Pazar Nisan 28, 2024

Şarjörüne ideoloji doldurmak…

Halkın savaşçısı olmak görevi salt askeri görev ve sorumluluklarla sınırlanamaz. Savaşın teorisini-taktiğini-tekniğini anlamak bunları sürecin gerçekliğine uygun olarak uygulamak önemlidir. Savaşın yasalarını kural ve ilkelerini öğrenmeye ve uygulamaya çalışmaktır asıl olan. Bugün her zamandan daha fazla savaş konuları ve sorunları üzerinde yoğunlaşmak, derinleşmek, pratikleştirmek ihtiyacı ve görevi sınıf bilinçli proleterlerin önünde durmaktadır.

Silahın şarjörüne ideoloji doldurulmadığında yani silaha demokratik halk devriminin politik amaç ve görevleri yön vermediğinde, ihmal edilip unutulduğunda, bilincin zayıflaması durumunda salt askeri bakış açısının bir örneği olan “sadece silahımı tanırım” anlayış ve yaklaşımı gelişir ki; bu tehlikeli olduğu kadar aynı zamanda yıkıcıdır. Bu öylem ilk duyulduğunda reformizmin, pasifizmin ortalıkta dolaştığı, keskin sol söylemlerin havalarda uçuştuğu süreçlerde kulağa hoş ve masum gelebilir. Ancak bu ve buna benzer söylem ve anlayışların gelişip güçlenmesi durumunda devrimin amacından, halkın değişim ihtiyaçlarından ne kadar kopulup uzaklaşılacağı iyi bilinmelidir.

Bizler sadece savaşmak için savaşmayız. Savaş kadar politika, silah kadar halka ilgi ve duyarlılık da sorumluluk ve görevlerimiz dahilindedir. Silah ve insanlarla uğraşmayan devrimcilik eksik, güdük ve tamamlanmamış bir devrimciliktir. Savaş kadar politika, politika kadar savaş, insan kadar silah, silah kadar insanlar devrimcilerin ilgi odağı ve vazgeçilmez gündem maddesi olmalıdır. Halkının ve savaşçılarının bilincini yükseltmeyen, aydınlatıp devrime yakınlaştırıp özneleştirmeyen bir komutanın savaş bilinci eksiktir. Keza siyasi komiserinin ilgi odağında ve gündeminin merkezinde düşmanı imha etmek yoksa politik bilincinde eksiklik ve yıkıcılık var demektir.

Çok zaman çeşitli hayal ve beklentilerle savaş alanına katılıp görevinin sadece düşmanı imha ettiğini düşünen ve bunun pratiği dışında hiçbir konu ve sorunla ilgilenmeyen, hiçbir politik göreve ilgi duymayanların süreç içinde kırılma ve gerileme yaşadıklarına defalarca tanık olunmuştur.

Bizler devrimci savaşçılarız. Salt savaşçı değiliz. Şarjörüne sadece mermi dolduranların, şarjörü boşalınca silahın işlevsizleştiğini, görevinin bittiğini düşünen anlayışın sahipleri değiliz. Şarjörüne ideoloji doldurmasını bilen ve başaranlar savaşın ve direnişin sonsuz ve sınırsız olduğunu bilir. Ve bu bilinçle yaşamını düzenler ve örgütler. Bulunduğu alan içinde yer aldığı komiteyi bu bilince göre eğitip şekillendirir ve yoldaşlarını bu kavrayışla hareket ettirir.

Emeğiyle çalışan, yaşayan, sömürülen her kesimden, cinsten ve bölgeden insanlar devrimcilerin örgütlemesi gereken eser sahipleri olarak düşünülmelidir. Keza düşmanı imha edecek ve edebilecek her türlü silah devrimcilerin ilgi alanında ve duyarlılık konusu içinde olmalıdır. Kalemle mermiyi, birlikte ele alan bazı dönemlerde birinin öne çıkması, öncelik haline gelmesi durumunda bile diğerinden asla vazgeçmeyen, vazgeçmemesi gereken bir mücadele anlayışı ve pratiği esas alındığında başarı ve zafer daha yakın olur.

Büyük bir heyecan ve istekle savaş ve gerilla alanlarına katılım sağlayan yoldaşlar görevlerinin sadece savaşmak olacağını düşünerek hareket ederler. Oysa silah kadar kazma-kürek-balyoz ve çekiç tutup kullanılması gerektiğini bilememe hali şevksizliği ve ilgisizliği getirebilir. Mermi kadar yaşama ve savaşmaya ait her şey savaşın birer nesnesidir. İlgi ve duyarlılık nesneleridir. Mevzi kazmaktan, tünel açmaktan, ekmek yapmaktan silah dipçiği onarmaya kadar bütün görevler savaşın içinde ve yanındadır. Düşmanı izlemek, gözetlemek, takip etmek kadar yoldaşını gözlemlemek, anlamak, tanımak, devrimcileştirmek de bir o kadar görev alanı içindedir.

Kullanılmaz diye düşünülen silahtan, düşmanı imha edecek silahı yaratmak… Ölmüş bitmiş denilen kişiliklerden, kahraman kişilikler çıkartmak… Korkak olandan cesur, zavallı olandan güçlü olana çaresiz olandan çözümleyici olana doğru dönüşümü gerçekleştirmek… En bitik yerde bile kaya parçalarına tutunarak kök salmak, azim ve iradeyle yaşam ve savaşma gücü vererek engel tanımaz kişilikler yaratmak… Devrimin, halkın hizmetkarı olmak… Yapılması gerekenler bunlardır. Savaşı ve insanı örgütlemeyi önce düşüncede kazananlar başarının militanı olur. Düşüncede, yöntem ve ölçülerde kazanıcı ve geliştirici çizgi yaratmak, esas olan bunu başarmaktır. İnsanı güçlü silahı işlevli ve etkili yapan devirmci ideolojidir. Bundandır ki şarjörüne ideoloji dolduranlar savaş ve direnişin zafer militanı olur. 

38550

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Son Haberler

Sayfalar

Partizan'dan

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar