Cuma Nisan 26, 2024

Dostları “Peygamber” İsmail’i uğurladı

1981-1984 yılları arasında TKP/ML TİKKO davasından Erzurum Askeri Hapishanesi’nde yatan ve o dönemde gördüğü ağır işkenceler sonucu kalıcı hastalıklarla mücadele eden İsmail Mehrekula, tedavi gördüğü hastanede 3 Eylül gece saatlerinde yaşamını yitirdi. “Peygamber” kod adıyla tanınan Mehrekula, dün İzmit’te son yolculuğuna uğurlandı.

Herkes ona “Peygamber” diyor, öyle tanıyor, ismini az buçuk bilseler de soy ismini tam olarak bilemiyorlar ancak onu tanıyan istisnasız herkes onun için “kirlenmemiş”, “dürüst”, “halk insanı”, “moral kaynağı” olarak tanımlıyor. Ama tüm bunların da ötesinde tutuklandığı 12 Eylül Askeri Faşist Cunta koşullarında “direnişin sembolü” olması ve “ser verip sır vermeme” geleneğinin en onurlu sürdürücüsü olması ile yoldaşlarının gönlünde taht kuruyor “Peygamber”!

Ona neden ve kimin Peygamber lakabını verdiği bilinmese de, tüm sayılan bu özellikleri ile “peygamber gibi insan” olduğu herkes tarafından kabul görünüyor.

“Devrimciler 500 kişi ile Susuz’u bastı”

“Peygamber” İsmail, 1956 yılında Kars’ın Susuz ilçesine bağlı Masucuk Köyü’nde dünyaya gelir. Çok küçük yaşta babasını kaybeden İsmail’i, en büyük abisi nüfusuna alır. Yoksul ve emekçi bu ailenin çocuğu olan İsmail, 1977-78 yıllarında Proletarya Partisi ile tanışır.

Aynı dönem beraber mücadele yürüten yoldaşları onun tam bir pratik insanı olduğunu ve hiçbir fedakarlık kaçınmadığını anlatıyorlar. Mücadeleye en iyi şekilde katkıda bulunmak için kendisini geliştirmeye çalışan İsmail, aynı zamanda boksörlük yapar.

Bir yoldaşı, şöyle bir anısını anlatıyor İsmail’le:

Susuz’a yazılamalar yapılacak. İsmail ile bir yoldaşı silahlı bir şekilde güvenliği alarak yazılamalara başlıyorlar. Diğer yoldaşın dedesi aynı zamanda mahallenin gece bekçisi… Tam o sırada gece bekçisi Alişan Dede, 2 jandarma eşliğinde teftişe çıkmıştır. Dedesi gören yoldaşı, İsmail’e “Ne yapalım?” der. İsmail yolun bir kenarına, yoldaşı diğer kenarına geçer ve yere ateş etmeye başlarlar. Dede ve jandarmalar oradan kaçarlar.

İşleri bitirdikten sonra Alişan Dede’nin evine giden İsmail ve yoldaşı uyurlar. Sabaha karşı gelen Alişan Dede, ortalığı ayağa kaldırır: “Kalkın, kalkın! Devrimciler 500 kişi ile Susuz’u bastılar!” Tabii İsmail ve yoldaşı bu duruma içten içe gülseler ve dedeye “böyle bir şey olmaz” deseler de dedeyi ikna edemezler!

“Peygamber tatile çıktı, yerine ben bakıyorum”

Yıl 1981. 12 Eylül Askeri Faşist Cuntası, ülkeyi “Edirne’den Kars’a” faşizm örtüsü ile sarmalamıştır. Bir süredir aranan İsmail yakalanır. İlk olarak Kars’taki polis karakoluna götürülür. Burada onun getirilişine tanıklık edenler, onun polis ile dalga geçtiğini görürler. “Her zaman neşeliydi İsmail. Ben ilk olarak onu böyle gördüm.

“Peygamber” kod adını yoldaşları kadar polis de biliyordur. “Sana neden peygamber diyorlar?” diye soran polislere yine neşesinden bir şey kaybetmeden cevap verir: “Peygamber tatile çıktı. Yerine ben bakıyorum!

Burada polis işkencesinde 1 ay kalır. Her güne “Herkese günaydın” diyerek başlayan İsmail’in bulunduğu nezarettekiler, yataklarından onun şakalarıyla kalkar. Ondan önce Erzurum Askeri Hapishanesi’ne gönderilenler dört gözle onun yolunu beklerler. Daha sonra İsmail de buraya getirilir.

İşkencelerin ağırlaştığı askeri hapishanede de İsmail, her daim önder olarak gördüğü Kaypakkaya’nın duruşunu örnek alır ve kendisine yüklenen hiçbir şeyi kabul etmez, düşman ona işkence tezgahlarında hiçbir şeyi kabul ettiremez. Ne Filistin askısı ne de kum torbalarıyla yapılan işkence onu çözemez.                                                                               

İşkenceler, yıllar sonra hastalığa dönüştü

4 seneye yakın hapishanede kalan İsmail, tahliye olduğunda ardında bir direniş bırakır. Ancak bu işkenceler iç organlarında geri dönülmez tahribatlara yol açar. Bir böbreğini kaybeden İsmail’in diğer böbreğinin de % 20-30’u çalışır durumdadır. Ayrıca ciğerlerinden de rahatsızdır.

Proletarya Partisi ile ilişkisi kopan İsmail, İzmit’e gelerek burada belediyede çalışmaya başlar. Dostları ile sıcak ilişkilerini sürdüren İsmail dürüstlüğü, çalışkanlığı ile girdiği her çevre tarafından saygıyla anılan biri haline gelir.

Yılların ilerlemesi ile işkencede tahrip olan vücudu alarm vermeye başlar yeniden. Karaciğer yetmezliği nedeniyle durumu ağırlaşan İsmail için dostları dayanışma kahvaltısı düzenler ve onun en iyi şekilde tedavi olması için elinden geleni yapar. Ancak 3 yıl tedavi gören İsmail, tedavi gördüğü özel hastanede 3 Eylül Çarşamba akşamı yaşamını yitirir.

“O unutulmayacak bir Partizan’dır”

Peygamber İsmail’in yaşamını yitirmesinin ardından evinde buluşan ailesi, yakınları ve dostları onu son yolculuğunda yalnız bırakmazlar. Dün (4 Eylül) Mevlana Camii’de ikindi ezanını takiben kılınan cenaze namazının ardından dostları adına Yurdeşen Tuna İsmail için kısa bir açıklama yaptı.

İsmail Mehrekula’nın ölümünün doğal bir ölüm olmadığını belirten Tuna, onun 12 Eylül faşizmi sırasında gördüğü yoğun işkencelerin sonucu olarak bugün yaşamını yitirdiğini söyledi. Baş eğmez duruşundan hiç taviz vermeyen, sıcaklığını hiç yitmeyen Mehrekula’nın her daim Kaypakkaya’nın mücadelesinin takipçisi olduğunu ve unutulmaz bir Partizan olacağını söyledi.

Son yolculuğunda alkışlar eşliğinde ve omuzlar üzerinde camiden çıkarılan Mehrekula evinin yakınındaki mezarlıkta toprağa verildi. Okunan duaların ardından mezar başında “İsmail yoldaş ölümsüzdür”, “Kahrolsun faşizm, yaşasın mücadelemiz” sloganları haykırıldı. Ve “Peygamber” böyle uğurlandı.

87803

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Son Haberler

Sayfalar

Partizan'dan

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Sayfalar