Pazar Mayıs 12, 2024

TKP/ML-TİKKO Dersim Komutanlığı: “Varlığı ile Partimizi onurlandırdı, pratiği ile ordumuzu şereflendirdi!”

14 Ağustos’ta Rojava’da ölümsüzleşen TİKKO Komutanı Nubar Ozanyan için bir açıklama yapan TKP/ML TİKKO Dersim Komutanlığı “Bizler TKP/ML TİKKO Genel Komutanlığı’na bağlı Dersim’de ve Rojava’da savaşan halk savaşçıları olarak TİKKO’nun savaş generali Orhan Bakırciyan yoldaşın bizlere devrettiği savaş bayrağını taşımaya devam edeceğiz” dedi. Elimize e-posta yoluyla ulaşan açıklama şu şekilde:

Varlığı ile partimizi onurlandırdı, pratiği ile ordumuzu şereflendirdi!

Partimiz TKP/ML’nin üyesi, halk ordumuz TİKKO’nun ‘GENERAL’i Nubar Ozanyan (Orhan Bakırciyan)yoldaşı ölümsüzlüğe uğurladık.

“Çan çalmıyoruz. Çan çalmıyoruz. Yok sela veren!

Giden o biten bir şarkı değildir…

O büyük bir ışık gibi dövüştü.

Kasketli bir güneş halinde düştü.

Bu giden bir biten şarkı değildir!”

Nazım Hikmet Ran

Yaşamı boyunca süt liman koylarda demirleyerek “var olmanın” heybetli coşkusuyla kendini avutmak yerine, fırtınalı günlerde azgınca çalkalanan denizlerde yönünü kaybetmeden hedefine ulaşmasına rağmen mütevaziliğin ve fedakarlığın bayrağını bir kez daha doruklarda dalgalandıran önder yoldaşa selam olsun!

Uzun yıllara dayanan mücadele yaşamında, sınırlara sığmayan, en olumsuz koşullarda dahi partili kimliğiyle halk savaşçısı olmanın sınırlarından taviz vermeyen Nubar yoldaşın bu duruşundan öğrenmeye devam ediyoruz.

Bizler TKP/ML TİKKO Genel Komutanlığı’na bağlı Dersim’de ve Rojava’da savaşan halk savaşçıları olarak TİKKO’nun savaş generali Orhan Bakırciyan yoldaşın bizlere devrettiği savaş bayrağını taşımaya devam edeceğiz. Nubar yoldaşın mücadele yaşamı ve pratiği, partili kimliği, halk savaşçısı olmanın özü ve özetidir. Bütün yaşamı boyunca devrimcilikte ısrar eden, halkın davasına ve mücadelesine nerede olursa olsun katkı sunan, sadece partimiz ve ordumuz güçlerinin değil, onu tanıyan herkesin takdirini kazanan yoldaşımız rehberimizdir.

Bizler Dersim’de savaşan TİKKO gerillaları olarak Nubar Ozanyan yoldaşın devrettiği bayrağı taşımaya devam edeceğiz.

Nubar Ozanyan yoldaş ölümsüzdür!

Halk savaşçıları ölümsüzdür!

Yaşasın halk savaşı!

Yaşasın partimiz TKP/ML, önderliğinde TİKKO ve TMLGB!

TKP/ML TİKKO Dersim Komutanlığı

1 Eylül 2017

43538

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Dört Duvar Arasında Direnenler Dışarıdakiler İçin İnat Etme Manifestosudur

Yıllardır Sosyal medyada zindanları gündemde tutmak için güncel zindan haberlerini dışarıya ulaştırıp tutsak aileleri ve zindan arasında köprü olma misyonu ile tanınan bir hesapsınız. “Rojevazindanan” ismi ile dikkatleri üzerinize çekiyorsunuz. Twitter, instagram ve Facebook gibi geniş kesimlerin kullandığı bu mecraların hepsinde aynı anda aynı haberleri paylaşmanız da ayrıca emek isteyen bir çalışma. Biz Kaypakkayahaber sitesi olarak kitlesel refleks ve duyarlılık yaratmaya çalışan bu hesapları daha da iyi tanımak babında bir röportajı gerçekleştirmek istiyoruz.

Zafer ve yenilgilerle dolu bir tarih! Yarım Asırlık Mücadele Yolumuzu Aydınlatıyor

Proletarya partisinin kuruluşunun ve mücadeleye atılışının 50. yılındayız. Bu süre içinde mücadelesini kesintisiz sürdüren proletarya partisi, onu var eden koşullar devam ettikçe kuşkusuz varlığını devam ettirecektir.

Sınıf bilinçli proletaryanın öncü müfrezesinin ülkemizdeki varlık nedenleri, sistemin çöküntü içine girdiği günümüz koşullarında kendisini çok daha yakıcı dayatır duruma gelmiştir. Ve elbette ki proletarya partisi üstlendiği tarihsel rolü yerine getirecektir. Çünkü onun mücadelesine yol gösteren sağlam temellere dayalı ideolojik-politik pusulası vardır.

Eski sloganlar bugüne hitap etmiyor…(İsmail Cem Özkan )

Eski sloganlar atılıyor, eskisi gibi heyecanlı değil, çünkü ortam ve zaman değişmişti, eski sloganların ruhu da çoktan bizi terk etmişti... İnat ile eskiden kalan sloganlar atılıyordu ama o sloganlar bugünün sorununa yanıt vermiyor, sadece eski arkadaşlara "biz ayaktayız, yok olmadık, gelin bir arada olalım!" çağrısıydı. Fakat çoktan ayrılmıştık, ruhen bir arada ama eskinin yaratılmış öyküleri de abartılarak anlatılırken gerçeklikten uzaklaşmış ve eskinin yeniden yaşayacağı iyimserlik dışında bir arada olacağımıza dair her hangi bir şey söz konusu değildi...

Siyaset Yapma Tarzımız ve Verili Koşulların Önemi Üzerine

 


   Son dönemlerde kurumlarımızın yaptığı konferanslarda, basın açıklamalarında `Verili koşullar` dan bahsediliyor. Verili koşullardan kasıt, somut koşulların somut tahlili.

Ölümsüz(ümüz)dür NÂZIM HİKMET[1]

Pişman değilim yaşadıklarımdan,

öfkem belki de yaşayamadıklarımdan.[2]

 

“Ew çend giringî pê bide jiyana xwe ku di/ heftêyem de jî wek mînak çandina darzeytûnê bibe// Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,/ yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin,” dizelerinin hakkını bir komünist gibi yaşayarak verdi. Eylül 1961’in Doğu Berlin’indeki, “sözün kısası yoldaşlar/ bugün Berlin’de kederden gebermekte olsam da/ insanca yaşadım diyebilirim,” demeyi de sonuna kadar hak etti…

Türkiye’de Durum: Çürüme ve “Çökme!”

Açıklama: Aşağıdaki makale Türkiye Komünist Partisi-Marksist Leninist Merkezi Yayın Organı Komünist’in Mayıs/2022 tarihli 76. sayısından alınmıştır.

İnsanî Mecburiyet(İmiz)dir Aşk[*]

 

 

“Güzelliğin beş para etmez,

bu bendeki aşk olmazsa.”[1]

 

Lev Tolstoy’un “Gerçekten aşk var mı?” sorusu bana hep itici gelmiştir; William Faulkner’in, “Aşkı kitaplara soktukları iyi oldu, yoksa belki de başka yerde yaşayamayacaktı,” tespiti gibi.

“Neden” mi?

Var olmayan şey soru(n) da ol(a)maz, ders kitaplarına da gir(e)mez…

SADAT

Son günlerde gündem olan SADAT ve Özel Savaş Şirketleri'ni, yeni yayınlanan “EMPERYALİST TÜRKİYE” (El Yayınları) kitabımda ele almıştım. Oradan kısa bir bölümü yayınlıyorum

Türk Tekelci Devleti’nin Paramiliter Gücü[1]

 

Yusuf Köse

TKP-ML -MKP: Cesaretimizin Sönmeyen Meşalesi Komünist Önder İbrahim KAYPAKKAYA Ölümsüzdür!

Dostlar, Yoldaşlar;

Bugün burada, ülkemiz devriminin önderini, kökleri asla sökülmemecesine toprağın derinliklerine işlemiş bir geleneğin yaratıcısı İbrahim Kaypakkaya yoldaşı anıyoruz.

Bugün burada, Marksizm-Leninizm-Maoizm’in usta bir öğrencisi olan komünist önderimizi anıyoruz.

İbrahim Kaypakkaya, Diyarbakır zindanlarında işkenceyle katledilmesinden bugüne kadar geçen 49 yıl içinde gerek mücadele yaşamı gerekse de ileriye sürmüş olduğu tezler nedeniyle güncelliğini korumaktadır.

Anlamak, Hatırlamak Zamanıdır Şimdi[*]

 

 

“-Prometheus: Ölüm kaygısından kurtardım ölümlüleri.

- Koro: Nasıl bir deva buldun bu derde karşı?

- Prometheus: Kör umutlar saldım içlerine.”[1]

 

O sadece kasketli değil; kasketin en çok yakıştığı insandı.

Benjamin Franklin’in, “Bazıları 25’inde ölür ama 75’ine kadar gömülmezler,” saptamasını tekzip eden bir mücadelenin, direncin, tarihin -ve elbette acının- adıydı.

KAZAKİSTAN İSYANI[*]

 

 

“Emekçi insanlığını,

ancak burjuvaziye nefret

ve isyanla kurtarabilir.”[1]

 

Eduardo Galeano’nun ifadesiyle, “Yine barış ve adalet haykırarak doğan yirmi birinci yüzyıl da, önceki yüzyılın izinden gitmekte”yken; BBC’ye bile, “Kıyamet filmlerinden çıkmış gibi”[2] dedirten bir fırtına koptu Kazakistan’da.

Sayfalar