadelesinin asamalarina gore devrimci siddeti kaldirip atamaz....Ki Paris Komunu asmasinda bile sinif mucadelesi ve devrimci siddet bir butun olarak ortadan kallmiyacaktir, ama KP artik silahlanmis kir ve sehir Proleterlerin iktidarina donusecektir...Emperyalist kusatmaya karsi ise butun bir sinifin ordu haline getirilmesi, milis ordusuna donusmesi surecidir...Komunizm bir dunya sistemidir; dunyanin herhangi bir yerinde kapitalizm yasadigi surece geriye donusler tehlikesi her zaman olacak ve Komunizm silahlarini tasiyacaktir.
M-L-M tum dunyada Demokratik Devrimi gercek kilmak; Sosyalist Devrimi gercek kilmak; Sosyalist Insaayi gercek kilmakta sorunsuz-mukemmel,dogrulugu pratikte kanitlanmis tezlerdir..Hayata uygulanmis,sonuc vermis, dogrulugu pratikte pek cok kez kanitlanmisir...
Teorimizin Sosyalizmin ust asamasi, sosyalist insaanin gercek olmasindan sonraki kismi eksiktir; bu problemdir; cozulmesi gereken budur..
Trockizm, Liberalizm, Burjuvazi der ki 'teorinizin hepsi yanlisti, sinif teoriniz yanlisti; mesele budur.''...(!)
Bizde diyoruz ki dogrulugu kanitlanmis teorileri tartismak bile abestir. Bir teori gelip dayandigi en son noktanin yeniden uretilmesi ile asilir.
Bir atom fizikcisi, atomu parcalama deneyinde ilk basarisiz oldugunda, hemen ise 'yercekimi kanunu, suyun kaldirma kuvveti, matematik modellerinin kendisi, mukavemet-kuvvetler teorisi' vs vs tum fizik yasalari tartisilmalidir; bilim bir butun olarak yanlistir; tum bugune kadar bilime dair edindigimiz teorilerin hepsi yanlistir' diye yaklasmaz..
Yaklasirsa ona gulerler; mesele artik atomu parcalama asamasina kadar varmis bilimin seviyesi ile, atomu neden parcalayamadigimiza bir baska perspektifle yaklasma sorunu Bu NOKTADA analiz etme haline gelmistir.
Benim Maoizmim bu soruna cvp uretmektir...Devrim yapmakta,devrimi insaa etmekte, sosyalizmi insaa etmekte dogrulugu kanitlanmis bilim felsefelerini kaldirip atin diyen Trockizm, Liberalizm, Burjuvazi yalan soyluyor....
Burjuvazi kaldirin atin diyorsa zaten, ondan-MLM den korktugu icin 'kaldirip atin, meseleye tum bir MLM felsefe yanlistir gozuyle bakin' diyor...
Korkmasa, isine gelmese, oyle devam edin ey isciler derdi....
Bu durumda iki salaklik var..Ya bizi salak yerine koymaya calisan Burjuvazi ya da biz salagiz!....
Her sinif kendine akilli,dusmanina salaktir!
Proleterya Diktatorlugunu Savunmak Marksizmi Savunmaktir
Burjuva siniflarin kendiliginden bir aydin tavri ile komunizmi benimseyip, mulkiyet haklarindan vazgecegini dusunecek kadar saf degilseniz eger; burjuva mulkiyetin tasfiyesinde Proleterya Diktatorlugunun neden kacinilmaz oldugunu fikrine karsi durmak, hem Komunizm saflarindaymis gibi gorunmek, hem de burjuvazinin mulkiyet hakkini korumaktan baska birsey degildir....
Mensevizm ile Bolsevizm, Devrimci-Marksizm ile Revizyonizmin arasindaki temel ayrim budur.
Burjuvazinin uuslararasi planda post-marksizmi gelistirmek istemesinin nedeni de budur...Burjuvazi yeni Mensevizmi Post-Marksizm olarak gelistirmek istiyor.
Marksizmde Devrimci olani atmak, iktidar ve ekonomik duzeni degistirmek fikrini atmak, Marksi bir ekonomi el kitabi haline getirmeye calismaktir yeni Mesevizmin cizgisi olan Post-Marksizm.
Mensevikler teorik olarak soyalizme karsi degillerdi, onlar Devrimci Sosyalizme-Bolsevizme karsilardi.
Ayni Menseviklerin, burjuvaziye karsi bu kadar demokrat olan menseviklerin, daha sonra Kadetler partisi olarak, devrim sonrasi ic savasta Carin Beyaz Muhafizlarina katilmasi ve Isci Iktidarina karsi elde silah savas katilmalarindan ogrenin.
Mensevizm, Post-Marksizm burjuvazidir.
Marksist olmak icin sinif mucadelesini kabul etmek yetmez...Burjuvazide sinif mucadelesini kabul eder.
Marksist olmak sinif mucadelesinin kabulunu, Proleterya Diktatorlugunun-burjuva mulkiyet uzerinde zorla el koyma eyleminin kabulune kadar vardirmaktir.
Maoizm bu klasik kabulun, Sosyalist insaanin sonrasindaki donem icin de sinif mucadelesinin kabulu seviyesini yukselen yeni Proleter bilincin adidir...Sosyalist Burokrasi sorununu ele alacaksiniz bu seviyede ele alin.
Proleterya Diktatorlugunu Savunmayan, Marksist-Komunist Olamaz!
http://dino-ibrahim.blogspot.nl/
Son Haberler
Sayfalar

Güzel insanların ardından kurulan her cümle yetersizdir…(İsmail Cem Özkan)
Şimdi anıları olanlar hemen anılarını paylaşmayacak, zamanı gelince yazarlar ya da anı kitabı yapılacaksa oraya bir kaç kelime bırakacaklardır ama popüler olanı yapacaklar yani varsa birlikte çektikleri/ çekildikleri fotoğraflarını paylaşacaklar...
Turan Eser benim geçmişi (artık geçmiş oldu, zamanda üzerine eklenince) uzun bir sancılı dönemin dostluğuna dayanıyor...

Emperyalizm Üzerine Notlar-6
13-15 Eylül 2024 ICOR Uluslararası “Lenin’in Öğretileri Yaşıyor” Semineri 1. Gün
Giriş: Almanya’nın Thüringen Eyaleti’ndeki Truckenthal’da 13-15 Eylül 2024 tarihleri arasında ICOR’un, Lenin’in 100. ölüm yıldönümü anısına, ”Lenin’in Öğretileri Yaşıyor” adı altında uluslararası büyük bir seminer yapıldı. Bu seminer’de “Lenin ve Emperyalizm” başlıklı 1. bölüm’de ben de bir sunum yaptım.
Rothe Fahne (Kızıl Bayrak) dergisinden kısa bir bilgilendirmeyi buraya alıyorum.

Erdoğan ve cumhur ittifakı’nın hazırlıkları iç savaş odaklıdır!
İçinden geçilmekte olan sürecin bu ayırt edici özelliği, rejimin ne kadar da kırılgan bir durumda olduğunun, çıplak bir ifadesi olarak da okunabilir elbet.

Serdareme, Caneme, Hevaleme…
Her devrimci değerlidir. Ancak bazıları istisnadır. Yaşam ve duruşlarıyla, söz ve eylemleriyle derin izler, unutulmaz anılar geride bırakır. Geçtikleri her yerde devrimin, özgürlüğün dinmeyen esintilerini bırakır. Devrimcilerin değerlerini belirleyen her daim hatırlanan pratik ve eylemleri ve yazdığı unutulmaz eserleridir. Serdar Can yoldaş her ikisini de doğru yapmaya çalıştı. Hem devrimin kalemini hem de devrimin silahını iyi kullandı. Hem de en geç yaşlarında.

Erdoğan yeni anayasa istemi ne tür bir ihtiyacin ürünü ?
Siyasal İslamcı din bezirganı Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, özelliklede son yerel seçimlerde uğradığı ağır hezimetin ardından, adeta gün aşırı bir sıklıkla, toplumun artık yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu dilendirmekte. Bu demek oluyor ki Erdoğan’a göre, 22 yıllık iktidarları döneminde yeni bir anayasa, toplumsal bir ihtiyaç haline gelmemiş. Gelse, ille ki o zaman da bunu gündeme taşır ve çözmek isterdi, değil mi? Peki şu son dört-beş aylık zaman diliminde ne oldu da birdenbire acil bir ihtiyaç haline geldi?

Asıl Olan, Örgütlü Yığınların Mücadelesidir
Çağımız, emperyalizm ve proleter devrimler çağıdır. Yaşanan tüm değişimlere, ideolojik anlamdaki çürüme ve yozlaşmaya rağmen işçi sınıfının ezen ve ezilenler mücadelesindeki tarihsel misyonu hala gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Yaşanmakta olan, ikili hukuk denkleminde,bir ara rejim midir?
Resmi adıyla, “Cumhur Başkanlığı Hükümet Sistemi”ne, günlük kullanım diliyle “tek adam diktatörlüğü”ne geçişle birlikte ve özellikle de ırkçı faşist-kontra bir odak partisi olan MHP katılımıyla oluşturulan “Cumhur İttifakı” iktidarı altında; sistemin, Anayasasında kendisini tanımlaya geldiği ve iyi kötü ve de taklidi de olsa, bir şekilde uygulanmaya çalışılan “laik” ve Anayasal “hukuk Devleti” prensipleri, adım adım terk edilmeye başlandı.

Komutan Orhan Cihat Bingöl (Nubar Ozanyan)
Duyduğumuzda inanmakta ve kabul etmekte zorlandığımız şehit haberleri yüreğimizi fena halde acıtsa da ideallerine ve anılarına bağlı kalma, mücadele bayraklarını daha yükseklere taşıma sözü vermeye devam edeceğiz.
Kürt ve özgürlük düşmanları sevinmesin! Hesapsızca toprağa düşen her gerilla Kürdistan topraklarında yeniden doğacaktır. Ve onlar her daim ölümsüzlük içinde çoğalarak büyüyecek birer dağ olup düşmanın üstüne yürüyerek anılacaklar. Ne yaşamları ne toprağa düşüşleri ucuz ve kolay olmayacaktır.

Vitrin olma kız... vitrin olma...
Sen, senle halk arasında artırılan düşmanlığı çözmenin araçlarının neler olduğunu bilmiyorsan...
Şimdi ne kadar güzel olurdu değil mi kız...
ne kadar güzel olurdu...
mecliste, belediye başkanlıklarında bir...
Öyleyse.... öyleye...
Hayeller.... söylemler...
Kitleler...
yüzlerini dahil seçemeceğimiz kalabalıklar...
Gerçekler ise....
Zil zurna, kah kaha atarken sümükleri dahil ağızlarına giren masaları tek tek dolaşarak, mekan yeni insanlar..
Hemi... hemi...
hayat bu... gerçeklik bu ise...

Şeriat ve kadın
Tüm kurumları üzerinden devlet erkine artık tamamen hakim hale geldiğini düşünen siyasal İslamcı Erdoğan iktidarı, dini esaslar üzerinden toplumsal yaşamın yeniden kurgulanması esas hedefi doğrultusundaki ana hamlelerini, “İstanbul Sözleşmesi”ni feshederek, “Her kürtaj bir Uludere’dir”tavrıyla, en nihayetinde vasat ölçüler içinde kadın haklarını belli yönleriyle koruyan “6284 Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Yasası”na ilişkin tutumuyla ve keza “9.

Türkiye ve kuzey Kürdistanlı solculara yönelik bayrak eleştirisi
Kendisi de sol-sosyalist cenahtan olan yazar ve aynı zamanda televizyon programcısı sayın Merdan Yanardağ, on binlerce solcunun, Fransa’da faşistleri yenilgiye uğratarak seçimlerin galibi olan Yeni Halk Cephesi’nin zaferini kutlamak için, ellerinde Fransa bayrağı ile toplaştığı Cumhuriyet Meydanı’nda, coşkuyla Enternasyonal marşını seslendirmelerinden övgü ve gıptayla bahsederken: “Bakın diğer ülke devrimcilerinin kendi ulusunun bayrağıyla bir sorunu yok. Ellerinde Fransa Bayrağı ile hep birlikte Enternasyonal okuyorlar.