Salı Mayıs 14, 2024

Burjuvazi Parayı, İşçiler Ekmeği Düşünüyor

Burjuva sınıfı, daha fazla kar elde etmek için daha fazla alanı kontrol altına almak ve bunun için de daha fazla silahlanmak istiyor. Ağızlarında “barış” yok ve hiç bir zamanda “barış”  kelimesini tam anlamıyla kullanmadılar. “Barış” dedikleri anda da yine kafalarında savaş vardı.

Azami kar için birbirlerine karşı savaş açarken, savaşa sürdükleri askerler yine işçilerdi. Savaşta ölenler, bombalarla param parça edilenler, evleri yıkılanlar, göç yollarına  düşenler, burjuvaların egemenlik savaşında hiç bir çıkarı olmayan, ama, onlar vasıtasıyla sürdürülen bir savaş....

İşçiler ve emekçiler, tüm ezilenler, emperyalist haydutların savaşlarına karşı çıktıklarında, askere gitmediklerinde, kendisi gibi işçi olan, ama “düşman” belletilen kardeşlerine kurşun sıkmayı reddedip, silahı, eline silah veren burjuvaziye çevirdiğinde, ne savaş ne de yoksulluk kalır.

Dünyanın en büyük kimay tekellerinden (aynı zamanda en fazla kimyasal silah üreten) BASF başkanı “ Ucuz Rus gazı sayesinde Alman sanayisini geliştirdik” diyor. Bunun anlamı, o gazı elde etmek için savaş dahil her şey yapılarak, karşımıza dikilen Rus egemenlerine boyun eğdirmeliyiz demektir.

Bütün emperyalist ülkeler daha fazla silah, daha fazla atom bombası üretimine, daha büyük kitlesel kıyım yaratacak silahlar üretmeye hız verdi.

Hepsi de silah üretimi için para bulurken, enflasyonu düşürecek para bulamıyor. İşçinin ücretini yükseltme yerine, azaltma yolunu seçiyor. Ekmek için buğday üreteceklerine, silah üretiyorlar.

Bütün dünya da  yoksullaşma başladı. Yiyeceklerin fiyat etiketleri günlük değişmeye başladı.

Ama, öbür yandan silah üretiminin artışına ve yeni bir emperyalist dünya savaşı tehlikesinin artışına oranla borsalar tavan yaptı. Rekor üstüne rekor kırıyor.

Öte yandan gazeteler 3. sayfalarında yazıyor. Dünyayı kıtlık bekliyor, bir milyara yakın insan aç akalacak. Aça kalmayanlar da yoksullukla boğuşacak.

.... çevre kirliliği artmaya, dünya ısınmaya devam ediyor. Doğadaki canlı türleri hızla yok oluyor.

...  enerji için nükleer santrallerin yeniden devreye sokulması, kömür kullanımının artışı...

Ve aynı gazete ve haber siteleri, işsizlik artıyor, ekmeğin gramajı küçülüp, fiyatı yükseliyor, ama silah üretiminde her hangi bir kısıtlama yok, artış var. Silah tekelleri kar üstüne kar açıklıyor.

Türkiye’de bankalar tarihlerinin en büyük karlarını açıkladılar. Borsa uçtu...

Enflasyon adı altında, işçi ve emekçiden alıp büyük tekellere ve bankalara aktarmaya devam ediyorlar.

Eknomik ve demokratik hakları kıstlanmaya devam ediyor. İşçi tarihinin en yoksul dönemini yaşıyor.

Tekellerin karları arttıkça, borsalar tavan yaptıkça, 3. Dünya savaşı yaklaşıyor ve böylesi bir savaşta atom bombası kullanmaktan hiç bir emperyalist ülke kaçınmayacak gibi gözüküyor.

Bir avuç burjuvazi, dünyaya hükmetmeye devam ediyor.  Üreten ve toplumsal yaşama hayat veren milyonlar ise, bir avuç burjuvazinin çıkarlarına hizmet ediyor.

Milyonların bu gidişatı tersine çevirmeye gücü fazlasıyla yeter.

Seçim biz çoğunluğun elinde:

Ya burjuva saltanatını yıkıp doğaya ve insanlığa, sosyalizmi kurarak ebedi barışı getireceğiz, ya da yok olup gideceğiz!

2424

“ECDAT” HİKÂYELERİ[*]

 

“Geçmiş içinde yaşanacak bir şey değildir.

Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip

çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur.”[1]

 

KADINLARIN BİRLİĞİ | Halk Okulu Devrimcilik Adı Altında LGBTİ+ Düşmanlığı Yapmaya Devam Ediyor!

Bir süredir Halk Okulu’nda LGBTİ+lar ve LGBTİ+ mücadelesi üzerinden genelde ilerici, devrimci harekete özelde proletarya partisine yönelik “değerlendirme”lerde bulunulmaktadır.

Bu “değerlendirmelerin” temel anlayışına ve üslubuna, devrimci kamuoyu da bizler de aşinayız.

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

Sayfalar