Cuma Mayıs 3, 2024

Suriye'de Neler Oluyor Tahir Elçi Neden Öldürüldü

Suriye’de olan biteni,Rusya’nın Suriye’de ne yaptığını anlamak için başvurmamız gereken kavram  petrol,doğalgaz ve boru hatları.Avrupa kıtasının Rus doğalgazına bağımlılığı biliniyor.Avrupalıların bu bağımlılıktan çıkmak için Katar doğalgazını Suudi Arabistan-Ürdün-Suriye-Türkiye üzerinden taşıma projeleri de biliniyor.Pek bilinmeyense Esad’ın 2009 yılında bu yeni boru hattının Suriye’den geçişini reddetmesi ve bu boru hattından büyük karlar sağlayacak Türkiye ve Katar’ın tekerine çomak sokması.Bu da Suriye’nin istikrarsızlaştırılmasında Türkiye’nin,Suudi Arabistan’ın ve Katar’ın rolünü ve Rusya’nın bu derece kararlı bir şekilde Esad’ın yanında duruşunu açıklıyor.Alternatif doğalgaz boru hatları oluştuğunda sadece Rusya’nın tekel konumu ortadan kalkmış olmaz,aynı zamanda düşecek doğalgaz fiyatlarının Rusya bütçesine zararı da sözkonusu hale gelir.Kürd koridoru üzerinden Akdeniz’e çıkabilecek Kürdistan doğalgazı ve petrollerinin de en büyük düşmanının Rusya ve İran olması beklenmelidir,bu nedenle Rojava Kürdlerinin Rusya’nın desteğine çok da güvenmemeleri gerekiyor.

Ortadoğu’nun ve onun bir parçası olarak Kürdistan’ın kaderinin yeniden çizildiği bu tarihsel momentte Kürd diplomasisinin üstleneceği ciddi roller var. Birinci Dünya savaşından bu yana ilk kez Kürdistan’ı sömürgeleştirenler bu kadar parçalanmış bir duruş gösteriyorlar.Taraflar arasındaki politik ya da askeri gerilimin düzeyi kaçınılmaz olarak Kürdistan ulusal kurtuluşçuluğuna politik, ekonomik ve askeri alanlar açacaktır.Bu elverişli momentte G.Kürdistan’ın Ortadoğu’daki en önemli fosil yakıt kaynaklarına sahip olmasının dışında K.Kürdistan’ın da Ortadoğu’da Dijle ve Fırat’ı besleyen en önemli su havzası olarak ortaya çıkması Kürdistan ulusal kurtuluşçularının uluslararası destek ve ittifak arayışlarını, dünyanın iyi niyetli ama etkisiz NGO ve sol organizasyonlarından ve artniyetli istihbaratçılardan, devletler düzeyinde diplomatik görüşmelere sıçratabilecek güçtedir. Kürdistanlı yurtsever güçlerin bu ekonomik/diplomatik sürece odaklanmalarının ve pek de alışık olmadıkları böylesine bir sürecin kadrolarını öne çıkartmaya başlamalarının önem kazanacağı bir döneme girerken Tahir Elçi’nin şehadet haberi geldi.Tahir Elçi birikimi,dört dile olan hakimiyeti,diplomatik bağlantıları,güvenilirliği ve vatan toprağında yaşaması itibariyle Kürdistan’ın ana ilişkin en ihtiyaç duyduğu kadrolardan biriydi.Bu şehadete ilişkin olarak bizimle dalga geçen iki ana odak var.İlki,bir keskin nişancı atışıyla profesyonelce öldürülen Tahir Elçi’nin çatışmada arada kalarak öldüğünü gözümüzün içine bakarak hikayeleyen sömürgeci devlet yetkilileri.Bu tarza alışığız ve bağışıklığımız var.Bağışıklığımız olmayan ikinci odaksa Türk basınının “demokrat” kalemleri ve Özgürlük Hareketinin legal kanatlarına siperlenmiş ve bize bu saldırının “Türkiye halklarına” karşı yapıldığını vaaz eden “barış” savunucuları.”Bilime kimin ihtiyacı varsa o üretir” ve bilim yönteminin ana parametresi “algı yaratmak” değil,”olgu analizi”dir.Mazlum Kürdistanlıların ulusal kurtuluş mücadelelerinde kendilerine meşale edinecekleri bilimden başka bir yol göstericileri de yok.Olgu: Tahir Elçi’nin sömürgeci devlet aygıtı tarafından bu momentteki pozisyonu öngörülerek ve  “PKK terör örgütü değildir” dediği için infaz edilmiş Kürdistanlı bir yurtsever olduğudur.Tahir Elçi bir Kürdistan şehididir.”Türkiye halkları” denen kategori her ne ise,bu kategori şu an Tahir Elçi denen “teröristin” ölümüne “ölesiye” sevinmektedir.Şehidlerimiz kaba bir “barış” propagandasına alet edilmemelidir.Ve barbar eğitmek,hayvan insanlaştırmak Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesinin hiçbir bileşeninin işi değildir.Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesi acilen bu dogmatik ideolojik zeminden çıkmak zorundadır.

Güney ve Rojava parçalarında Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesi hak mücadelesi zemininden çıkıp bir güç mücadelesi zeminine kavuşalı çok oluyor ve Kuzey Kürdistan’da da  süreç hak mücadelesinden güç mücadelesine evrilme yolundadır.Global güçlerin dizilişinde Kürdistani güçlerin de hesaba katıldığı bir tarihsel dönemdeyiz.Bugün Kürdistan’ın iki parçasında Kürdistan statüsü gerçekleşmiştir ve Kuzey Kürdistan’da statü mümkün hale gelmiştir.IŞİD saldırılarına Kürdistani güçlerin karşı koyuşta gösterdikleri başarı,Kürdistanlıların Ortadoğu’daki tek modern yapı olarak tarih sahnesine çıkmış olmaları ve en son TC-Rusya uçak krizi düzey değişimini niceliksel olandan niteliksel olana sıçratmıştır.Kürdistan’daki tüm değişimler güç mücadelesine tabi hale gelmiştir.Öcalan’ın özgürlüğü dahi  artık Kürdistan iktidarlaşmasının gücünün türevine bağımlı bir değişkendir.Kürdistan’ın her parçasında Kürdistani iktidarlaşmalara ve bu güç mücadelesine destek sunmak ülkeye bağlılığın temel göstergesidir.

61674

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

DİK DURUP BOYUN EĞMEYENLER[*]

 

 

“Yol daima ayaklarınızın altında,

rüzgâr daima arkanızda olsun.”[1]

 

“Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya savaşı yaklaşıyor.” Mu gerçekten de?

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, 11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Vilnius’ta gerçekleşen NATO Liderler Zirvesi’nde Ukrayna’ya yapıla gelen silah yardımlarının daha da arttırılması kararına ilişkin olarak şu değerlendirmede bulunmuş:

“Çıldırmış olan Batı, başka bir şey düşünemez oldu. Aptallık noktasına kadar en yüksek düzeyde öngörülebilirlik içerisindeler. Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya Savaşı yaklaşıyor.” (1)

Sayfalar