Pazartesi Mayıs 6, 2024

TKP/ML TİKKO Dersim Bölge Komutanlığı Basın Birimi ile röportaj

1 Eylül 2014 Tarihinde, Dersim-Ovacık’ta Bulunan Mercan HES’e Yönelik Baskını Gerçekleştiren TKP/ML TİKKO Gerillalarıyla Röportaj

- Bu eylemi neden gerçekleştirdiniz?

- Murat: Özellikle son yıllarda emperyalist talan ve yağmaya hız verilmiş durumda. Sadece Dersim’de değil ülkemizin hemen her yerinde HES’ler, barajlar, madenler, orman kesimleri ve yangınları, baz istasyonları, kalekollar/karakollar, köprüler, oto yolları faaliyete geçmekte. Egemenler bu sayede servetlerini katlarken, halkımızın sömürüsü katmerleşmekte ve suyumuz, toprağımız, havamız, doğamız katledilmekte, geleceğimiz karartılmaktadır. İşte eylemimiz buna yöneliktir ve pratik bir tavırdır. Nerede ve ne şekilde olursa olsun halkımızın çıkarına olmayan bir şey varsa, silahlarımız ve bombalarımızla karşılarındayız. Eylemimiz aynı zamanda halkımıza da bir çağrıdır. Yaşamımızı, doğamızı, geleceğimizi ellerimize almak için TKP/ML-TİKKO saflarında örgütlenelim ve mücadele edelim. Bu saldırılar ancak bu şekilde boşa çıkarılabilir. Örgütlü bir halkın gücünden daha büyük bir güç yoktur.

- Eylemin içeriğini anlatır mısınız?

- Bakış: 1 Eylül günü saat 20.30 sıralarında çevre güvenliğimizi sağlayarak Mercan HES’e baskın düzenledik. İşçileri güvenli bir bölgeye çıkardıktan sonra ana kumanda merkezine, içeride bulunan bir büroya ve türbin bölümlerine üç ayrı bomba yerleştirerek patlattık. Şirkete ait bir küçük telsiz ile bir kameraya da el koyduk. Sonrasında güvenli bir şekilde geri çekildik. Ertesi gün düşman eylemin olduğu bölgeye bir operasyon düzenledi, bazı alanlara havan attı. Ancak herhangi bir sonuç alamadı.

- İlk eyleminizdi, neler hissettiniz? Dersim’li bir kadın ve genç nasıl bir anlamı var sizce?

- Gülizar: Açıkçası eylem anında neler hissettiğimi tarif edebileceğimi pek sanmıyorum. O an sadece eylemi başarılı bir şekilde bitirmeyi düşünüyor insan. Heyecanı, korkuyu, sevinci bir kenara itip soğukkanlılıkla hareket etmek gerekiyor. Ama öncesinde büyük bir heyecan oluyor tabi. Nasıl olacak, nelerle karşılaşacağız vs. Bir taraftan da eylemden sonra halkın sevincini düşünüyorsun ve biran önce eylem anının gelmesini istiyorsun.  Dersim’li olmak kadın olmak ve genç olmak! Dersim’e geçmişten bugüne kadar sayısız ve her türden saldırı, zülüm ve sömürü oldu. Bugün de HES’lerle, barajlarla, kalekollarla, uyuşturucu ve fuhuşla, halkımız yozlaştırılmaya, düşürülmeye çalışılıyor. Bu politikalarla Dersim’i insansızlaştırmak, halkın devrimci yönünü yok etmek, değerlerini öldürmek ve böylelikle sömürüyü arttırmak istediklerini biliyoruz. Ama başaramayacaklar. Kadınlar ve gençler olarak ise sistemin saldırılarına en çok maruz kalanlarız. Yaşamımızın her anına, her alanına müdahale ediliyor. Eğitimden iş yaşamına, giyiminden oturup kalkışına kadar yaşamda hiçbir söz hakkımız yok. Bu erkek egemen zihniyete karşı tek bir yolun olduğunu düşünüyorum: mücadele, mücadele, mücadele! Planlama yapılırken adettendir diye sorulmuştu. Eylemin hangi aşamasında görev almak istiyorsun diye. Elbette eylemin merkezinde olmak, bombayı patlatan olmak istedim ve patlattım. İyi ki gelmişim gerillaya, iyi ki buradayım. Dersim’lilere, kadınlara ve gençlere sesleniyorum. Bizim yerimiz burasıdır. TKP/ML-TİKKO saflarında örgütlenelim. Bilinçlerimizde mücadele, yüreklerimizde kin ve öfke olsun. Halka karşı olanlara karşı tek yürek olup savaşalım.

Bir ay öncede HES’e yönelik eylem gerçekleştirmiştiniz, neden tekrar bu eyleme ihtiyaç duydunuz?

Ayfer: İlk eylemimizde nedenlerini anlayamadığımız bir şekilde bombamız patlamamıştı. Pratik olarak uyarı şeklinde de anlaşılabilecek bu eylem şirket sahibi tarafından böyle anlaşılmamış ve faaliyete devam edilmişti. Ancak bir Mercan köylüsünün de ifade ettiği gibi “işimizi yarım bırakmak olmaz”dı. Uzun süredir üzerinde durduğumuz bu eylemin başarılı bir şekilde sonuçlanması bizim için çok önemliydi. Yani bizim için yarım kalan bir görevdi ve tamamlanması gerekiyordu. Halkımız bunu öğretiyordu, şehit yoldaşlarımız, partimiz bunu emrediyordu. Herkes bilmelidir ki TİKKO’cular işini yarım bırakmaz. Mercan özgür akacak!

Özellikle Ovacık’ta eyleme dair çeşitli dedikodular yapıldı. Buna dair bir diyeceğiniz var mı?

Bakış: Eylemin neden yapıldığını anlattık. Bunun dışında bizim için başka bir neden yoktur. Bahsi geçenler sizin de belirttiğiniz gibi dedikodudan ibarettir ve gerçek dışıdır. HES’ten kaynaklı özellikle Mercan köyleri mağdur olmuş durumda. Eylemin nedeni halkın mağduriyetidir. Zaten mağdur olan halk yıllardır hem hukuksal zeminde ve hem de çeşitli demokratik yollardan mücadelesini sürdürüyordu. Ancak ne HES’in sahibi kompradorlar ve ne de onların taşeronları bütün bu tepkileri önemsedi. Eğer yasal ya da demokratik yollardan gelişen tepkiler kulak arkası edilir de gereği yapılmazsa o halde devreye silahlar ve bombaların girmesi kaçınılmaz olur. Burada yaşanan budur ve devam edildiği sürece devam edecek olan da budur. Bazı kesimlerin eylemin politik içeriğini boşaltmaya yarayan çeşitli dedikodular yaymaları anlaşılırdır ancak halkımız bunlara inanmalıdır. Hiç kimse ile kişisel bir hesabımız yoktur. Olan tüm açıklığı ile ortadadır ve görmek isteyenlerin Mercan bölgesinde kısa bir gezintiye çıkıp köylülerle sohbet etmeleri yeterlidir. Gerçekler oradadır, sorun sadece bu gerçeği görmek isteyip istememekle alakalıdır!    

 Uzun zamandan beri faaliyetini yürüten HES’e, gerilla tarafından gerçekleştirilen ilk eylemdi. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Özlem: Tabi ki görevlerimizi yerine getiriyor olmamız hem bizi hem de halkı sevindiriyor. Elbette düşmanın korkusunu büyütüyor. Karakola çok yakın olması –HES’in hemen üstünde Mercan Karakolu var- ve arazinin gerilla için dezavantajlı olması bunun nedenleri arasında sayılabilir. Bununla birlikte yapımına 85’de başlanan Mercan HES’e yönelik gerilla eylemi gerçekleşmemiş olması üzüntü verici. Halkımızın son yıllarda demokratik temelde gerçekleştirdiği eylemler elbette değerlidir. Ancak sorunu çözmeye yetmemiştir. Biz TİKKO gerillaları olarak silahlarımızla ve bombalarımızla halkımızın hizmetindeyiz. Bu bilinmelidir ve unutulmamalıdır. Ancak sadece gerilla eylemleriyle sorunların çözülebileceğini düşünmek de oldukça yanlıştır. Önemli olan halkımızın örgütlü ve militan bir tepki ortaya koyabilmesidir. Şimdiye dek Mercan HES özgülünde bunun yaratılamaması bizim eksikliğimizi gösteriyor. Bu konuda hukuksal zeminde yürütülen mücadeleler var, demokratik temelde yapılan eylemler var ama bunların sorunu çözmesi ancak yukarıda bahsettiğimiz gibi halkımızın örgütlü ve militan bir mücadele sergileyebilmesi ile mümkündür. İşte eylemimiz geçmişten beri süregelen bu mücadelelerin bir parçası olarak görülmelidir. Önemli olan her iki mücadele biçimini birbirini besleyecek tarzda ve etkili şekilde sürdürebilmektir. Bunu başarabilirsek, işte ancak o zaman Mercan suyunu özgürlüğüne kavuşturma şansımız olacaktır. Biliyoruz ki bu adım adım gerçekleşecek, ancak mutlaka su akacak ve yatağını bulacaktır.

Son olarak halkımıza ileteceğiniz bir mesaj var mı?

Murat: Bu eylemden kaynaklı burjuva-feodal medyanın deyimiyle Ovacık karanlığa gömüldü. Saatlerce elektrik verilemedi. Ancak Ovacık halkının bu mağduriyetin nedenini anlayacağını ve bize hak vereceğini düşünüyoruz. Çünkü gecemizi ve gündüzümü aydınlattığını iddia eden egemenler gerçekte ise geleceğimizi karartmaktadır. Ve biz bu karanlığı parça parça delme, geleceğimizi adım adım aydınlatmayı görev olarak yüklüyoruz kendimize. Nitekim sorunun bizzat ve doğrudan muhatabı olan halkımızın en somut taleplerindendir bu eylem. Halkımızın yarasına bir miktar olsun merhem olabildiysek ne mutlu bize… Son olarak halkımıza partimiz TKP/ML saflarında örgütlenme ve savaşma çağrısı yapıyorum.

Gülizar: Bildiğiniz gibi bugünlerde dünya barış günü kutlamaları var. Yanı başımızda Irak’ta, Suriye’de katliamların olduğu bir süreçte halkların barış talebini haykırması elbette değerlidir bizim için. Fakat gerçek barışın ancak savaşla, sömürücü, katliamcı, ikiyüzlü ve yalancı düzenin yıkılması ve yerine demokratik halk iktidarının kurulmasıyla mümkün olabileceğini tekrar tekrar belirtiyoruz. Savaşların ortadan kalkması için savaşı yaratan sisteme karşı savaşmaktan başka çaremiz yoktur. Tek yol Halk Savaşı’dır. Tüm halkımızı yaşamımızı karanlığa gömen bu sisteme karşı TKP/ML TİKKO saflarında örgütlenmeye ve savaşmaya çağırıyorum!

TKP/ML TİKKO

Dersim Bölge Komutanlığı 

Basın Birimi

3 Eylül 2014

90189

TKP/ML TİKKO Dersim Bölge Komutanlığı Basın Birimi ile röportaj

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

DİK DURUP BOYUN EĞMEYENLER[*]

 

 

“Yol daima ayaklarınızın altında,

rüzgâr daima arkanızda olsun.”[1]

 

“Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya savaşı yaklaşıyor.” Mu gerçekten de?

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, 11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Vilnius’ta gerçekleşen NATO Liderler Zirvesi’nde Ukrayna’ya yapıla gelen silah yardımlarının daha da arttırılması kararına ilişkin olarak şu değerlendirmede bulunmuş:

“Çıldırmış olan Batı, başka bir şey düşünemez oldu. Aptallık noktasına kadar en yüksek düzeyde öngörülebilirlik içerisindeler. Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya Savaşı yaklaşıyor.” (1)

Sayfalar