1918 Bir aşk destanı
1918'de Kars, Iğdır ve Ağrı'da, asırlar boyu kapı komşu olan Kürtler, Türkler ve Ermeniler arasında patlak veren korkunç savaşta hazin bir aşk yaşandı. Lilya, güzeller güzeli Erivanlı bir Ermeni kızıydı; Zürbe ise Lilya ile aynı köyden olan bir Kürt delikanlısıydı.
"Akılları ve vicdanları esir alan bu korkunç savaşın
Bir gün kendi hayatlarını da yağmalayacağını bilmeden
Zorbalığın hükümdar olduğu o dehşet dolu günlerde
Mezun oldular
Cıvıl cıvıl hayallerle süsledikleri Tiflis Üniversitesi’nden"
Yöre halkı arasında dünmüş gibi anlatılan Lilya ile Zürbe'nin destansı aşkı Aras nehri yaşadıkça hikâyesini anlatmaya devam edecek. Ben bu acıklı aşkı, Ermeni jenosidinin ve değişik ülkelerden yoksul halk çocuklarının acımasızca ölüme gönderildikleri Çanakkale savaşının konuşulduğu bugün yeni tamamladığım 1918 Bir Aşk Destanı adlı romanımla yazılı tarihin emin ellerine emanet ediyorum.
Lilya şimdi kendi vatanı Ermenistan'da, Zürbe ise Kars'ın Halefoğlu köyü mezarlığında sonsuzluk uykusunda yatmaktadırlar.
İşte romandan bazı cümleler:
“Volkanik bir ateştir aşk
Okyanuslara meydan okuyan
Yanmamışsa
Tanışmamışsa aşkın çılgın ateşiyle bir insan
En zengini de olsa dünyanın
Bir kibrit çöpü bile etmez hayatı
Hayat dediğin ne?
Zamanın çelik fırçası siler durur geçmişimizi daha saniyesi geçmeden
Geçmiş sonsuzlukta yitip gitmiştir
Gelecek ise göklerin arkasında meçhul
Bugün var yarın yok bir pamuk ipliğine bağlı hayat
Cebinde padişah mührü bile olsa kimseye yok bir vaadi
Göz kırpışı bir zamanda geçen ömrün
Boşa geçen uzun senelerin değil
Dünyaya aşkın sihirli gücüyle iyilikler saçtığımız mutlu anların toplamıdır hayat
Baharın bitişini haber veren cevapsız soruların çiği düşmüşse bir âşığın gönül bahçesine
Yeşermez artık aşkın ateşten gülleri
Ruhu sönmüş âşığın çorak kalbinde
* * *
1917'in güneşli bir sonbahar gününde
Devirdiler Rus ezilenleri
Çürümüş bir ağaç gibi
Çar 2. Nikolay istibdadını
Coşkuyla selamladılar dünya emekçileri ve ezilen halklar
Lenin'in önderliğindeki sosyalist devrimi
"Aziz ülkemiz ezilen tüm dünya halklarının evidir,"dedi Rus devrimcileri
Nereden bileceklerdi ki
Güzel ülkelerinin bir gün tekrar başka çarların hâkimiyetine gireceğini
Lenin,
"Tüm dünya halkları eşit ve kardeştir,"dedi
Ve verdi o tarihi emrini
Boşalttı Rus ordusu eskiden Osmanlı işgalinde olan toprakları
Fırsat bildi bunu
Tüm işleri mazlum halkları çatıştırmak olan kışkırtıcılar
Girdiler halkın içine
Gün gâvurları yok etme günüdür
Siz öldürmezseniz onları
Onlar sizi öldürecek diye kopardılar yaygarayı
Ateşledikleri düşmanlık kıvılcımı
Bir anda yangın yerine çevirdi Kars'ı, Ağrı'yı ve Iğdır'ı
* * *
Karapét kederle iç geçirdi bitince Zürbe’nin sözleri
“Herkese yazık oldu,”dedi
Kendi kendisiyle konuşur gibi
Sonra şu filozofça sözlerle süslendi iyilik dolu sesi:
"Akıl ve mantık vurulmuşsa eğer çarmıhına cehaletin
Kudretlilerin kimseye hayat hakkı tanımadıkları vahşi bir ormana dönüşür dünya
Kördür cahil adamın aklı
İşitmez kulakları
Görmez gözleri
Umursamaz bilge adamların işaret ettiği yolu
Koyunlar nasıl koşarsa kaval sesine
Cahil insanlar da öyle koşar savaş zenginlerinin beslendikleri kan cehennemine
Bilmezler ki savaşmazsa fakirler
Kalmayacak yeryüzünde bunca can alan
Ocak söndüren kanlı savaşlar
Çünkü katiyen savaşmazlar savaş kararları verip kanla semirenler.”
Yaşlı adam Zürbe’nin kalbinin sesini döküyordu sanki söze
Dalgın dalgın devam etti Karapét kederli bir sesle:
“Ama ne cehalet, ne de başka bir şey mazur gösterebilir savaş denen köpek dalaşını
Kara cahil de olsa bir insan
Öğrenmeli kendi felaketinin önüne geçmek için aklını kullanmanın yolunu
İnsanlık girmedikçe aklın ve mantığın gösterdiği ışıklı yola
Bu vahşi kavgalar asırlarca sürüp gidecek kıtadan kıtaya
Ah ne yazık
İnsanlar savaşmayacağız demedikçe, asırlar boyu sürüp gidecek bu savaşlar
Zorbaların hüküm sürdüğü bir kan cehennemi olacak bu güzel dünya.”
Mahmut Alınak
Eski kürt milletvekillerindendir.Çeşitli kitapları bulunmaktadır.Aralık 2011 yılına kadar sitemizde sürekli yazılar yazan Mahmut Alınak,Aralık 2011'de KCK tutuklamalarına maruz kalarak tutsak edilmiştir.Temmuz 2012'de tahliye edilmiş olup,zaman zaman yazıları ile okur kitlesine ulaşmaktadır.
alinakmahmut@hotmail.com
Son Haberler
BURJUVA SEÇİMLERİ ve PROLETER TAKTİK
„Bilim, ….. , isteklere ve görüşlere uygun tarzda, tek bir grubun, ya da tek bir partinin savaşım hazırlıklarına ve bilinç derecesine göre siyaseti belirleme yerine, ülkedeki bütün grupların, partilerin, sınıfların ve yığınların hesaba katılmasını emreder.“[1]
Enkaz Yaratan Çürük Düzeninizi Yıkacağız; Seçim Kurtuluşunuz Olmayacak!
6 Şubat depremleri sonrasında on binlerce insan taammüden katledildi, yüz binlercesi yaralandı ve milyonlarcası temel yaşam koşullarından mahrum bırakıldı. -Bir değil, iki değil, üç değil- on binlercemiz kendileri için bir mezar haline getirilen evlerinde öldürüldü. Sadece depremler nedeniyle değil enkaz altında kurtarılmayı beklerken yardım edilmediği için donarak öldürüldü. İnsanların yardım edin çığlıklarına, “Nerede bu devlet?” haykırışları eşlik etti.
Halkın İçinde Olmak (Sentez)
Halka dair söylenenler, devrimciliğe dair biçilenler, bireye dair yapılan sorgulamalar, bir politik öznenin hayatın içinde olup olmamasına dair yapılan vurgular, sömürenler ve onların devleti, bunların siyasi iktidarı ve muhalefeti, ordusu, sivil uzantısı her şey ama her şey mücadelenin tarihiyle kıyaslandığında kısacık denilebilecek bir zaman diliminde, yoğunlaştırılmış bir şekilde tartışmaya açıldı, tüm bunlarda yeni derinlikler kazanıldı, yeni bakışlar edinildi, ufuklar genişledi, renklilik geldi.
“İstibdat”tan Kurtulmak İçin Kürdü Çağırmak!
14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri öncesi Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlere ilişkin HDP ile bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantı çıkışı basın önünde bir açıklama yaptılar. CHP lideri K.Kılıçdaroğlu da HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar da TBMM’nin önemine, halk iradesinin temsiliyetine dikkat çektiler! Basın önünde verdikleri mesaj “Hiçbir sorun çözümsüz değil, TBMM çatısı altında Türkiye’nin her sorununu çözmek olası…” biçiminde özetlenebilir.
Vicdan ve ahlak mı dediniz? (Ertan İldan)
Aslında Türkiye'de 50 gün sonra yapılacak seçimler hakkında daha fazla konuşmak niyetinde değildim. Tüm sermayesini bu muharabe'nin sonuçlarına yatırmış ve temelde iki kutupa ayrılmış bir toplumsal psikolojide aykırı bir görüşün yankı bulmayacağını bilirim. Daha da önemlisi muhtemel bir yenilgide akli melekelerini yitirmiş ve umutlarını tüketmiş bir kesimin hışmına uğramak tehlikesi de yok değil. Oysa benim "gemileri yakmak" gibi bir mecburiyetim yok. Demokrasi, özgürlük, eşitlik ve adalet isteyen toplum kesimleri ile ilişkilerimi ve görüş alışverişimi sürdürmek isterim.
Kaypakkaya ve Kemalist Cumhuriyet
Bu yıl İbrahim Kaypakkaya’nın faşist Türk devleti tarafından katledilişinin 50. yıldönümüdür.
Ve faşist TC’nin de kuruluşunun yüzüncü yılıdır. Kaypakkaya yoldaşın siyasal yaşamı bu tekçi, inkarcı, katliamcı tarihle hesaplaşmakla geçmiştir. Hiç kuşkusuz onun analizleri yalnız geçmişi değil geleceği de içeriyor. Dolayısıyla cumhuriyetin yüz yıllık tarihini sorgularken onun görüşleri bize yol göstermeye devam ediyor.
2023 Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin boykot tavrı neden doğru değildir
Çünkü öncelikle içinden geçilmekte olunan tarihi momentin realitesi; “Burjuva faşist düzen partileri ve ittifaklarının adaylarını boykot et, devrimci demokrat adayları destekle!” (MKP-SB. Bk. Halkın Günlüğü gazetesi) şiarında dile getirilen bu yaklaşımla örtüşür değildir. Neden değildir? Çünkü öncelikle içinden geçilmekte olunan süreç, ‘normal-olağan’ rutin bir süreç olmayıp; yönetimsel olarak sistemde niteliksel değişimin yaşanacağı bir süreçtir.
Delirmeye Az Kaldı Doktorum Nerede
Mahlukatlar içerisinde, kendisi gibisini, yaratabilecek tek canlı insanlardır. (Albert Ergün Einstein)
Ah.... çocuklar... ahh....
Memleketteki partilerin zayıflıklarını öne sürerek her türlü burjuva partileriyle bir araya gelenler....
İş dünya proletaryalarının burjuva renkleriyle bir araya gelmeye gelince....
Dünya proletarya partilerin zayıflıklarını öne sürerek bir araya gelmeyi ret etmekteler.
Ve bu insanlar örgütlüler biz proletaryalar örgütsüz.
Ve bu insanlar örgütlüler biz proletaryalar örgütsüz.
Ve tc’nin okul sıralarında olsa dahil...
Ermeni Devrimcilerin İttifak Deneyiminden Hareketle “YÜRÜ BE KEMAL…”
6 Şubat depremleri sonrasında on binlerce can kaybının ardından 14 Mayıs 2023 tarihinde “Başkanlık” ve “Milletvekilliği Genel Seçimleri”nin “yenilenme”si kararı alındı. Depremler ve ardından yaşanan sellere rağmen ülke seçim sath-ı mahalline girmiş bulunuyor. Seçim, iktidardaki AKP-MHP partilerinin oluşturduğu “Cumhur İttifakı” ve ona eklemlenen partiler ile CHP-İYİ Parti’nin başını çektiği “Millet İttifakı”nın oluşturduğu iki ana siyasi kampın iktidar mücadelesi biçiminde gelişiyor.
ATAERKİL SİSTEME KARŞI MÜCADELE SORUNU, EZEN-EZİLEN CİNS ÇELİŞMESİNİN ÇÖZÜMÜ SORUNUDUR
Sorunların doğru çözümü, öncelikle onların özünün tam olarak ne olduğu veya neye tekabül ettiğinin eksiksiz olarak ortaya konulmasıyla doğrudan bağlantılıdır. Yani sorun aslında tıpkı şuna benziyor: Doğru ve isabetli tedavi ancak ki doğru teşhis ile mümkün olabilir.
“Kadın sorunu” olarak tanımlanan sorun da böyledir. Sorunun özü bir kez gözden kaçırıldımıydı, sorunun kendisi de çözümü adına ileri sürülenler de isabetli ve doğru olarak ortaya konma şansını yitirir esasen.
Azaduhi (Nubar Ozanyan)
Herkesin anlatılacak bir hikayesi, yazılacak bir yaşamı vardır. Liceli Azaduhi’nin hikayesi, soykırım yaşamış bir Ermeni kadının Lice’den Diyarbakır’a, İstanbul’dan Hollanda’ya uzanan sürgün hikayesidir. Doğduğu yerde yaşayamadığı gibi ölemeyenlerin hikayesidir. Onun hikayesi kolay taşınamaz acıların, tanımlanması zor hüzünlerin hikayesidir. İyilik yapmaktan başka bir şey bilmeyen, ekmeğini paylaşmaktan başka bir şey düşünmeyen, direngen Liceli bir Ermeni kadının hikayesidir.