Cumartesi Nisan 27, 2024

“Halkın Sanatçısı ve Halkın Savaşcısı YETİŞ YALNIZ Yoldaş'a”

gider,

…gider, nice koç yiğitler gider

Senin de içinde bir oğlun varsa çok değildir,

Ey mavi gök!

Ey yağız yer bilesin ki,

Yüreğimiz kabına sığmamakta

Örsle çekiç arasında yoğrulduk

Hıncımız derya gibi kabarmakta”

Dersim toprakları nice yiğitlere tanıklık etmiştir. Karanlığı aydınlığa dönüştürme mücadelesinde dağların dokruklarını mesken eyleyenler, özgür gelecek düşlerimizi mutlaka gerçekleştireceklerdir.  Geleceğe dair düşlerimizi gerçekleştirmek için mücadelenin her alanında en önde koşan, şairin deyimiyle 'en hızlısı' olan Yetiş Yalnız yoldaşımızın acı haberi hüzün ve öfkemizi iç içe katmıştır.  O, 'halkın sanatçısı, halkın savaşcısıdır' şiarını en özümseyenimizdir. Sanatını halk için, halkların gelecek umudunu marşlara, ezgilere, klamlara taşımış ve mücadelemizin bir parçası haline getirmiştir. Birlikte yürüttüğümüz kolektif çalışmalar, sayısız konserler, katıldığımız eylemler, üretilen besteler sanatsal çalışmalarımıza büyük katkılar sunmuş ve bizde derin bir tercübe bırakmıştır.

Yetiş yoldaşın mütevazi ve dürüst kişiliği dışında, kararlılığı ve inançlı duruşu bize her dönem ve her koşulda örnek olmuştur. Yaşadığı Avrupa şehirlerinde kapitalist-emperyalist yozlaşmış, metalaşmış kültür ve sanat anlayışına karşı, daima devrimci kültürü-sanatı savunmuş ve geliştirme adına mücadele yürütmüştür. Avrupa metropolleri'nin sunduğu imkan ve olanakları elinin tersiyle itmiş, hayatının her alanında ezilenlerin kavgasına dahil olmuştur.

Yetiş yoldaşın üstün müzikal yeteğeni, ısrar ve azmin göstergesiydi. Eline aldığı her müzik enstrumanını kısa sürede çalabilme yeteneğine sahipti. Yaratıcıydı, her koşulda zoru başarabilen ve hiçbir görevden geri durmazdı. Sanatın özgürlüğü ve sanatçının örgütlenmesi adına birçok çalışmaya öncülük etmişti. ATİK (Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu) bünyesindeki kurumlarımıza önemli katkılar sunmuştur. Üyesi olduğu derneklerde oluşturduğu ve çalıştırdığı koro'lar ve müzik grupları uzun süre güzel çalışmalar sunmuştur. Grup Şiar içerisinde uzun bir dönem grup elemanı olarak görev aldı. Grubun 'Yılmadık' adı altında çıkan albümünde yer almıştır. Partizan Ozanlar geleneğini iyi bilen, eserleri araştıran, ulaşan ve geleneğimizin eserlerini yeni yorumlama noktasında önemli çalışmalar sunmuştur. Partizan Müzik Topluğu oluşturmada önemli katkılar sunmuş ve çalışmaları ileri taşıma noktasında hiçbir görevden kaçınmamıştır.

Yetiş yoldaşla birlikte birçok ülkede ve şehirlerde konserler verdik. Enternasyonal mücadele alanında sanatsal çalışmalar içerisinde yer aldık. Son konserimizi Dersim'de verdik. Dersim'de ayrı bir mutluluk içerisindeydi. Bir hasretin sona ermesi gibi daha heyecanlı ve coşkuluydu. Bir kutup yıldızı misali parlayan gözlerinden mutluluğunu çevresine yansıtıyordu. Veda vakti geldiğinde, sıkıca sarılması ve yoldaş sıcaklığında gülümsemesini, 'kendinize çok iyi bakın!' demesi, hiç aklımızdan çıkmamaktadır.

Sınıf mücadelesini en doğrukta yürütmek ve devrim düşlerini gerçekleştirmek için, o da dağların doruklarını mesken eyleyenlerdendi. Bağlamasını hiçbir zaman elinden düşürmeyerek, Munzur beraklığındaki güçlü sesini bu defa Dersim dağlarının doruklarından bizlere seslenecekti.

Yetiş yoldaş Partizan Ozan geleneğinin en son temilcilerindendir.

Onun bizlere bıraktığı ter temiz, lekesiz mücadele bayrağını miras kabul edip, geleceğe taşımanın onurunu duyuyoruz.

Onu her daim, marşlarımızda, kavga türkülerimizde yaşatacağız!

Yetiş yoldaş şahsında Dersim/Aliboğazın'da ölümsüzleşen oniki partizan yürekleri........, oniki dağ parçasını......., oniki kızıl karanfileri......saygıyla anıyoruz!

Selam olsun karanlığa karşı gökyüzünün mavi rengini, güneşin aydınlığını özgür geleceğe taşıyan halk savaşçılarına...

 

UMUDA HAYKIRIŞ”

40806

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Misafir yazarlar

Kürtlere Kadın, çocuk, yaslı ayrımı dahi yapmadan topyekün saldıran katil devlet …

Türkiye Cumhuriyeti Devleti topraklarını ilhak ettiği ve zulmettiği Kürtlere nasıl da saldırıyor?.. Nasıl da katmerli baskı ve tahakküm uyguluyor?.. Uyguladığı zorbalığı nasıl da en üst boyutlara tırmandırıyor?.. Tüm bunların sonucu devlet sokağa çıkma yasağı ilan ederek, topuyla, tankıyla, her türlü silahla Kürtlerin evlerini, barklarını yakıyor, yıkıyor, yağmalıyor…  Binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan Kürtler böylesi kanlı bir tehcire zorlanıyor… 

Kentsel dönüşüm

Kentsel dönüşüm, kentin tarihince oluşan denetim dışı alanların düzenlenmesi ve yaşayan insanları bu düzenlenmeye göre biçimlendirme ereğidir. Kentin, sistemin ve geleceğinin planlanmasının bir adımı olarak sunulan bu yaklaşım; egemenlerin ideolojik, politik, ekonomik ve idari ihtiyaçlarının karşılanmasını hedefler. Bu hedefin gerçekleşmesi için öncelikli olarak bunun bir ihtiyaç haline gelmesi yada ihtiyaç olduğunun ön kabulünü koşul lamasıdır. Bu ön koşullar dizisi olmadan süreç başlatılamamaktadır.

Hendek Birliği

Kürt halkı yenilsin yenilmesin, iyi direndi ve iyi direniyor. Kitleler şehirlerde kendilerini savunmak istediklerinde, zorunlu olarak barikata ve hendeğe baş vururlar. Bazı aydınların hendeklere karşı çıkmasının, hendeklerin kapatılmasını talep etmesinin hiçbir anlamı yoktur. Kürtler hendeklerde sadece kendi ulusal hakları için değil,

Türkiye'nin demokratikleşmesi için de direniyorlar. Devrimciliğin ve demokratlığın bugünkü mihenk taşı hendeklerdir. Hendeğin hangi tarafında duruyorsun? Hendeği kazanların tarafında mı, kapatmak isteyenlerin tarafında mı? 

Katliam bir devlet geleneği ise isyan da bir halk geleneğidir

7 Haziran seçimlerine HDP'nin parti olarak gireceğini açıklaması ile başlayan katliamlar bugün AKP'nin iktidarını koruma yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. 7 Haziran'dan önce çıktığı her meydanda yapacağı katliamların propagandasını yapan, dört bir yana tehditler savuran AKP hükümeti bugünlerde tehditlerini hayata geçirmiştir.

Katliam bir devlet geleneğidir

FAŞİZME KARŞI BİRLİK OLUP MÜCADELE ETMENİN KAÇINILMAZLIĞI

Yalan, demagoji ve artan ölçüde devlet terörü ve korku, faşizmin en temel özellikleri arasındadır. Halkı, bu taktiklerle korkutur, sindirir ve ezer. Ve bununla beraber, “vatan haini” demagojisiyle, ilerici olan kesimlere karşı geri yığınları peşinden sürüklemeyi başarabilir. Ve böylece, geniş bir kitle desteğini de arkasına alarak, sermayenin çıkarları doğrultusunda ülkenin aydınlık yüzüne karşı savaş açar. Bugün ülkemizde fazlasıyla yaşanan da budur.

ADİLOŞ BEBE'DEN , MİRAY BEBE'YE

''..bunlar, engerekler ve çıyanlardır,bunlar, aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır, tanı bunları , tanı da büyü...'' diyerek Kürt halkının çocuklarının henüz kundakta başlayan acı ve dramını anlatan Ahmet Arif'in şiirine yansıyan gerçekleri hiç değişmeden bugün de aynen Miray bebek şahsında yaşıyoruz.Ama maalesef daha tanımadan öldürüldü.

Önce eşitlik, sonra Kardeşlik! DTK Kongresi ve Özerkliğe dair

Osmanlının son sürecinde ortaya çıkan ittihat ve terraki adlı Jön Türk hareketi olan milliyetçi  türkçü akım önce 1915 Ermeni/ Süryani soykırımını gerçekleştirmiş ve 1920 TC`nin kuruluşunun hemen sonrasında da  TKP Önderleri Mustafa Suphi,Ethem Nejat ve yoldaşlarını hunharca Karadeniz sularında katlettirmiş ve 1925 den bu yana da Kürtlere karşı imha ve inkar politikalarına girişmiştir.

TKP/ML: “Ölüm; Özgürlük, Devrim Ve İdeallerimiz İçin” Diyenlere Bin Selam Olsun!

“Al, yüreklerinden bir parça koy yüreğine

kokuları serin bir bahar rüzgarı gibi

çek içine.

şafak vakti dağın ardında selamla onları

söz ver,

başarılacak de,

de ki gülümsesinler

de ki arkada kalmasın gözleri.”

Türk, Kürt Uluslarından Ve Çeşitli Milliyetlerden Emekçi Halkımıza;

Soykırımın yeni adı: "Kürtleri Çökertme-Çöktür."

        Faşizm her coğrafyada aynı karakteristik özelliklere sahiptir. Çünkü aynı ideolojik kaynaktan beslenmekte, yasalar çıkarmakta, yürürlüğe koymakta, katliam ve soykırımlar yapmaktadır. 12 Eylül askeri faşist yasalarıyla yönetilen sözde parlamenter sistem, 12 Eylül faşizminin devam ettiricisidir. Bugün artık ülkemizde faşizm tanımı üzerinde tartışmanın bir gerekliliği yoktur ve kalmadı da. Faşizm bir devlet biçimidir. Faşizme, faşist zulme, baskıya katliamlara karşı çıkan herkes ," düşman, hain, terör yandaşı, terörü destekleyen güruh" olarak  damgalanmaktadır.

Faşizm kadın devrimcilerden intikam alıyor - Ziya Ulusoy

Erdoğan faşizmi, generalleri ve polis şeflerini, kadın devrimcilerin katledilmesine seferber etti.

Yalnızca son aylarda İstanbul'da Günay, Dilek, Dilan,Yeliz, Şirin, Kürdistan'da Güler, Sakinelerin öldürülüşünün yıl dönümünde Seve, Fatma, Pakize yoldaşları katletti. Ayrıca, çocuk büyük demeden çok sayıda kadını da kuşatma altına aldığı Kürt ilçelerinde öldürdü.

Ergenekoncu Perinçek Faşizmin Kelle Avcılığına soyundu

   Türkiye devrimci hareketine elli yılı aşkın musallat olan, bir koluna Kemalist  faşizmi takan, diğer koluna ise devrimcileri takmaya çalışan  Doğu Perinçek devletin en sadık elamanı, akıl hocası ve tetikçisidir. Bugün teorik   faşizmin ve devletin teorisyenliğini yapan karşı devrimci faşist güruhun başını çeken çok önemli bir elemanıdır. Geçmişte İbrahim Kaypakkaya’yı öldürtmek istemiştir. Ama görevlendirdiği kişiler Kaypakkaya'yı tanıyan, Kaypakkaya’ya güvenen çıkınca Perinçek ve ekibinin katletme planı tutmamış, boşa çıkarılmıştı. İrfan Çelik bu komplonun canlı tanığıdır.

Sayfalar