Pazartesi Mayıs 6, 2024

Seçimler, AKP ve Çiller benzerliği

Son zamanlarda Türk Ordusu tarafından gerçekleştirilen her türden askeri operasyonlara ilişkin; “bir devletin güvenlik politikalarıdır”, algısı yaratılarak, aslolan perdelenemez. İçinden geçilen süreç bir taraftan bir “çözüm” süreci ve diğer taraftan da bir “seçim” sürecidir.

PKK, son iki yıldır silahların gölgesinde olmayan bir coğrafya ve halk gerçekliğini açığa çıkarmak için elinden gelen her pratiği sergilemesine rağmen Türk devleti için aynı şeyleri maalesef söyleyemiyoruz ki zaten dile getiriyoruz.

Döneminde Türkiye’yi yöneten her hükümetin sığındığı tek yalan; “BDP ve öncülleri silah zoruyla oy alıyorlar” olmuştur. Uzun süreli hafızamıza inersek eğer Sayın Öcalan bu yalanı boşa çıkarmak, sırf barış ve müzakere sürecine başlamak için gerillaların sınır dışına çekilmesinin uygun olacağını belirtmişti. PKK’de bu talimata uyarak güçlerini sınır dışına çekmeye başlamıştı. Bunun üzerine oyununun bozulacağını anlayan AKP hükümeti entegre provokasyonlar yaratarak gerillaların sınır içlerinde kalmasını amaçlayan politikalara imza atmış ve günümüze gelmiştik. Bu politikaların amaçlarından “bir” tanesi şüphesiz önlerinde duran Yerel ve Genel seçimlerde bundan önceki taktiklerini uygulama zeminini kaybetmemekti.

Peki, ne yaptı? “Madem gerilla var öyleyse ben de bir devlet olarak henüz anlaşma imzalamadığım bir örgüt ve mensuplarına karşı gerekli tedbir ve operasyonlarımı yaparım” mantığıyla aslolanı perdelemeye çalıştı.

Aslolan, seçimlerde asker ve korucuların hakim olduğu köylerden paket oyların getirilmesi ve silah zoruyla HDP oylarının çalınmasından başkası değildir. Askeri operasyonların, köylere asker ablukasının, katır katliamlarının, keşif, pusulama ve heron faaliyetlerinin bir savaş hazırlığı olması kadar, yaklaşan seçimde askeri alanlardaki halka baskı uygulamak olduğu da su götürmez bir gerçek ve her hükümetin sarıldığı taktik ve hatta stratejilerinden de biridir.

Döneminde Tansu Çiller “koyun” katlederken, şimdi de Erdoğan ve ekibi “katır” katlediyor. Döneminde Çiller köylerden paket oyları zor ile getirirken şimdi de AKP ve Ordu aynı görevi üstleniyor. Bu haliyle sürecin gidişatı da göründüğü kadarıyla doksanlardan farksız oluyor.

Öyleki bir taraftan çözüm süreci denilirken, diğer taraftan askeri operasyonlar. Bir taraftan çözüm süreci, diğer taraftan onaylanan “iç güvenlik paketi”. Bir taraftan çözüm süreci, diğer taraftan çözümsüzlük ve atılmayan adımlar. Bir taraftan korucuların elindeki silahları alacağız denilirken de, diğer taraftan yeni yeni korucuların alımının yapılması…

HDP’nin yükselişi karşısında ne yapacağını bilemeyen AKP devletinin sarılmayacağı yılan ve çiyanlar yoktur. AKP gemisinin su almaya başladığı, ilk başta gemideki farelerin terk etmeye başladığı, Başkanlık hayallerinin de suya düştüğü böylesi bir süreçte hem iktidarını korumak ve hem de seçimi kazanmak için AKP’nin yapmayacağı hiçbir rezillik yoktur. Açıkçası bu haliyle de ne bir çözüm süreci ne de seçim süreci sürdürmek neredeyse imkansızdır.

AKP devletinin bu oyunları Türkiye Cumhuriyeti kuruldu kurulalı her dönem hükümetinin başvurduğu oyunlara benzese de, ne zaman, ne konjonktür ve ne de halk benzer ve aynı değildir. Tüm hırsızlık, hile, oyun, baskı, zulüm ve silah zoruna karşı halk hem operasyonların karşısında duracak ve hem de sandıklarına gövdelerini siper ederek mutlak sahip çıkacaklardır. HDP’nin barajları atomlarına ayırmasının, 2015’in Kürt, sömürge halklar ve inançların kurtuluş yılı olmasının önünde hiçbir gücün duramayacağını sömürgecilerle birlikte hep beraber göreceğiz.

08.04.2015

 

76981

Mehmet Serhat Polatsoy

Özellikle Kürt Ulusal Hareketi üzerine ve kürtlerin sorunları üzerine makaleler yazmakta olan yazarımız 2011 sonlarından beri yazılarıyla sitemizde yer almaktadır.

serhatpolatsoy@kaypakkaya-partizan.net(hazırlanıyor)

Mehmet Serhat Polatsoy

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

DİK DURUP BOYUN EĞMEYENLER[*]

 

 

“Yol daima ayaklarınızın altında,

rüzgâr daima arkanızda olsun.”[1]

 

“Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya savaşı yaklaşıyor.” Mu gerçekten de?

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, 11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Vilnius’ta gerçekleşen NATO Liderler Zirvesi’nde Ukrayna’ya yapıla gelen silah yardımlarının daha da arttırılması kararına ilişkin olarak şu değerlendirmede bulunmuş:

“Çıldırmış olan Batı, başka bir şey düşünemez oldu. Aptallık noktasına kadar en yüksek düzeyde öngörülebilirlik içerisindeler. Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya Savaşı yaklaşıyor.” (1)

Sayfalar