Salı Mayıs 28, 2024

Partizan’ların Yolundan Gideceğiz – Umut Keçer

Partizan Amed enternasyonalist bir devrimci olarak Haseke’de IŞİD çetelerine karşı mücadelede ölümsüzleşti. Partizan’ın hikayesi aynı zamanda Bakur Devrimi ile Rojava Devrimi’nin ve Türkiye devriminin nasıl bir kader birliği içerisinde olduğunun hikayesidir.  Partizan Amed şahsında, enternasyonalist bir devrimci olarak, Türkiye ve Kürdistan halklarının birleşik devrim mücadelesi somutlaşmış oldu. Onun mücadelesi ve kararlılığı, onun mücadelesinin takipçisi olanlara örnek olacaktır.

Faşist Erdoğan rejimi Suruç’ta, Adana’da, 10 Ekim’de Ankara Gar’ında Partizan’ın katillerini Türkiye işçi sınıfının ve emekçi halklarının üzerine saldı. Bu saldırılarla Türkiye ve Kürdistan halkları teslim alınmak istendi. IŞİD çeteleri Haseke saldırısında başarılı olsaydı yukarıda sıralanan katliamlara yenileri eklenecekti. IŞİD karanlığı yeniden acımasız bir şekilde Türkiye ve Kuzey Kürdistan halklarını hedef alabilecekti.

Devrimcilik tarihsel anda mücadelenin ihtiyaçlarına yanıt verebilmekten geçmektedir. Bu yönüyle Partizan Amed kendi geleceğini ezilenlerin geleceğiyle birleştiren örnek bir devrimci eylem gerçekleştirmiştir. An’da mücadelenin ihtiyacı olana cevap vermiştir.

Partizan 2018 yılında devrimci siyaset saflarına katıldı. Onun eylem kararlılığı ve mücadele azmi devrimci siyaset saflarında bir mücadele çizgisinde sürekliliğin oluştuğunun ispatıdır. Enternasyonalist bir devrimci olarak ‘Kasım Atılımı’ sonrası inşa edilen bir devrimci çizgiye örgütlenmiş oldu. Bu çizgi onun şahsında doğrulanmış, kendisini Rojava topraklarında yeniden örgütleyebilmiştir.

Mücadele içerisinde gelişen ve özgürleşen bir devrimcilik yaratmak, devrimciliğin ortak idealidir. Partizan an’da devrimci mücadelenin ihtiyaçlarına cevap vererek devrimci bir pozisyon almıştır. Aldığı pozisyon devrimcileşme ve özgürleşme eylemini içermektedir. Daha önceki hayatında yaşadığı bütün birikimi ileriye taşımış ve devrimci bir eylemle niteliksel bir aşamaya taşımıştır. Bu yönüyle onun devrimci eylemi an’da kesintisiz devrimci taarruzun pratikleşmesidir. Ulaş Bayraktaroğlu’nun çizgisini takipçi olmaktır. Rojava Devrimi toprakları, IŞİD çetelerinin saldırısına hedef olduğunda tereddüt etmeden kavgaya atılmak ve devrimci savaş pratiği içerisinde olarak devrimcilik açısından büyük bir değer yaratmıştır.

Sınıf mücadelesi içerisinde an’da mücadelenin ihtiyaçlarına yanıt olabilmek o an geldiğinde tereddütsüz bir şekilde tarihsel görevi yerine getirmek ve kararlılık, bilinç ve fedakârlık gerektiren bir eylemi gerçekleştirmek anlamına gelir. Partizan’ın gerçekleştirdiği bu fedakârlık bizler açısından yol gösterici olacaktır. Türkiye faşist rejimine karşı yürüttüğümüz mücadelede örnek olacaktır.   Öfkemiz, bilincimiz ve kinimiz artacak, Partizan’ın yolundan yürüyen ve yürüyeceklerin hafızasında taşınacaktır.

An’da gösterilen devrimci tutum, sınıf mücadelesinin uzun tarihsel geçmişi içerisinde belki de bir damladır. Ancak suyu güçlü kılan ve taşı delecek olan damlaların sürekliliğidir. Bu bilinçle yaşamın her alanında Partizan’ı yaşatmak ve onu sahiplenmek devrimci siyasetin sorumluluğudur. Şimdi Partizan’ın hiç eskimeyen bir gülüşü ve yaşlanmayacak bir resmi var. Bu resim duvarlarda ve mücadelemiz içerisinde bizlere gülümsemeye devam edecektir.

Türkiye coğrafyasında sınıf mücadelesinin yükseldiği bir dönem içerisine giriyoruz. İşçi sınıfı sokaklarda kendisinin hakları için mücadele ediyor. Faşist rejimin bütün baskıları ve engellemeleri Türkiye coğrafyasında işçi sınıfı ve ezilenlerin politik etkinliğini sindirememektedir. Türkiye işçi sınıfının mücadelesi ve ezilenlerin örgütlülüğü mücadelesinde de tarihsel sorumluluk Partizanca, anda sınıf mücadelesinin ihtiyaçlarına yanıt olmaktır. Bu yönüyle sınıf mücadelesinin güncel ihtiyacı temelinde örgütlenme, eyleme geçme ve mücadele etme gerçekliği kendi ihtiyacını daha güçlü bir şekilde hissettirmektedir.

Onun mücadele kararlılığı ve mirası Türkiye coğrafyasına onun ayak izlerini takip edenler ve onun yolundan yürüyenler tarafından devrimci eylem temelinde taşınacaktır.

Gün; Partizanlaşma ve onun yolunda yürüme günüdür.

 

2299

NEWROZ ATEŞİ!

 

Zalimin zulmüne başkaldırının günüdür Newroz. Ortadoğu halklarının zafer ve özgürlük ateşini yaktıkları gün. Modern Dehak’lara karşı mücadelenin boyutlandığı, halkların emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı savaşlarınıyükselttikleri gün.

İntifalara, serhıldanlara esin kaynağı olan Newroz ateşi binlerce yıl önce yakıldı. Zalim Dehak’ın sarayından yükselen Newroz ateşi, o günden bu yana her 21 Mart’ta daha da bir gür yanıyor.

"EYLÜL KOKUSU" VE ADIL OKAY

 

Kaç Kişi Kaldık?" sorusu ile postmodernizmden malûl "yenik ruh hâline", "Hayır" diyen Adil Okay, yaşadığı tarihin umutlarını bizimle paylaşırken, Can Baba'nın yolunda, İbni Haldun'un uyarısını unutmamacasına ilerliyor...

Okay'ın "uzun yürüyüşü"nde "düş kırıklıkları", "yenilgi", "aşk", "sürgün" ve "yitirilenler"; ya da başkaldıran insana ait her şey var! Ama yılgınlık, vazgeçiş, tövbe yok... İnsan(lık)tan umudunu kesememiş Okay; bunun için de heybesinde dizeleri ile hâlâ yollarda...

AYDIN(LAR) VE AYDINIMSI(LAR)[*]

 

“Alev, başka şeyleri aydınlattığı

kadar aydınlatmaz kendini.”[1]

Dört yanın “aydınımsı(lar)” diye ifade edilebilecek bir yabancılaşma/ deformasyon tarafından kuşatıldığı kesitte, Demba Moussa Dembélé’nin, ‘Samir Amin: Ezilen Hakların Sömürülen Sınıfların Organik Aydınları’[2] başlıklı yapıtı, “dünya aydın bakışı”nın yanıtı gibidir sanki…

KAYPAKKAYA'YI ANLAMAK

 

ŞOVEN GERİCİLİK DALGASINA KARŞI KAYPAKKAYA'YI ANLAMAK VE ANLATMAK[1]

"Çocukluk saflığını kaybetmeyen

insana büyük insan denir."[2]

 

I) İbrahim Kaypakkaya'dan söz etmek; Onu anlamak ve anlatmak kolay bir şey değil; hatta çok zor; öncelikle bunun altını çizerek başlayayım konuşmama...

Önce bir soru: İbrahim Kaypakkaya öldü mü? İçinizde buna "Evet" diyen var mı? Olduğunu zannetmiyorum; ama varsa ne yazık...

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP -3

 

Kolombiya’da Gerilla Örgütleri: ELN,  ELP ve M-19

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP -2

 

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP* -1

 

“Ya bedel ödeyerek özgürlüğü fethedeceksin,ya da onsuz yaşamaya razı olacaksın” Jose Marti

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

 

HAVUÇ AYDINLAR (MAYALARIN ANISINA)

 

Burjuvazi, kendi sistemini “ilerici” ve insanlığın sahip olabileceği “en iyi toplumsal sistem” olarak tanıtmaya devam ediyor ve bu sistemi savunanları, bu sistemin sürdürülmesinin teorisini yapanları da toplumun karşısına “aydın” olarak çıkarıyor. Elindeki devletin baskı gücünü ve üretim araçlarına sahip olmanın getirdiği tüm avantajları kullanarak;  burjuva ideolojik manipüle araçlarını her saniye, her saat topluma empoze ediyor.

“KORKU KITASI” AVRUPA'DA IRKÇILIĞIN FELSEFESI

 

KÜÇÜK BURJUVAZININ SEFIL HALLERI

 

Sayfalar