Cuma Nisan 26, 2024

Gerçeğe ışık, devrime pusula: Mehmet Demirdağ -4-

Mehmet Demirdağ ve “birlik anlayışı” üzerine

Demirdağ yoldaşın tarihsel pratiğini, belirli ve gündeme denk düşen özellikleri ile tartışmaya çalıştığımız yazı dizisinin son bölümünü, onun 94 tasfiyeciliği ile yürüttüğü hesaplaşmadaki en kritik nokta olarak “birlik sorunu”na yaklaşımı olarak belirledik. Zira, Demirdağ yoldaşın “kolektifi ilkeleri üzerinden ayağa dikme” sürecindeki en kritik manevra alanını ve kolektifin o dönemki tasfiyeci etkiden arındırılması çabasını en net özetleyen yönelimlerin başında birlik sorununa yaklaşım gelmektedir.

Birlik sorunu sadece bir “birleşme” sorunu olarak ele alınamaz. Esas itibari ile birlik sorunu, bir partiyi Komünist Partisine dönüştüren ilke ve işleyişlerle temelden ilintilidir ve Demirdağ yoldaşın 94 tasfiyeciliğine karşı yürüttüğü mücadele (92 Birliğini de ele alacak şekilde) öz itibari ile bir KP’yi KP yapan işleyiş özelliklerini pratiğe geçirme mücadelesidir.

Güncel itibari ile kolektifin yaşadığı sorunların özünü de bu oluşturmaktadır. Olaylar silsilesini bir kenara bıraktığımızda bugün Proletarya Partisi’ndeki sıkıntıların temel çözüm yöntemi olarak kolektifin iradesini açığa çıkartacak mekanizmaların işletilememesi ve çözümsüzlüğün palazlandırılarak krizin derinleştirilmesi durumu söz konusudur. Ancak, açık olan şudur ki, bu gerçekliği üreten de kolektifin bütünü olmakta, tüm bu gelişmeler ise elimize ilke ve işleyişte ciddi oranda dejenere olmuş bir gerçeklik bırakmaktadır. Tüm bu gerçeklikten ötürüdür ki, Demirdağ yoldaşın birlik anlayışını tartışmak, aynı zamanda güncelde yaşanan dejenerasyonu tartışmak anlamı taşımaktadır.

Birlik sorunu üzerine Demirdağ

Komünist partilerde birlik olgusu esas itibari ile ideolojik birliği temsil etmekte bu da stratejik hatta anlamını bulmaktadır. Ancak, bu genel tanım, bir KP’deki her bireyin aynı şeyi düşünmesi demek değildir. Aksine, KP’ler sınıflar mücadelesinin en keskin şekilde karşılık bulduğu alanlardır. İki çizgi mücadelesi olarak tanımladığımız genel ilke, tam da bunu özetlemektedir. Kuşkusuz ki bu olgu KP’yi salt tartışma platformu olarak görmek değildir. KP’yi bir tartışma platformu olmaktan çıkartmanın ve KP’de birliğin teminat altına almanın tek geçer koşulu ise MLM bilimini kavramaktan geçmektedir.

Güncelde yaşadığımız sıkıntıların özü MLM biliminin kavranmayışında ve sürece yön verecek politik kadroların yetersizlikleridir. Eğer bir hareket kendi içinde iki çizgi mücadelesini yürütemiyorsa kitleler arasındaki çelişkileri çözmede nasıl başarılı olabilir? Bu noktadaki tasarruflara baktığımızda karşımıza koca bir hiç çıkmaktadır. Gerçekliğin verili koşulu münferit ve tek yönlü değildir. Demirdağ yoldaş “Gerçekler devrimcidir” derken burada ifade edilen münferit bir olgu değildir. Zira gerçek zıtların varlığıdır, çelişkisidir ve buna diyalektik müdahale devrimcidir.

Devrimci hareket çelişkiler üzerinden yükselir ve kendini burada örgütler ve yayar. Çelişki karşısında kayıtsızlık ve ona metafizik yaklaşım biçimi hareketi tökezletir, yere çalar ve onu kendi süreci içinde kitlelerden kopartarak çalındığı yerde emeklemeye mahkûm eder. Dolayısıyla gerçekler devrimcidir kavramı içinde esas olarak ifade edilen bir çizginin değil iki çizginin gerçekliğidir. Zıtların birliği gerçeklerin devrimci olduğudur.

Demirdağ yoldaş da kavrayışı da, birlik anlayışı temelinde, bu çerçevededir. O parti içi çelişkileri sınıflar mücadelesinin bir tezahürü olarak kavrarken, sürece müdahaleyi de MLM bilimine sarılmakta, partiyi MLM ilkeleri üzerinden inşa etmekte görmüştür. Bu nedenledir ki, 94 süreci sonrası bir yandan saflardaki bozulmayı toparlamaya çalışırken esas itibari ile de parti içerisindeki ideolojik kavrayış düzeyini artırmaya çalışmış, tasfiyeciliği saflardan silmek için yeni bir kadro şekillenişi üretmeyle uğraşmıştır.

Birlik anlayışında yöntem sorunu

MLM kavrayışın yükseltilmesi KP’lerde birliği inşa edecek bir temel sunmakla birlikte tek başına bir işlev taşıyamaz. İdeolojik seviyenin artışı, politik sorgulama düzeyindeki artış anlamına da gelmekte, bu da açık bir yöntem sorununa işaret etmektedir. Marksistler için bu yöntem ideolojik mücadele ve iki çizgi mücadelesi olarak tanım bulmaktadır.

İki çizgi mücadelesi sadece farklı fikirlerin tartışması değil, diyalektik anlamda, çelişki ile doğruyu bulmanın da KP’ler için tanımıdır. Bu nedenledir ki yoldaş Mao “Eğer Parti içerisinde çelişmeler olmasaydı, parti ölür giderdi” demekte, ideolojik mücadeleyi KP’ler için bir gelişim dinamiği olarak koymaktadır.

Komünist partilerde iki çizgi mücadelesi, esas itibari ile ideolojik düzeyde yansır. Politik çizgiye dair her görüş, yaklaşım ve öneri belirli bir sınıfsal zeminin sosyal, kültürel, ideolojik ve felsefi karşılıkları olarak varlık bulur. Dolayısıyla iki çizgi mücadelesi burjuva fikirlerle proleter fikirlerin kapışma arenası olduğu kadar, çelişkiyi büyütme ve bir üst düzeyde senteze erişmenin de alanıdır.

Bu da esas itibari ile kurum içi demokrasi sorununa işaret etmektedir ki, güncelde yaşadığımız sıkıntı da bu şekilde hayat bulmaktadır. Şöyle ki, kolektifte yaşanan sıkıntıları bu çıtaya taşıyan şey, on yılların gerçekliği olarak bürokrat çalışma tarzıdır. Bu çalışma tarzı, merkezi düzeyde bir körelme ürettiği gibi, parti içi üretimi, sorgulamayı ve doğallığında gelişimi de kısıtlamakta, memur biçiminde çalışan kadrolar üretmektedir.

İki çizgi mücadelesi adına yaşanan tıkanıklık, bugün ancak ideolojik mücadelede ısrar ile aşılabilir ve bunun seviyesini yükseltmek adına en temel ihtiyacımız MLM kavrayış düzeyimizi yükseltmekten geçmektedir.  Bunun dışındaki her burjuva yöntem MLM’ye aykırı olup burjuva otlaklardan beslenmektedir.

Bugün, gazete bürolarının basılmasından bir dizi okurumuzun tehdit edilmesine ve çözüm çağrılarının hizip açıklamaları ile çözümsüzlüğe itilmesine kadar bir dizi açık sorunla karşı karşıyayız. Bu pratiği üreten ve savunan kaynağın ideolojik mücadele yöntemleri yerine sarıldığı pratik, esas itibari ile MLM kavrayış düzeyini gözler önüne serdiği kadar, örgütsel birliğe verdiği kıymeti de deşifre etmektedir. Tam da burada Demirdağ yoldaşın, 94 tasfiyeciliği karşısındaki ideolojik mücadele ısrarını hatırlamakta, onun 94 tasfiyeciliğinden çok bu olguya zemin sunan kurum gerçekliği ile uğraştığını hatırda tutmamız gerekmektedir. Tam da böylesi bir süreçte esas olan Demirdağ yoldaşın izinden yürümek, kolektifi ilkeleri üzerinden ayağa dikmek olmalıdır.

 

(Bitti)

 

1- Mehmet Demirdağ ve “sürece devrimci müdahale” üzerine

2- Mehmet Demirdağ ve “örgütlü olmak” üzerine

3- Mehmet Demirdağ ve “darbeciliğe karşı mücadele” üzerine

48306

Pusula

Pusula

Son Haberler

Sayfalar

Pusula

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Sayfalar