Salı Mayıs 7, 2024

Koca bir yılı geride bırakırken

Koca bir yılı geride bırakırken etraf toz-duman,siyaset te şeytani politikalar at başı gidiyor.Her yerde guzel bir yıllı geride bıraktığınızda n söz edilmektedir. Gerçektende dunya hakları için basarili ve zaferle tatlandırıcı bir gerçeklik varmiki ;yaşadığımız emperyalist dünyada , bütün ezilenlerin sarmalandigi emperyalist krizin icinde debelenirken , nefes dahi alamazken "başarıdan, ""zaferden bahsedebilirmiyiz?Amerikan emperyalizmi başta olmak uzere bütün emperyalistler dünyamızın ve ezilen halk ve ulusların genleriyle oynamaktadır.Son birkaç yıla göz attığınızda milyonlarca ezilen ulus ve halklar emperyalistler tarafindan katledildi.Yuzmilyonun üzerinde mazlum kadınlar,çocuklar , yaşlılar doğduğu topraklardan zorla sürüldü. Kendi yarattığı sermaye krizinin bütün yükünü haklara yıkmak için her yolu müstahak görmektedir. Emperyalist sömürgeciler için halkların katli,sürülmesi pazarlaması pek umurlarinda değil. Çünkü onlari kâr ve menfaatleri ilgilendiriyor.

Onun için Suriye'yi pilot bölge seçtiler. Amerika, avrupa,israil ve bu egemenlere bölgede jandarmalik yapan fasist TC devleti paravan ajan-piyon örgütler kurarak aldiklari yenilgiyi tersine çevirmeye çalıştılar. Burda hedef Ortadoğu'da halklari bölmek, parçalamak, kendilerine sadık egemen devletler kurdurarak uzun vadeli planlamayla yönetme yi esas almaktadır. Bölgede Kürtlerin önemli bir dinamik olması, değişikliği en çok isteyen örgütlü yapiya sahip olması herşeyi yeniden ele almalarına sebep oldu. Çünkü Ortadoğu'da bir daha böylesi bir dinamik ve savaşçı bir topluluk yakalayamayabilirdi Ortadoğu'da iflas eden yağma, talan ve işgal siyasetini ince bir politik oyunla yeniden devreye sokarak , yeni bir ayar vermektedir. Tunus da başlatılan "Arap bahari" Libya'da, Mısır'da, Irak'a, ve suriyede iflas etmişti.

Bir tarafdan Kürt dinamiğini kendini yakınlaştırmayi hedeflemektedir. Beri yandan,geçmişte aldığı karşı devrimci çizgiden "vazgeçmiş gibi gösterilmekte", halklarin umutlariyla oynanmakta, halklar ve ezilen uluslar koyun sürüsü görülmektedir.Gelinen aşamada koro halinde, demokratik halk devrimi,sosyalizm ve komünizm mücadelesi ucube gösterilmek istenmektedir. ' Marksizmin-Maoizmin geçerliliği kalmamıştır, umut olmak çıkmıştır gibi safsatalar yayilmaya ,liberaller, reformistler, anti marksistler itibarla taçlanmakta düzenin belirlediği yasal kulvar dışında ki , sinif mücadelesi yok sayilmakta, sınıfa ve ezilen Kürt ulusuna ,azinlik milliyetlere umutsuzluk yolu , "kurtuluş yolu "gösterilmektedir.

Başta Amerikan Emperyalizmi ve batılı emperyalist devletler yeni bir taktik -siyaset yürürlüğe koyarak Kürt ulusuna bugüne kadar uygulanan zulum ve katliamlarla alakası yokmuş gibi ,masummus maskesi takmakta ,Ortadoğu haklarına tilki postuna bürünmüş kurt olduklarını gizlemek istiyorlar.Bizim bilumum yasalcilar , geçmişin anli -şanlı ihtilalcileri ve marksizmi ağzına almaktan ödü kopan , aman illagal faaliyet gösteren duruma düşmek istemeyen eski tüfeklerimiz, hep bir ağızdan ayni nakaratla "yasalar disina aman aman sakın çıkmayın",eğer "sistemin dayandığı kurallar dışına çıkarsınız ve toplumsal olaylarda yüzünüzü gizlerseniz 'ajan, provokatör' olursunuz"!Eğer ki, devlete yönelik direkt eylemler yaparsaniz ise o zamanda 'terörist' oluverisiniz, olur biter!Aman aman sakın silahlanmayin , aksine silahli güçleri dağıtın,devlet bu sizin can guvanlinizi,mal güvenliğinizi guvance altina alır vede sizi sıcacık kollari arasinda güvenle korur. Bu ne demektir biliyormusunuz,bu devrimi,devrimci güçleri, Kürt ulusal devrim güçlerini tasfiye ederek emperyalizmin güzergahında uslu çocuk olarak yaşamak ve dünyamızda olup bitene bana neci olmaktır.

2014'de yaşananlar bize bu tehlikeli gidişin ne kadar benimsediğini , içsellestirildigini açıkça gosterdi.Fasizmden söz ediyorum,onun surekliliginden , katliam ve zulmünden bahsediyorum. Fasizmi kurumsallaşmaya sosyal,ekonomik,siyasal,ideolojik , kültürel ve kitlesel bağlamda ayakta tutam amerikan emperyalizminden ve bir bütün emperyalist sermayeden bahsediyorum. Ve diyorumki, 2014 yılı Amerikan emperyalizminin , avrupa emperyalizminin ortadoguda hem iflas yılı oldu, hemde yeni bir stratejik manavrayla uzun vadeli planlar örgütlenme ve bundanda başarılı cikma yılı oldu. Önce stratejik muttefikleriyle el kaideyi, Isid ı, oso gibi ithal ajan piyon silahli orgutler kurdular,Bu CIA, Mosat, Mit kaynaklı fasist silahlı militarist orduları egitip,tam tesisat moderin silahlarla donatılmıştır. Suriyede,Irak'ta, Lübnan'da vede Kurdisdanda topyekûn saldırıyı mazlum halklara baslatmis oldular. Ya tutarsa dediler , ama Suriye'de ki hesap tutmayinca uzun zaman diliminde devreye sokmayi planladıkları şeriat üzerinde örgütledikleri ISID vb fasist katil ceteleri devreye soktular.Bir anda ortadogu kan golune döndü. ISİD başta arap alevilere,gayri müslümanlara ve yezidi Kürtlere akıl almaz vahşet ve katliamlarla saldırdı.

Sanki Ortadoğu halklarina zulüm ve katliamlari ben yaptım.Sanki dünyanınnin en humaist Devletleri Amerika ve Avrupalı emperyalistleriymiş gibi."çokmu çok yardim severler gibi..."Bugüne kadar katliamci yüzlerini "demokrasi yoktu," "diktatörlük vardi,demokrasi v özgürlükler getirdik " maskesiyle halklari katlettikleri gibi..., Ülkeleri işgal ve istila etmek için kılıf uydurmakta,uydurdukları sahte kılıf ve gerekçelerle katliam ,zulüm ve tabiki, 'demokratik terörü ' ,akıl almaz vahşeti halklarin yaşadığı topraklarda reva görmektedir. Ve ne yazikki bunada "demokrasi,özgürlük,zulüm den kurtuluş" adı verilmektedir. .

Emperyalist devletlerin ve glabol sermayenin bu kadar vahşi zulüm ve açık katliamina rağmen , yine, bu kadar ayan-beyan olan dünya ezilen haklarının kanını, iliğini emen emperyalizmi ve emperyalist sermayeyi "kurtarıcı","demokrasi ihtal edici","halkların ve ezilen ulusların kurtuluşunu zafere götüren yardim sever," gösterilmesi devrimcilerin,"komunistlerin "ne hale düştüklerinin açık kanıtı değilmi? Kendilerine su veya bu sıfatı takan, soruna sinifin penceresinden değilde ,güçlerin dengesine göre tavır belirleyenlere bir sözüm yoktur. Çünkü bunlarin ozgurluk ve sosyalizm diye bir sorunları yoktur.

Ulusa kürt hareketine gelince içindende bulunduğu süreç dikkate alındığında oldukca oynak bir siyaset izlediği net görülmektedir. Bu bağlamda politik tavrını da ona uygun belirlemektedir. Ulusal harekete göre ya da ulusal hareketin izlediği rotaya göreMaoistler tavir belirleyemez. Dünyada veülkemizdeki gelişen objektif vede sübjektif durumu doğru tahlil ederek ideolojik belirlenmesini yapar .Ve bu belirlemeye görede siyasi, politik, askeri, stratejisini belirleyerek pratik ve örgütsel mücadeleye yürütür.

Belirleyici olan başkalarına göre değil, doğru ideoljik ,siyasi ve politik belirlemelere göre mucadeleyi daha ileri aşamaları taşımayı becermek ve yükselmektedir.Tüm yalpalama ve kaypak siyasi-politik karekterine karşın, ulusal hareketin devrimci yanı desteklenmelidir. Tutarsız, kaypak ve uzlaşmacı yanına karsi mücadelede tavizsiz olunmalıdır. Sınıfın tavri belirleyici olmalıdır. Az olabiliriz, ama belirleyici olan doğru tavır takinmak,karşımıza çıkabilecek engelleri aşmayı kararlica gerçekleştirebiliriz.

 Denizlerin,Mahirlerin anti emperyalist,anti faşist kararlılığı bizlere örnek olmalıdır. Mustafa suphi ve Kaypakkaya nın ideolojik, siyasi politik bağlamda gösterdikleri sosyalizm ve komünizm yolu yolumuz olsun. Sınıf savaşında tüm anti Marksist,Maoist sapmalara Panzehir olsun...

Yaşadığımız şu evrende haksızlığa , zulüm ve katliamlara karşı mücadele yürüten tüm insanlığın yeni yılı , yeni mücadeleye yılinda başarılar vede zaferler yili olması dileği..

HASAN AKSU 31-12 2014

71337

Koca bir yılı geride bırakırken

Halka Nasıl Yaklaşacağız?

Milyonlar açlık ve yoksulluk içinde, demokratik haklardan yoksun, özgürlük kırıntılarına bile muhtaç bir durumda yaşıyor. Haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik karşısında kitleler ya seslerini yeterince yükseltememekte ya da sınırlı sayıda insanla zulüm karşısında direnmeye çalışmaktadır. Birbirinden bağımsız, sınırlı direniş güçlerinin mücadele ettiği süreci yaşıyoruz. Damlaların derelere, derelerin nehirlere, nehirlerin bendlerini yıkacak duruma gelme ihtiyacı var.

“Kuruluşunun 100. Yılında TC’nin Diğer Yüzü Türkiye’de Ulusal Azınlıklar Sorunu”*

Türkiye’de ulusal sorun ve azınlıklar meselesini incelerken nasıl bir ülkede yaşadığımız, ülkeyi hangi sınıfların yönettiği, ulusların hangi tarihi koşullarda ortaya çıktığı, ulusal sorunun ekonomik ve politik nedenlerini açıklamak durumundayız.

Ulus, tarihsel olarak meydana gelmiş, ortak bir dil, ortak bir pazar, ortak bir kültür birliği ve ortak bir ruhi şekillenmende ifadesini bulan istikrarlı bir insan topluluğudur. Ulus, sadece tarihi bir kategori değil bir çağın, yükselen kapitalizm çağının ortaya çıkardığı bir olgudur.

Yüz yıllık çakma Türk devleti (Nubar Ozanyan)

Aradan bir asır geçmesine, tarihin yaprakları değişmesine karşın Türkiye Cumhuriyeti temelde bir değişime gitmeden dün olduğu gibi imha ve inkar zihniyetiyle yaşamaya, Orta Çağ’ın karanlığında kalmaya devam ediyor.

Fetih ve işgallerden, zulüm ve soykırımdan başka övünülecek bir tarihi, Hitler faşizmine örnek olmaktan başka bir başarısı olmayan TC, ceberut devlet olma niteliğinden hiçbir şey kaybetmeden yüzüncü yılını kutluyor.

Aşk Her Şeyi Affeder mi - Partiler Neden Diktatör / ERGÜN ASLAN

Klasik emperyalizmle modern emperyalizm arasında çeşitli proletaryaların ve (komprador) sınıfların olduğu bir memlekette modern proletaryaların partisinin birliğinin ve özgürlüğünün yegane (ve yegane) güvencesinin yerel yönetimlerin özerkliğe varabilecek kadar geniş demokratik haklara sahip olmaları olduğu bilgisini kim inkar edebilir ki.

Üüüü.... üüüü....

Ya.... ya...

Bir insan aldığı görevden başka her şeyi konuşur mu.

Hom... hom.. hom...

Bunlar... bunlar... daha çok....

 Filelerin sultanlarını karşımıza çıkarırlar.

 Daha çok...

Rojava, Filistin, Karabağ: İşgal, Yıkım ve Direniş (Yorum)

Ortadoğu tarihi boyunca yer küremizin en çatışmalı bölgelerinden biri olmuştur. Bölgenin stratejik konumu, uygarlığın gelişim düzeyi, baskıya, sömürüye dayalı dış müdahaleler için güçlü zeminler sunmuştur. Kuşkusuz bölgedeki iç çelişkiler ve çatışmalar da her zaman dış müdahaleleri kolaylaştırmıştır. Özellikle dinsel ve mezhepsel çatışmalar hem çağdaş temelde toplumsal gelişmeleri frenlemiştir hem de bölgeyi dış saldırılara açık hale getirmiştir. Bu nesnel zemin üzerinde toplumsal çürümeler, işbirlikçi ilişkiler ve itaat kültürü bir yaşam tarzına dönüştürülmüştür.

“Hamas-İsrail Çatışmasında” İtidal Çağrısı Yapmak…(Polemik)

Filistinli 14 direniş örgütünün, 7 Ekim günü “Aksa Tufanı” adıyla İsrail devletine yönelik operasyonu, başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Hamas gibi İslamcı örgütlerin yanısıra ve de Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi gibi Marksist eğilimli hareketlerin de yer aldığı hamle, Siyonist İsrail’in tarihi boyunca aldığı en büyük darbelerden biri olarak kayıtlara geçti. Sözkonusu direniş, kısa sürede dünyanın dört bir yanında devrimci, ilerici güçler nezdinde çok ciddi saflaşmaları da beraberinde getirdi.

“Çizgimiz Nubar Ozanyan’dır!” (Deniz Aras)

7 Ekim sabahı Filistin Ulusal Direnişi’nin Siyonist İsrail işgalciliğine ve zulmüne karşı “Aksa Tufanı Operasyonu” başlatması başta siyonizm olmak üzere bölge gerici devletleri ve siyonizme koşulsuz destek veren emperyalistlerde şok etkisi yarattı.

Hamas öncülüğünde başlatılan ve aralarında Filistin Ulusal Hareketi’nin tarihsel öznelerinden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi devrimci örgütlerin de yer aldığı “Operasyon Odası” tarafından yönetildiği açıklanan bu hamle, tüm dünyada olduğu gibi coğrafyamızda da tartışmalara yol açtı.

Yerini Bulan Her Vuruş Acı Verir!

Komünist partileri yaptıkları eylemleri kamuoyuna açıkladıkları gibi, yanlış yaptıkları eylemleri de kamuoyuna açıklar ve özeleştirisini yaparlar. Yanlış eylemlerin özeleştirisinin yapılması, o partinin dürüstlüğünü gösterir ve bu tür özeleştiriler kitlelere ve parti kamuoyuna güven verir.

Arif Alıç, 1978 yılında Hıdır Aykır ile Bayrampaşa  Hapishanesinden kaçtı. Parti tarafından kırsal (Dersim) alana gönderildi. 1981 yılının ortalarında, TKP/ML üyesi bir kişi tarafından öldürüldü.

Bu makaleyi, yazarken ölüm haberini aldığım, sevgili yoldaşım Turan Talay'ın anısına adıyorum.

Türk Tekelleri Afrika'yı Çok Çooook Sevdi!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:Faşizm Ve Siyonizm Kaybedecek, Filistin ve Rojava Kazanacak!

Ortadoğu ezilen halklarının ezeli düşmanları olan Faşist T.C. ve Siyonist İsrail devletlerinin halklara yönelik saldırıları ile ezilen Rojava ve Filistin halklarının direnişine şahit oluyoruz. Bu gerici güçler, tüm teknolojik üstünlük ve emperyalist devletlerden tam destek görmelerine rağmen, Filistin ve Rojava halklarının direncini, mücadele kararlılığını kıramıyorlar. Egemenlerin tüm saldırılarına rağmen belirleyici olan yine halkın öz direnişi ve kararlılığı oluyor. Filistin ve Kürdistan halkları; İsrail Siyonizmine, T.C.

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Sayfalar