Cuma Mayıs 17, 2024

Halil Gündoğan’ın Basılmamış Kitabı Üzerine

Devrimci kamuoyunun yakından bildiği gibi, Halil uzun yıllar (7+23) Türk devleti tarafından hapishanelerde esir tutuldu. Ve son 23 yıllık fiili olarak hapishanede tutulması, onu, sınıf mücadelesinin bir çok aktif görevinden alıkoymasına karşın, tüm zorluklara karşın, işçi sınıfının mücadele ve taktikleri konusunda teorik eserler vermesini engelleyemedi.

Halil, Türk egemen sınıfların hapishanelerde baskıcı uygulama ve devrimci-komünist tutsaklar üzerinde uyguladığı faşist devlet terörüne –tecrit, tek kişilik hücrede tutma, her türlü şiddete başvurma, kitap, gazete vb. basın ve yayınların verilmemesi, sık sık uygulanan ziyaret ve mektup alma ve gönderme yasakları, sağlık sorunları olunca doktora çıkarmama vb.- rağmen,  Markisist-Leninist ilkeler ışığında devrimci düşünce üretmeye devam etmiştir. O, işçi sınıfının en temel sorunlarını ele alma, inceleme, araştırma ve yanlış gördüklerini cesaretle eleştirme ve bunları ele alırken diyalektik materyalizmi uygulama yönteminden vaz geçmemiş, tersine, dogmatik ve subjektif küçük burjuva yaklaşımlara karşı mücadele etmiştir.

Halil, hapishane koşullarında toplam 10 eser ortaya çıkarmıştır. Ne yazık ki bunlar tam anlamıyla okurla buluşamamıştır. En geniş şekilde dağıtılan  Metris Firarını anlattığı “Metris’ten Munzurlara” ve “Dersim Dağlarında” anı kitapları. Ancak diğer inceleme ve araştırma kitapları okuyucuyla fazla buluşamadı. Bu Halil’den kaynaklı değil, kitapları basmaya pek yanaşmayan kesimlerden kaynaklandı.

Halil’in kitaplarını sırasıyla buraya almak istiyorum:

  1. Rota (basılmadı)
  2. Öcalan’ın Demokratik Cumhuriuyeti”i Kimin Cumhuriyetidir?
  3. Metris’den Munzur’a Bir Firarinin Öyküsü
  4. Kadın Sorunu Üzerine. İki Cins Arası tam hak Eşitliği ve Cinslerin Kendi Bedenleri Üzerinde Tassaruf Hakkı
  5. Mao Zedung Değerlendirmeleri Üzerine-1, Felsefi
  6. Mao Zedung Değerlendirmeleri Üzerine-2, Sosyalizmin Sorunları
  7. Mao Zedung değerlendirmeleri Üzerine-3, “Maoizm teorisi Üzerine”
  8. MKP’nin Tarihi Muhasebesi Üzerine
  9. Dersim Dağlarında
  10. MKP 3. Kongre Kararları Üzerinden ‘Türkiye ve Sosyalist Devrim Gerçekliği’

 

Halil, şimdi bu kitaplarının bir çoğunu kendi bloğuna PDF olarak koydu. Bu girişim, okuycuyla kitpaların buluşmasını sağlayacaktır.

Halil’in basılmamış birçok kitabı var. Bunlardan en önemlilerden birisi, MKP 3. Kongresi’ni değerlendirdiği;

MKP 3. Kongre Kararları Üzerinden ‘Türkiye ve Sosyalist Devrim Gerçekliği’” başlığı altında inceleme ve değerlendirme özelliği taşıyan çalışmasıdır. Bu çalışma 2014 yılında yapılmıştır.

Bu kitap altı yıl önce yazılmasına karşın, güncelliğini hala korumaktadır. Kitap yazıldığı yıl okuyucuyla buluşabilseydi, elbette sıcağı sıcağına daha verimli olurdu. Ancak, geç değil. Teorik bir eserin güncelliğini koruması, onun diyalektik yöntemi kullanmasıyla doğrudan bağlantılıdır. Halil’in bu eserde, diyalektik yöntemi kullanmış ve ML ilkeler temelinde sorunlari ele almıştır.

Kaypakkaya geleneğinden gelenlerde, dogmatizmi aşamama, subjektif değerlendirme gibi bir ciddi sorun vardır. Bu Kaypakkaya’nın hatası değil, sonradan gelenlerin onu bir tabu olarak ele alması, dondurması ve gelişmesinin önüne set çekmesiyle olmuştur. Yani, Kaypakkaya’dan sonra diyalektik dondurulmuştur. Halil bu dogmatik ve eklektik anlayışların karşısında eleştirel olarak yer almıştır.

Buna ek olarak, eleştirilen konular, MKP tarafından hala savunulmaktadır. Bu da Halil’in ele aldığı konuların güncelliğini koruduğunu gösteriyor. Halil’in bu çalışması, verili durumda, bu görüşleri savunan örgütsel yapıların içinde bulundukları durumdan çıkış yollarına da işaret etmektedir.

MLM polemik, MLM eleştiri aynı zamanda yeniyi yaratma, eskiyi yıkıp yeniyi kurma ve ileriye hareket etme çabasıdır. Uzlaşmacı ve eleştirel olmayan yaklaşımlar, günümüzün modası; “ideolojiler özgür olsun” ya da “ideolojiler arasında ayrım yapılmasın” burjuva ideolojisinin küçük burjuva versiyonları olarak işçi sınıfı saflarına sokulmasıdır.

Halil’in bu kitabı, salt bir MKP eleştirisi olarak görülmemeli, aynı zamanda bir çok önemli temel teorik sorunlarda TKP/ML eleştirisi olarak ele alınmalıdır. Halil bunu da özellikle belirtmektedir.

Halil, bu geniş -247 PDF sayfası- çaplı çalışmasında, bir çok konuyu ele almıştır. Ülkede kapitalizmin gelişmesi, emperyalizmin niteliği, proletarya diktatörlüğü, halk devleti, sosyalist devlet, devrimci durum, devrimin taktikleri, devrimin niteliği ve MKP 3. Kongresi’nin ele aldığı konularının önemli bölümlerini ele alıp değerlendirmektedir.

Ben burada, Halil’in ele aldığı konulara tek tek değinmeyeceğim. Buna gerek yok. Çünkü amacım; bu kitabın kısa tanıtımını yapmaktır. Okuyucu, Halil’in yaklaşımlarının nasıl olduğunu, okuyunca kendisi görecektir.

Örneğin bugün Koç’ları, Sabancı’ları, Doğuş’ları, Zorlu’ları, Eczacıbaşı’ları, OYAK’ları, Ülker’leri, ve daha pek çokları artık dünün sıradan – basit acenteleri, komisyoncu kompradorları değiller. Bunların her biri kendi çapında uluslar arası sermayedarlar grupları arasında yer alan büyük tekelci sermayedarlardır. Ve bunlar gerek otomobil, gerek beyaz eşya ve gerekse gıda, tekstil ve inşaat sektörü ve daha bir çok sahada ortaklıklar şeklinde kendi sermayeleriyle varlık gösteren/gösterebilen, söz ve karar sahibi olabilen birer aktör gerçekliğindedirler. Dolayısıyla da olgu ve nesnel gerçekler baz alınarak o eski ezberci söyle ve değerlendirme kriterleri terk edilmek zorundadır.“ PDF, sf. 43-44

Halil, bu yaklaşımların yanında MLM ile revizyonistler arasında temel bir sorun olan;

“Proletarya diktatörlüğü mü”, “halkın devleti mi” sorununu da ele almakta ve MKP’nin “halkın devleti” revizyonist anlayışını değerlendirmektedir.

Bitirirken, belirtmeyi zorunlu görüyorum. Elebette, Halil ile bir çok konuda farklı düşünüyoruz. Örneğin Mao değerlendirmesine olduğu gibi. Ancak, bunlar sorunlara eleştirel yaklaşımı engellemez. Özellikle dogmatik yaklaşımı bir ilke haline getirerek, sınıftan uzaklaşarak marjinalleşen anlayışlara karşı mücadelenin geliştirilmesi ve bu konuda diyalektik yöntemin kullanılarak aşılması çabaları desteklenmeli ve alkışlanmalıdır.

Okuyucu, Halil’in bu kitabını okurken, kendisine yeni şeyler kattığının farkında olcağı gibi, aynı zamanda, sınıf mücadelesini işçi sınıfı lehine daha ileri taşımada bir basmak oluşturacağını da görecektir.

Not: Halil Gündoğan'nın kitapları bu adresten okunabilir:

http://halilgundogan.blogspot.com/search/label/PDF Kitaplar

3633

Comment form

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantıya çevrilir.
  • Satırlar ve paragraflar otomatik olarak bölünür.

Yusuf Köse

Yusuf Köse teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır. Ayrıca 7 adet kitabı bulunmaktadır. Kitapları şunlardır: Emperyalist Türkiye, Kadın ve Komünizm, Marx'tan Mao'ya Marksist Düşünce Diyalektiği, Marksizm’i Ortodoks’ça Savunmak, Tarihin Önünde Yürümek, Emperyalizm ve Marksist Tarih Çözümlemesi, Sınıflı Toplumdan Sınıfsız Topluma Dönüşüm Mücadelesi.

yusufkose@hotmail.com

http://yusuf-kose.blogspot.com/

 

 

Yusuf Köse

“Bir Tek Mücadele Kaybedilir; O Da Terk Edilen Mücadeledir.” (Kadınların birliği)

Cumartesi Annelerinin eylemi, bu ülkenin en uzun soluklu mücadelesidir… Birçok kez engellendi, saldırıya uğradı, sürekli hale gelen polis saldırısı nedeniyle 1999’dan 2009’a kadar ara verildi, pandemi döneminde online olarak yapıldı ama ne olursa olsun Cumartesiler, 1995 yılından bu yana yani 28 yıldır “kaybolan” çocuklarını, eşlerini, babalarını, annelerini, arkadaşlarını, yakınlarını arayan insanların ama en çok da annelerin eylem günü oldu.

Yeni Emperyalistler Eski Emperyalistlere Karşı

Kapitalizmin; gelişmesi, genişleyerek yoğunlaşması ve üretimin her geçen gün artmasıyla ortaya çıkan tekelleşme ve uluslararası yönünün esas hale gelmesi, onu daha saldırgan bir aşama olan emperyalist bir aşamaya ulaştırdı. Bu gelişme, sınıfların netleştiği ve sınıflar arası mücadelenin keskinleştiği kapitalist ekonomik sisteminin diyalektik gelişiminin bir karakteristiğidir. Kapitalizm derinlemesine ve enlemesine geliştikçe yeni emperyalist ülkeler ortaya çıkacak ve bu da  emperyalistler arası çelişmeyi artan ölçüde derinleşecektir.

BRICS'in Johannesburg'da zirve toplantısı

Çin yeni emperyalist konumunu genişletiyor

Bugün Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde Vladimir Putin'in yalnızca sanal olarak katıldığı yeni emperyalist BRICS ülkelerinin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) zirve toplantısı sona eriyor.

Altı ülke eklendi

Tartışmaların merkezinde 14 yıl önce kurulan BRICS grubunun "BRICS Plus" olarak genişletilmesi yer alıyordu.

“ECDAT” HİKÂYELERİ[*]

 

“Geçmiş içinde yaşanacak bir şey değildir.

Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip

çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur.”[1]

 

KADINLARIN BİRLİĞİ | Halk Okulu Devrimcilik Adı Altında LGBTİ+ Düşmanlığı Yapmaya Devam Ediyor!

Bir süredir Halk Okulu’nda LGBTİ+lar ve LGBTİ+ mücadelesi üzerinden genelde ilerici, devrimci harekete özelde proletarya partisine yönelik “değerlendirme”lerde bulunulmaktadır.

Bu “değerlendirmelerin” temel anlayışına ve üslubuna, devrimci kamuoyu da bizler de aşinayız.

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

Sayfalar