Çarşamba Mayıs 8, 2024

Alevi Açılımı mı, İzzettin'in Hançeri mi ?

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın okyanus ötesinde ikamet eden Fethullah Gülen hocayla ve Alevi toplumunun her dönem sisteme yedeklenmesi, demokrasi, temel hak ve özgürlüklerle kimlik mücadelesinden uzaklaştırılması için gönüllü olarak çalışan İzzettin Doğan’ın son asimilasyon projesi çalışması netleşmeye başladı.

 

Geçtiğimiz yıllarda sözde Alevi Açılımı ile takiyyeciliğine yeni özellikler katan R.T.Erdoğan bu son çalımıyla Alevi toplumunu bölmeye, Alevi toplumunu temsil eden Alevi örgütlerini by pass etmeye çalışıyor. Bu adımla bir yandan Alevilerin bir kısmını kandırmaya çalışıyor, diğer yandan da 1950’lerden bu yana onlarca senedir ailesi ve kendisi her zaman sağcıların, devletin hizmetinde olmuş İzzettin Doğan’ı öne çıkaracak bir projeyi gerçekleştirmek istiyor.

 

Projeye göre Alevi dedeleri Diyanet İşleri Başkanlığına bağlanacak bir Alevi İslam Din Hizmetleri daire başkanlığına bağlanacak. Her Cemevinden bir dedeye ve bir hizmetliye maaş bağlanacak, belediyeler Cemevleri için arsa tahsis edip elektrik, su, doğalgaz ücretlerini ödeyecek.

 

Kendisine memur atayacak olan devlet, diğer taraftan ise Alevilerin ibadet yeri olan Cemevi için bir statü belirlememekte, “İbadet Yeri” ve/veya “Kültür Merkezi” olarak değil de, sadece “Cemevi” demekle başka bir oyunu sahneye koymaktadır. Zira Alevilerin ibadet yeri ile ilgili bu “cemevi” tanımlaması, ya da bir başka deyişle tanımsızlığı, Fethullah – İzzettin projesi olan “Cami-Cemevi” projesinin sonucudur. Bu sebepledir ki, geçtiğimiz günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fethullah Gülen ve İzzettin Doğan birlikte “Cami-Cemevi” adını verdikleri bir projeyi gerçekleştirmek için Ankara Tuzluçayır’da bir temel attılar.

 

Çok açık bir asimilasyon projesi olan bu girişime karşı tepki veren binlerce Alevi’ye ise devletin kolluk kuvvetleri, düşkün İzzettin’in gözleri önünde gaz bombalarıyla, TOMAlarla, plastik mermilerle saldırdı.

 

Zaten babası, amcası, abisi gibi İzzettin Doğan için de önemli olan şey Alevilik ve Cemevi değil, özellikle rant ve paradır, sisteme, sağcılara hizmettir ve görülen odur ki, bugüne kadar Alevileri katleden devlet, katliamlarla sonuç alamayacağı tespitinden hareketle, bizzat katletmek yerine, İzzettin hoca gibi işbirlikçileri yardımıyla Aleviliği katletmeyi seçmiştir. Daha önce aile boyu defalarca Aleviliğe sapladıkları hançeri yeniden eline almış İzzettin hoca efendi..

 

Ama bu asimilasyoncu, inkârcı, Yezit zıhniyetli firavun ve işbirlikçisi İzzettin hoca bilmelidirler ki, ‘ne derse desinler, ne entrika çevirirse çevirsinler’ gerçekler değişmez, değiştirilemez. Güneşi balçıkla sıvanamaz! CEMEVİ Alevilerin ibadet yeridir!

 

Bir kez daha bu kör sağır, üç maymunu oynayanlara açık açık diyoruz ki, asimilasyondan vazgeçin! Asimilasyon insanlık suçudur. Alevilerin ne istediği bellidir. Oyunlara başvurmaktan vazgeçin. Aleviler yollarına, kültürlerine, felsefelerine sahip çıkıyorlar ve haklı, demokratik, insani taleplerini haykırıyorlar.


1-) Alevilerin dedeleri devletin maaşlı memuru olmaz, maaş kabul almaz, "HAKULLAH" alırlar.

2-) Aleviler, (Cemevi, Cami, Kilise, Sinagog, Havra) tüm ibadet yerlerinin, bizzat o inanç grubu tarafından belirlenmesini, giderlerin bu topluluklarca karşılanmasını, ibadetlerini nerede, hangi mekan ve koşullarda, nasıl yapacaklarına da kendilerinin karar vermesini istiyor. 
3-) Aleviler, devlet inançlardan elini çeksin ve DİB lağvedilsin istiyor. 
4-) Aleviler, Nevşehir Üniversitesinin adının Hace Bektaş Veli Üniversitesi olmasını değil, HBV Dergâhının derhal Alevi toplumuna teslim edilmesini istiyor.
5-) Aleviler, İstanbul’daki köprüye katil Yavuz Sultan Selimin adının verilmesini değil, ama 33 canımızın yakılarak katledildiği Madımak’ın derhal MADIMAK UTANÇ MÜZESİ olmasını istiyor..
5-) Aleviler, asimilasyon ve  İnsan Hakkı ihlali olan ZORUNLU DİN DERSİNİN kaldırılmasını istiyor..
6-) Aleviler, kendi köylerine CAMİ yapılmasın istiyorlar
7-) Aleviler, Cami-Cemevi projesi ASİMİLASYONDUR, iktidar bu politikadan vazgeçsin istiyorlar.

8-) Aleviler, sadece kendileri için herhangi bir ayrıcalık istemiyorlar.. Eşit Yurttaşlık talep ediyorlar ve tüm ülke için DEMOKRASİ istiyorlar.

 

Ve herkes bilmelidir ki, bu oyun boşa çıkartılacaktır. Tayyip Erdoğan, İzzettin Doğan ve Fethullah  Gülen’in  Cemevi – Cami projesi de, Alevi dergah ve vakıflarını kapatıp  Cem Vakfına  bağlaması projesi de  gerçekleştirilemeyecektir. Bu projede sadece kimi maddi çıkarları ön planda tutan bir kaç cemevi ile cem vakfına yakın ve bizzat AKP tarafından kurulun naylon dernekler bir araya getirilebilecektir. 

 

Alevi düşmanı, asimilasyoncu R.Tayyip Erdoğan, F.Gülen hoca, İzzettin Doğan hocanın 2 Kasımda Bostancı Gösteri Merkezinde bir toplantı tertiplemiş olmaları, tamamen 3 Kasımda Kadıköy’de yapılacak olan “İnkârcılığa ve Asimilasyona Karşı Eşit Yurttaşlık ve İnanç Özgürlüğü Mitingini” baltalamaya ve katılımı düşürmeye yönelik düşmanca bir manevradır. İzzettin Hoca Efendi daha önce Ankara Sıhhiye İstanbul Kadıköy’de yüzbinlerin katıldığı mitingler öncesi de bu tür oyunlara girişmişti. Her seferinde de Alevi toplumu kendisine hak ettiği yanıtı verdi. Bu kez de vereceğinden eminim. Aleviler, Alevi toplumu ve Alevilerin dostları bu inkârcı, asimilasyoncu, işbirlikçi plana itibar etmeyecek ve Kadıköy’e akın gideceklerdir.

 

Alevi–Kızılbaşlar, Pir Sultanca direnecek ve bu Osmanlı oyununu da boşa çıkartacaklardır!

 

Erdal YILDIRIM

17 Ekim 2013

101699

Erdal Yıldıırm

Sitemize özellikle Alevilik üzerine yetkin makaleleri vardır...

Erdal Yıldıırm

Marks'ın Hatalı Olmasını Ne Kadar İsterdik

Proletaryalarla sohbet.

Ah... ah...  kaçımız ama kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Hemi de kaçımız.

Heledeki sömürgecilik sosyo ekonomik yapıyı değiştirmez derken.

Heledeki yıllardır da sömürgeciliğin değiştirdiği sosyo ekonomik yapıda politika yaptığımızı da kabullenmişken.

Kaçımız ve kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Belki de... sadece   bu konularda da değil.

Başka  konularda da marks'ın hatalı olmasını isterdik.

Bir Devrim Yapmalıyız!

Emperyalist dünya sistemi tam bir kaos içinde. Dünyaya egemenler ama dünyayı yönetemiyorlar. Soygun, sömürü ve savaş düzenleri her yönde çatırdamaya başaldı. Bir türlü azami karlarını istedikleri düzeye çıkaramıyorlar. Emperyalist sistem SOS veriyor. Ücretli kölelik üzerine kurulu aşırı kar ve aşırı üretim sistemi yürümüyor. Dünyanın toplam GSYH 105 Trilyon dolar iken, toplam borçları 310 trilyon doları geçmiş durumdadır. Bir taraftan devasa sermaye büyüklüğü, bir taraftan ise, muzzam bir yoksullaşma, yoksunlaştırma ve çürüme at başı gidiyor.

T.C.nin 100 Yıllık Tarihi ve Faşizme Karşı Sınıf Mücadelesi

 

Giriş:

Komünist Parti Manifestosu’nun giriş cümlesi “bugüne kadarki tüm toplum tarihi sınıf mücadelesi tarihidir” diye başlar. Bu belirleme o güne kadarki -ve elbette sonrası için de- tüm toplumların nasıl bir evrim izlediklerini gayet net ve anlaşılır bir şekilde özetlemektedir.

İyi Yahudiler de Var!

 

 

"1980'de başka bir operasyonda yakalanıp hapishaneye gittiğimde Yuda amcayla tanıştım. Satranç oynamayı bana o öğretti. Kültürlü bir insandı. Müthiş bir kitap okuma tutkusu vardı. Haftada mutlaka bir kitap okurdu. Şeker hastası olduğu için her yemeği yiyemezdi. Ona elimizden geldiğince yiyebileceği yemekler yapmaya çalışırdık"

Türk Devletinin Kuruluşundan Günümüze Ulus ve Azınlıklara Uyguladığı Baskı

Ülkemizde var olan ve yaşanan ulusal ve azınlıklar sorunun temelinde gerçekleşmemiş olan demokratik halk devrimi yatmaktadır. Demokratik halk devrimi gerçekleşmeden temel hak ve özgürlükler sorunun önemli parçası olan ulus ve azınlıklar sorunu asla çözüme kavuşamaz. 

Emperyalizme Boyun Eğme ve Yarı-Sömürgeliği Kabul Etme Antlaşması Lozan

Kasım 1922’de başlayan ve Temmuz 1923'te sona eren Lozan Konferansı'nda emperyalist devletlerle Türk Devleti arasında yapılan görüşme de çizilen sınırlarla Türk Devletinin kuruluşuna onay verildi. Konferans belgelerinde Sovyetler Birliği'nin de katıldığı geçse de Sovyetler Birliği Boğazlar Meselesi dışındaki görüşmelere katmamıştır. Görüşmelere 1. Emperyalist Paylaşım Savaşının galipleri İngiltere, Fransa, Yugoslavya, İtalya, Romanya ve Yunanistan katılmıştır. Görüşmede belirleyici konumda İngiltere ve Fransa olduğunun altı çizilmelidir.

TC’nin Kuruluş İdeolojisi Kemalist Faşizm ve Günümüzdeki Varyantı

Ülkemizde sorun ve çelişkiler çözülmediği gibi mevcut durum giderek daha çetrefilli bir döneme girmiş durumdadır. Bunun sonucu işçi sınıfı ve emekçi yığınların sömürüsü had safhaya varmıştır. Yoksullaşma en üst düzeye çıkmıştır. Ülkenin girdiği sarmal durumun bedeli tamamen emekçi sınıflara yüklenmiştir. Elbette ki yoksulluk ve işsizlik her zaman var olmuştur. Sınıf çelişkileri, sömürü, baskı ve diktatörlük dönemleri her zaman yaşanmıştır. Bundan sonra da sınıf çelişkileri var olduğu müddetçe baskı mekanizması varlığını devam ettirecektir. Lakin günümüzdeki mertebeye çıkmamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşunda İzmir İktisat Kongresi, ya da Emperyalizme Bağımlılığın Belgesi

Osmanlı iktisat tarihinde önemli bir yer tutan kapitülasyonlar ilk olarak 1352 yılında Cenevizlilerle olan ticareti artırmak maksadı ile verilmiştir. İlerleyen yıllarda ise ticaret yollarında yaşanan değişiklikler ve dünya ticaretinin yeni rotalar edinmesi sonucunda başka bazı ülkeler de kapitülasyonlar yani ticaret yaparken kimi ayrıcalıklar edinme hakkı elde etmişlerdir.

Yüzyıldır Tarihin Dışında Bir Rejim: TC!

 

Türk devletinin kuruluşunun yüzüncü yılında, Türk devletinin kuruluşu ve adına “Milli Mücadele” ya da “Kurtuluş Savaşı” denilen süreci ve bu sürece önderlik eden sınıfları kısaca ifade etmek, Türk devletinin hangi temeller üzerinden yükseldiğini ve sınıfsal niteliğini tanımlamak açısından önemlidir.

TC'nin Yüzyıllık Tarihinde İşçi Sınıfı ve Mücadelesi

Giriş:

İşçi sınıfının tarihi kapitalist sistemin gelişmesinden ve burjuvaziden ayrı ele alınamaz. Burjuvazinin ortaya çıktığı yerde işçi sınıfı da vardır. Ve bir çelişmenin iki yanı olan işçi sınıfı ve burjuvazi, birlikte var olurlar. Bu iki zıt kutup hem birbiriyle mücadele ederler ve hem de biri olmadan diğeri olmaz. Bu iki toplumsal sınıfı yaratan kapitalist sistem olmuştur.

 

Devrimci Demokratik Kamuoyuna ve Halkımıza!

KOMÜNİST ÖNDER İBRAHİM KAYPAKKAYA’YI ORTAK BÖLGESEL GECELERLE ANACAĞIZ!

Sayfalar