Çarşamba Mayıs 8, 2024

Soykırımlara Karşı Direnişi Büyütelim!

 

Her daim muzaffer bir ordu, her daim genişleyen bir sınır yaratma iddiasında olan İttihat ve Terakki faşistleri tarafından tarihin en büyük insanlık suçu Ermeni halkına karşı işlendi. Unutturulmak istenen Ermeni Soykırımı sağlam kanıtlara, canlı hikayelere sahip olmasına karşın yeniden hatırlanıp lanetlenmesi gereken devrimci bir görevdir. Dünyada ve ülkemizde hiçbir hükümet özgürlük talep edenleri, kendisine “devrimciyim” diyenleri asla kabul etmemiştir. Talepler ve istemler her zaman kan ve kılıçla yanıtlanmıştır. Dünyanın ve yaşadığımız toprakların yasaları, halkların özgürce yaşamasına hizmet etmiyor ve izin vermiyor. Öyleyse yasaları ve yaratanları çiğnemekten başka bir yol kalmıyor halklara. 

 

Soykırım ve katliamlarla dolu olan Osmanlı ve TC  tarihi  Arap, Ermeni, Rum, Kürt, Ezidi, Alevi halklarına sistematik olarak zulüm uygulamıştır. Ermenilerin daha sonra Rumların yaşadıkları topraklardan zorla, kırım ve sürgünle çıkarılması Kemalist devletin, bugünkü TC’nin temelini hazırlamıştır. Ermeni Soykırımı’na karışarak elleri kanlı olan Jön Türk katillerinin bir çoğu Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları arasında yer aldı. Mustafa Kemal, Jön Türklerin yarıda bırakıp tamamlayamadığı katliam ve asimilasyon üzerine kurulu etno milliyetçiliği en azgın bir şekilde sürdürdü. Homojen bir Türk ulusu yaratma hayalleri ve zulmü, günümüze dek sürüp gelmektedir. AKP-MHP’nin zulüm ve katliam iktidarı, dünden bugüne sürdürülmek ve tamamlanmak istenen homojen Türkiye projesi tek dil, tek bayrak, tek vatan şiarıyla devam ettirmek istemektedir.

 

Temelleri Ermeni ve Rum Soykırımı sürecinde atılan azgın Türk milliyetçiliği ve zulmü, bugün Kürt halkına karşı uygulanmaktadır. Bundandır ki Kürtçe isimlere ve şarkılara, demokratik taleplere bile müsaade edilmeyerek her gün acımasız bir şekilde Medya Savunma Alanları kimyasal silahlarla bombalanmakta, özgür Rojava toprakları her gün sayısız işgal tehdidi ve saldırganlıkla boğulmak istenmektedir. 

 

Deprem ve seçim süreçlerini özgürlük ve adalet arayan emekçi halklar arasında birlik, güven, dayanışma bilincini ve duygusunu güçlendirmenin bir yolu olarak değerlendirmek gerekir. Bunun bir yolu da Ermeni Soykırımı’nı tıpkı yaşanan tüm katliamlar gibi lanetlemek ve gerçekleştiren diktatörlerden hesap sormanın bir vesilesi haline getirmek gerekir. Özgürlük ve adalet arayanlar, herkesten ve her zamandan daha fazla katliamları lanetlemelidir. Katliamlar karşısında sağlam, güvenilir, devrimci bir tutum almalıdır. Her türden Türk şovenizmine ve gericiliğine karşı amansızca mücadele yürütülmezse, halklar arasında gerçek anlamda bir kardeşlikten ve dayanışmadan bahsedilemez. Kanla kirletilen yollar, kılıçla kesilen bütün kardeşlik köprüleri yeniden kurulup, inşa edilmelidir. 

 

AKP-MHP faşizminin halklara, dillere, inanç ve cinslere uyguladığı her türden zulme ve imtiyaza karşı mücadele yürütüldükçe gerçek anlamda bir özgürlükten ve kardeşlikten bahsedilebilir.

 

AKP-MHP faşizminin ayakları altında ki yer sarsılıyor. Sarsılan, fazlasıyla itibar kaybeden, halkların gözünde ve gönlünde kara bir leke olarak görülen diktatörleri tarihin çöplüğüne göndermek için daha fazla birlik, dayanışma ve mücadeleyi büyütmeliyiz.

 

Deprem sürecinde olduğu gibi seçim sürecini de halklara daha fazla gerçekleri anlatma, birlikte mücadele yollarını göstermenin zamanına çevirmeliyiz. Sömürücü zalimlerin hırsızlıklarını ve arsızlıklarını daha güçlü, canlı ve etkili teşhir edip birlikte mücadeleyi büyüterek hak ettikleri tokadı vurmanın zamanını örgütlemeliyiz. Faşizmin kirli ellerini halkımızın üzerinden çekmesi için “birlik, mücadele, zafer” şiarını her tarafa yaymalı, her alanda ve anda daha fazla şiddet olan görüntüde ve şekilden başka hiçbir demokratik yanı olmayan AKP-MHP iktidarına karşı mücadeleyi büyütmeliyiz.

 

Kalbin dili olan Kürtçe’yi, müziğin dili olan Türkçe’yi, acının dili olan Ermenice’yi özgürce, kardeşçe bir arada konuşacak bir yaşam yaratmak için birleşik mücadeleyi büyütmeliyiz.

 

ERMENİ SOYKIRIMI’NI UNUTMA!

SOYKIRIM, ERMENİ HALKININ VAR OLMA İRADESİNİ KIRAMAYACAKTIR!

TEK YOL DEVRİM!

İLERİ.. DAHA İLERİ ..

 

HBDH  YK

24 NİSAN 2023

 

 

 

1274

Comment form

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantıya çevrilir.
  • Satırlar ve paragraflar otomatik olarak bölünür.

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Vurun Abalıya - Çaresizsen Güneşe Bak... Cızz....

Proletaryalarda öğren proletaryalara öğret.

Nolurrr.... nolurrr.... bir kez de kabahati....

Fakirlik güzel şey... fakirlik güzel şey..

Hele de birde seni deniz kampına götüren, yanacam diye de çakma (yoğurt) yağlarıyla, insanın midesini bulandıracak bir şekilde,  orasını burasını yakan o... fakir...  insanları bırakıpta deniz manzaralı villalarda sabah kahvaltısı yapabilecek dostlarınız varsa... gerçekten fakirlik güzel şey.... gerçekten fakirlik güzel şey...

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! -2-

Burjuva-feodal politika yapmanın bazı “incelikleri”!

II. ABDÜLHAMİD MEVZUU[*]

 

“Gerçeği bilmeniz gerekiyor,

gerçeği aramanız gerekiyor.

Gerçek sizi özgür kılacak.”[1]

 

“ÖZELEŞTİRİ”NİN ELEŞTİRİSİ[*]

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, 

fakat aslâ ümitsizliği değil.”[1]

 

Anlama/ ve kavramanın dünyayı değiştirmek için mücadele edenler için eleştirel bir “olmazsa olmaz” olması yanında; “Netlik [de] insanın en büyük gücüdür.”[2] Bu bir.

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)

Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.

Beylere ve devlete karşı olmak (Nubar Ozanyan)

Artsahk (Karabağ) sekiz aydır kuşatma ve abluka altında. Elektrik, gaz, akaryakıttan yoksun; açlığa ve dermansızlığa mahkum edilmiş bir şekilde teslim olması bekleniyor. Soykırımın günümüzde almış olduğu en utanç verici ve acımasız hali yaşatılmaktadır halka.

Ne uluslararası Adalet Divanı’nın kararı ne sekiz aydır çalınan diplomatik kapılar, Karabağ’da yaşayan Ermeni halkının yaşamsal sorunlarına çare, derdine derman oldu. Yapılan sayısız görüşme, müracaat ve iletişimden hiçbir sonuç çıkmadı.

“Bir Tek Mücadele Kaybedilir; O Da Terk Edilen Mücadeledir.” (Kadınların birliği)

Cumartesi Annelerinin eylemi, bu ülkenin en uzun soluklu mücadelesidir… Birçok kez engellendi, saldırıya uğradı, sürekli hale gelen polis saldırısı nedeniyle 1999’dan 2009’a kadar ara verildi, pandemi döneminde online olarak yapıldı ama ne olursa olsun Cumartesiler, 1995 yılından bu yana yani 28 yıldır “kaybolan” çocuklarını, eşlerini, babalarını, annelerini, arkadaşlarını, yakınlarını arayan insanların ama en çok da annelerin eylem günü oldu.

Yeni Emperyalistler Eski Emperyalistlere Karşı

Kapitalizmin; gelişmesi, genişleyerek yoğunlaşması ve üretimin her geçen gün artmasıyla ortaya çıkan tekelleşme ve uluslararası yönünün esas hale gelmesi, onu daha saldırgan bir aşama olan emperyalist bir aşamaya ulaştırdı. Bu gelişme, sınıfların netleştiği ve sınıflar arası mücadelenin keskinleştiği kapitalist ekonomik sisteminin diyalektik gelişiminin bir karakteristiğidir. Kapitalizm derinlemesine ve enlemesine geliştikçe yeni emperyalist ülkeler ortaya çıkacak ve bu da  emperyalistler arası çelişmeyi artan ölçüde derinleşecektir.

BRICS'in Johannesburg'da zirve toplantısı

Çin yeni emperyalist konumunu genişletiyor

Bugün Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde Vladimir Putin'in yalnızca sanal olarak katıldığı yeni emperyalist BRICS ülkelerinin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) zirve toplantısı sona eriyor.

Altı ülke eklendi

Tartışmaların merkezinde 14 yıl önce kurulan BRICS grubunun "BRICS Plus" olarak genişletilmesi yer alıyordu.

“ECDAT” HİKÂYELERİ[*]

 

“Geçmiş içinde yaşanacak bir şey değildir.

Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip

çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur.”[1]

 

Sayfalar