Çarşamba Mayıs 8, 2024

Koca bir yılı geride bırakırken

Koca bir yılı geride bırakırken etraf toz-duman,siyaset te şeytani politikalar at başı gidiyor.Her yerde guzel bir yıllı geride bıraktığınızda n söz edilmektedir. Gerçektende dunya hakları için basarili ve zaferle tatlandırıcı bir gerçeklik varmiki ;yaşadığımız emperyalist dünyada , bütün ezilenlerin sarmalandigi emperyalist krizin icinde debelenirken , nefes dahi alamazken "başarıdan, ""zaferden bahsedebilirmiyiz?Amerikan emperyalizmi başta olmak uzere bütün emperyalistler dünyamızın ve ezilen halk ve ulusların genleriyle oynamaktadır.Son birkaç yıla göz attığınızda milyonlarca ezilen ulus ve halklar emperyalistler tarafindan katledildi.Yuzmilyonun üzerinde mazlum kadınlar,çocuklar , yaşlılar doğduğu topraklardan zorla sürüldü. Kendi yarattığı sermaye krizinin bütün yükünü haklara yıkmak için her yolu müstahak görmektedir. Emperyalist sömürgeciler için halkların katli,sürülmesi pazarlaması pek umurlarinda değil. Çünkü onlari kâr ve menfaatleri ilgilendiriyor.

Onun için Suriye'yi pilot bölge seçtiler. Amerika, avrupa,israil ve bu egemenlere bölgede jandarmalik yapan fasist TC devleti paravan ajan-piyon örgütler kurarak aldiklari yenilgiyi tersine çevirmeye çalıştılar. Burda hedef Ortadoğu'da halklari bölmek, parçalamak, kendilerine sadık egemen devletler kurdurarak uzun vadeli planlamayla yönetme yi esas almaktadır. Bölgede Kürtlerin önemli bir dinamik olması, değişikliği en çok isteyen örgütlü yapiya sahip olması herşeyi yeniden ele almalarına sebep oldu. Çünkü Ortadoğu'da bir daha böylesi bir dinamik ve savaşçı bir topluluk yakalayamayabilirdi Ortadoğu'da iflas eden yağma, talan ve işgal siyasetini ince bir politik oyunla yeniden devreye sokarak , yeni bir ayar vermektedir. Tunus da başlatılan "Arap bahari" Libya'da, Mısır'da, Irak'a, ve suriyede iflas etmişti.

Bir tarafdan Kürt dinamiğini kendini yakınlaştırmayi hedeflemektedir. Beri yandan,geçmişte aldığı karşı devrimci çizgiden "vazgeçmiş gibi gösterilmekte", halklarin umutlariyla oynanmakta, halklar ve ezilen uluslar koyun sürüsü görülmektedir.Gelinen aşamada koro halinde, demokratik halk devrimi,sosyalizm ve komünizm mücadelesi ucube gösterilmek istenmektedir. ' Marksizmin-Maoizmin geçerliliği kalmamıştır, umut olmak çıkmıştır gibi safsatalar yayilmaya ,liberaller, reformistler, anti marksistler itibarla taçlanmakta düzenin belirlediği yasal kulvar dışında ki , sinif mücadelesi yok sayilmakta, sınıfa ve ezilen Kürt ulusuna ,azinlik milliyetlere umutsuzluk yolu , "kurtuluş yolu "gösterilmektedir.

Başta Amerikan Emperyalizmi ve batılı emperyalist devletler yeni bir taktik -siyaset yürürlüğe koyarak Kürt ulusuna bugüne kadar uygulanan zulum ve katliamlarla alakası yokmuş gibi ,masummus maskesi takmakta ,Ortadoğu haklarına tilki postuna bürünmüş kurt olduklarını gizlemek istiyorlar.Bizim bilumum yasalcilar , geçmişin anli -şanlı ihtilalcileri ve marksizmi ağzına almaktan ödü kopan , aman illagal faaliyet gösteren duruma düşmek istemeyen eski tüfeklerimiz, hep bir ağızdan ayni nakaratla "yasalar disina aman aman sakın çıkmayın",eğer "sistemin dayandığı kurallar dışına çıkarsınız ve toplumsal olaylarda yüzünüzü gizlerseniz 'ajan, provokatör' olursunuz"!Eğer ki, devlete yönelik direkt eylemler yaparsaniz ise o zamanda 'terörist' oluverisiniz, olur biter!Aman aman sakın silahlanmayin , aksine silahli güçleri dağıtın,devlet bu sizin can guvanlinizi,mal güvenliğinizi guvance altina alır vede sizi sıcacık kollari arasinda güvenle korur. Bu ne demektir biliyormusunuz,bu devrimi,devrimci güçleri, Kürt ulusal devrim güçlerini tasfiye ederek emperyalizmin güzergahında uslu çocuk olarak yaşamak ve dünyamızda olup bitene bana neci olmaktır.

2014'de yaşananlar bize bu tehlikeli gidişin ne kadar benimsediğini , içsellestirildigini açıkça gosterdi.Fasizmden söz ediyorum,onun surekliliginden , katliam ve zulmünden bahsediyorum. Fasizmi kurumsallaşmaya sosyal,ekonomik,siyasal,ideolojik , kültürel ve kitlesel bağlamda ayakta tutam amerikan emperyalizminden ve bir bütün emperyalist sermayeden bahsediyorum. Ve diyorumki, 2014 yılı Amerikan emperyalizminin , avrupa emperyalizminin ortadoguda hem iflas yılı oldu, hemde yeni bir stratejik manavrayla uzun vadeli planlar örgütlenme ve bundanda başarılı cikma yılı oldu. Önce stratejik muttefikleriyle el kaideyi, Isid ı, oso gibi ithal ajan piyon silahli orgutler kurdular,Bu CIA, Mosat, Mit kaynaklı fasist silahlı militarist orduları egitip,tam tesisat moderin silahlarla donatılmıştır. Suriyede,Irak'ta, Lübnan'da vede Kurdisdanda topyekûn saldırıyı mazlum halklara baslatmis oldular. Ya tutarsa dediler , ama Suriye'de ki hesap tutmayinca uzun zaman diliminde devreye sokmayi planladıkları şeriat üzerinde örgütledikleri ISID vb fasist katil ceteleri devreye soktular.Bir anda ortadogu kan golune döndü. ISİD başta arap alevilere,gayri müslümanlara ve yezidi Kürtlere akıl almaz vahşet ve katliamlarla saldırdı.

Sanki Ortadoğu halklarina zulüm ve katliamlari ben yaptım.Sanki dünyanınnin en humaist Devletleri Amerika ve Avrupalı emperyalistleriymiş gibi."çokmu çok yardim severler gibi..."Bugüne kadar katliamci yüzlerini "demokrasi yoktu," "diktatörlük vardi,demokrasi v özgürlükler getirdik " maskesiyle halklari katlettikleri gibi..., Ülkeleri işgal ve istila etmek için kılıf uydurmakta,uydurdukları sahte kılıf ve gerekçelerle katliam ,zulüm ve tabiki, 'demokratik terörü ' ,akıl almaz vahşeti halklarin yaşadığı topraklarda reva görmektedir. Ve ne yazikki bunada "demokrasi,özgürlük,zulüm den kurtuluş" adı verilmektedir. .

Emperyalist devletlerin ve glabol sermayenin bu kadar vahşi zulüm ve açık katliamina rağmen , yine, bu kadar ayan-beyan olan dünya ezilen haklarının kanını, iliğini emen emperyalizmi ve emperyalist sermayeyi "kurtarıcı","demokrasi ihtal edici","halkların ve ezilen ulusların kurtuluşunu zafere götüren yardim sever," gösterilmesi devrimcilerin,"komunistlerin "ne hale düştüklerinin açık kanıtı değilmi? Kendilerine su veya bu sıfatı takan, soruna sinifin penceresinden değilde ,güçlerin dengesine göre tavır belirleyenlere bir sözüm yoktur. Çünkü bunlarin ozgurluk ve sosyalizm diye bir sorunları yoktur.

Ulusa kürt hareketine gelince içindende bulunduğu süreç dikkate alındığında oldukca oynak bir siyaset izlediği net görülmektedir. Bu bağlamda politik tavrını da ona uygun belirlemektedir. Ulusal harekete göre ya da ulusal hareketin izlediği rotaya göreMaoistler tavir belirleyemez. Dünyada veülkemizdeki gelişen objektif vede sübjektif durumu doğru tahlil ederek ideolojik belirlenmesini yapar .Ve bu belirlemeye görede siyasi, politik, askeri, stratejisini belirleyerek pratik ve örgütsel mücadeleye yürütür.

Belirleyici olan başkalarına göre değil, doğru ideoljik ,siyasi ve politik belirlemelere göre mucadeleyi daha ileri aşamaları taşımayı becermek ve yükselmektedir.Tüm yalpalama ve kaypak siyasi-politik karekterine karşın, ulusal hareketin devrimci yanı desteklenmelidir. Tutarsız, kaypak ve uzlaşmacı yanına karsi mücadelede tavizsiz olunmalıdır. Sınıfın tavri belirleyici olmalıdır. Az olabiliriz, ama belirleyici olan doğru tavır takinmak,karşımıza çıkabilecek engelleri aşmayı kararlica gerçekleştirebiliriz.

 Denizlerin,Mahirlerin anti emperyalist,anti faşist kararlılığı bizlere örnek olmalıdır. Mustafa suphi ve Kaypakkaya nın ideolojik, siyasi politik bağlamda gösterdikleri sosyalizm ve komünizm yolu yolumuz olsun. Sınıf savaşında tüm anti Marksist,Maoist sapmalara Panzehir olsun...

Yaşadığımız şu evrende haksızlığa , zulüm ve katliamlara karşı mücadele yürüten tüm insanlığın yeni yılı , yeni mücadeleye yılinda başarılar vede zaferler yili olması dileği..

HASAN AKSU 31-12 2014

71341

Son Haberler

Sayfalar

Koca bir yılı geride bırakırken

Çutakımız Hrant (Nubar Ozanyan)

Soykırımcıların, hafıza katillerinin tüm çabalarına karşın Ermeni halkının ve ilerici insanlığın hafızasında halen dipdiri olan Hrant Dink; özgürlüğün ve adalet arayışının simgesi olarak anılmaya devam ediyor. Yüzbinlerin hem kalbine hem de duygularına bu denli etkili ve sarsıcı dokunmayı başaran Hrant Dink, bu gücü Ermeni soykırım gerçekliği kavrayışından, özgürlüğe ve adalete olan güçlü inancından, tutarlı duruşundan alıyordu.

Bir Sol Liberal Aydının Ezilen Ulus Milliyetçiliği Temelinde Ulus Sorununa Yaklaşımının Eleştirisi

Giriş:

Uluslar kapitalizmin şafağında ortaya çıkmıştır. Ancak, kapitalizmin emperyalizme evrilmesiyle de ulusal sorunlar çözülebilmiş değildir. Hala ezilen uluslar ve bunların kendi kaderlerini özgürce tayin etme mücadeleleri sürmektedir. Özellikle emperyalizmin ortaya çıkmasıyla birlikte, ezilen ulus sorununun çözümü doğrudan proleter devrimlere bağlanmıştır.

Dağın Sara’sı (Sakine Cansız), Nubar Ozanyan

Aradan yıllar geçse de direngenliğin hikayesini yazan Sara (Sakine Cansız), unutulmadan konuşulup anılıyorsa bu onun istisna bir kişilik olduğunu gösterir. Unutulmayacak kadar değerli çalışmalar yürüten, her dönem geride okunacak notlar bırakan Sara, Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncü soluğu olmayı başarmış bir devrimcidir.

Cüret edip özneleşelim, kurtuluş için örgütlenelim ve hep birlikte devrimle özgürleşelim!

– Merhaba, kendinizi tanıtır mısınız?

– Merhabalar, ben Rosa Avesta, TKP-ML Komünist Kadınlar Birliği (KKB) temsilcisiyim.

– TKP-ML KKB olarak 5 Mayıs 2023 tarihinde yaptığınız açıklamada 1. Kongrenizi yaptığınızı açıkladınız. Bu Kongreye gelinceye kadar geçen süreci özetleyebilir misiniz?

Sosyalizm Bayrağının Arkasına Saklanan Sosyal Şovenizm!

Yerel seçim süreci, egemen sınıflar arasındaki kapışmanın yeni adresi olarak giderek ısınan bir gündem olarak karşımıza çıkıyor.

2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde AKP-MHP faşist ittifakı ve merkezinde CHP’nin yer aldığı “Millet İttifakı” arasındaki mücadeleden ilki ezici bir üstünlükle galip çıktı. Daha doğrusu, devlet aklı, önümüzdeki dönem için yola “CHP’nin de onayıyla” Türk-İslam senteziyle, gerici ve faşist bir ittifakla devam etme kararı aldı.

Vahşet ve zulümle biten yıllar (Nubar OZANYAN)

Yeni yıl ezilen halklara yenilik adına bir şey getirmedi. Zulmün bir devamı, vahşetin bir tekrarı yeniden yaşatılıyor. Dünyanın muktedirleri, sermayenin generalleri Orta Doğu’yu yeniden paylaşmak, hegemonyalarını pekiştirmek için her gün daha fazla sayıda savaş gemisini denizlere sürüyorlar. En kıyıcı silahlarını yeni bir paylaşım savaşı ve çatışmaları için hazırlıyorlar. Filistin, Kurdistan, Ukrayna savaşın ve çatışmaların en sert ve en tahripkar geçtiği ülkeler olma gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht Yaşıyor, Lenin Yol Göstermeye Devam Ediyor!

 

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht bundan 105 yıl önce dönemin SPD hükümetinin Freikorsp (Gönüllüler Alayı) askerleri tarafından kurşuna dizilerek katledildiler.

Birinci emperyalist paylaşım savaşının ufukta görünmeye başladığı 1907 yılında toplanan İkinci Enternasyonal çıkması muhtemel savaşa karşı “hazır olunması” ve “savaş bütçelerine hayır” denmesi çağrısında bulundu.

Gerici Zorun Panzehiri, Devrimci Zordur

Görsel ve yazılı basında her gün çürümüş, kokuşmuş sistemin icraatlarına tanıklık ediyoruz. Artık uyuşturucu baronlarına, çetelere dair haberler “sıradan” vakalar haline gelmiş durumda. Tabi ki, bizim işimiz bunların çetelesini tutmak değildir.

“Mücadele, İsyan, Örgüt ve Ezilenlerin Savaşına Doğru…”

Oldukça sarsıcı bir yılı geride bıraktık. Artsakh’da, Rojava’da, Gazze’de işgal saldırıları sürerken Afganistan’da halk Taliban zulmüne katlanmak zorunda kaldı.

Yeni ticaret anlaşmaları ve pazar paylaşım savaşları nedeniyle Ortadoğu halkları Kafkaslar’dan Arap Yarımadası’na zulme uğramaya, göçe zorlanmaya, açlığa ve yoksulluğa hapsedildi. Şimdi yeni bir yıla girerken bu emperyalist ve gerici saldırıları direniş ile karşılayan Ortadoğu halkları zaferlere muktedir…

 Bölgede tırmandırılan savaş

AKP veya CHP’ye Kaybettirmek mi? 3. Yol mu?

Devrimci mücadelenin gerilediği, devrimci-komünist ve yurtsever hareketlerin kitleler üzerindeki etkisinin önemli oranda azaldığı bir sürecin içinden geçiyoruz.

“Ateş Hırsızları”nın Felsefesi, Filozofları[*]

“Diyalektik felsefe karşısında

hiçbir şey sonal,
mutlak, kutsal değildir.”[1]
 
Felsefe “Öldü” mü? Öncelikle belirtmeliyim ki, böyle düşünen insanlar olsa da, yaşam devam ettiği sürece felsefe nihayete ermez; onu “gereksiz” bir şeymiş gibi sunmaya kalkışanlar ise yanılıyor!
Felsefeye yabancılaşan bir çürüme/ çöküş labirentindeysek de; o, insan(lık)ın aptallaştırılmaması için vardır.

Sayfalar