Perşembe Mayıs 16, 2024

Kobanê’den devrim şehitleri için açıklama

Kobanê’de bulunan Türkiye Komünist Partisi (TKP/ML) Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu (TİKKO) savaşçıları Devrim ve Komünizm Şehitlerini Anma Haftası dolayısıyla bir açıklama yaptılar. Savaşçıların yaptığı “Gökyüzünün bütün renklerini taşıyan halkımıza” başlıklı açıklamayı güncelliğinden dolayı yayımlıyoruz

Gökyüzünün bütün renklerini taşıyan halkımıza,

Sınıf savaşımı tarihi, ezilenlere karşı emperyalist gericiliğin saldırılarını ve bu gericiliğe karşı ezilenlerin mücadelesini içerir. Ezilenler gücünü bir tek öfkelerinin birleşik potansiyelinden alır. Bu sorumluluğun farkına varan halkın içinden çıkan devrimciler ezilen halka öncülük etmişlerdir. Göğsünden koparılmasına rağmen tıpkı Prometeus gibi insanlığa ışık olmak için bu bilinçle hareket ederek olacaklara kendini hazırlarlar. Şehit düşmenin, bedel vermenin ve tutsak düşmenin fedakârlık olmadığını bilir, özgürlüğe kavuşmak uğruna olağan olduğunun farkındadırlar. Dünya devrim tarihi bu bilince ulaşmış milyonlarca komünist ve devrimciye tanıktırlar.

Ve bu tanıklığı yaşayan/yaşatan farklı renkten, ulustan, cinsiyetten yoldaşların farklı zamanlarda dünya halkları için verdikleri mücadele geliyor aklımıza. Tıpkı İspanya’da faşizme karşı biraraya gelen farklı farklı ülkelerden Partizanlar gibi. Stalingrad’da insanlığa korku saçmaya çalışan Hitler faşizmini ve buna istinaden emperyalist gericiliğe darbe vuran Kızıl Ordu gibi.

Amed zindanlarında ser verip sır vermeyen komünist önder İbrahim Kaypakkaya’yı, darağacında “Beni asabilirsiniz ama fikirlerimi ve düşüncelerimi asla” diyen Deniz Gezmiş’i,  Kızıldere’de “Biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik” diyen Mahir Çayan’ı, 3 kibrit çöpüyle Kürt ulusunun isyan ateşi olan Mazlum Doğan’ı ve bu cüreti gösteren yoldaşlarımızı nasıl unutabiliriz ki! Yaratılan bu mirasın güçlü kökleri var, toprağın derinliklerine inen bir ağaç ve tepesi sökülse bile ölmeyen bir ağaçtır bu miras. Değil unutmak, daima şiarımızdır yaşatmak.

Kobanê’den, Filistin’den, Chiapas’tan, Hindistan’dan, Dublin’den ve direniş diyarlarından sesleniyoruz; Bugün DAİŞ çetelerine karşı verilen savaşın bir parçası olarak Kobanê’de Enternasyonal sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Paramazların, Saryaların, Alganların, Barbaraların ve enternasyonalizmin simgeleri olan şehitlerimiz tarihsel direnişleriyle üstümüze ağır bir sorumluluk yüklemektedir.

5 Kızıl Karanfilimizi ölümsüzlüğe uğurlamamızın üzerinden tam 4 yıl geçmişken, tarihe düştükleri bir not bilincimizi aydınlatmaya devam ediyor. Bu anlamda bizlere düşen görev nettir;  “Pamuk ipliği tutmuyorsa o zaman kendimizi görevlerimize zincirleyelim.”

Şan olsun yarını kuşanarak şehit düşen komünist ve devrimci neferlere!

Devrim ve komünizm şehitleri ölümsüzdür!

Yaşasın Kobanê direnişimiz!

Yaşasın Halk Savaşı!

Yaşasın Partimiz TKP/ML, Halk Ordusu TİKKO, TMLGB!

 

69363

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

“Unutturulan” Bir Devrimcinin Ardından 29 Ocak 1983, Kanlı Şafak

Çeşitli milliyetlerden Türkiye halkının başına kara bulut gibi çöken 12 Eylül Askeri Faşist Diktatörlüğü’nün elebaşı olan Kenan Evren, Muş halkına yaptığı ve tarihe geçen konuşmasının bir bölümünde “Asmayalım da besleyelim mi?” sözünü, Ermeni devrimci Levon Ekmekçiyan için söylemişti.

12 Eylül faşist cunta yılları idamların, işkencelerin, gözaltında kayıpların, vatandaşlıktan atılmaların, azgın devlet terörünün yaşandığı yıllar olmuştur. Bu dönemde siyasi nedenlerle aralarında 17 devrimcinin de olduğu 51 kişi idam edilerek katledilmiştir.

Almanya'da Faşizme Karşı Kitlelerin Büyük Protestosu

Alman emperyalist burjuvazisi, son yıllarını ekonomik kriz içinde geçirdi ve bu krizi savuşturabilmiş değildir. Tersine, giderek derinleşmektedir. Kendileri için söylenen “Avrupa'nın hasta adamı” sözüne karşı, ekonomi bakanın Lindener'in doğrudan ağzıyla; “hasta değil, yorgun adamı” olduğunu kabul etti.

Çutakımız Hrant (Nubar Ozanyan)

Soykırımcıların, hafıza katillerinin tüm çabalarına karşın Ermeni halkının ve ilerici insanlığın hafızasında halen dipdiri olan Hrant Dink; özgürlüğün ve adalet arayışının simgesi olarak anılmaya devam ediyor. Yüzbinlerin hem kalbine hem de duygularına bu denli etkili ve sarsıcı dokunmayı başaran Hrant Dink, bu gücü Ermeni soykırım gerçekliği kavrayışından, özgürlüğe ve adalete olan güçlü inancından, tutarlı duruşundan alıyordu.

Bir Sol Liberal Aydının Ezilen Ulus Milliyetçiliği Temelinde Ulus Sorununa Yaklaşımının Eleştirisi

Giriş:

Uluslar kapitalizmin şafağında ortaya çıkmıştır. Ancak, kapitalizmin emperyalizme evrilmesiyle de ulusal sorunlar çözülebilmiş değildir. Hala ezilen uluslar ve bunların kendi kaderlerini özgürce tayin etme mücadeleleri sürmektedir. Özellikle emperyalizmin ortaya çıkmasıyla birlikte, ezilen ulus sorununun çözümü doğrudan proleter devrimlere bağlanmıştır.

Dağın Sara’sı (Sakine Cansız), Nubar Ozanyan

Aradan yıllar geçse de direngenliğin hikayesini yazan Sara (Sakine Cansız), unutulmadan konuşulup anılıyorsa bu onun istisna bir kişilik olduğunu gösterir. Unutulmayacak kadar değerli çalışmalar yürüten, her dönem geride okunacak notlar bırakan Sara, Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncü soluğu olmayı başarmış bir devrimcidir.

Cüret edip özneleşelim, kurtuluş için örgütlenelim ve hep birlikte devrimle özgürleşelim!

– Merhaba, kendinizi tanıtır mısınız?

– Merhabalar, ben Rosa Avesta, TKP-ML Komünist Kadınlar Birliği (KKB) temsilcisiyim.

– TKP-ML KKB olarak 5 Mayıs 2023 tarihinde yaptığınız açıklamada 1. Kongrenizi yaptığınızı açıkladınız. Bu Kongreye gelinceye kadar geçen süreci özetleyebilir misiniz?

Sosyalizm Bayrağının Arkasına Saklanan Sosyal Şovenizm!

Yerel seçim süreci, egemen sınıflar arasındaki kapışmanın yeni adresi olarak giderek ısınan bir gündem olarak karşımıza çıkıyor.

2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde AKP-MHP faşist ittifakı ve merkezinde CHP’nin yer aldığı “Millet İttifakı” arasındaki mücadeleden ilki ezici bir üstünlükle galip çıktı. Daha doğrusu, devlet aklı, önümüzdeki dönem için yola “CHP’nin de onayıyla” Türk-İslam senteziyle, gerici ve faşist bir ittifakla devam etme kararı aldı.

Vahşet ve zulümle biten yıllar (Nubar OZANYAN)

Yeni yıl ezilen halklara yenilik adına bir şey getirmedi. Zulmün bir devamı, vahşetin bir tekrarı yeniden yaşatılıyor. Dünyanın muktedirleri, sermayenin generalleri Orta Doğu’yu yeniden paylaşmak, hegemonyalarını pekiştirmek için her gün daha fazla sayıda savaş gemisini denizlere sürüyorlar. En kıyıcı silahlarını yeni bir paylaşım savaşı ve çatışmaları için hazırlıyorlar. Filistin, Kurdistan, Ukrayna savaşın ve çatışmaların en sert ve en tahripkar geçtiği ülkeler olma gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht Yaşıyor, Lenin Yol Göstermeye Devam Ediyor!

 

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht bundan 105 yıl önce dönemin SPD hükümetinin Freikorsp (Gönüllüler Alayı) askerleri tarafından kurşuna dizilerek katledildiler.

Birinci emperyalist paylaşım savaşının ufukta görünmeye başladığı 1907 yılında toplanan İkinci Enternasyonal çıkması muhtemel savaşa karşı “hazır olunması” ve “savaş bütçelerine hayır” denmesi çağrısında bulundu.

Gerici Zorun Panzehiri, Devrimci Zordur

Görsel ve yazılı basında her gün çürümüş, kokuşmuş sistemin icraatlarına tanıklık ediyoruz. Artık uyuşturucu baronlarına, çetelere dair haberler “sıradan” vakalar haline gelmiş durumda. Tabi ki, bizim işimiz bunların çetelesini tutmak değildir.

“Mücadele, İsyan, Örgüt ve Ezilenlerin Savaşına Doğru…”

Oldukça sarsıcı bir yılı geride bıraktık. Artsakh’da, Rojava’da, Gazze’de işgal saldırıları sürerken Afganistan’da halk Taliban zulmüne katlanmak zorunda kaldı.

Yeni ticaret anlaşmaları ve pazar paylaşım savaşları nedeniyle Ortadoğu halkları Kafkaslar’dan Arap Yarımadası’na zulme uğramaya, göçe zorlanmaya, açlığa ve yoksulluğa hapsedildi. Şimdi yeni bir yıla girerken bu emperyalist ve gerici saldırıları direniş ile karşılayan Ortadoğu halkları zaferlere muktedir…

 Bölgede tırmandırılan savaş

Sayfalar