Cumartesi Mayıs 4, 2024

Özgürlük Yürüyüşü

 

Hangi halktan, dinden veya mezhepten olursak olalım hiçbirimiz bilindik hırsızlar şebekesinin  çöreklendiği bu sömürü düzenini ve Tayyip diktatörlüğünü hak etmiyoruz. Bu diktatörlüğe  artık bir dakika bile tahammülümüz kalmamıştır. Onlar tarafından yönetilmek ayıplı bir durumdur, bu utançtan bir an önce kurtulmak gerekiyor.

            Sopası asırlardır mazlumların tepesinde kükreyip duran bu düzen ve onun başındaki zorbalar tüm insani haklarımızı elimizden aldılar. Hepimizi bir lokma ekmeğe köle ettiler. İşimiz bozulacak, çoluk çocuk aç kalacak diye dehşet içindeyiz. Yaşamayı unuttuk, dünya geçiminden başka bir şey düşünemez olduk. Bunda pek haksız da sayılmayız, çünkü kanımızı sülük gibi emen bu düzende hiç kimsenin yarını güvencede değil.

            Çölleştik

            İşte bu gelecek kaygısı yüzünden bazılarımız korkup köşesine çekildi. Bu zorbaların  tankla topla korudukları bu korkunç düzen bizi öyle bencilleştirdi ki, kendimizden ve çocuklarımızdan başka hiç kimse, hiçbir şey umurumuzda değil. Kalplerimiz çölleşti adeta.

            Din kardeşliği yalanı

            Dedelerimiz onların din kardeşliği yalanına aldanmayıp asırlardır sürüp gelen bu zulme karşı çıkabilselerdi biz şimdi mutlu, özgür ve barış dolu bir hayat sürmüş olacaktık. O zaman devlet biz mazlumların devleti olacak ve onu baştan aşağı biz yönetecektik. Ülkenin zenginlikleri bir avuç hortumcunun değil hepimizin olacaktı.

            Şimdi artık gördük ki, onların din kardeşliği ve milliyetçilik palavraları bizim için esaret, onlar içinse keyif, zevk, şatafat ve zenginliktir.

            Bu düzenden ve önceki iktidarların devamı olan bu gerici Tayyip diktatörlüğünden kurtulmadıkça gerçek özgürlük ve insanca yaşamak bizim için sadece bir hayal olarak kalacaktır. Şunu hiç aklımızdan çıkarmayacağız: Bu düzen bizim varlığımız ve desteğimizle ayakta duruyor. Kan vermeyi kestiğimizde bu canavar bir gün bile yaşayamayacaktır.

            Halka dilenci muamelesi yapılıyor

            İş alanları kurmayan ve üç kuruşluk yardımlarla halka dilenci muamelesi yapan Tayyip diktatörlüğünün alternatifi bildik düzen partileri değil, ilerici ve yurtsever çevrelerden oluşacak Devrimci Halk Koalisyonudur.

            Ancak Devrimci bir Halk Koalisyonu bu diktatörlüğe son verip bizi gerçek özgürlüğe ve esenliğe kavuşturabilir. Yoksa Meclis partileri bizi seçim oyunları ve meclisteki artistik didişmelerle daha uzun yıllar meşgul etmeye ve boynumuzdaki esaret zincirini beslemeye devam edecekler. Onların sevdası halk değildir. Halkın acılarını, hayallerini ve gelecek ümitlerini sömürerek siyasette semirmeye ve bu düzende kendilerine yer edinmeye çalışıyorlar.  

            Mazlumların hak ve adalet bayrağını yükseltmeliyiz

            İster Kürt, ister Türk emekçisi olalım, ister Arap, ister Çerkes, Laz, Ermeni, Rum,  Süryani, E'zidi, Türk ya da Kürt Alevi'si olalım, kul olmaktan kurtulmak bizim elimizde olan bir şeydir. El ele verirsek cennet bir hayat kurabiliriz. Sizin gibi biz de bu düzene ve zorbalara kul olmayı reddediyoruz. Ezilenlerin hak ve adalet bayrağını yükselterek bu gidişata artık DUR demeliyiz. Harcı bizim alın terimizle karılan bu diktatörlük kalesinden bir tuğla çekersek kale diye bir şey kalmayacak ortada. Her birimiz yaşadığımız kentte, mahallede ve sokakta imkânlarımız ölçüsünde bir şeyler yapmalıyız.

            Meselâ  ben ve birkaç arkadaşım -kamuoyundan moral  destek alabilirsek- KÜRT MESELESİNİN SİVİL ÇÖZÜMÜ, DİĞER MAZLUM HALKLARIN ULUSAL HAKLARININ TESLİMİ, HERKES İÇİN İNSANCA YAŞAMA HAKKI VE GENEL SİYASİ AF talebiyle Kars'tan Diyarbakır'a, oradan da Brüksel'e kadar sürecek altı aylık bir Özgürlük Yürüyüşü başlatmak istiyoruz. Yol boyunca mola vereceğimiz her yerde çadır kurarak bu diktatörlüğü iç ve dış kamuoyuna şikâyet edip meşru taleplerimizi dile getireceğiz. Yürüyüş sonunda da Brüksel'de Birleşmiş Milletler' in önünde kuracağımız çadırda ÖZGÜRLÜK NÖBETİ tutacağız.                                                      

            Milletin derdi bizim de derdimiz

            Düşüncelerine başvurduğumuz bazı dostlar,"Milletin derdi size mi kalmış? Boş verin, hayatın keyfini sürün,"diyorlar bize. Ancak vicdanımız karşı çıkıyor bu seslere. Halk bunca acı çekerken, çocukları ve gençleri sefil bir gelecek beklerken biz nasıl keyif süreriz, nasıl mutlu oluruz? 

            Şimdi can alıcı soru şudur: Başlatmak istediğimiz bu Özgürlük Yürüyüşü sizce anlamlı mıdır, yoksa saçma mıdır? Saçmaysa peki ne yapmalı? Bu kan emici düzen ve diktatörler bizi daha ne kadar ezip sömürsünler? Bize yaptıkları gibi çocuklarımızın hayatını da mı karartsınlar?

            İsteyen katılabilir

            Telefon numarası ve mail adresi aşağıdadır. Lütfen düşünce ve önerilerinizi bize bildirin. Buna şiddetle ihtiyacımız var. Çünkü sizden alacağımız moral desteğe göre kararımızı kesinleştireceğiz. Ayrıca isteyen Özgürlük Yürüyüşüne katılabilir. Cesaretimizi kıracak tek şey, "Şov yapıyorlar,"diye dedikodu edecek kişilerin basit suçlamalarıdır. Sizin manevi varlığınızı yanımızda hissedersek bu yolculuk ne kadar meşakkatli olursa olsun her türlü güçlüğün üstesinden geliriz. 3 Mayıs 2014

alinakmahmut@hotmail.com

0546 518 86 86

 

 

94482

Mahmut Alınak

Eski kürt milletvekillerindendir.Çeşitli kitapları bulunmaktadır.Aralık 2011 yılına kadar sitemizde sürekli yazılar yazan Mahmut Alınak,Aralık 2011'de KCK tutuklamalarına maruz kalarak tutsak edilmiştir.Temmuz 2012'de tahliye edilmiş olup,zaman zaman yazıları ile okur kitlesine ulaşmaktadır.

alinakmahmut@hotmail.com

Mahmut Alınak

Halka Nasıl Yaklaşacağız?

Milyonlar açlık ve yoksulluk içinde, demokratik haklardan yoksun, özgürlük kırıntılarına bile muhtaç bir durumda yaşıyor. Haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik karşısında kitleler ya seslerini yeterince yükseltememekte ya da sınırlı sayıda insanla zulüm karşısında direnmeye çalışmaktadır. Birbirinden bağımsız, sınırlı direniş güçlerinin mücadele ettiği süreci yaşıyoruz. Damlaların derelere, derelerin nehirlere, nehirlerin bendlerini yıkacak duruma gelme ihtiyacı var.

“Kuruluşunun 100. Yılında TC’nin Diğer Yüzü Türkiye’de Ulusal Azınlıklar Sorunu”*

Türkiye’de ulusal sorun ve azınlıklar meselesini incelerken nasıl bir ülkede yaşadığımız, ülkeyi hangi sınıfların yönettiği, ulusların hangi tarihi koşullarda ortaya çıktığı, ulusal sorunun ekonomik ve politik nedenlerini açıklamak durumundayız.

Ulus, tarihsel olarak meydana gelmiş, ortak bir dil, ortak bir pazar, ortak bir kültür birliği ve ortak bir ruhi şekillenmende ifadesini bulan istikrarlı bir insan topluluğudur. Ulus, sadece tarihi bir kategori değil bir çağın, yükselen kapitalizm çağının ortaya çıkardığı bir olgudur.

Yüz yıllık çakma Türk devleti (Nubar Ozanyan)

Aradan bir asır geçmesine, tarihin yaprakları değişmesine karşın Türkiye Cumhuriyeti temelde bir değişime gitmeden dün olduğu gibi imha ve inkar zihniyetiyle yaşamaya, Orta Çağ’ın karanlığında kalmaya devam ediyor.

Fetih ve işgallerden, zulüm ve soykırımdan başka övünülecek bir tarihi, Hitler faşizmine örnek olmaktan başka bir başarısı olmayan TC, ceberut devlet olma niteliğinden hiçbir şey kaybetmeden yüzüncü yılını kutluyor.

Aşk Her Şeyi Affeder mi - Partiler Neden Diktatör / ERGÜN ASLAN

Klasik emperyalizmle modern emperyalizm arasında çeşitli proletaryaların ve (komprador) sınıfların olduğu bir memlekette modern proletaryaların partisinin birliğinin ve özgürlüğünün yegane (ve yegane) güvencesinin yerel yönetimlerin özerkliğe varabilecek kadar geniş demokratik haklara sahip olmaları olduğu bilgisini kim inkar edebilir ki.

Üüüü.... üüüü....

Ya.... ya...

Bir insan aldığı görevden başka her şeyi konuşur mu.

Hom... hom.. hom...

Bunlar... bunlar... daha çok....

 Filelerin sultanlarını karşımıza çıkarırlar.

 Daha çok...

Rojava, Filistin, Karabağ: İşgal, Yıkım ve Direniş (Yorum)

Ortadoğu tarihi boyunca yer küremizin en çatışmalı bölgelerinden biri olmuştur. Bölgenin stratejik konumu, uygarlığın gelişim düzeyi, baskıya, sömürüye dayalı dış müdahaleler için güçlü zeminler sunmuştur. Kuşkusuz bölgedeki iç çelişkiler ve çatışmalar da her zaman dış müdahaleleri kolaylaştırmıştır. Özellikle dinsel ve mezhepsel çatışmalar hem çağdaş temelde toplumsal gelişmeleri frenlemiştir hem de bölgeyi dış saldırılara açık hale getirmiştir. Bu nesnel zemin üzerinde toplumsal çürümeler, işbirlikçi ilişkiler ve itaat kültürü bir yaşam tarzına dönüştürülmüştür.

“Hamas-İsrail Çatışmasında” İtidal Çağrısı Yapmak…(Polemik)

Filistinli 14 direniş örgütünün, 7 Ekim günü “Aksa Tufanı” adıyla İsrail devletine yönelik operasyonu, başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Hamas gibi İslamcı örgütlerin yanısıra ve de Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi gibi Marksist eğilimli hareketlerin de yer aldığı hamle, Siyonist İsrail’in tarihi boyunca aldığı en büyük darbelerden biri olarak kayıtlara geçti. Sözkonusu direniş, kısa sürede dünyanın dört bir yanında devrimci, ilerici güçler nezdinde çok ciddi saflaşmaları da beraberinde getirdi.

“Çizgimiz Nubar Ozanyan’dır!” (Deniz Aras)

7 Ekim sabahı Filistin Ulusal Direnişi’nin Siyonist İsrail işgalciliğine ve zulmüne karşı “Aksa Tufanı Operasyonu” başlatması başta siyonizm olmak üzere bölge gerici devletleri ve siyonizme koşulsuz destek veren emperyalistlerde şok etkisi yarattı.

Hamas öncülüğünde başlatılan ve aralarında Filistin Ulusal Hareketi’nin tarihsel öznelerinden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi devrimci örgütlerin de yer aldığı “Operasyon Odası” tarafından yönetildiği açıklanan bu hamle, tüm dünyada olduğu gibi coğrafyamızda da tartışmalara yol açtı.

Yerini Bulan Her Vuruş Acı Verir!

Komünist partileri yaptıkları eylemleri kamuoyuna açıkladıkları gibi, yanlış yaptıkları eylemleri de kamuoyuna açıklar ve özeleştirisini yaparlar. Yanlış eylemlerin özeleştirisinin yapılması, o partinin dürüstlüğünü gösterir ve bu tür özeleştiriler kitlelere ve parti kamuoyuna güven verir.

Arif Alıç, 1978 yılında Hıdır Aykır ile Bayrampaşa  Hapishanesinden kaçtı. Parti tarafından kırsal (Dersim) alana gönderildi. 1981 yılının ortalarında, TKP/ML üyesi bir kişi tarafından öldürüldü.

Bu makaleyi, yazarken ölüm haberini aldığım, sevgili yoldaşım Turan Talay'ın anısına adıyorum.

Türk Tekelleri Afrika'yı Çok Çooook Sevdi!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:Faşizm Ve Siyonizm Kaybedecek, Filistin ve Rojava Kazanacak!

Ortadoğu ezilen halklarının ezeli düşmanları olan Faşist T.C. ve Siyonist İsrail devletlerinin halklara yönelik saldırıları ile ezilen Rojava ve Filistin halklarının direnişine şahit oluyoruz. Bu gerici güçler, tüm teknolojik üstünlük ve emperyalist devletlerden tam destek görmelerine rağmen, Filistin ve Rojava halklarının direncini, mücadele kararlılığını kıramıyorlar. Egemenlerin tüm saldırılarına rağmen belirleyici olan yine halkın öz direnişi ve kararlılığı oluyor. Filistin ve Kürdistan halkları; İsrail Siyonizmine, T.C.

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Sayfalar