Pazar Mayıs 5, 2024

Korku çemberini kıracağız

Ülkemizde zulüm kol geziyor,toplu katliam,işkence,kadına , çocuğa tecavüz yasalarla resmileştiriliyor. Biz hala kör,sağır ve dilsiz yaşamayı tercih ediyoruz. Kaderciliğe boyun eğme,korkuyla uyuyup,hergün ölüm haberleriyle kalkmak günlük yaşamımızın sıradan bir parçası olmuş , acı olanı ölümleri kanıksamış gibiyiz. Şunu söylemeliyim ki,özgürlüğün ve demokrasinin en büyük düşmanı,faşizm tarafından yaşatıldığımız katliam ve zülümlere karşı sessiz kalmamızdır. Kendi özgürlüğümüzden vaz geçerek,kölece yaşamaya tercih etmemizdir. Bir insan , bir topluluk , bir ulus, bir sınıf, özelliklede toplumun yarıdan fazlasını oluşturan Kadınlar kendi özgürlüğüne,bağımsızlığına bireysel ve toplumsal haklarına sahip çıkmıyorsa zulme karşı baş kaldırmıyorsa ölüm sessizliğinde zulme boyun eğiyorsa köleliği kabüllenmiş demektir. Burda şu gerçekliği açıklamadan geçemeyeceğim;Yaşadığımız bugün ki ağır faşizm koşullarında kadınların korkmadan dik duruşu, haksızlığa , hukuksuzluğa, taciz ve tecavüze karşı başkaldırsı daha dinamik,daha kararlı,daha toplumsal ve dayanışmacı karekter taşıyor.

Bir daha postalların altında ezilmeyi,onursuzlaşmayı,insanlıkdan çıkarılmayı istemiyorsak faşizme karşı onurluca direneceğiz. Sokakları , yeri -göğü faşizme dar edeceğiz. Faşizmin anladığı dilden mücadelemizi yürütecek,ilerleteceğiz. Başka yolumuz da yoktur.

Ne acı birşey ; Faşist diktatörlük kendi kanununu, yasasını, kuralını dahi tanımadan açık bir şekilde sindirme, işkence, tutuklama ve katliam yapıyor . Başka ülkelerin topraklarını işgal ediyor . Demokrat ve ilerici milletvekillerini içeri atıyor, ölümle tehdit ediyor . Parlamento ahırı artık çalışmaz durumda . Faşist koalisyon en barbar planlar içerisinde. Ya biz ,ne durumdayız?Bu zulüm karşısında nasıl bir tavır takınıyoruz.. Nerde o militan , kararlı duruşlarımız,militan -savaşcı direnişlerimiz . Gerçekten biz sınıf mücadelesinin hangi tarafındayız ! Hani geçmişte yaşananları görmezden gelenleri yadırgardık.Bir avuçtuk, faşizmin postalları altında insanlık onurunu korumak için direniyor,mücadelemizi yürütüyor, gelecek güzel günleri yaşatmak için ölümlere koşuyor,bir lokma ekmeği ortakca paylaşıyorduk.

Peki, ne oldu da bize... böylesi bir duyarsızlık içerisinde kendimizi buluverdik.? Herşeyin güzelliğine küskün,nostaljik takılmalarla kendimizi avutur olduk.Hani , bir zamanlar devrim yapmaya,devrime önderlik etmeye ," büyük dağları (yaşlı ihtiyar misali) aşmayı , zorlukların üstesinden gelmeyi ,önümüze çıkan faşizmin tüm zulmünü yenmeyi" ağzımızdan düşürmüyorduk.

Gelinen aşamada bizler bugün bu sınıf kavgasının neresindeyiz. Yaşananların neresindeyiz.? Bazan diyorum ki,"at bütün geçmiş yaşanmışlıkları bir kenara geleceğe bak..." Bugün insanlık onurunu kıran , katliam ve zulmü yasal hale getiren açık faşist diktatörlüğe karşı biz hangi duruştayız. Bu duruşun neresindeyiz?Bu duruş bugün insanlığı,dostluğu,yoldaşlığı,kardeşliği belirliyor. Bu duruş düşmanla- dostu ayırmayı bize gösteriyor.

Şöyle bir geçmişe gidelim ;haksızlığa sessiz kalan,sağır,kör,dilsiz olan toplumlar ve bireyler şeriatın,faşizmin,emperyalizmin kölesi olmuş,katledilmiş,soykırıma uğramış,doğdukları topraklarından -yurtlarından zorla kovulmuş işgal , istila ve ilhaka uğrayarak onulması zor yıkımlara uğratılmıştır. Peki , bu felaketler bir kadermiydi,ezilen halklar, uluslar , kadınlar ve azınlıklar ilelebet bu zulmün cenderesinde yaşamak zorundamı?

Eğer, emperyalist gerici savaşlara , katliam, işgal ve soykırımlara sessiz kalıyorsan kılını oynatmıyorsan "bana ne diyorsan", kendi özgürlüğünü satıp,köleliğe razı oluyorsan sen benim kadeşim,yoldaşım,dostum değilsin. Çünkü , senin tavrın net değil,renksizlik seni sarmış sarmalamış bu renksizlik içerisinde silikleşiyor,bitiyor,kendini diri diri mezara gömüyorsun.

Eğer ki,faşist devletin katliam,zulüm , işkence , tecavüz ve hertür ahlaksızlığına sessiz kalıyorsak,haklarımızı istemiyorsak,korumuyorsak, ülkemizin halk demokrasi, insan hakları ve bağımsızlığı için ürütülen mücadelenin bir yerinde olmuyorsak,kusura bakmayalım ama sen benim kardeşim , yoldaşım,dostum değilsin. Çünkü, bugüne gelmemizde , açık faşizmin dörtnala kılıç sallamasında senin-benim ve bizlerin ölüm sessizliğinde uykuya yatmamızın payı büyüktür.

Eğer ki",demokrasi ve barış " adına , bu faşist iktidar güruha geçmişte güvenip destek verdiysen, açık faşist terörün her alanda kurumsallaşmasında "can kurtaran"rolünü üstlendiysen ve buğüne geldiysek suçun büyüğü senin soykırıma uğrayan kürt kardeşim. Tarihin de yaşadığın en ağır zulüm "geliyorum "demesini görmezden gelmendendir, . Seni girdabında boğmak isteyen faşist devlete ve onun koltuk değnekliğini yapan libarallere ve kendi içindeki faydacı,uzlaşmacı anlayışa fazla güvenmendedir.

Devlet erkinin özünü hükümetlerle,iktidarlarla eş anlamlı görüp yanılgılar içine düşmendedir. Çözümün esasını devletin özünü, niteliğini görmemende,iktidara gelen partilerde çözümü aramandadır.Yaşananolumlu ve olumsuz deneyimlerden herkesin ciddi dersler çıkarma zamanı geldi. Kürdistanın işgalci emperyalistlerden ve onların uşak faşist iktidarlarından kurtarılması, ulusal demokratik kürdistan esas alınmalı,izlenmesi gereken stratejik yol bu olmalıdır. Kürdistan ve kürdistan da yaşayan ezilen halkları kurtuluşa götürecek biricik yol budur.asıl görülmesi,Kürt ulusal kurtuluş hareketinin yüzünü dönmesi gereken yön ivedilikle bu yol olmalıdır.

Oysa ki,bu faşist devlet kökünden devrilmeden,halk iktidarı kurulmadan , halk demokrasisi oluşturmadan,bütün tekelci sermaye ve gerici emperyalist devletler kovulmadan ülkelerimizden gerçekten halkların zaferinden bahsedilemeyeceğini görmememiz gerekiyor. Bize sosyalizmin yolunu açacak olan birici yol emperyalizme ve faşist diktatörlüğe karşı tam bağımsızlık vede halklarımızın demokratik halk iktidarıdır. İkinci bi yol mümkün değil.

45706

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

DİK DURUP BOYUN EĞMEYENLER[*]

 

 

“Yol daima ayaklarınızın altında,

rüzgâr daima arkanızda olsun.”[1]

 

“Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya savaşı yaklaşıyor.” Mu gerçekten de?

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, 11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Vilnius’ta gerçekleşen NATO Liderler Zirvesi’nde Ukrayna’ya yapıla gelen silah yardımlarının daha da arttırılması kararına ilişkin olarak şu değerlendirmede bulunmuş:

“Çıldırmış olan Batı, başka bir şey düşünemez oldu. Aptallık noktasına kadar en yüksek düzeyde öngörülebilirlik içerisindeler. Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya Savaşı yaklaşıyor.” (1)

Sayfalar