Pazar Mayıs 19, 2024

Özgür Gelecek-Partizan;ÇAĞRI ve UYARIMIZDIR

Devrimci, demokratik kamuoyuna ve okurlarımıza çağrımızdır!

Devrimciliği çoktan askıya almış kesim karşısında alanlarımızı sonuna kadar koruyacağız!

Uzun bir süre kolektif içinde yaşandıktan sonra artık devrimci kamuoyunun gözleri önünde yaşanan “iç” sorunlarımızda, çeteci mantıkla sorunları kangrenleştiren ve devrimcilere yönelik şiddet uygulamaktan geri durmayan kesimin saldırıları sürüyor.

Özgür Gelecek-Partizan İstanbul-Aksaray ve Kartal bürolarına dönük, çalışanlarının şiddet kullanılarak bürodan çıkarılması ve gasp edilmesi ile başlayan şiddet ve tehditler 1 Mayıs’ta ve 18 Mayıs etkinliklerinde, hatta şehitlerimizin cenazelerinde devam etti.

Devrimcilere yönelik şiddeti, tüm uyarı ve eleştirilere karşın bir “ilke” haline getiren bu çetevari tutumları devam ettirenler, en son Cuma günü (07/07/2017) çalışanlarımız içeride değilken, İstanbul’dan gelip İzmir’den de birkaç kişiyi yanlarına alarak İzmir büromuzun kilidini, tıpkı bir hırsız gibi kırarak içeri girerek gasp etmeye çalışmışlardır. Bunu duyarak büromuza sahip çıkan okurlarımızla birlikte Cumartesi günü çalışanlarımız büroya giderek gasp olayını sonlandırmışlardır. Ancak Pazartesi günü tekrar gelerek büroyu gasp edeceklerini söyleyen bu devrimcilikten nasiplenmemiş güruhu uyarıyoruz!

Bürolarımızdan ve çalışanlarımızdan uzak durun!

Hala devrimci olduklarını iddia eden ancak düşmanla uğraşması gerekiyorken, devrimcilere saldıran bu sosyal medya “kahramanları”, devrimcilere düşmanlıkla motive edilmiş kişiler tarihin çöplüğünde yer alacaklardır. Onları bürolarımıza ve çalışanlarımızın üzerine yönlendirenler dahi onları yarın yalnız bırakacak, “Özgür Gelecek gerçek sahiplerinin eline geçti” diye çığırtkanlık yapan “futbol taraftarları” sadece sosyal medyada yazdıkları küfürlerle anılacaktır.

Bir kez daha uyarıyoruz!

Özgür Gelecek-Partizan olarak şiddetinize boyun eğmeyeceğiz! Bugüne kadar sakinliğimizi koruyarak daha kötü sonuçlara yol açabilecek hareketlerden kaçındık. Bu tavrımızın elbette doğru olduğunu düşünmekteyiz. Ancak devrimciliği çoktan askıya almış kesim karşısında alanlarımızı sonuna kadar koruyacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz! Dışarıdan gelerek ve zor yöntemlerini devreye sokanlara karşı aktif tutum alacağız! Tüm okurlarımızı ve devrimci kurumları, tamamen bizim istek ve çabamıza karşın yaşanabilecek daha kötü sonuçları önlemek için bürolarımıza çağırıyoruz!

On yıllardır düşmanın tüm saldırılarına karşın bürolarını kapatmayan, yayınlarını çıkartan, devrimci basın geleneğinin önemli bir parçası olan Özgür Gelecek’i susturmaya kimsenin gücü yetmeyecek! Düşmanın saldırılarına karşı okurlarımız ve devrimci, demokratik kamuoyu bugüne kadar nasıl yanımızda olduysa, onları bu saldırılara karşı da aktif tutum almaya çağırıyoruz!

Özgür gelecek susmadı, susmayacak!

Özgür Gelecek-Partizan

09.07.2017 

40120

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Son Haberler

Sayfalar

Partizan'dan

Dijitalleşme: İşçinin Üretim Sürecinin Denetleyicisi ve Düzenleyicisi Olacağı Tarih

 

Rosa özgürlüğün ta kendisiydi

“Hareket etmeyenler, zincirlerin

ne kadar ağır olduğunu bilmezler.”[1]
 
“… Bu zehirli kaltak, bir maymun kadar zeki olmakla birlikte sorumluluk duygusundan tümüyle yoksun olduğu ve tek motifi kendini haklı çıkarma yolunda neredeyse sapkınca bir istek olduğu için daha çok zarar verecek,” diye yazıyordu Victor Adler August Bebel’e 5 Ağustos 1910 tarihli mektubunda.

İbrahim KAYPAKKAYA'nın Ölümünün 50. yılı Vesilesiyle

 

“CEHENNEMİN GİRİŞ KAPISI”NI YIKAN KAYPAKKAYA

VE

ONUN ÖĞRETTİKLERİ...

Yusuf KÖSE

İBRAHİM KAYPAKKAYA’DAN ÖĞRENMEK[*]

 

“İşçi sınıfının

ekmekten çok

onura ihtiyacı var.”[1]

 

Patika Dergisi (PD): İbrahim Kaypakkaya’nın katledilmesinin üzerinden 50 yıl geçti. 50. yılında Kaypakkaya’yı özgün kılan nedir?

 

Sibel Özbudun (SÖ): İbrahim Kaypakkaya’nın 68 devrimci hareketi içerisindeki, onu hem kendi bağlamı, hem de günümüz açısından “özgün” kılan, bence “süreklilik içinde kopuştan kopuş”u temsil etmesidir.

Sosyalizm/Komünizm Nedir? (MLPD Programı)

Sosyalizm ve komünizm hakkında düşündüklerinde birçok insanın aklından geçen sorulara bazı yanıtlar.

Sosyalizm nedir ki?

 Sosyalizm, kapitalizmin toplumsal alternatifidir. Günümüzün devlet-tekel kapitalizminde, uluslararası tekeller kendilerini tamamen devlete tabi kılmış ve tekelci sermayenin organları devlet aygıtının organlarıyla birleşmiştir. Tüm toplum üzerinde çok yönlü egemenliklerini kurmuşlardır. Aynı zamanda, hakim olan uluslararasılaşmış üretim tarzı, dünyanın birleşik sosyalist devletleri için maddi hazırlığı tamamlamıştır.

Dinci-Faşist Gericiliğin Merkezi: Emperyalist Türk Devleti

Özellikle son 15 yıldır dinci (müslüman) gericiliğin merkezi olduğu rahatlıkla söylenebilir. ABD'nin Afganistan ve Irak'ı işgali ve peşinden Kuzey Afrika ülkelerindeki 2010 ayaklanmaları ve Mısır'da geçici olarak Müslüman Kardeşler örgütünün iktidara gelmesi ve peşinden Suriye'de geliştirilen olaylar, Türk devletine, dinci AKP'nin de iktidarda olması, yeni bir emperyalist yayılma politikasını benimsetmiştir.

KAYPAKKAYA’DAN KALAN…[*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Türkiye’nin geleceği çelikten yoğruluyor;

belki biz olmayacağız ama

bu çelik aldığı suyu unutmayacak.”[1]

 

18 MAYIS | Umudu Büyütmeye Devam Ediyoruz

"Kaypakkaya'nın kurduğu parti ve oluşturduğu program etrafında elli yıldan fazla bir süredir kavgasını sürdüren yoldaşları büyük bir mücadele ve direniş geleneği yarattılar. Kaypakkaya'nın görüşlerini büyük bedeller ödeyerek bu günlere taşıdılar, taşımaya devam ediyorlar..."

 

Tam 50 yıl önce 1973’ün 18 Mayıs’ında 1971 silahlı devrimci çıkışının “komünist yüzü” İbrahim Kaypakkaya, Amed Hapishanesi’nde Kemalist faşist diktatörlük tarafından katledildi.

“Cabbar”laşan Ermeni (Nubar Ozanyan)

Sonu gelmez Ermeni-Kürt düşmanlığı üzerinden yaratılan büyük korku, bilinçleri kuşatıp yürekleri tutsak almaya devam ediyor. Aradan 108 yıl geçmesine karşın Ermenilerin baskı görme, işini kaybetme vb. korkularından dolayı kendilerini inkar ederek kimliklerini gizlemelerinin trajik hikayeleri yazılmaya devam ediyor. Her an baskı görecekleri endişesiyle güvercin tedirginliği içinde yaşamaya devam ediyorlar.

Soykırımlara Karşı Direnişi Büyütelim!

 

Seçim Tavrı(Mız): Oyumuz Devrime![*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Vekil inançların

raf ömrü kısadır.”[1]

 

Sayfalar