Çarşamba Mayıs 15, 2024

Özgür Gelecek-Partizan;ÇAĞRI ve UYARIMIZDIR

Devrimci, demokratik kamuoyuna ve okurlarımıza çağrımızdır!

Devrimciliği çoktan askıya almış kesim karşısında alanlarımızı sonuna kadar koruyacağız!

Uzun bir süre kolektif içinde yaşandıktan sonra artık devrimci kamuoyunun gözleri önünde yaşanan “iç” sorunlarımızda, çeteci mantıkla sorunları kangrenleştiren ve devrimcilere yönelik şiddet uygulamaktan geri durmayan kesimin saldırıları sürüyor.

Özgür Gelecek-Partizan İstanbul-Aksaray ve Kartal bürolarına dönük, çalışanlarının şiddet kullanılarak bürodan çıkarılması ve gasp edilmesi ile başlayan şiddet ve tehditler 1 Mayıs’ta ve 18 Mayıs etkinliklerinde, hatta şehitlerimizin cenazelerinde devam etti.

Devrimcilere yönelik şiddeti, tüm uyarı ve eleştirilere karşın bir “ilke” haline getiren bu çetevari tutumları devam ettirenler, en son Cuma günü (07/07/2017) çalışanlarımız içeride değilken, İstanbul’dan gelip İzmir’den de birkaç kişiyi yanlarına alarak İzmir büromuzun kilidini, tıpkı bir hırsız gibi kırarak içeri girerek gasp etmeye çalışmışlardır. Bunu duyarak büromuza sahip çıkan okurlarımızla birlikte Cumartesi günü çalışanlarımız büroya giderek gasp olayını sonlandırmışlardır. Ancak Pazartesi günü tekrar gelerek büroyu gasp edeceklerini söyleyen bu devrimcilikten nasiplenmemiş güruhu uyarıyoruz!

Bürolarımızdan ve çalışanlarımızdan uzak durun!

Hala devrimci olduklarını iddia eden ancak düşmanla uğraşması gerekiyorken, devrimcilere saldıran bu sosyal medya “kahramanları”, devrimcilere düşmanlıkla motive edilmiş kişiler tarihin çöplüğünde yer alacaklardır. Onları bürolarımıza ve çalışanlarımızın üzerine yönlendirenler dahi onları yarın yalnız bırakacak, “Özgür Gelecek gerçek sahiplerinin eline geçti” diye çığırtkanlık yapan “futbol taraftarları” sadece sosyal medyada yazdıkları küfürlerle anılacaktır.

Bir kez daha uyarıyoruz!

Özgür Gelecek-Partizan olarak şiddetinize boyun eğmeyeceğiz! Bugüne kadar sakinliğimizi koruyarak daha kötü sonuçlara yol açabilecek hareketlerden kaçındık. Bu tavrımızın elbette doğru olduğunu düşünmekteyiz. Ancak devrimciliği çoktan askıya almış kesim karşısında alanlarımızı sonuna kadar koruyacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz! Dışarıdan gelerek ve zor yöntemlerini devreye sokanlara karşı aktif tutum alacağız! Tüm okurlarımızı ve devrimci kurumları, tamamen bizim istek ve çabamıza karşın yaşanabilecek daha kötü sonuçları önlemek için bürolarımıza çağırıyoruz!

On yıllardır düşmanın tüm saldırılarına karşın bürolarını kapatmayan, yayınlarını çıkartan, devrimci basın geleneğinin önemli bir parçası olan Özgür Gelecek’i susturmaya kimsenin gücü yetmeyecek! Düşmanın saldırılarına karşı okurlarımız ve devrimci, demokratik kamuoyu bugüne kadar nasıl yanımızda olduysa, onları bu saldırılara karşı da aktif tutum almaya çağırıyoruz!

Özgür gelecek susmadı, susmayacak!

Özgür Gelecek-Partizan

09.07.2017 

39763

BAŞKALDIRININ -ÖN- DEĞERLENDİRİLMESİ[*]

“Ve bizim bir haziranımız

Bir yıl kadar yetecektir dünyaya

Çünkü yoğun ve ateşle yaşanmış

Çünkü ellerimiz, başımız ve kanımız

Hayasız pençelerini kokuyla gizleyen

Bir olgu olmayacaktır sana

Ölülerimiz toplanacaktır

Doldurulan bir kıyı gibi.”[1]

 

Erdem Aksakal’ın, “2011 yapımı ‘Ya Sonra’ filmine, Özcan Deniz aşkını şu sözlerle anlatarak başlar. ‘Masallar neden en güzel yerinde biterler? Sonra ne olur bilinmez. Biz de masallara göre sona geldik. Peki ya sonra?’

KENTİ (YOKSULLARINDAN) “TEMİZLEMEK”…[1]

“Ahlâk ve para aynı çuvala girmez.”[2]

Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım, bugün İstanbul’un en “in” mekânlarından sayılan Erenköy-Göztepe arasında geçti. O yıllarda İstanbul’un tartışmasız bir numarası Teşvikiye- Nişantaşı-Osmanbey karşısında biraz “ikinci sınıf” sayılan, ancak “sayfiye” olarak muteber, bizim gibi yaz-kış kalanların hafiften “taşralı” muamelesi gördüğü, ama geceleri Bağdat caddesinde “anahtar teslim”ine yarıştırılan lüks, spor arabalara bakıldığında, geleceğinin “parlak” olduğunu sezdiren, üç katlı apartmanlar diyarı…

KÜRDİSTAN ULUSAL KONGRESİ VE BDP’NİN TÜRKİYELİLEŞME SİYASETİ

Herşeyin içinin boşaltılarak hızla tüketildiği bir çağda yaşıyoruz. Post-modern bir cehalet her yanımızda. Düşüncelerimizin, yaşamlarımızın, ilişkilerimizin, eğitimlerimizin hatta gıdalarımızın içi boşaltılmış ve global ekonomik sistemin ihtiyacına göre yeniden düzenlenmiş durumda. Wachowski Kardeşlerin unutulmaz filmi Matrix’te anlatılan insanı metalaştıran sanal düzenin bir benzeri hepimize dayatılmış.

ANNEME İnci Taneme

“Bu akşam, annem kamerada seninle konuşmak istiyor” diye mesaj geldi erkek kardeşim Nuri’den. Bir arkadaşa misafirliğe gidecektik. Erteledik. Bilgisayarın başındaki yerimizi aldık.  Ben, Nuran ve Ezgi… Ekranın gerisinde annem ve kardeşlerim… Selamlaşıyoruz. Annemin gözlerindeki mutluluk tarif edilir gibi değil. Yüzünde bir çocuk sevinci.  

“Nasılsın anne, nasılsın babaanne?”

Haksiz emperyalist savaslara karsi, halklarimizin hakli ozgurluk ve bagimsizlik savasinin yaninda olalim!!! Hasan Aksu

Haksiz emperyalist savaslara karsi, halklarimizin hakli ozgurluk ve bagimsizlik savasinin yaninda olalim!!!

OLASI BİR YAĞMA SAVAŞI ve “ÜÇ VAKTE KADAR”

 

6/7 Eylül 1955 kan-gözyaşı ve ölüm

               Ermeni soykırımı tarihinin ilk evresi, Osmanlı imparatorluğu hakimiyeti altında yaşayan Ermenilere karşı Abdülhamit döneminde uygulanan katliam ve baskılar ile başlamaktadır.1896 yılına kadar birçok vilayette yapılan katliamlarda yüzbinlerce insan öldürülmüştür.Bir ulusun yok edilmesinin ikinci evresi 1915 yılında İttihat-Terakki hükümetinin 1,5 milyon insanın ölümüne sebep olan yeni bir yüzyılın başlangıcında ilk SOYKIRIM olayıdır.Üçüncü ve son devresi ise Ulus devleti inşasında kurulan TC,yani Kemalist Türkiye'sinde azınlıklara karşı uygulanan politikalar sonunda  b

İzzettin Doğan asimilasyoncu bir düşkündür

 

Fethullah Gülen’le hangi menfaatler ve çıkarlar karşılığında olduğu belli olmayan bir ortaklığa soyunup, aynı arazi üzerinde Cami, Cemevi ve Aşevi yapılması işbirliğini gururla anlatan, asimilasyonun gönüllü bir neferi olan İzzettin Doğan bir düşkündür. 

Kapitalizmin Sosyalizmi İçerden Ele Geçirme Çizgisi Olarak Modern-Revizyonizm Ve Dust Bowl Sendromu

 
 

 

 

 

PİR SULTAN ABDAL'IN SUÇU?

 

1. Pir Sultan, dinsizdir, namaz kılmaz, ramazan orucu tutmaz.

 2- Şeriata aykırı söz söylüyor ve davranış sergiliyor.

 3- Müslümanlara Yezit diyor ve şarap içiyor.

 4-Ayin-i Cem adında gizli toplantılar yapıyor.

 5- Safevi taraftarı ve Kızılbaş taifesinden, Devlet-i Ali düşmanıdır.

 6- Rafızi kitaplar bulunduruyor, okuyor ve okutuyor.

BARIŞ NE YANA DÜŞER USTA ...

 

Emperyalist ABD haydudu ve beraberindeki kan emiciler, Suriye’ye saldırı hazırlığı içindeyken, "barış”tan söz etmek abesle iştigaldir. Etrafin emperyalist ve kapitalist haydut devletlerle sarılmış ve kan emici kapitalist sistem yaşatılmaya devam edilirken, "kardeşlikten", "barıştan" söz etmek büyük bir aldatmacadır. Emperyalist ve gericiliğin vahşi saldırılarıyla içiçe yaşayan, kitlesel katliamlara uğrayan ezilen halklar ile dalga geçmek demektir.

Sayfalar