Perşembe Mayıs 2, 2024

Özgür Gelecek-Partizan;ÇAĞRI ve UYARIMIZDIR

Devrimci, demokratik kamuoyuna ve okurlarımıza çağrımızdır!

Devrimciliği çoktan askıya almış kesim karşısında alanlarımızı sonuna kadar koruyacağız!

Uzun bir süre kolektif içinde yaşandıktan sonra artık devrimci kamuoyunun gözleri önünde yaşanan “iç” sorunlarımızda, çeteci mantıkla sorunları kangrenleştiren ve devrimcilere yönelik şiddet uygulamaktan geri durmayan kesimin saldırıları sürüyor.

Özgür Gelecek-Partizan İstanbul-Aksaray ve Kartal bürolarına dönük, çalışanlarının şiddet kullanılarak bürodan çıkarılması ve gasp edilmesi ile başlayan şiddet ve tehditler 1 Mayıs’ta ve 18 Mayıs etkinliklerinde, hatta şehitlerimizin cenazelerinde devam etti.

Devrimcilere yönelik şiddeti, tüm uyarı ve eleştirilere karşın bir “ilke” haline getiren bu çetevari tutumları devam ettirenler, en son Cuma günü (07/07/2017) çalışanlarımız içeride değilken, İstanbul’dan gelip İzmir’den de birkaç kişiyi yanlarına alarak İzmir büromuzun kilidini, tıpkı bir hırsız gibi kırarak içeri girerek gasp etmeye çalışmışlardır. Bunu duyarak büromuza sahip çıkan okurlarımızla birlikte Cumartesi günü çalışanlarımız büroya giderek gasp olayını sonlandırmışlardır. Ancak Pazartesi günü tekrar gelerek büroyu gasp edeceklerini söyleyen bu devrimcilikten nasiplenmemiş güruhu uyarıyoruz!

Bürolarımızdan ve çalışanlarımızdan uzak durun!

Hala devrimci olduklarını iddia eden ancak düşmanla uğraşması gerekiyorken, devrimcilere saldıran bu sosyal medya “kahramanları”, devrimcilere düşmanlıkla motive edilmiş kişiler tarihin çöplüğünde yer alacaklardır. Onları bürolarımıza ve çalışanlarımızın üzerine yönlendirenler dahi onları yarın yalnız bırakacak, “Özgür Gelecek gerçek sahiplerinin eline geçti” diye çığırtkanlık yapan “futbol taraftarları” sadece sosyal medyada yazdıkları küfürlerle anılacaktır.

Bir kez daha uyarıyoruz!

Özgür Gelecek-Partizan olarak şiddetinize boyun eğmeyeceğiz! Bugüne kadar sakinliğimizi koruyarak daha kötü sonuçlara yol açabilecek hareketlerden kaçındık. Bu tavrımızın elbette doğru olduğunu düşünmekteyiz. Ancak devrimciliği çoktan askıya almış kesim karşısında alanlarımızı sonuna kadar koruyacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz! Dışarıdan gelerek ve zor yöntemlerini devreye sokanlara karşı aktif tutum alacağız! Tüm okurlarımızı ve devrimci kurumları, tamamen bizim istek ve çabamıza karşın yaşanabilecek daha kötü sonuçları önlemek için bürolarımıza çağırıyoruz!

On yıllardır düşmanın tüm saldırılarına karşın bürolarını kapatmayan, yayınlarını çıkartan, devrimci basın geleneğinin önemli bir parçası olan Özgür Gelecek’i susturmaya kimsenin gücü yetmeyecek! Düşmanın saldırılarına karşı okurlarımız ve devrimci, demokratik kamuoyu bugüne kadar nasıl yanımızda olduysa, onları bu saldırılara karşı da aktif tutum almaya çağırıyoruz!

Özgür gelecek susmadı, susmayacak!

Özgür Gelecek-Partizan

09.07.2017 

39625

24 Ocak Vartinik Baskını ve Ali Haydar Yıldız.. / Muzaffer Oruçoğlu

 

 Hayatımın unutulmaz anı. Menzil ve yaşam hakkı vermeyen haşin bir kış. Geyiklerini mağaralarına kapatan sisli, boranlı yüce zirveler. Yarı yıkık bir ev ve halkın korkarak, ‘sizi öldürecekler, gidin buralardan,’ diye mırıldana mırıldana acıdığı, destek vermeye çalıştığı bir avuç silahsız gerilla. Ve seher öncesinin toz karı hafif hafif ırgalayan ruzigarı ve tüfek şakırtıları.

Karışık

Yeni yılın ilk ayını epey aşarak yazıyorum ilk yazımı, belki korktum, belki panik yaptım, belki bir şey bekledim, ya da kimsenin aklına gelmeyecek hesaplar yaptım, yani derine daldım. “derin” kelimesi nasıl bir algı yaratır, nereden yakalar adamı, nasıl eğer, nerede büker, ne hale sokar, bilemem. Ama içimde tedirgin, kuşkucu, rahatsız ve hasta bir yer etti. Nerede bir erk, kurum, parti, örgüt, hele hele devlet varsa derini mevcuttur. Başka bir gücün olduğu ve derinlerden zelzele kudretine sahip bir şey bu…

Gaz kullanımı - ya da halkın zehirlenmesi üzerine (*)

“Zulüm bizdense; ben bizden değilim!”[1]

En net hâliyle Adolf Hitler’den biliriz “Gazlamak filli”nin ne olduğunu; elbette onun öncesinde I. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda veya İngilizlerin Kürtlere karşı kullandığını; sonrası da bunun Şeyh Wassan ile Doli Smakoli’den Halepçe’ye uzandığını “es” geçmeden…

“Kimyasal gazdır” bunun adı; farklı versiyonlarıyla…

Kimyasal gazların, “biber”, “portakal”, “Brezilya” vb. versiyonlarıyla IMF İstanbul, KCK Diyarbakır, 1 Mayıs Taksim’inde ve bir alay itiraz eyleminde tanıştık…

"Özerlikçi"Anayasa sonrasında Bolivya dersleri (1)

“Anayasacıların öncelikle önemsedikleri şey, otorite ve gücün sınırlandırılması ve dağıtılmasıdır. Bu sınırlamalar felsefe ve ahlâki tartışmaların geniş alanından beslenir...”[2]

“Şangay Komünü” Hikayeleri

MKP ve Marksizmin En Temel İlkeleri 

Eleştirilerime aşağıdaki başlıklar altında devam ediyorum:

1-    “Şangay Komünü” Hikayeleri

2-      Parti Diktatörlüğü Mü?  Proletarya Diktatörlüğü Mü?

3-      MKP ve  Kaypakkaya

1-     “Şangay Komünü” Hikayeleri

Sınırlı bir yaşamı sınırsız bir davaya adayanlara bin selam!

 

“ YÜKSEKLER ASLA FETHEDİLEMEZ ETEKLERİNDE MEZARLAR YOK İSE”  

Mille salutations a ceux

 

QUI ONT PRÉCONISÉS UNE VIE LIMITÉE POUR LA LUTTE !

"Rien ne s’obtient sans effort et sacrifice"

La lutte des classes continue sans cesse à travers le globe.

 

Yarım Fokoculuktan Tam Fokoculuğa Geçişin Teorisi

MKP 3. Kongresini yaptı ve Kongre belgelerini yayınladı. Kongrelerini başarıyla sonuçlandırdıkları için devrimci mücadelelerinde başarılar diliyor ve kutluyorum.

 

Kendini Kaf dagında zanneden bir çeyrek "aydın"Haydar Karataş

Bazen zorunluluklarla, bazen tesadüflerle, bazen daha iyi bilen birisinin yönlendirmesiyle bazı kişiler bilgilenme anlamında yaşadığı toplumun gelişmişlik düzeyinden kendilerini daha ileriye taşırlar, gerek bilgiyi fethetmenin verdiği haz(“mutluluk fethetmektir.” Engels) gerekse de öğrendikçe doğa ve toplum karşısında özgürlük duygusunun güçlenmesi,  bu bazı kişilerde,  bilgilenmeyi bilinçli bir eyleme dönüştürür.( “insan bilmediklerinin esiridir, öğrendikçe özgürleşir” spinoza)  ve düşün dünyasının büyümesiyle, olgulara, olaylara, nesneye diğerlerinden farklı olarak daha geniş açılardan ba

Roboski: Taammüden devlet katliami!

SORU(N)LAR “RAİSON D’ETAT”SINDAN VAZGEÇMEYEN TUTUM YALANLAR, YALANCILAR “GERÇEK” ROBOSKÎ HÂLİ AKP: “CİNAYET VAR (DA), CANİ YOK(MUŞ)”?! (S)ÂKÎL -BEYAZ- KÜRTLER MUHATAPLAR YORUM(LAR) HUKUK(SUZLUK) ADALET DEĞİLDİR! “NE OLACAK” MI? ROBOSKÎ: TAAMMÜDEN DEVLET KATLİAMI![*]

“Herkesin bir gideni vardır, İçinden bir türlü uğurlayamadığı…”[1]

Veysi Altay’ın yönettiği ‘Faîlî Dewlet’ adlı belgesel, Cizre’de 90’lı yıllarda devlet eliyle işlenmiş cinayetleri anlatır ki, Roboskî de bu “realite”den bağışık değildir…

Deli dumrul'un "kentsel dônüm"ü yada yolsuzluk rantin ikizkardesidir

“Ya ümitsizsiniz, ya da ümit sizsiniz. Ya çaresizsiniz, ya da çare sizsiniz.”[1]

Şaşırmadınız, değil mi?

Şaşırmış gibi yapmanıza da gerek yok.

Ne de olsa, AKP medyasının her şeyden çok anlayan, her şeyi en iyi bilen gülücüksüz prenslerinden, her şeyi çok uzaklardan seyreden, dalgın bakışlı, nazlı prenseslerinden değilsiniz…

Yani şaşırmış gibi yapmadığınızda dolar bazında her ay banka hesabınıza geçen maaşınız tehlikeye girmez.

Sayfalar