Salı Mayıs 7, 2024

Newroz;Köhnemişe isyan,mazluma kardeştir!

Newroz, sınıf mücadelesi tarihinde zulme karşı yeni bir sayfa açma hamlesidir. Demirci Kawa’nın bu devrimci hamlesi tarihseldir, gelecek kuşakların ve toplumların isyan-direniş geleneğidir.

Newroz Ortadoğu ve ortaasya toplumlarının bilincinde yenilenme, başlangıcın ifadesidir. 21 Mart’ı dönüm noktası olarak kavrayan toplumsal bilinç hamle yapmaya, geçmişin ağır yükünden kurtulmaya da hazırdır. Demirci Kawa’nın Dehak’ın zulmüne karşı haysiyet, onur ve geleceği kazanma mücadelesi Newroz’un başlangıç, yenilenme özünün devrimci karaktere bürünmesini sağlamıştır.

Newroz’un yenilenme, yeni bir başlangıç, devrimci bir hamle olarak kavranışı ve tarihsel özünü belirginleştirmesi bugün yine zalimlerin baskısı altındadır. Kadim Kürt halkı bu bayramı bir ulusal uyanışa çevirmiştir. Faşist diktatörlüğün Kürtlerin dilini yasaklaması, coğrafyasını işgal etmesi, siyasi baskıyı ayyuka çıkarması, ulusal kimliğini ret etmesi ve kültürünü yasaklamasına karşı Newroz bir uyanış sembolü olmuştur. Kültürünün bir parçası olan, bayram olarak kutlanan Newroz faşist diktatörlük tarafından örtülü ve açık bir şekilde yasaklanmıştır. Kürt ulusu bu yasağa karşı açık ve gizli bir şekilde bayramını kutlayarak, yaşatarak sahiplenmiştir.

Newroz’un modern çağda bir kez daha devrimci özü faşist baskılara, yok saymalara, inkara karşı bir ulusal kimlik mücadelesi haline bürünmüştür. Kürt ulusu tam hak eşitliği, ulusal özgürlük ve yok saymaya karşı mücadelesinde Newroz’u tarihsel özünü kuşanarak bir kaldıraca çevirmiştir. Bir yandan kendi öz kültürü ve bayramı olarak sahiplenirken diğer yandan onu var etmek için yüzlerce binlerce can vermekten geri durmamıştır. Newroz yasaklanmaya çalışılan bir kültürün, ulusal kimliğin kıskançlıkla ve ölümü küçülterek korunmaya çalışılmasıdır.

Var olan tarihsel anlamına yeni halkalar ekleyerek haksızlığa, zulme, baskıya ve her türden gericiliğe karşı ezilenlerin bilincine kazınmış bir gün olmuştur Newroz. Kürt ulusal kurtuluş mücadelesinin silah kuşanarak başlattığı mücadelede Kürtler kitlesel şekilde Newroz’u sahiplenerek bir kalkışma ve direniş bayramına çevirmiştir.

Soluksuz yürüyen mücadelede Newroz geniş kitlelerin devrimci enerjisi, kendisini yenilemesi, ulusal uyanışın kolektif sembolü ve kendi gücünü meydanlarda sınaması olmuştur.

21 Mart faşist diktatörlük için korkusu ile yüzleştiği, ezilenler içinse heyecan-umut ile kendi gücünü sınadığı bir gündür.

Faşist diktatörlük bir kez daha Kürt ulusal mücadelesine ve Kürt kimliğine karşı kapsamlı, imhaya dayanan bir meydan okuma içindedir. Kürt kimliğini, haklarını ahmakça yok sayma politikasını sürdürme peşindedir. Ama artık bunun için ne tarihsel koşullar, ne toplumsal bilinç ne de siyasal iklim uygun değildir. Kürt ulusu bunu en iyi kavrayan, en fazla bilince çıkaran bir tutum geliştirmektedir. Faşist devlet bugün şehirlerini tankla, topla ve her türlü ağır silahlarla bombalarken, ölüm yediden yetmişe tüm Kürt halkına kitlesel şekilde reva görülürken, zindanlara atılırken topluca, siyaset yapma hakkı gasp edilirken Newroza doğru taşınan destansı bir direniş ve mücadele söz konusudur.

Teslim alınamayan, ulusal kimliğine yabancılaşmayan, faşist baskıya karşı boyun eğmeyen yine yeniden bir süreçle 2016 Newrozuna giriyoruz.

Demirci Kawa’nın ardılları zalim Dehak’ın ardıllarına karşı yine ve yeniden ölümüne direnen bir mücadele içinde. Bir Newroz daha yasaklanarak, direnişin yeni bir evreye geçmemesi için zalimlerin cenderesi altına alınmaya çalışılıyor. Başta Kürt ulusu olmak üzere ezilenler bir kez daha devrimci enerjisini yenileme, kendi kolektif gücünü sınama ve Kawa ruhunu kuşanmak için Newroz’a hazırlanıyor.

Zulmü, haksızlığı bir kez daha ezilen halklar, uluslar, mazlumlar, haksızlığa uğrayanlar enerji ve güçlerini birleştirerek yenecekler. Ortadoğu’da emperyalizmi, onun uşak ruhlu piyonlarını ve bu sistemin bağrından ürettiği her türlü gericiliği alt edene kadar durmaksızın mücadele edeceklerdir. 2016 Newroz’u başta Kürt ulusunun ve ezilen diğer halkların geleceği kazanmasında yeni bir ileri ve devrimci hamle olmalıdır. Tüm halkımızı Newroz’un direniş ruhuyla alanlara, Kürt ulusunun haklarının sahiplenicisi olmaya çağırıyoruz. Zalime dur demek için Newroz Piroz Be!

Yaşasın Kürt Ulusunun Haklı Ve Onurlu Mücadelesi!

Ulusal İmtiyazlara Hayır, Tüm Uluslara Tam Hak Eşitliği!

Newroz Piroz Be!

Kahrolsun Faşist Diktatörlük!

AVRUPA PARTİZAN

16 MART 2016 

44094

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Partizan'dan

AB’NİN GÖÇMEN POLİTİKASI VE İŞİD’LE “SAVAŞI”

AB burjuvazisi telaş içinde. “Göçmen akışını durdurun!” diye feryat figan bağırıyor. Karar üstüne karar alıyor. “Böyle akın akın gelirlerse AB’miz yıkılır”, “toplumsal yapımız dejenere olur” diye yakınıyorlar. Kavimler göçünü ve Roma’nın yıkılışını hatırlıyorlar.

Ellerine kim geçerse yapışıyorlar. Bu konuda en büyük kurtarıcı olarak faşist Türk devletini görüyorlar. “Ne istersen iste, yeter ki göçmenleri bize gönderme” diye kırmızı halı üstünde ağırlıyorlar. Kürt katliamına yeşil ışık yakmalarının karşılığında, altın varaklı kanlı sultan koltuklarında ağırlanıyorlar. 

Kürtlere Kadın, çocuk, yaslı ayrımı dahi yapmadan topyekün saldıran katil devlet …

Türkiye Cumhuriyeti Devleti topraklarını ilhak ettiği ve zulmettiği Kürtlere nasıl da saldırıyor?.. Nasıl da katmerli baskı ve tahakküm uyguluyor?.. Uyguladığı zorbalığı nasıl da en üst boyutlara tırmandırıyor?.. Tüm bunların sonucu devlet sokağa çıkma yasağı ilan ederek, topuyla, tankıyla, her türlü silahla Kürtlerin evlerini, barklarını yakıyor, yıkıyor, yağmalıyor…  Binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan Kürtler böylesi kanlı bir tehcire zorlanıyor… 

Kentsel dönüşüm

Kentsel dönüşüm, kentin tarihince oluşan denetim dışı alanların düzenlenmesi ve yaşayan insanları bu düzenlenmeye göre biçimlendirme ereğidir. Kentin, sistemin ve geleceğinin planlanmasının bir adımı olarak sunulan bu yaklaşım; egemenlerin ideolojik, politik, ekonomik ve idari ihtiyaçlarının karşılanmasını hedefler. Bu hedefin gerçekleşmesi için öncelikli olarak bunun bir ihtiyaç haline gelmesi yada ihtiyaç olduğunun ön kabulünü koşul lamasıdır. Bu ön koşullar dizisi olmadan süreç başlatılamamaktadır.

Hendek Birliği

Kürt halkı yenilsin yenilmesin, iyi direndi ve iyi direniyor. Kitleler şehirlerde kendilerini savunmak istediklerinde, zorunlu olarak barikata ve hendeğe baş vururlar. Bazı aydınların hendeklere karşı çıkmasının, hendeklerin kapatılmasını talep etmesinin hiçbir anlamı yoktur. Kürtler hendeklerde sadece kendi ulusal hakları için değil,

Türkiye'nin demokratikleşmesi için de direniyorlar. Devrimciliğin ve demokratlığın bugünkü mihenk taşı hendeklerdir. Hendeğin hangi tarafında duruyorsun? Hendeği kazanların tarafında mı, kapatmak isteyenlerin tarafında mı? 

Katliam bir devlet geleneği ise isyan da bir halk geleneğidir

7 Haziran seçimlerine HDP'nin parti olarak gireceğini açıklaması ile başlayan katliamlar bugün AKP'nin iktidarını koruma yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. 7 Haziran'dan önce çıktığı her meydanda yapacağı katliamların propagandasını yapan, dört bir yana tehditler savuran AKP hükümeti bugünlerde tehditlerini hayata geçirmiştir.

Katliam bir devlet geleneğidir

FAŞİZME KARŞI BİRLİK OLUP MÜCADELE ETMENİN KAÇINILMAZLIĞI

Yalan, demagoji ve artan ölçüde devlet terörü ve korku, faşizmin en temel özellikleri arasındadır. Halkı, bu taktiklerle korkutur, sindirir ve ezer. Ve bununla beraber, “vatan haini” demagojisiyle, ilerici olan kesimlere karşı geri yığınları peşinden sürüklemeyi başarabilir. Ve böylece, geniş bir kitle desteğini de arkasına alarak, sermayenin çıkarları doğrultusunda ülkenin aydınlık yüzüne karşı savaş açar. Bugün ülkemizde fazlasıyla yaşanan da budur.

ADİLOŞ BEBE'DEN , MİRAY BEBE'YE

''..bunlar, engerekler ve çıyanlardır,bunlar, aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır, tanı bunları , tanı da büyü...'' diyerek Kürt halkının çocuklarının henüz kundakta başlayan acı ve dramını anlatan Ahmet Arif'in şiirine yansıyan gerçekleri hiç değişmeden bugün de aynen Miray bebek şahsında yaşıyoruz.Ama maalesef daha tanımadan öldürüldü.

Önce eşitlik, sonra Kardeşlik! DTK Kongresi ve Özerkliğe dair

Osmanlının son sürecinde ortaya çıkan ittihat ve terraki adlı Jön Türk hareketi olan milliyetçi  türkçü akım önce 1915 Ermeni/ Süryani soykırımını gerçekleştirmiş ve 1920 TC`nin kuruluşunun hemen sonrasında da  TKP Önderleri Mustafa Suphi,Ethem Nejat ve yoldaşlarını hunharca Karadeniz sularında katlettirmiş ve 1925 den bu yana da Kürtlere karşı imha ve inkar politikalarına girişmiştir.

TKP/ML: “Ölüm; Özgürlük, Devrim Ve İdeallerimiz İçin” Diyenlere Bin Selam Olsun!

“Al, yüreklerinden bir parça koy yüreğine

kokuları serin bir bahar rüzgarı gibi

çek içine.

şafak vakti dağın ardında selamla onları

söz ver,

başarılacak de,

de ki gülümsesinler

de ki arkada kalmasın gözleri.”

Türk, Kürt Uluslarından Ve Çeşitli Milliyetlerden Emekçi Halkımıza;

Soykırımın yeni adı: "Kürtleri Çökertme-Çöktür."

        Faşizm her coğrafyada aynı karakteristik özelliklere sahiptir. Çünkü aynı ideolojik kaynaktan beslenmekte, yasalar çıkarmakta, yürürlüğe koymakta, katliam ve soykırımlar yapmaktadır. 12 Eylül askeri faşist yasalarıyla yönetilen sözde parlamenter sistem, 12 Eylül faşizminin devam ettiricisidir. Bugün artık ülkemizde faşizm tanımı üzerinde tartışmanın bir gerekliliği yoktur ve kalmadı da. Faşizm bir devlet biçimidir. Faşizme, faşist zulme, baskıya katliamlara karşı çıkan herkes ," düşman, hain, terör yandaşı, terörü destekleyen güruh" olarak  damgalanmaktadır.

Faşizm kadın devrimcilerden intikam alıyor - Ziya Ulusoy

Erdoğan faşizmi, generalleri ve polis şeflerini, kadın devrimcilerin katledilmesine seferber etti.

Yalnızca son aylarda İstanbul'da Günay, Dilek, Dilan,Yeliz, Şirin, Kürdistan'da Güler, Sakinelerin öldürülüşünün yıl dönümünde Seve, Fatma, Pakize yoldaşları katletti. Ayrıca, çocuk büyük demeden çok sayıda kadını da kuşatma altına aldığı Kürt ilçelerinde öldürdü.

Sayfalar