Cumartesi Nisan 27, 2024

Soma Roboski'dir

Soma işçi katliamı bir defa daha gösterdi ki, bu düzenin Tanrısı paradır. Söz konusu olan paraysa, insan hayatının bir sinek kadar bile değeri yoktur. Düzenin kanunlarına göre para; onur, şeref ve haysiyet gibi insani vasıflardan kat kat üstündür. Bu düzenden beslenen vampirler para için her türlü rezilliği mubah görmektedirler. "Tek vatan, tek millet, tek bayrak," diye diye halkı tavuk gibi yolmakta, devlet imkânlarını kullanarak halkın cebinden parmak ısırtan zenginliklere sahip olmaktadırlar.

 İşte bu vampirler hırsızlıktan vakit bulamamış olacaklar ki, yüzlerce işçiye mezar olan Soma maden ocağında can güvenliği için tedbir almamış ve aldırmamışlardır.   

Başbakan Tayyip Erdoğan televizyonların karşısına geçip katliamcı holdingi cüretkârca savundu ve işçi kıyımını olağan bulduğunu söyledi. Bu holdingin İstanbul Maslak'ta yaptırdığı söylenen 56 katlı gökdelenindeki bir daire fiyatının 8 trilyon lira olduğu düşünülürse, Tayyip Erdoğan'ın bu holding sahibini savunmasında şaşılacak bir şey yoktur. Asıl işçileri savunmuş olsaydı garip olurdu. Önceki yıllarda da Balıkesir'de, "Şehit cenazeleri görmek istemiyoruz,"diyen insanlara, "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir,"demişti. E ne de olsa askerlikte veya maden ocağında ölen oğlu Bilal değildi. Bilal'in işi ot balyaları halinde istiflenen dolar deryasını idare etmekti.             

Hatırlarsınız, Roboski katliamında da aynı şeyi yapmıştı. Savaş uçakları 34 Kürdü bombalayıp katledince acılı Roboskililere küfredercesine Genelkurmay'ı kutlamıştı.

Soma işçi katliamının gösterdiği önemli bir şey de, ezilenlerin kaderinin bir olduğudur. Can kıyıcılar ırk ve din ayrımı yapmazlar. Örneği göz önündedir: Dün Roboski'de Kürt kıyımı yapan mekanizma, bugün Soma'da Türk emekçi kıyımını gerçekleştirdi.

Her iki katliamın failleri de tartışma kaldırmayacak şekilde ortadadır. Roboski'nin bir numaralı failleri Başbakan ve Genelkurmay Başkanıdır. Katliam onların onayı ile yapılmıştı. Soma katliamı da maden ocağında tedbir aldırmayan hükümetin ve onun başındaki başbakanın sorumluluğunda gerçekleşti.    

Siyasetçiler-özellikle Kürt siyaseti yapan zatlar- Roboski katliamının bir numara failleri belli değilmiş gibi hâlâ, "Failler bulunsun!"diyorlar. Bu tuhaf açıklamalar doğal olarak başbakan ve genel kurmay başkanının sorumluluğunu görmezden gelmek demektir. Oysa Roboski katliamından sonra başbakan, hükümet ve genelkurmay başkanı bir gün dahi yerlerinde oturmamalıydılar. Sivil bir seferberlik başlatılmalı ve bu diktatörlük siyaset mezarlığına yollanmalıydı. Ama bu yapılmadı; Roboski katliamı ve katliamda ölenlerin acısı siyasetçilerin nutuklarına meze olmakla kaldı.

Bolivya, Küba ve Venezüella  maden işçilerinin Soma işçileri için başlattıkları bir günlük grev ve ilan ettikleri üç günlük yas tüm dünya ezilenleri ve bizler için sarsıcı derslerle doludur. Herkes göz yaşartan bu dayanışmadan kendi payına düşen dersi almalıdır.

Bir defa daha tekrarlarsak, Soma Roboski'dır; Soma'nın katili Roboski'de olduğu gibi hükümettir. 

Soma'da sadece maden işçileri değil insanlığımız da öldürülmüştür. Tayyip Erdoğan'ın o maden işçisine attığı tokat da aslında hepimizin suratında patlamıştır.   

Roboski, Gezi ve Soma toplu katliamlarının  üstünü panzerler ve bombalarla kapatmaya çalışan ve katrilyonluk kamu hırsızlıklarından sabıkalı olan bu diktatörlük kapsamlı sivil bir mücadele ile istifa ettirilmelidir.         

Devletin azgın saldırılarına hedef olan birbirinden kopuk gösterilerin istenen etkiyi yaratamadığını tecrübeyle biliyoruz. Mücadele merkezileştirilmelidir. Düzen muhalifi partiler ve kurumlar bu konuda tarihi bir sorumluluk altındadırlar. Bir araya gelip ortak bir yönetim belirlemeli ve genel bir seferberlik kararı almalıdırlar. Tüm mazlumlar olarak dil, din, mezhep ayrımı yapmadan hepimiz o ortak yönetimin arkasında hızla organize olmalı ve yürüteceğimiz çok yönlü sivil bir mücadeleyle bu diktatörlükten kurtulmalıyız. Yönetimi halk üstlenmelidir.

16 Mayıs 2014

alinakmahmut@hotmail.com

93745

Mahmut Alınak

Eski kürt milletvekillerindendir.Çeşitli kitapları bulunmaktadır.Aralık 2011 yılına kadar sitemizde sürekli yazılar yazan Mahmut Alınak,Aralık 2011'de KCK tutuklamalarına maruz kalarak tutsak edilmiştir.Temmuz 2012'de tahliye edilmiş olup,zaman zaman yazıları ile okur kitlesine ulaşmaktadır.

alinakmahmut@hotmail.com

Son Haberler

Sayfalar

Mahmut Alınak

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Sayfalar