Salı Mayıs 14, 2024

"İpler kimin elinde "

Bugün bir arkadaşımla sohbet ederken  Ortadoğu, Türkiye ve Kürdistan ve en önemliside Suriye'de neler oluyor üzerine konuşmaya başladık;  Ben siyasal tahlillerde bulunmaya çalışrken,, üçüncü dünya savaşının kapıda olduğunu,çanların  kimin için çalıyoru anlatırken , arkadaşım dediki:"Yoldaş bu söylediklerini Marks, Lenin, Stalin , Mao yoldaşlar o  zamanlar söylemişler... Sen bugüne has özgül tahlil yapsan vede biz bunun neresindeyiz,anlatsan daha gerçekçi olur". Ben önce bir duraksadım şaşırdım , "söyleyen dilim söylemez" oldu. Kendimde bir duraklama olduğunu fark ettim ve toparlanmaya çalıştım. Ama , karşımda sohbeti yürüten yoldaş, benim bocalamamı anlamış olcakki,kahkahayı bası verdi. Bende zoraki de olsa atılan kahkahaya katıldım.
  
Sonra dünyanın siyasal hallerini konuşmaya devam ederken , bölgemizde hızla gelişen olaylar,altüst oluşlar gündeme geldi;dediki,"ipler gevşedimi başı boşluk oluyor , çalışanlar dengeyi şaşırıyor,yolu karıştırmaya başlıyorlar" O sebeple elindeki iplere ayar vereceksin,çok gevşetmeyeceksin,bazan gevşetici gibi gözükeceksin , ama denedimi ekde tutacaksın,dengeleri koruyacaksın.." Ben," ne oluyor kardeşim insanlara  At yularımı takıp yönlendiriyorsunuz " dedim. Arkadaş kahkaha tufanını daha yüksek sesle  devam ettirdi. Anlaşılan karşılıklı yaptığımız mizahi konuşma hoşuna gitmişti.Gerçekten de bölgemizde ipler kimin elinde,kim ipleri kendi menfaatlerine göre yönlendiriyor? Günlük,saatlik anlık gelişmeler öyle hızlı ilerliyorki,okumaya dahi zaman bulamıyor insan. Bu kadar hızlı gündem değişikliğini tabiki biz belirlemiyoruz. İki emperyalist blok bölgemizde  egemenlik savaşı yürütüyor, gelişmeleri  ve gündemide  bugünkü haliyle onlar belirliyor.

Bu emperyalist blokların birinin başını Amerikan emperyalizmi,diğerinin başını ise Rus emperyalizmi çekmektedir.İplerde bunların elinde.Dünyada ve bölgemizde devam eden emperyalist egemenlik savaşı , esasen sermayeyenin egemenlik savaşıdır. Gerici bir savaştır, bu savaşta taraflardan birini desteklemek , yanında yer almak , yada "haklı göstererek" sempatiyle bakmak,"kurtarıcı olarak"göstermek şu anlama gelmektedir;"denize düşen yılana sarılırmış"... Yani bir köle sahibinden kurtulup kendini rakip köle sahibine teslim etmektir. Bu piyon,işbirlikci hükümetler,devletler ve yönetimler içinde  geçerlidir. Lenin diyorki, "Ama şöyle bir durumu gözünüzün önüne getirin:100kölesi olan bir köle sahibi,kölelerin daha "adil "bir dağılımı için200 kölesi olan bir köle sahibine karşısavaşa girişiyor. Açıktır ki,bu durumda"savunma" savaşı ya da "anayurdun savunulması için" savaş deyimlerinin kullanılması tarihsel bakımdan yanlış, ve uygulamada,halkın,işin inceliğiniaramayan cahil kimselerin kurnaz köle sahiplerince aldatılması olur. İşte buğünkü emperyalist burjuvazi,köleliği sağlamlaştırmak ve kuvvetlendirmek için köle sahipleri arasındaki savaşı"ulusal"ideoloji ve"anayurdun savunulması "gibi sözlerle halka yutturmak istemektedir." Lenin,Sosyalizm ve savaş.sayfa13

Görüldüğü üzere  "köle sahipleri "aynı, değişen birşey yoktur. Bilimsel anlamıyla  emperyalizmin özünde niteliksel bir değişiklik yoktur. Bazı teknolojik değişiklikler sonucu sömürü sisteminde tıraşlamalar olsada göz boyamak ,"kendini "hoş", hoşt göstermek içindir. Binlerce km.uzaklardaki,topraklara kendi toprağınmış,"vatanınmiş gibi gireceksin,yakıp-yıkacaksın,asıp keseceksin , kendine köleliği kabullenen işbirlikci yönetimler kuracaksin , kadın çocuklar başta olmak üzere kitlesel kırımlar gerçekleştireceksin  ve bunun adınada  "terörizme karşı""vatan,yurt savunması" diyeceksin . "Ülkelerin çıkarlarını korumak" bahanesiyle işgalini "meşru" göstermeya çalışacaksın.Hani  kendi yarattikları, uşak faşist katil devletlerin halklara yaptıkları zulme sanki "karşılarmış gibi,hepsi "adelet "ve "insan haklarından"yanaymışlar gibi göz boyamalarla bizleri kandırmaya çalışmaktalar.
 
Emperyaliatler biliyorki , karşılarında güçlü bir sosyalist  blok ve devlet yoktur. Savaşı  niteliği ve karekteri de  bu yokluk üzerinde şekilleniyor. Ancak unutulan birşey var. Hala sınıflar var, ezenler  ezilenler var. Bunlar arasındaki  sınıf mücadelesi,savaşımı devam ediyor. Kimin galip geleceği ve zaferle taclandıracağı henuz netleşmemiştir. Bilinen ve net olan birşey varki , o da  sermaye sınıfıyla işçi ve emekçi sınıflar arasında kıyasıya savaş ,yenilgilere rağmen durmaksızın devam ediyor,nihayi hesaplaşma mutlaka gerçekleşecektir . Proleterya  ve ezilenler halklar uzun vadede bu nihayi savaşa  odaklanmış hazırlanıyorlar. İmkansızdan imkanlar yaratarak.. Geçmişte komünistlerin yürüttükleri mücadele deneyimlerinden hangi dersler çıkarması , yararlaması gerektiği ışığında  alıntılar yapıyorum  anlayışla karşılanacağını umuyorum.

Tarihte aynı olmayan ama, bazen  benzeri şeyler yaşanır. Bölgeler , coğrafyalar değişsede  sınıf mücadelesinin niteliği karekteri , teorik belirlemeleri değişmezler. Ancak içinde bulunduğunuz şartlar , sınıfların konumlanması,güçler dengesi savaşın rengini belirlrmektedir. Bu anlamda çıkabilecek emperyalistler arası bir savaşta şunda net ve açık olmalıyız; bütün ezilen,işgale uğrayan,vatanı sömürgeleştirilen halkların , yönetimlerin işgalcilere karşı baş kaldırısı,vatanını savunması meşrudur,haklıdır ileriyi temsil etmektedir. Komünistlerde bunların yanında yer almakla yetinmezler , savaşta taraftırlar,yerlerini almalıdırlar, diyor ve Leninin büyük önem taşıyan şu sözleriyle sonlandırıyorum :"1789-1871 dönemi,derinizler  ve devrimci anıları bırakmıştır. Feodalizmin,mutlakiyetin ve tabancı zulmünün devrilmesinden önce proleteryanın sosyalizm için vereceği savaşımın gelişmesi olanaksızdı. Böyle bir dönemin savaşları  ile ilgili olarak"savunma"savaşının meşruluğu üzerine söz ederken,sosyalistler,daima sonu ortaçağ  kurumlarına ve köleliğe karşı devrime çıkacak olan bu amaçları göz önünde bulundurmuşlardır. "Savunma"savaşı sözü ile sosyalistler,her zaman bu anlamda"haklı" bir savaşı kastetmişlerdir.(W.liebknecht de birdefasında bunu aynen böyle ifade etmişti). Sadece bu anlamda sosyalistler,"anayurdun savunulması için"verilen savaşlara  ya da"savunma"savaşlarına , meşru, ilerici,ve haklı savaşlar gözü ile bakmışlar ve bakmakradırlar. Örneğin,yarın , Fas Fransa'ya,Hindistan İngiltere'ye,İran ya daÇin Rusya'ya...savaş açsalar,ilk saldıran kim olursa olsun,bu savaşlar "haklı"savaşlar,"savunma savaşları sayılırlar;ve her sosyalist,ezilen,bağımlı,eşit olmayan devletin,ezen,köleci,soyguncu "büyük"devlete karşı kazanacağı zaferi sevgi ile karşılar." LENİN,Sosyalizm ve Savaş.sayfa13.
           Devam edecek     Hasan Aksu.12-12 2015

42897

“ECDAT” HİKÂYELERİ[*]

 

“Geçmiş içinde yaşanacak bir şey değildir.

Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip

çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur.”[1]

 

KADINLARIN BİRLİĞİ | Halk Okulu Devrimcilik Adı Altında LGBTİ+ Düşmanlığı Yapmaya Devam Ediyor!

Bir süredir Halk Okulu’nda LGBTİ+lar ve LGBTİ+ mücadelesi üzerinden genelde ilerici, devrimci harekete özelde proletarya partisine yönelik “değerlendirme”lerde bulunulmaktadır.

Bu “değerlendirmelerin” temel anlayışına ve üslubuna, devrimci kamuoyu da bizler de aşinayız.

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

Sayfalar