Salı Nisan 30, 2024

"İpler kimin elinde "2

Dünyadaki gelişmeleri dikkate aldığımızda  Asya kıtası ve Ortadoğu  proleter devrimlerine, ulusal kurtuluş hareketlerinin başarı elde etmesine,zaferle taçlanmasına, objektif şartların en uygun  olduğu alanlardır. Yanlızca objektif şartların değil ,aynı zamanda komünistlerin ve anti emperyalist , anti faşist hareketlerin örgütlü ve ciddi bir potansiyol güç oluşturduğuda bir gerçek.  Emperyalizmin karnının en yumuşak olduğu  bu alanlarda  yükselecek halk devrimlerinin  emperyalizme büyük darbeler vuracağı kesindir. Bu nesnellik görülmeden sınıfların mevzilenmesi doğru ele alınamaz.Hedefimize koyacağımız baş düşmanımıza okun ucu yöneltilemez.

Kürdistan'da,Hindistan'da,Nepal'da, Yemen'de, Filipinler'de, Suriye'de, Türkiye'de vb ülkelerde  emperyalizme ve faşizme karşı gelişen, demokratik halk devrimleri ve ulusal kurtuluş mücadelelerinin merkezini buraların  oluşturacağı kesindir. Bugünun objektif durumu, gelecek açısından bize bunu göstermektedir.

Peki subjektif durum dünyada ve bölgelerde  ne durumda?Bu gerçeği doğru tahlil etmezseniz ve güçlerinizi yukardaki objektif koşullara göre belirlemez,doğru mevzilenme yapılamazsa,bu sujektif gücü yeni bir yıkımada götürebilirsiniz. Geçmişte yapılan yanlış subjektif tahliller komünist partilerin ve anti emperyalist hareketlerin büyük yaralar aldığını bize gösterdi. Türkiye topakları üzerinde kırk küsür yıldır bizler bunun acısını yaşamaktayız.

Hindistan,Nepal, Filipinler ve Kürdistan'da halkların demokratik devrimi, ulusal kurtuluşu gerçekleştirmenin objektif ve subjektif koşulları mevcuttır. Dünya halkları bu potansiyel pozitif gücü doğru düzgün kullanırsa emperyalizm ve faşist iktidarlar  buralarda ağır darbeler alacaktır. Bu gerçekliği herşeyden önce görmemiz gerekiyor. Bu alanları, emperyalist gerici savaşlara karşı devrimin kaleleri ve merkezlerine dönüştürmek komünistlerin ivedi görevidir. Her devrimcinin görevi kendi ülkesinde devrim yapmak, onun içerisinde şartlar ne olursa olsun yer almaktır.

Ulusal kurtuluş ve bağımsızlık mücadesi alevler ve katliamların dur durak bilmediği Kürdistanın dört bir köşesinde sesli, ama bir volkan patlamasını andırıcasına yükseliyor.Kürdistan ve kürtlerin mücade tarihi  uzun yılları kapsamaktadır. Yakın kırk yıllık tarihimizde ise daha kapsamlı bir boyut kazanarak günümüze kadar gelmiştir. Genel anlamda söylececek olursak kürtler bütün tarihi boyunca bu kadar bilinçli,örgütlü ve bağımsızlık mücadelesini devlet olma yolunda ilerletmemişti.  Ortadoğu'ya  bir bütün olarak baktığımızda , Asya ve Afrika  kıtalarını yakından etkileyen geniş bir yelpaze üzerinden Kürdistan devrimi yükseliyor. Kürdistan gerçeğini komünistler görmeli ve bağımsız  Kürdistan savaşında açık , tereddütsüz taraf olmalıdırlar. Kimsenin çeşitli sudan bahaneler uydurmasına,gerekçe göstermesinin bir anlamı artık kalmadı.

Bugün Kürdistan  üzerinde halklarımızın baş düşmanı Amerikan emperyalizmi ve batılı emperyalistlerden oluşan NATO bloğudur. Buna karşı  Rus ve Çin emperyalistlerinin oluşturdukları karşıt blokla aralarında kıyasıya bir egemenlik ve rekabetten kaynaklanan kirli savaş de vam ediyor. Çeşitli piyon örgütler, organizasyonlar oluşturarak , güçler dengesini kendi lehlerine çevirmeye çalışmaktadırlar.  Bölge var olan gerici faşist iktidarlarıda kullanarak , kah yanına alarak , kah karşıt güçler göstererek psikolojik üstünlük birbirlerine karşı sağlamaya çalışmaktadırlar.

Bölgede egemenler gerçek anlamda ciddi bir kriz yaşamaktalar, Ortadoğu'da baş düşman Amerikan emperyalizmi ve  Nato blokunun başlattığı bölgesel savaş tam bir bataklığa dönüşmüş durumdadır. Yanlızca bölgemizde değil, Afganistan,Pakistan vb. ülkelerde karşılıklı egemenlik kurma savaşında buralarda'da çıkmaz bataklıklar yaratıldı. Planlanan elli yıllık emperyalist projeler vadesini doldurmakla kalmadı,iflas etti,geçerliliğini tamamen yitirdi.  Yeşil hatta oluşturulan Arap baharı ilk günlerin getirdiği sahte reforumların gerçek yüzünü ayyuka çıkardı. Vadesi dolan diktatörleri alaşağı etti. Yerine ,sözüm ona "reformist islam","demokrat islam" ,"libarel"maskesiyle yeni işbirlikci diktatörleri işbaşına getirdi.

   Bunlardan biriside Erdoğan önderliğinde oluşturulan faşist iktidardır. Bu projenin destekcileri  bir aktörüde libareller,"aydınlar" ve her dönem koltuk degneği görevini yürütenler bu günkü zulümden pay sahibidirler. Biz bunları unutmayacağız. Kendilerini hangi günah çıkarma keçisi yaparlarsa yapsınlar , tarih bu zülme çanak tutanlardan hesap soracaktır.

  Buğün Kürdistan bir yol ayrımına girmiştir. Faşist diktatörlük yükselen kürt ulusal kurtuluş mücadelesini bastıramamanın vede kendi egemenliğine alamamanın hırcınlığıyla toplu katliamlara girişmektedir. Bu zulüm karşısında fikir jimlastiği yapmanın,gereksiz entel pozlara bürünmenin,yeniden "dünyanın yuvarlak olup olmadığını içat etmenin" bir faydasıda yoktur.
    Bugün kayıtsız koşulsuz Kürdistan direnişini desteklemek artık yetmiyor. Kürt ulusunun ulusal bağımsızlık mücadelesinin içerisinde bireysen birey düzeyinde , örgütsen örgüt düzeyinde , kurumsan kurum düzeyinde  elde silahla,taşla,sopayla,zılgıtla sloganıyla  yer alınmalıdır. Artık , bağımsız Kürdistan' da yetmiyor, demokratik halkların tam eşitliği çercevesinde bir Kürdistanı kurmanın bütün imkanları mevcuttur.  Gerilla savaşını , hendek savaşını , barikat savaşı, sokak savaşını,kitlesel sokaklara çıkma, zulme karşı çıkan çeşitli sınıfların her mücadelesini hayatımızın bir parası haline getirmeliyiz.

Biz bu ilkesel doğruları  Kaypakkayanın geleneğinden alıyoruz. Maoculuk lafla olmuyor. Ben yazılarımı kendi adıma yazıyorum. Başka kurumlar  adına ne bir yetkiye , nede bir hakka sahip olmadığımın bilinmesini isterim.  Onlar kendilerini hertürlü savunabilir,cevap verebilirler. Beni ilgilendiren  asıl sorun , biz nerede durmaktayız,bedel ödemeyi göze alabiliyormuyuz ? Benim için sorun  bu ...İlkesel doğrular her sınıfın kendi ideolojik dünyasına göre belirlenir. O sebeple yetmişli yıllarda nasılki Filistin kurtuluş örgütünün siyonist İsraile karşı savaşarak yanında yerimizi aldıysak, bugünde Kobani'de kürt hareketinin yanında savaşa katılmak kadar meşru doğru birşey yoktur. Rojova'da olunması neden bazılarını kızdırıyor ,neden sorgulanıyor anlamakta zorlanıyor insan. Kaypakkaya şeh Said in sarığına, sakalına,dinci  yönüne bakmadan , hatta" Fransız emperyalizminin kışkırtma "söylemlerine bakmadan bu kürt isyanının haklı, meşru ve "desteklenmesi gerektiğini"savundu.savunuyorum.Kadıki,Kürdistan  ve kürt ulusunun ulusal bağımsızlık mücadelesi Türkiye devrim mücadelesinin bir parçasıdır. Köklü bağlarla birbirine bağlıdır. Türkiyeli komünistler bu mücadelede doğru rotada yerini alıyor,  Bazı kişilerin egolarını tatmin için  siyasal tahliller yapılmaz. Diyarbakır'da, Mardin'de, Hakkari'de, Çizre'de,Silopi'devede Kürdistanın dört bir yanında  kürt ulusal kurtuluş mücadelesi yanında  yer almamak , sessiz kalmak,kemküm etmek insanlığın açık bittiği yerdir. Bu sessizlik gizli devlet desteğidir,şövenizmdir, faşizmin zulmünü, baskısını kabüllenmek,korkakca teslim olmaktır. Yarın hangi yüzle  zulmün cenderesinde geçenlere bakacaksınız merak ediyorum. Öldürülen çocukların, kadınların,yaşlıların, sivillerin kanında sizin sessizliğinizin payı var . Sizde bunu unutmayın. Bizde unutmayacağız.  Kürt ulusu yaşamla ölüm arası , var olma yok olma savaşında senden ses vermeni isterken,el uzatmanı , zulme karşı onurlu insanlığı isterken sen bencilliği,rahat yaşamının kaygısını yaşıyorsun. Açık olmalıyız,kıvırtmanın anlamı kalmadı , orta yol yoktur. Ya ezilenlerin,haklıların , zülme uğrayıp baş kaldıranların yanındasın , yada her ne bahane uydurursan uydur ezenlerin , zalimlerin yanındasın...  Bu Türkiye'de Kürdistan'da yaşayan her birey için,kurum , kuruluş ve öegüt için geçerlidir. İnsan olmanın tek ölçüsü  insan olmak ,yapılan zulme karşı sessiz kalmamak,karşı çıkmak,bedel ödemeyi göze almaktır. Gerisi yalan ve demogojiden öte birşey değildir. Aksi yarın benim arkama bakmadan sırtımı döneceğim bir dostum olamazsın... Buda böyle herkesçe böyle biline...

Kimseye bir dayatmada yapmıyorum. Ses verin , yazın , karşı çıkın, sokağa çıkın, zülme karşı birşeyler yapın ama yapın .Daha engin , daha birikimli , hatta bilgili olabilirsiniz , ama ölü sessizliğine bürünmeyin,ses verin , vereceğiniz her kısık ses inanin milyonlara ulaşacak, faşizmin toplu katliamlarını engelleyecektir.  Yazın , yazın derim arkadaşlar,sizde düşüncelerinizi yazın.  Korkmayınki, faşizmi, faşist diktatörlüğü yenebilelim. Sorun çok yaşamak değil, onurluca yaşayabilmektir.

Bütün arkadaşlarımdan, dostlarımdan  bu onurlu duruşu ve insanlık onurunu  koruyan tavıf takınmasını , duyarlı olunmasını istiyorum.Kırıcı , aşağılayıcı , küçümseyici , kendimiz başta olmak üzere, birini mat edici,kendimizle kavgacı olmamak kaydıyla yazın... Siyaseten  aynı görüşte olmayabiliriz.Ayrı görüşte olabiliriz, önemli olan geliştirici , ilerletici,katkı sağlayıcı olalım. Yeterki faşizme -faşist zulme karşı insanlık için ses verelim,sesimize ses katalım.   Faşizme karşı halkın cephesini oluşturmanın yollarını yaratabilelim.Yarın faşizmin zulmüne karşı duruşumuzla gurur duyalım,bunu hak edelim. Zor olsada devrimciler , gerçek aydınlar ilericiler,komünist ve sosyalistler  Kürdistan ve Türkiye'de zoru başarabilecek güce ve birikime sahiptirler. Yeterki çüret edelim , yaratılmak istenen korku toplumuna ve korkaklığa baş kaldırma cesaretini gösterelim . O zaman gelecek özgür- güzel günler çocuklarımızın yaşam ve mutluluk serveti olacaktır.Geride bırakacağımız en büyük değer bence budur.

42999

Son Haberler

Sayfalar

"İpler kimin elinde "2

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar