Pazar Nisan 28, 2024

Doğru komutanlık

Her sınıf ideolojik anlayışına, amaçlarına ve hedeflerine göre sürece-dışına müdahale eder, yön verip şekillendirmeye biçimlendirip örgütlemeye çalışır. Sınıf bilinçli proleterler demokratik halk devrimi amacına uygun bir şekilde bilgi ve becerileriyle, emek ve çabalarıyla, örgütlü güçleriyle sürece müdahale eder. Küçük burjuva devrimcileri ise yetki ve mevkileriyle müdahale eder. Birincisi devrimcidir. Değiştirip-dönüştüren, devrimcileştirip-örgütleyen, düzeltip-düzenleyendir. İkincisi ise statükocudur, bürokrattır. Var olanı tekrar ederek, yaşatarak, devam ettirendir. Dışının ve kendisinin değişmesini ve değiştirilmesini istemez. Birincisi gerçeklerle ikincisi kişilerle uğraşır. Birincisi devrimin işini yapar. İkincisi dedikodu yapar. Birincisi devrimi yaşar. İkincisi kendini yaşar.

Sınıf bilinçli proleterler yaşamın-savaşın-yoldaşların ve halkın içindedir. Algılama ve bilgilenme tarzları dolaysız ve doğrudandır. Gerçekliğin bilgisine varmak için onunla doğrudan dolaysız dürüst-çıkarsız, eşit ve özgür bir temelde devrimci bir ilişki geliştirir. Algı ve bilgilenme yolu gerçektir. Gerçeğin (halkın-savaşımın-örgütün-yoldaşların-sorunların) içindedir. Onunla temas halinde ve iç içedir. Ayrıntılı ve detaylı algılar toparlayarak, algısal bilgi aşamasını tamamlamaya çalışır. Pratiğin ve gerçeğin içinde olduğundan dolayı bunu defalarca ve sayısız kez yaparak, bilginin "tamamlanma" sürecinde dolaysız yol alır. Sonra kaba ve yanlış olanları pratiğin içinde pratikten ve gerçeklikten kopmadan ayıklar. Kaba ve sahte olanları atarak, gerçeğe en yakın olanları toparlayarak bilginin akla uygun aşamasına doğru tamamlayıcı adımlar atar. Ancak görevinin bitip tamamlanmadığını bilir. Elde ettiği akla uygun bilgileri sentezleyerek pratiğe uygular. Gerçekleşmesi mümkün olan belirgin bir plan yapar. Mücadeleyle varacağı, gerçekçi amaçlar belirler. Ve pratiğe müdahale eder eğer istenen ve beklenen sonuçlara varmışsa bilgilerini göreli doğruya en yakın olarak kabul eder. Eğer eksik ve hatalı ise dürüst ve samimi bir şekilde içtenlikle özeleştirisini verir, düşüncelerini (halkın-yoldaşların eleştiri-değerlendirme-uyarı ve önerileriyle) gerçeğe en yakın olacak şekilde düzeltir-düzenler. Ve yeniden düşüncesini (plan-program-karar) düzeltip pratiğe müdahale eder. Ta ki istenen ve beklenen sonuçları alıncaya kadar bunu devam ettirir.

Küçük burjuva devrimcileri dogmatizmden itim alanlar, statükoculuktan durağanlık ve hareketsizlikten beslenen bürokrat tarzlarından asla ödün vermeyenler ise sınıf bilinçli proleterlerin yaptıklarının tam tersini yaparak yollarını çizerler. Gerçeklikle dolaysız ve doğrudan ilişki kurmazlar. Sınıf savaşımın-halkın-yoldaşların içinde ya da yakınında değillerdir. Gerçekliğe dokunuşları onlarla temasları-kurdukları ilişki yerle gök kadar uzak ve birbirine yabancıdır. Yaşam ve konumlanma olarak gerçeklikten uzaktırlar. Savaş alanlarında, savaşın en yakın cephe gerisinde değillerdir. Dolayısıyla gerçeklik (sınıf savaşımı) karşısında ki konumlanma ve mevzilenmeleri, ilişkilenme ve bilgilenmeleri, müdahale ve tavırları objektif ve dürüst değildir. Çokbilmiş olduklarından her şeyi bildiklerini sandıklarından üstte-yönetim mekanizmalarında olduklarından, her türlü bilgiye emeksiz ve mücadelesiz sahip olabileceğini düşündüklerinden dolayı kibirli ve kendilerini beğenmişlerdir. Emekçi olmadıklarından, çabasız, bürokrat bir yaşam içinde olduklarından dolayı gerçek hakkında ayrıntılı ve detaylı bilgi toparlama zahmetine katlanmazlar. Bundan dolayıdır ki hiçbir zaman "halk- savaş-düşman-yoldaşlar" hakkında gerçeğe yakın bilgiye sahip olamazlar. Kulaktan dolma-yüzeysel-derme çatma-sipariş üzerine elde edilen, tek yanlı, parçalı bilgilerle hareket ederler. Ve böyle olunca da her defasında sübjektivizmin duvarına çarpılmaktan kurtulamaz. Sınıf karnelerinde "zayıf-pek zayıf" notlarından başka bir işarete rastlanmaz.   

Sınıf bilinçli proleterlerin devrimcilik yapış biçimi gerçekliğin içinde, ona dokunarak, onunla temas içinde olarak "gerçeğin bilgisine vararak-gerçeği değiştirme-müdahale etme" tarzındadır. Halkla-yoldaşlarla iç içe onlarla birliktedir. Komitelerin içinde somut görev alarak, ortaya çıkan sorunları yoldaşlarıyla birlikte çözmeye, çözüm yolu bulmaya çalışırlar. Yoldaşlarıyla-halkla birlikte olmak, çalışmak-mücadele etmekten büyük bir mutluluk ve memnuniyet duyarlar. Halkın ve yoldaşların eleştiri, öneri ve uyarılarını dikkate alır, önemser değer vererek kabul eder. Dürüst ve samimidirler. Kendisine dokunulmasına-eleştirilmesine "izin" verirler. Eleştirilere açık olmayı bir görev ve erdem kabul ederler. Kibirli-soğuk ve kendini beğenmiş değillerdir. Eleştiriden korkmaz, özeleştiride cesur ve samimidirler. Yoldaşlarıyla eşit-özgür bir temelde ilişki geliştirirler. Yoldaşlarla arasında ki tek fark GÖREVidir. Kendisinin ve yoldaşlarının gelişimi ve ilerlemesi için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışırlar. Halka ve yoldaşlara hizmeti bir görev kabul eder. "Yetki-mevki-kariyere" tenezzül etmezler. Başarısız ve hatalı olduğunda içtenlikle ve samimi bir şekilde özeleştiri vermekten çekinmezler.

Küçük burjuva devrimcileri ise sınıf bilinçli proleterlerin yaptıklarının tam tersini yaparlar.  Bunları birkaç kategoride değerlendirmek gerekir. Örneğin komite sekreteri, sorumlusu olarak görev yaptıklarında komite içinde somut bir görev almaz, toplantılarına düzenli ve sistematik olarak katılmaz, katıldığında ise görevlerine ve yoldaşlarına üstten, kibirli ve soğuk yaklaşır. Toplantılara katılmadığında ise komitede “kendisine en yakın olanı” ile randevu usulü çalışır. "Parmakçı-yetkici", komutandır.  İşin ideolojik-politik yanından, sürecin politik gelişimi hakkında bilgilendirmekten, nasıl yapılacağı bilgisinden çok pratik ve teknik yanını ele alarak, görev yaptırmaya çalışır. Zamanın önemli bir bölümünü devrimin görevlerini yerine getirmek için değil küçük burjuvazinin tüketicilikten beslenen eski alışkanlıkların gücüyle geçirir.  

Küçük burjuvazinin bir diğer örneği ise bileşenlerde görev alır ancak gerçeklikle kurduğu ilişkide yüzeysellik-üstünkörülük-derme çatmalık-dağınıklık-düzensizlik vardır. Belirlenmiş bir plan açıklık kazanmış bir program yoktur. "Rastgelecidir", "her işi yapar" ancak hiçbir işi başarıyla, sonuna kadar götüremez, sonuçlandıramaz. Bütün işleri tamamlanmamış şekilde eksik-yarım bırakır. "Üste-güçlüye-mevki ve yetkisi" olana tabi olur. Bağımlılık ve bağlılıktan kurtulamaz.  Devrimin-halkın yoldaşı olmak, inisiyatifli objektif davranmak bağımsız hareket etmek yerine "üstün-güçlünün-dönemin" insanı olur. Bir türlü kendisi olamaz. Kendisine ait özgün düşünce bağımsız irade ve inisiyatifi, objektif kararı yoktur. “Üstlerine-amirlerine” karşı liberal, altlarına yanındakilere karşı da sekter ve yıkıcıdır. Militanlarla kurdukları ilişki onların hata ve zaaflarını alt eden değil, eğiten donatan şekilde değil onlarla uzlaşan-yaşatan ve yaşayan şeklindedir.  İyi bir yaşa-yaşatçıdır.

Sınıf bilinçli proleterler savaşın-halkın-devrimin-gerçeğin-ideolojinin militanını yetiştirir. Amacında ve çalışmalarında ideallere yüksek bağlılık vardır. Bütün emek ve çabasını dikkat ve yoğunluğunu, bilgi ve becerisini demokratik halk devriminin militanını-savaşçısını yetiştirmeye yöneltir. Geliştirirken gelişir. İlerlerken ilerletir.

Küçük burjuva önderlik ve kişilik ise grupçudur. Adamcıdır. Her süreç ve dönemde kendi iktidarını düşünür. Bütün planlarını ve hesaplarını kendi grupçu çıkarlarını korumak-sağlamlaştırmak-güçlendirmek için yapar. İnsanları bunun için eğitir-yetiştirir,  örgütler ve konumlandırır.  Her yere kendi "adamlarını" konumlandırmaya çalışır.

Sınıf bilinçli proleterler militanların hata ve eksikliklerini düzeltmek eğitmek için ideolojik mücadeleyi esas alır. Küçük burjuvalar ise hata yapan eğer kendi “adamı”, yandaşı ve kankası ise zaaflarıyla uzlaşır. Ve zaaflı bir şekilde yaşamasına göz yumar müsaade eder. Eğer kendi yandaşı değilse yoldaşını ezmeye, sindirmeye, saf dışı bırakmaya çalışır.

Birincisi eleştiriden korkmaz. İkincisi eleştiriden boğanın kırmızıdan korkması gibi korkar. Birincisi hata ve yanlışlıklarından dolayı kendisini eleştirenlere teşekkür eder. Onları cesaretlendirir. İkincisi kendisini eleştiren hatasını güçlü ifade eden militana kin duyar. Eleştiren, kendi görüş ve kararlarına karşı çıkan yoldaşı kafasına takar. Karşısına çıkan ilk fırsatta, uygun bir zamanda olmadık düzmece senaryolarla muhalifini alt etmeye ayağını kaydırmaya örgüt dışına atmaya çalışır, grupçuluk yapar.

Birincisi devrimi ve savaşı güçlendirmek sağlamlaştırmak için elinden gelen her şeyi yapar. Özeleştiriyi içselleştirerek yürür pratikle buluşturur. Hatalı ve başarısız olduğunda "hatalıyım-başarısızım" deme erdemini göstererek, görevini bir başka yoldaşına bırakır. İkincisi keskin, sol slogan ve laflarla sözde savaşır. Etrafına keskin savaş savunucusu, yemin billah Kaypakkayacı olarak göstermeye tanıtmaya anlatmaya çalışır. Örgütü kişilerle, dedikodularla uğraştırarak geri çekmek için her türlü elinden geleni yapar.

(Bir Partizan)

46526

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Son Haberler

Sayfalar

Partizan'dan

KAYPAKKAYA’DAN KALAN…[*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Türkiye’nin geleceği çelikten yoğruluyor;

belki biz olmayacağız ama

bu çelik aldığı suyu unutmayacak.”[1]

 

18 MAYIS | Umudu Büyütmeye Devam Ediyoruz

"Kaypakkaya'nın kurduğu parti ve oluşturduğu program etrafında elli yıldan fazla bir süredir kavgasını sürdüren yoldaşları büyük bir mücadele ve direniş geleneği yarattılar. Kaypakkaya'nın görüşlerini büyük bedeller ödeyerek bu günlere taşıdılar, taşımaya devam ediyorlar..."

 

Tam 50 yıl önce 1973’ün 18 Mayıs’ında 1971 silahlı devrimci çıkışının “komünist yüzü” İbrahim Kaypakkaya, Amed Hapishanesi’nde Kemalist faşist diktatörlük tarafından katledildi.

“Cabbar”laşan Ermeni (Nubar Ozanyan)

Sonu gelmez Ermeni-Kürt düşmanlığı üzerinden yaratılan büyük korku, bilinçleri kuşatıp yürekleri tutsak almaya devam ediyor. Aradan 108 yıl geçmesine karşın Ermenilerin baskı görme, işini kaybetme vb. korkularından dolayı kendilerini inkar ederek kimliklerini gizlemelerinin trajik hikayeleri yazılmaya devam ediyor. Her an baskı görecekleri endişesiyle güvercin tedirginliği içinde yaşamaya devam ediyorlar.

Soykırımlara Karşı Direnişi Büyütelim!

 

Seçim Tavrı(Mız): Oyumuz Devrime![*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Vekil inançların

raf ömrü kısadır.”[1]

 

Umudun Adı ve Devrime Çağırıydı Yılmaz Güney[1]

“Bir pratik,

bir ideolojinin aracılığıyla

ve bir ideolojinin içinde vardır.”[2]

 

Reis Çelik’in, “Düzene başkaldırmış korkusuz bir devrimci”[3] diye betimlediği Onu; hayatının her alanında uçlarda yaşayan korkusuz, sahici insanı; hakikât savaşçısı komünist Yılmaz Güney’i nasıl anlatabiliriz? Bunu çok düşündüm. Sorumun yanıtını da yine Yılmaz Güney’in üç karesindeydi…

‘ÜMÜŞ EYLÜL KÜLTÜR-SANAT’A YANITLAR[*]

 

“Kâğıda dokunan kalem,

kibritten daha çok yangın çıkarır.”[1]

 

Ümüş Eylül Kültür-Sanat/ Hasan Şahingöz (HS): Sizce yazarlık nedir? Yazarlığın ayırt edici özellikleri nelerdir? Kime, neden yazar denir?

Temel Demirer (TD): “11. Tez”ci eyleminin saflarında, “Yazmak eylemdir; yazarlık ise son saatin işçiliği,” diyenlerden ve elime her kalem alışımda Friedrich Engels’in, “El yalnızca emeğin organı olmayıp, aynı zamanda emeğin ürünüdür,” uyarısını anımsayanlardanım.

 

Ben Ölüyorsam Sizde Ölün: Seçimleri (Kılıçdaroğlu'nu Boykot)

Proletaryalar faydacıdır; yararlanmasını bilene.

Seçimler ilginç bir şey.

Herkes seçimlerin neler değiştirip değiştirmeyeceğini tartışıyor.

Ama kime göre neye göre?

Devrimcilere göre mi proletaryalara göre mi?

Şayet tartıştığımız seçimlerin sisteme karşı devrimcilerin yaşamlarında neler değiştirip değiştirmeyeceği  ise...

İnanın dün olduğu gibi bu günde seçimlerin devrimcilere karşı sistemin davranışlarında herhangi bir şey değiştirmeyeceğini herkesbiliyor..

Sistem yine devrimcileri gördüğü her yerde katletmeye çalışacak.

Nisan Güneşi Yolumuzu Aydınlatmaya Devam Ediyor

Nisan’ın 24’ü çeşitli milliyetlerden ve inançlardan işçi sınıfının, emekçilerin, ezilen yığınların öncü müfrezesi proletarya partisinin kuruluş günüdür. Aynı zamanda Marks ve Engels tarafından 1848 yılında ilan edilen Komünist Manifesto’nun Türkiye ve Türkiye Kürdistanı topraklarında yeniden yaşam suyuna kavuştuğu tarihi ifade etmektedir.

BURJUVA SEÇİMLERİ ve PROLETER TAKTİK

Bilim, ….. , isteklere ve görüşlere uygun tarzda, tek bir grubun, ya da tek bir partinin savaşım hazırlıklarına ve bilinç derecesine göre siyaseti belirleme yerine, ülkedeki bütün grupların, partilerin, sınıfların ve yığınların hesaba katılmasını emreder.[1]

Enkaz Yaratan Çürük Düzeninizi Yıkacağız; Seçim Kurtuluşunuz Olmayacak!

6 Şubat depremleri sonrasında on binlerce insan taammüden katledildi, yüz binlercesi yaralandı ve milyonlarcası temel yaşam koşullarından mahrum bırakıldı. -Bir değil, iki değil, üç değil- on binlercemiz kendileri için bir mezar haline getirilen evlerinde öldürüldü. Sadece depremler nedeniyle değil enkaz altında kurtarılmayı beklerken yardım edilmediği için donarak öldürüldü. İnsanların yardım edin çığlıklarına, “Nerede bu devlet?” haykırışları eşlik etti.

Sayfalar